164 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona da Ebu Cemra, ona da İbn Abbas şöyle söylemiştir: Abdü'l-Kays heyeti Nebinin (sav) huzuruna gelerek: 'Ey Allah'ın Rasulü, bizler Rabia oğullarındanız. Bizimle sizin aranıza (size ulaşmamıza engel olan) Mudar kafirleri girdi. Bundan dolayı bizler sana ancak haram aylarda gelebiliyoruz. Bize senden alıp öğreneceğimiz, geride bıraktıklarımıza da tebliğ edeceğimiz bir şeyler söyle' dediler. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Size dört şey emrediyor, dört şeyi de yasaklıyorum. Allah'a iman edip, Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik etmeyi, namazı dosdoğru kılmayı, zekatı vermeyi, aldığınız ganimetlerin beşte birini Allah için vermenizi emrediyorum. Sizlere dubbâ (kabağın içi oyularak yapılan kadeh), nakîr (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan fıçı), hantem (topraktan yapılmış çömlek), müzeffeti ( içi ziftle sıvanmış kap) yasak ediyorum. (Yani bu kaplara hurma veya üzüm şırası koyarak içki haline getirmeyi yasak ediyorum.)"
Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sahibidir.
Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber'e itaat edin ki merhamet göresiniz.
Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.
Açıklama: İsnadı Şeyhân'nın şartlarına göre sahihtir.
Bize İsmail, ona Mâlik b. Enes, ona amcası Ebu Süheyl b. Mâlik, ona babası Talha b. Ubeydullah’ın şöyle anlattığını rivayet etti: "Necd ahalisinden saçı başı darmadağın (fakir) bir kimse, Rasulullah’a (sav) geldi. Uzaktan sesi duyuluyor, fakat ne söylediği anlaşılmıyordu. Nihayet Rasulullah’a yaklaştı, bir de baktık ki İslâm’ın ne olduğunu soruyor. Bu soruya Rasulullah (sav) 'Bir gün bir gece içinde beş namaz' cevabını verdi. O kişi 'Üzerimde bunun dışında başka bir yükümlülük olacak mı?' diye sordu. Rasul-i Ekrem 'Hayır, gönüllü olarak kılmak istersen o başka' buyurdu. Ondan sonra Rasul-i Ekrem 'Bir de ramazan orucu var' buyurdu. O kişi 'Üzerimde bunun dışında başka bir yükümlülük olacak mı?' diye sordu. Rasulullah (sav) 'Hayır, gönüllü olarak tutmak istersen o ayrı' cevabını verdi. Talha der ki: Rasulullah (sav), ona zekâttan söz etti. Soruyu soran kişi 'Üzerimde bunun dışında başka bir yükümlülük olacak mı?' diye sordu. Yine Rasul-i Ekrem 'Hayır, gönüllü olarak vermek istersen o senin bileceğin şeydir' cevabını verdi. Bunun üzerine o kişi 'Yemin ederim bundan ne fazla ne eksik yapmam' diyerek arkasını dönüp gitti. Bunu duyunca Rasulullah (sav) 'Eğer doğru söylüyorsa kurtuluşa erdi' dedi."
"Nerede olursam olayım, O beni mübarek kıldı; yaşadığım sürece bana namazı ve zekâtı emretti."
Gizli bir şey konuşmanızdan önce sadakalar vermekten çekindiniz mi? Bunu yapmadığınıza ve Allah da sizi affettiğine göre artık namazı kılın, zekâtı verin Allah'a ve Resûlüne itaat edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.