58 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona Süfyan, ona Hakim b. Deylem, ona da Ebu Bürde'nin naklettiğine göre babası (Ebu Musa el-Eşa'rî (ra)) şöyle anlatmıştır: Yahudiler, Rasulullah (sav) kendilerine Yerhamukumullah/Allah size rahmet etsin desin diye onun yanında hapşırır gibi yaparlardı. Fakat Hz. Peygamber (sav) onlara; "yehdîkumullahu ve yuslihu bâleküm/Allah size hidayet versin ve halinizi ıslah eylesin!" diye karşılık verirdi.
Açıklama: Osman b. Ebu Şeybe sika (güvenilir) olmakla birlikte evhamları olmakla tenkit edilmektedir.(İbn Hacer, Takrib, II, 161)
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülaziz b. Abdullah b. Ebu Seleme, ona Abdullah b. Dinar, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz hapşırdığı zaman elhamdülillahi alâ külli hâl/Her halim için Allah'a (cc) hamd olsun desin. (Onu duyan) kardeşi yahut arkadaşı da yerhamükallah/Allah (cc) seni bağışlasın desin. Hapşıran da buna mukabil yehdîkümüllahu ve yüslihu bâleküm/Allah (cc) sizi hidayetten ayırmasın ve halinizi İslam'a uygun eylesin desin."
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir ve İbn Nümeyr, onlara Musa el-Cühenî, T Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr – hadis Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr'in lafızlarıyla aktarılmıştır- ona babası, ona Musa el-Cühenî, ona da Mus‘ab b. Sa‘d, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir bedevi Resulullah’a (sav) gelerek: Bana sürekli okuyacağım bir dua öğret! dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "'Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur. O'nun ortağı da yoktur. Allah en büyüktür. (O'nu) büyük olarak anarım. Allah'a çok hamdolsun, âlemlerin Rabbi olan Allah'ı tenzih ederim. Güç ve kuvvet ancak aziz, hakim olan Allah'a mahsustur' de!". Bedevi: Bunlar Rabbim için; ya kendim için nasıl dua edeyim? diye sordu. "'Allah'ım! Beni affet! Bana merhamet et! Bana hidayet ver! Ve beni rızıklandır!' de." buyurdular. Musa: "'Bana afiyet ver!' ifadesinin rivayette yer alıp almadığı hususunda şüphe ediyorum ve kesin olarak bilmiyorum." demiştir. İbn Ebu Şeybe rivayetinde Musa'nın bu sözüne yer vermemiştir.
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir ve İbn Nümeyr, onlara Musa el-Cühenî, T Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr – hadis onun lafızlarıyla aktarılmıştır- ona babası, ona Musa el-Cühenî, ona da Mus‘ab b. Sa‘d, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir bedevi Resulullah’a (sav) gelerek: Bana sürekli okuyacağım bir dua öğret! dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "'Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur. O'nun ortağı da yoktur. Allah en büyüktür. (O'nu) büyük olarak anarım. Allah'a çok hamdolsun, âlemlerin Rabbi olan Allah'ı tenzih ederim. Güç ve kuvvet ancak aziz, hakim olan Allah'a mahsustur' de!". Bedevi: Bunlar Rabbim için; ya kendim için nasıl dua edeyim? diye sordu. "'Allah'ım! Beni affet! Bana merhamet et! Bana hidayet ver! Ve beni rızıklandır!' de." buyurdular. Musa: "'Bana afiyet ver!' ifadesinin rivayette yer alıp almadığı hususunda şüphe ediyorum ve kesin olarak bilmiyorum." demiştir. İbn Ebu Şeybe rivayetinde Musa'nın bu sözüne yer vermemiştir.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Amr b. Mürre, ona Abdullah b. el-Haris, ona Tuleyk b. Kays, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şu sözlerle dua ederdi: "Rabbim, bana yardım eyle! Benim aleyhime başkalarına yardım eyleme! Beni destekle! Benim aleyhime başkalarına destek verme! Hilelere karşı bana çıkış yolunu göster! Bana karşı kurulan tuzaklara imkân verme! Bana doğru yolu göster! Doğru yola girmeyi bana kolaylaştır! Özellikle bana zulmeden ve tecavüze yeltenenlere karşı yardım eyle! ِAllah'ım! Beni sana şükreden, seni zikreden, senden korkan, sana itaat eden, sana huşû ve ihlâs ile bağlanan, sana karşı bağrı yanan ve daima sana sığınan bir kul yap! Ey Rabbim! Tövbemi kabul eyle! Günahlarımı sil! Duamı kabul eyle! Delilimi sağlam kıl! Kalbime hidâyet ver! Dilimi doğrult! Kalbimdeki kin ve nefreti çıkar!"
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللهم تَقَبَّلْ تَوْبَتِى وَاغْسِلْ حَوْبَتِى
Bize Kuteybe b. Said ile Ahmed b. Cevvâs el-Hanefî, onlara Ebu Ahvas, ona Ebu İshak, ona Büreyd b. Ebu Meryem, ona Ebu Havra, ona Hasan b. Ali (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bana vitir namazında, -İbn Cevvâs'ın dediğine göre vitrin kunutunda- şu duayı okumamı öğretti: "Ey Allah'ım; hidâyete ulaştırdıklarının arasına beni de kat! Âfiyet verdiğin kişiler arasında bana da âfiyet ver! Gözettiğin kişiler arasına beni de dahil eyle! Lütfettiğin her şeyde benim için bereket kıl! Takdir ettiğin kötülüklerden beni koru! Şüphesiz ki sen takdir edersin, senin takdirine asla karşı gelinmez. Senin gözettiğin kişi asla zelil olmaz. Senin düşman olduğunda asla şeref bulmaz. Ey Rabbimiz, sen çok lütfedicisin, çok yücesin!" [Ebû Davud dedi ki: Ebu'l-Havra'nın adı, Rabî'a b. Şeyban'dır.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ زِدْنِى عِلْمًا