Giriş

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona Süfyan, ona Hakim b. Deylem, ona da Ebu Bürde'nin naklettiğine göre babası (Ebu Musa el-Eşa'rî (ra)) şöyle anlatmıştır: Yahudiler, Rasulullah (sav) kendilerine Yerhamukumullah/Allah size rahmet etsin desin diye onun yanında hapşırır gibi yaparlardı. Fakat Hz. Peygamber (sav) onlara; "yehdîkumullahu ve yuslihu bâleküm/Allah size hidayet versin ve halinizi ıslah eylesin!" diye karşılık verirdi.


Açıklama: Osman b. Ebu Şeybe sika (güvenilir) olmakla birlikte evhamları olmakla tenkit edilmektedir.(İbn Hacer, Takrib, II, 161)

    Öneri Formu
34118 D005038 Ebu Davud, Edeb, 93

Bize Musa b. İsmail, ona Abdülaziz b. Abdullah b. Ebu Seleme, ona Abdullah b. Dinar, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz hapşırdığı zaman elhamdülillahi alâ külli hâl/Her halim için Allah'a (cc) hamd olsun desin. (Onu duyan) kardeşi yahut arkadaşı da yerhamükallah/Allah (cc) seni bağışlasın desin. Hapşıran da buna mukabil yehdîkümüllahu ve yüslihu bâleküm/Allah (cc) sizi hidayetten ayırmasın ve halinizi İslam'a uygun eylesin desin."


    Öneri Formu
34113 D005033 Ebu Davud, Edeb, 91

Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir ve İbn Nümeyr, onlara Musa el-Cühenî, T Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr – hadis onun lafızlarıyla aktarılmıştır- ona babası, ona Musa el-Cühenî, ona da Mus‘ab b. Sa‘d, babasının şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bir bedevi Resulullah’a (sav) gelerek: Bana sürekli okuyacağım bir dua öğret! dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "'Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur. O'nun ortağı da yoktur. Allah en büyüktür. (O'nu) büyük olarak anarım. Allah'a çok hamdolsun, âlemlerin Rabbi olan Allah'ı tenzih ederim. Güç ve kuvvet ancak aziz, hakim olan Allah'a mahsustur' de!". Bedevi: Bunlar Rabbim için; ya kendim için nasıl dua edeyim? diye sordu. "'Allah'ım! Beni affet! Bana merhamet et! Bana hidayet ver! Ve beni rızıklandır!' de." buyurdular. Musa: "'Bana afiyet ver!' ifadesinin rivayette yer alıp almadığı hususunda şüphe ediyorum ve kesin olarak bilmiyorum." demiştir. İbn Ebu Şeybe rivayetinde Musa'nın bu sözüne yer vermemiştir.


    Öneri Formu
279284 M006848-3 Müslim, Zikir ve Dua ve Tevbe ve İstiğfar, 33

Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Amr b. Mürre, ona Abdullah b. el-Haris, ona Tuleyk b. Kays, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şu sözlerle dua ederdi: "Rabbim, bana yardım eyle! Benim aleyhime başkalarına yardım eyleme! Beni destekle! Benim aleyhime başkalarına destek verme! Hilelere karşı bana çıkış yolunu göster! Bana karşı kurulan tuzaklara imkân verme! Bana doğru yolu göster! Doğru yola girmeyi bana kolaylaştır! Özellikle bana zulmeden ve tecavüze yeltenenlere karşı yardım eyle! ِAllah'ım! Beni sana şükreden, seni zikreden, senden korkan, sana itaat eden, sana huşû ve ihlâs ile bağlanan, sana karşı bağrı yanan ve daima sana sığınan bir kul yap! Ey Rabbim! Tövbemi kabul eyle! Günahlarımı sil! Duamı kabul eyle! Delilimi sağlam kıl! Kalbime hidâyet ver! Dilimi doğrult! Kalbimdeki kin ve nefreti çıkar!"


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللهم تَقَبَّلْ تَوْبَتِى وَاغْسِلْ حَوْبَتِى

    Öneri Formu
10357 D001510 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 25

Bize Muhammed b. Müsennâ, Muhammed b. Hâtim, Abd b. Humeyd ve Ebu Ma'n er-Rakkâşî, onlara Ömer b. Yunus, ona İkrime b. Ammâr, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman b. Avf şöyle rivayet etmiştir: "Müminlerin annesi Aişe'ye 'Allah'ın Nebi'si (sav) geceleyin namaza kalktığı zaman namazına ne ile başlardı?' diye sorduğumda, şöyle cevap verdi: Geceleyin kalktığında namazına şu dua ile başlardı 'Ey Cebrail'in, Mikail'in ve İsrafil'in Rabbi olan, gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve açığı bilen Allahım! Hakkında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda kulların arasında hüküm veren sensin. Hakikat konusunda ihtilaf edilen konularda sen beni izninle doğruya eriştir. Şüphesiz sen dilediklerini doğru yola iletensin'."


    Öneri Formu
6560 M001811 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 200

Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Yusuf el-Mâcişûn, ona babası (Yakub b. Ebu Seleme el-Macişûn), ona Abdurrahman el-A'rec, ona Ubeydullah b. Ebu Râfi, ona Ali b. Ebu Talib şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) namaza durduğu vakit şöyle derdi: "Veccehtu vechiye lillezî fetare’s-semavati ve’l-arda, hanifen ve mâ ene mine’l-müşrikîn. İnne salâtî ve nusukî mahyaye ve mematî lillahi rabbi’l-âlemîne lâ şerîke leh ve bizâlike umirtu ve ene evvelu’l-muslimîn. Allahumme ente’l-meliku lâ ilâhe illâ ent. Ente rabbî ve ene abduke, zalemtu nefsî ve‘teraftu bizenbî, feğfir lî zunûbî cemia, lâ yağfiru’z-zunûbe illâ ent. Vehdinî li ahseni’l-ahlâk, lâ yehdî li ahsenihâ illâ ent, vasrif annî seyyiehâ lâ yasrifu seyyiehâ illâ ent, lebbeyke ve sa‘deyk ve’l-hayru külluhû fî yedeyk, ve’ş-şerru leyse ileyk, ene bike ve ileyk, tebarekte ve taâleyt, estağfiruke ve etubu ileyk, (Ben yüzümü bir hanif olarak gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim. Ve ben müşriklerden değilim, Şüphesiz namazım, ibadetlerim, ölümüm ve dirimim âlemlerin Rabbi Allah içindir, onun hiçbir ortağı yoktur. Ben bununla emr olundum ve ben müslümanların ilkiyim. Allah’ım, her şeyin mutlak maliki ve egemeni sensin. Senden başka hiçbir ilah yoktur, benim Rabbim sensin, ben de senin kulunum. Nefsime zulmettim, günahımı itiraf ettim, bana bütün günahlarımı bağışla, şüphesiz senden başka günahları bağışlayan yoktur. Beni en güzel ahlâka yönelt. Şüphesiz ahlâkın en güzeline senden başka yönelten olmaz, köktü ahlâkı da benden uzaklaştır, kötü ahlâkı da senden başka kimse uzaklaştıramaz. Buyur Rabbim, emrini dinliyorum, sana itaat için huzurundayım, hayır bütünüyle yalnız senin elindedir, kötülük ise sana nispet edilemez. Ben sen var ettiğin için varım, benim varlığım sanadır. Şanın pek mübarek ve pek yücedir, senden mağfiret diliyorum, sana tövbe ediyorum." Rükûa gittiğinde "Allahumme leke raka'tu, ve-bike âmentü, ve-leke eslemtü, haşa'a leke sem'î ve basarî ve muhhî ve izâmî, ve asabî (Allah'ım, yalnızca senin için rükûa vardım, yalnız sana inandım, yalnız sana teslim oldum. kulağım, gözüm, omurgam, kemiklerim, sinirlerim sana saygıyla eğildi)" derdi. Rükûdan kalktığında "Allahume Rabbenâ leke'l-hamd, mil'e's-semâvâti ve'l-ard, ve-mâ beynehümâ, ve-mil'e mâ şi'te min şey'in ba'd. (Ey Allah'ım, Rabbimiz, gökler dolusu, yer dolusu, ikisinin arasında olanlar kadar ve dilediğin şeylerin dolusu kadar hamd Sanadır)" derdi. Secdeye vardığında ise: "Allahumme leke secedtü ve bike âmentü ve leke eslemtü. Secede vechî lillezî halakahu ve savvarahu, ve-şakka sam'ahu ve basarahu. Tebârakellâhu ehsenü'l-hâlikîn. (Allah’ım sadece sana secde eder, sana inanır, irademi sana teslim ederim. Yüzüm, sadece, onu yaratan, ona şekil veren, kulağımı ve gözümü yerleştirene secde eder. Her şeyi en güzel şekliyle yaratan Allah güzellerin güzeli ve ne mübarektir.)" derdi. Teşehhüd ile selam arasında (Namazını bitirip selam vereceği zaman) da şöyle derdi: "Allahumme'ğfirlî ma kaddemtü ve mâ ahhartu ve mâ esrartü ve mâ a'lentü ve ente a'lemu bihî minnî, ente'l-mukaddimu ve ente'lmuahhiru, lâ ilâhe illâ ente (Allah’ım önceden işlediğim, sonradan işleyeceğim, gizlice ve aşikar olarak işlediğim, çokça yaptığım ve senin benden daha iyi bildiğin tüm günahlarımı bağışla. Evvel de sensin Ahir de. Senden başka ilah yoktur.)" Secde ettiği zaman; "Allah'ım, yalnız sana secde ettim, yalnız sana iman ettim, yalnız sana teslim oldum, yüzüm onu yaratana, ona suret ve şekil verene, ona işitecek kulak, görecek göz verene secde etti. Yaratanların en güzeli Allah'ın şanı ne yüce ve mübarektir! Sonra da teşehhüd ile selam vermek arasında son duası da şu olurdu: "Allah'ım, önceden işlediklerimi, sonradan işleyeceklerimi, gizli yaptıklarımı, açıktan işlediklerimi, yaptığım aşırılıkları ve senin benden daha iyi bildiğin günahlarımı bana bağışla. Öne geçiren de ancak sensin, geri bırakan da yalnız sensin, senden başka hiçbir ilah yoktur."


    Öneri Formu
6563 M001812 Müslim, Salât'ül Müsâfirîn ve Kasruhâ, 201

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Vekî b. Cerrâh, ona Süfyân es-Sevrî, ona Ebu Halid ed-Dâlânî, ona İbrahim es-Seksekî, ona da Abdullah b. Ebu Evfâ şöyle rivayet etmiştir: "Bir adam Nebi'ye (sav) gelerek 'Benim Kur'an'dan bir şey ezberleme imkanım yok. Bana onun yerine geçecek (namazda söyleyeceğim) bir şeyler öğret' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Subhanallahi velhamdülillahi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekber (Allah'ı her türlü noksanlıktan tenzih ederim, bütün hamdler O'nadır. Allah'tan başka ilâh yoktur. O en büyüktür. Bütün güç ve kudret de ancak Allah'a aittir) duasını oku' buyurdu. Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Bu Allah(ı tazim ve övgü) içindir. Peki kendim için ne okuyayım?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Allah'ım! Bana acı, beni rızıklandır, bana afiyet ver ve beni hidayet üzerek kıl' diye dua et' buyurdu. Adam ayağa kalkınca, Hz. Peygamber (sav) avuçlarını açıp gösterdi ve 'Adam ellerini hayırla işte şöyle doldurmuştur' buyurdu.


    Öneri Formu
6639 D000832 Ebu Davud, Salat, 134, 135

Bize Muhammed b. Mesud, ona Zeyd b. Hubâb, ona Kamil Ebu'l-Alâ, ona Habib b. Ebu Sabit, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) iki secde arasında şöyle derdi: 'Allah'ım! Beni bağışla, bana merhamet et, bana afiyet ver, beni hidayet üzere kıl ve beni rızıklandır'."


    Öneri Formu
6680 D000850 Ebu Davud, Salat, 140, 141

Bize Kuteybe b. Said ile Ahmed b. Cevvâs el-Hanefî, onlara Ebu Ahvas, ona Ebu İshak, ona Büreyd b. Ebu Meryem, ona Ebu Havra, ona Hasan b. Ali (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bana vitir namazında, -İbn Cevvâs'ın dediğine göre vitrin kunutunda- şu duayı okumamı öğretti: "Ey Allah'ım; hidâyete ulaştırdıklarının arasına beni de kat! Âfiyet verdiğin kişiler arasında bana da âfiyet ver! Gözettiğin kişiler arasına beni de dahil eyle! Lütfettiğin her şeyde benim için bereket kıl! Takdir ettiğin kötülüklerden beni koru! Şüphesiz ki sen takdir edersin, senin takdirine asla karşı gelinmez. Senin gözettiğin kişi asla zelil olmaz. Senin düşman olduğunda asla şeref bulmaz. Ey Rabbimiz, sen çok lütfedicisin, çok yücesin!" [Ebû Davud dedi ki: Ebu'l-Havra'nın adı, Rabî'a b. Şeyban'dır.]


    Öneri Formu
9862 D001425 Ebu Davud, Tefriu' ebvabi'l-vitr, 5

Bize Seleme b. Şebîb, ona Zeyd b. Hubâb, ona Ebu'l-Alâ Kamil, ona Habib b. Ebu Sâbit, ona da Said b. Cübeyr, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebî (sav), iki secde arasında 'Allah'ım! Beni bağışla, bana merhamet et, işimi ıslah et, bana hidayet ver ve beni rızıklandır' diye dua ederdi."


    Öneri Formu
11502 T000284 Tirmizi, Salat, 95