40 Kayıt Bulundu.
					
					
					
					
				 Giriş
            
			
			
                       
           
            
			
            
            
			
	
			
			
	
			
				
					 Giriş
				
			
			
	
            
        
Bize Yahya b. Ğaylân, ona Rişdîn, ona Amr b. Hâris, ona Ebu Semh, ona Ebu Heysem, ona da Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Müminler dünyada; Allah'a ve Rasulü'üne iman edip, sonra hiçbir şüpheye düşmeyip, malları ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenler; İnsanların malları ve canları konusunda kendisine güven duyduğu kişiler; Herhangi bir konuda eline fırsat geçip de Allah (ac) için ondan geri duranlar olmak üzere üç kısımdırlar."
Açıklama: Rişdîn'in za'fından dolayı bu isnad zayıftır.
Bana Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Pehlivan başkalarını güreşte yenen değildir. Asıl pehlivan, öfkelendiğinde kendine hakim olandır."
Bize Süfyân b. Vekî', ona İsa b. Yunus, ona Ebu Bekir b. Ebu Meryem; (T) Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Amr b. Avn, ona İbn Mübârek, ona Ebu Bekir b. Ebu Meryem, ona Damra b. Habîb, ona da Şeddâd b. Evs, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Akıllı, nefsini hesaba çeken ve ölüm sonrası için çalışandır. Aciz ise, nefsini hevasına tabi kılan ve Allah'tan temennide bulunandır." [Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, hasen bir hadistir. 'Nefsi hesaba çekmek', kıyamet gününde hesaba çekilmeden önce bu dünyada kendi hesabını yapmaktır. Ömer b. Hattâb'ın 'hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin. En büyük arz için hazırlık yapın. Kıyamet günü hesab, ancak bu dünyada kendisini hesaba çekene kolay gelir' dediği rivayet edilmiştir. Meymûn b. Mihrân'ın da, 'kul, ortağını, yemeğinin ve elbisesinin nereden (geldiğine dair) hesaba çekmesi gibi kendisini bu dünyada hesaba çekene dek muttaki olamaz' dediği rivayet edilmiştir.]
Bize Ahmed b. Süleyman, ona Muhâdır, ona Asım el-Ahvel, ona Abdullah b. Haris, ona da Zeyd b. Erkam “ben size Rasulullah'ın (sav) öğrettiğinden başka bir şey öğretmiyorum O şöyle dua ederdi” demiştir: "Allah'ım! Acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, ihtiyarlıktan, kabir azabından sana sığınırım. Allah'ım! Nefsime, takva nasip et ve nefsimi günahlardan temizle onu en iyi temizleyecek olan sensin. Onun sahibi ve efendisi sensin. Allah'ım! Boyun eğmeyen kalpten, doymayan nefisten, faydasız ilimden ve kabul edilmeyen duadan sana sığınırım."
Bize Süfyân b. Vekî, ona İsa b. Yunus, ona Ebu Bekir b. Ebu Meryem; (T) Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Amr b. Avn, ona İbn Mübârek, ona Ebu Bekir b. Ebu Meryem, ona Damra b. Habîb, ona da Şeddâd b. Evs, Hz. Peygamber (sav)'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Akıllı kimse, nefsini hor gören ve ölüm sonrası için çalışandır. Aciz ise, nefsinin arzularına uyan ve Allah'tan temennide bulunandır." Ebu İsa der ki: Bu, hasen bir hadistir. "Nefsini hor gören" demek, kıyamet gününde hesaba çekilmeden önce bu dünyada kendisini hesaba çekmek demektir. Ömer b. Hattâb'ın "hesaba çekilmenizden önce kendinizi hesaba çekin. En büyük hesap günü için hazırlık yapın. Kıyamet günü hesap, ancak bu dünyada kendisini hesaba çekene kolay gelir" dediği rivayet edilmiştir. Meymûn b. Mihrân'ın da, "kul, ortağını, yemeğinin ve elbisesinin nereden (geldiğine dair) hesaba çektiği gibi kendisini de bu dünyada hesaba çekmedikçe takva sahibi olmaz" dediği rivayet edilmiştir.
Bize Ebu Ammar b. Hüseyin b. Hureys, onaa Fadl b. Musa, ona Hüseyin, ona Matar, ona Katade, ona Mutarrif b. Abdullah b. eş-Şıhhir, ona da Benu Müşâci’in kardeşi Iyaz b. Himar şöyle rivayet etti: Allah Rasulü (sav) aramızda bir gün kalkıp bize hitap etti ve şöyle dedi: "Şüphesiz Allah bana emretti ki..." Ardından Hişam'ın Katade'den naklettiği hadisi aktardı ve ona şu sözleri ilave etti: "Şüphesiz Allah bana sizin mütevazı olmanız gerektiğini vahyetti. Ta ki hiç kimse kimseye karşı kibirlenmesin ve hiç kimse kimseye zulmetmesin." Hadisinde şunları da söyledi: "Onlar (cehenneme girecek bir sınıf insan) sizin aranızda gölge gibi (öne çıkmadan) yaşayanlardır. Ne aile ararlar ne mal peşindedirler." Dedim ki: Ey Ebu Abdullah bu olacak mı? Evet, ben onlara cahiliye döneminde erişmiştim. Adam mahallenin davarını güderdi. Kendisine ancak onların cariyeleri verilir, o da onunla birlikte olurdu dedi.