259 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Yahya, ona Abser, ona Süleyman et-Teymî, ona da Ebu Osman en-Nehdî, Übey b. Ka'b'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Medine’de) bir adam vardı, mescide ondan daha uzak oturan başka birini bilmiyorum. Ama buna rağmen hiçbir namazı kaçırmazdı. Ona şöyle dendi (veya ben dedim): ‘Karanlıkta ve sıcakta binebileceğin bir eşek alsan nasıl olur?’ Adam bu söze: ‘Evimin mescidin hemen yanı başında olması beni memnun etmez. Çünkü ben mescide giderken ve oradan ailemin yanına dönerken adımlarının yazılmasını arzu ediyorum.’ şeklinde karşılık verdi. Bunun üzerine Resûlullah (sav): 'Allah senin için bunların hepsini birleştirmiş bulunuyor (hepsinin sevabını sana yazdı).' buyurdu."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Züheyr b. Harb, o ikisine Yezid b. Harun, ona Muhammed b. Mutarrif, ona Zeyd b. Eslem, ona Ata b. Yesar, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) şöyle buyurdu: "Her kim sabahleyin yahut da akşam vakti mescide giderse, her sabah ya da akşam gidişi dolayısıyla, Allah da onun için cennette bir ikram hazırlar."
Bize Muhammed b. Ebu Bekir el-Mukaddemî, ona Abbad b. Abbad, ona Asım, ona da Ebu Osman, ona Übey b. Ka'b'ın şöyle dediğini rivayet etti: Ensar'dan bir adam vardı. Evi Medine'deki en uzak evdi. Buna rağmen Resûlullah (sav) ile kılınan hiçbir namazı kaçırmazdı. (Übey sözüne şöyle devam etti): Biz ona acıyorduk. Bu sebeple ben ona: 'Ey falanca, kendine bir merkep alsan da sıcağa yolda çıkabilecek haşere karşı korunmuş olsan ya!' dedim. O da bana: 'Vallahi, evimin Muhammed'in (sav) evinin kazıklarının hemen yanında olması hoşuma gitmez' karşılığını verdi. (Übey) şöyle devam etti: Onun bu sözleri bana çok dokundu. Sonunda Hz. Peygamber'e (sav) gidip durumu O'na bildirdim. Allah Rasulü (sav) onu çağırdı. Adama aynı şeyleri O da (sav) söyledi. Ama adam yolda yürüyerek mescide gitmekten dolayı sevap umduğunu ifade etti. Bunun üzerine Nebi (sav): "Şüphesiz umduğun şey (atılan her adım için sevap) sana verilecektir" buyurdu.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Muhammed b. Tahlâ, ona Muhsin b. Ali, ona Avf b. Haris, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Abdest alıp bu layıkıyla yapan, sonra (mescide) giden (ancak), insanları namazı kılmış olarak bulana Allah (cc), namazı kılıp (cemaate) hazır bulunanın sevabı gibi (sevap) bahşeder. Bu, (cemaatin) sevabından bir şey eksiltmez."
Bize Müsedded, ona Ebu Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kişinin cemaatle kıldığı namaz, evinde ya da iş yerinde kıldığı namazdan yirmi beş derece daha üstündür. Bu da güzelce abdest alarak namazdan başka bir niyet olmaksızın, sadece namaz kılmak için mescide geldiğinizden dolayıdır. O kişi, mescide girene dek attığı her adımla bir sevap kazanır ve bir günahı bağışlanır. Camiye girdiğinde, namaz onu orada alıkoyduğu sürece namazdaymış gibidir. Abdestini bozmadan ve kimseye eziyet etmeden namaz kıldığınız yerde oturduğunuz müddetçe Melekler de size hayır duada bulunurlar, Allah'ım! Ona merhamet eyle! Allah'ım, onun tövbesini kabul eyle! derler."
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, Ona Zührî, ona Ebu Seleme ve İbn Müseyyeb, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cemâatle kılınan namaz, yalnız başına kılınan namazdan yirmi beş derece daha fazla sevaptır. Gece melekleri ile gündüz melekleri de sabah namazında bir araya gelir (nöbet değiştirirler)." Ebu Hureyre der ki: İsterseniz "sabah vakti de namaz kıl, zira sabah namazı (meleklerce) şahit olunmuştur." (İsrâ, 78) ayetini okuyunuz.
Bize Hennâd, ona Abde, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi', ona da İbn Ömer, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cemaatle kılınan namaz, kişinin tek başına kıldığı namazdan yirmi yedi kat (daha) faziletlidir." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu konuda Abdullah b. Mesud, Übey b. Ka'b, Muaz b. Cebel, Ebu Said, Ebu Hureyre ve Enes b. Mâlik'ten de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: İbn Ömer'in hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Aynı şekilde Nâfi', İbn Ömer vasıtasıyla Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Cemaatın namazı, kişinin tek başına kıldığı namazdan yirmi yedi kat (daha) faziletlidir." EEbu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Nebî'den (sav) bu hadisi rivayet edenlerin büyük çoğunluğu, "yirmi beş (derece)" ifadesini zikrederken, sadece İbn Ömer, "yirmi yedi (derece)" lafzı ile rivayet etmiştir.]
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Abdurrezzâk, ona Ma'mer, Ona Zührî, ona Ebu Seleme ve İbn Müseyyeb, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cemâatle kılınan namaz, yalnız başına kılınan namazdan yirmi beş derece daha fazla sevaptır. Gece melekleri ile gündüz melekleri de sabah namazında bir araya gelir (nöbet değiştirirler)." Ebu Hureyre der ki: İsterseniz "sabah vakti de namaz kıl, zira sabah namazı (meleklerce) şahit olunmuştur." (İsrâ, 78) ayetini okuyunuz.
Bize Kuteybe, ona Cerir, ona el-A’meş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre (ra.) Hz. Peygamber’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Herhangi birinizin cemaatle kıldığı namaz, iş yerinde veya evinde (tek başına kıldığı) namazdan yirmi küsür derece daha üstündür. Sebebine gelince, o kimse güzelce abdest aldığı ve namazdan başka bir niyeti olmaksızın ve namaz kılmaktan başka bir istek kendisini harekete geçirmeksizin mescide geldiği zaman, attığı her adımdan dolayı bir sevap kazanır veya o adım sebebiyle kendisinden bir günah silinir. Abdestini bozmadan ve kimseye eziyet etmeden namaz kıldığınız yerde oturduğunuz müddetçe Melekler de sizin her birinize hayır duasında bulunurlar, 'Allah’ım! Ona merhamet eyle!' diye dua ederler." Rasulullah (sav) şunu da söyledi: “Sizden birinizi, namaz kendisini orada tuttuğu sürece namazda sayılır.”