Giriş

Bize Ebu Âmir, ona Yezîd b. Yezîd b. Câbir, ona Hâlid b. Laclâc, ona da Abdurrahman b. Âiş, ona da Sahabede bazıları şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir sabah yanımıza çıktı. Yüzü parlak, gönlü huzurlu, sevinçliydi. Biz 'Ey Allah’ın Rasulü, bugün seni ne kadar neşeli ve yüzü nurlu görüyoruz' dedik, şöyle buyurdu: Beni (böyle olmaktan) ne alıkoyabilir ki! Bu gece Rabbim bana en güzel surette geldi ve 'Ey Muhammed!' buyurdu. Ben 'Buyur Rabbim, emrine amadeyim' dedim. 'Mele-i a'lâ (Yüce Melekler Topluluğu) hangi konuda çekişiyor?' buyurdu. 'Bilmiyorum, ey Rabbim' dedim. Bunu iki veya üç kez sordu. Sonra avuçlarını iki omzumun arasına koydu; serinliğini göğsümde hissettim. Bunun üzerine göklerde ve yerde ne varsa bana ayan oldu. Sonra Hz. Peygamber (sav) 'İşte böylece, kesin iman edenlerden olsun diye, İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösterdik.' [En'âm, 6/75] ayetini okudu. Ardından şöyle buyurdu: Rabbim bana 'Ey Muhammed,Mele-i a'lâ (Yüce Melekler Topluluğu) hangi konuda çekişiyor?' buyurdu. Ben 'Kefaretler konusunda' dedim. 'Kefaretler nedir?' buyurdu. Ben 'Cemaatle namaza yürüyerek gitmek, Namazlardan sonra mescitte oturmak, zorluklara rağmen abdesti tam almak. Kim bunları yaparsa hayır üzere yaşar, hayır üzere ölür ve günahlarından annesinin kendisini doğurduğu gün gibi arınmış olur. Dereceler ise şunlardır: Güzel söz söylemek, selamı yaymak, yemek yedirmek, insanlar uykuda iken gece namazı kılmak' dedim. Rabbim bana 'Ey Muhammed! Namaz kıldığında şöyle dua et' buyurdu: Allah’ım! Senden iyi şeyleri yapmayı, kötü şeyleri terk etmeyi, miskinleri sevmeyi ve tevbemi kabul etmeni dilerim. Eğer kulların arasında bir fitne dilersen, beni fitneye düşürmeden yanına al."


Açıklama: Izdıraptan dolayı isnadı zayıftır. Bu daha önce İbn Abbas'ın 3484. numaralı rivayetinde açıklanmıştır.

    Öneri Formu
65724 HM016738 İbn Hanbel, IV, 66

Bize Ebu Âmir, ona Züheyr b. muhammed, ona Yezîd b. Yezîd b. Câbir, ona Hâlid b. Laclâc, ona da Abdurrahman b. Âiş, ona da Sahabede bazıları şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir sabah yanımıza çıktı. Yüzü parlak, gönlü huzurlu, sevinçliydi. Biz 'Ey Allah’ın Rasulü, bugün seni ne kadar neşeli ve yüzü nurlu görüyoruz' dedik, şöyle buyurdu: Beni (böyle olmaktan) ne alıkoyabilir ki! Bu gece Rabbim bana en güzel surette geldi ve 'Ey Muhammed!' buyurdu. Ben 'Buyur Rabbim, emrine amadeyim' dedim. 'Mele-i a'lâ (Yüce Melekler Topluluğu) hangi konuda çekişiyor?' buyurdu. 'Bilmiyorum, ey Rabbim' dedim. Bunu iki veya üç kez sordu. Sonra avuçlarını iki omzumun arasına koydu; serinliğini göğsümde hissettim. Bunun üzerine göklerde ve yerde ne varsa bana ayan oldu. Sonra Hz. Peygamber (sav) 'İşte böylece, kesin iman edenlerden olsun diye, İbrahim’e göklerin ve yerin melekûtunu gösterdik.' [En'âm, 6/75] ayetini okudu. Ardından şöyle buyurdu: Rabbim bana 'Ey Muhammed,Mele-i a'lâ (Yüce Melekler Topluluğu) hangi konuda çekişiyor?' buyurdu. Ben 'Kefaretler konusunda' dedim. 'Kefaretler nedir?' buyurdu. Ben 'Cemaatle namaza yürüyerek gitmek, Namazlardan sonra mescitte oturmak, zorluklara rağmen abdesti tam almak. Kim bunları yaparsa hayır üzere yaşar, hayır üzere ölür ve günahlarından annesinin kendisini doğurduğu gün gibi arınmış olur. Dereceler ise şunlardır: Güzel söz söylemek, selamı yaymak, yemek yedirmek, insanlar uykuda iken gece namazı kılmak' dedim. Rabbim bana 'Ey Muhammed! Namaz kıldığında şöyle dua et' buyurdu: Allah’ım! Senden iyi şeyleri yapmayı, kötü şeyleri terk etmeyi, miskinleri sevmeyi ve tevbemi kabul etmeni dilerim. Eğer kulların arasında bir fitne dilersen, beni fitneye düşürmeden yanına al."


Açıklama: Hadis ızdırabdan dolayı zayıftır.

    Öneri Formu
73975 HM023597 İbn Hanbel, V, 378

Bize İshak b. Musa el-Ensârî, ona Ma'n, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kişinin cemaatle kıldığı namaz, tek başına kıldığı namazdan yirmi beş kat (daha) faziletlidir." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir.]


    Öneri Formu
11165 T000216 Tirmizi, Salat, 47

Bize Hennâd, ona Abde, ona Said b. Ebu Arube, ona Süleyman en-Nâcî el-Basrî, ona da Ebu Mütevekkil, Ebu Said'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir adam geldi; Hz. Peygamber (sav) namazını bitirmişti. Rasulullah (sav), 'Bu adam vasıtasıyla kim sevap kazanmak ister?' buyurdu. Bunun üzerine (orada bulunan) bir adam kalktı ve onunla beraber namaz kıldı." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda Ebu Ümâme, Ebu Musa ve Hakem b. Umeyr'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Ebu Said'in bu hadisi, hasen bir hadistir. Nebî'nin (sav) ashabından ve tâbiînden ilim ehli olan pek çok kimsenin görüşü bu hadise göredir. Onlar: 'Cemaatle namaz kılınmış olan bir mescitte (başka) bir topluluğun cemaatle namaz kılmasında bir sakınca yoktur' demişlerdir. Ahmed ve İshak bu görüştedir. Başka âlimler ise: 'Tek tek namaz kılacaklarını' söylemiştir. Süfyân, İbn Mübârek, Mâlik ve Şâfiî de bu görüşte olup tek olarak namaz kılmayı tercih etmişlerdir. (Seneddeki) Süleyman en-Nâcî, Basralıdır; Süleyman b. Esved diye de anılır. Ebu Mütevekkil'in ismi ise Ali b. Dâvud'dur.]


    Öneri Formu
11169 T000220 Tirmizi, Salat, 50

Bize Mahmud b. Gaylân, ona Bişr b. Serî, ona Süfyân, ona Osman b. Hakîm, ona Abdurrahman b. Ebu Amra, ona da Osman b. Affân, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Yatsı namazını cemaatle kılan kimse, gecenin yarısını; yatsı ve sabah namazını cemaatle kılan ise gecenin tümünü ibadetle geçirmiş gibi olur." [Tirmizî şöyle demiştir: Bu konuda İbn Ömer, Ebu Hureyre, Enes, Umâre b. Rüveybe, Cündeb b. Abdullah b. Süfyân el-Becelî, Übey b. Ka'b, Ebu Musa ve Büreyde'den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Osman'ın hadisi, hasen-sahih bir hadistir. Bu hadis Abdurrahman b. Ebu Amra vasıtasıyla Osman'dan mevkûf olarak rivayet edimiştir. Bu rivayet pek çok tarik ile (yine) Osman'dan merfû olarak da nakledilmiştir.]


    Öneri Formu
11170 T000221 Tirmizi, Salat, 51

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Yezid b. Harun, ona Davud b. Ebu Hind, ona Hasan, ona da Cündeb b. Süfyan'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sabah namazını kılan Allah'ın (cc) zimmetindedir. O halde Allah'ın zimmeti hususunda ona karşı kusur işlemeyin." [Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Hasen-sahih bir hadistir.]


    Öneri Formu
11171 T000222 Tirmizi, Salat, 51

Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona İbn Ebu Zi'b, ona Esved b. Alâ b. Câriye es-Sekafî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hüreyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Bir kişi evinden mescidine gitmek üzere çıktığında, attığı her adımın biri bir sevap olarak yazılır, diğer (adımı) ise bir günahı siler."


    Öneri Formu
22570 N000706 Nesai, Mesacid, 14

Bize Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “İnsanın cemâatle kıldığı namazın sevâbı, evinde ve dükkânında tek başına kıldığı namazın sevâbından yirmi küsür derece daha fazladır. Çünkü insan, abdestini güzelce alır, sonra namazdan başka bir şey düşünmeden sadece namaz gâyesiyle evinden çıkıp câmiye giderse, camiye girinceye kadar attığı her adımdan dolayı bir derecesi yükseltilir ve bir günahı silinir. Camiye girdiği zaman namazı beklediği müddetçe namazda sayılır. Namazgâhta bulunduğu, kimseye eziyet etmediği ve abdesti de bozulmadığı müddetçe melekler; ‘Allah’ım, onu bağışla! Allah’ım, ona merhamet eyle eyle! Allah'ım onun tövbesini kabul buyur!’ diye duâ ederler.


    Öneri Formu
45873 HM007424 İbn Hanbel, II, 253

Bize Ebû Abdullah el-Hafız ile Ebû Saîd b. Ebî Amr, onlara Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Ahmed b. Abdülcebbâr, ona ona Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber verdi: “İnsanın cemâatle kıldığı namazın sevâbı, evinde ve dükkânında tek başına kıldığı namazın sevâbından 25 kat daha fazladır. Çünkü insan, abdestini güzelce alır, sonra sadece namaz gâyesiyle evinden çıkıp câmiye giderse, camiye girinceye kadar attığı her adımdan dolayı bir derecesi yükseltilir ve bir günahı silinir. Camiye girince de, namazı beklediği müddetçe namazda sayılır. Namazgâhta bulunduğu müddetçe de, kimseye eziyet vermediği ve abdesti bozulmadığı müddetçe melekler; ‘Allah’ım, ona merhamet eyle! Allah’ım, onu bağışla!’ diye duâ ederler." Bu hadîsi Buhârî ve Müslim, Müsedded'den rivâyet ettiler. Ayrıca Müslim rivâyetin tamamını Ebû Bekir b. Ebî Şeybe vasıtasıyla Ebû Muâviye'den de rivâyuet etti.


    Öneri Formu
141801 BS005030 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, III, 89

Bize Ebû Abdullah el-Hafız ile Ebû Saîd b. Ebî Amr, onlara Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Ahmed b. Abdülcebbâr, ona ona Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu haber verdi: “İnsanın cemâatle kıldığı namazın sevâbı, evinde ve dükkânında tek başına kıldığı namazın sevâbından 25 kat daha fazladır. Çünkü insan, abdestini güzelce alır, sonra sadece namaz gâyesiyle evinden çıkıp câmiye giderse, camiye girinceye kadar attığı her adımdan dolayı bir derecesi yükseltilir ve bir günahı silinir. Camiye girince de, namazı beklediği müddetçe namazda sayılır. Namazgâhta bulunduğu müddetçe de, kimseye eziyet vermediği ve abdesti bozulmadığı müddetçe melekler; ‘Allah’ım, ona merhamet eyle! Allah’ım, onu bağışla!’ diye duâ ederler." Bu hadîsi Buhârî ve Müslim, Müsedded'den rivâyet ettiler. Ayrıca Müslim rivâyetin tamamını Ebû Bekir b. Ebî Şeybe vasıtasıyla Ebû Muâviye'den de rivâyuet etti.


    Öneri Formu
285938 BS005030-2 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, III, 89