382 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir Ahmed b. Mansur, ona Yunus b. Muhammed, ona Füleyh b. Süleyman, ona Saîd b. Hâris, ona Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ensardan bir adamın yanına girdi. Adam bu sırada bostanındaki suyu çeviriyordu. Rasulullah (sav) ona "Eğer tulumda, geceden kalma su varsa bize ver, yoksa eğilip ağzımızla şu sudan içelim" buyurdu. Adam 'Yanımda tulumda suyum var' dedi ve çardağa doğru yürüdü. Bizde onunla birlikte gittik. Adam tulumdaki geceden kalma suyun üzerine koyundan süt sağdı. Hz. Peygamber (sav) bundan içti. Adam, Hz. Peygamber'in (sav) yanında bulunan sahabî için de aynısını yaptı.
Açıklama: Ağzı açık bir kaptan başa dikerek, ya da bir akarsudan eğilerek doğrudan içmek, ağzımıza sudan istenmeyen bir nesnenin kaçma ihtimali gibi bazı sakıncaları beraberinde getirmektedir. Bu yüzden elimizi ve ya başka bir kabı varsa kullanmak emniyet ve tedbir açısından daha iyidir.
Bize Yahya b. Hakîm, ona İbn Ebu Adî, ona İbn Avn, ona Enes b. Sîrîn, ona Abdülhamid b. el-Münzir b. el-Cârûd, ona Enes b. Mâlik (ra) şöyle rivayet etmiştir: Amcalarımdan biri Hz. Peygamber (sav) için yemek yapıp onu evine davet etmiş ve 'Evimde yemek yeyip namaz kılmanızı isterim' demişti. Hz. Peygamber (sav) onun evine geldi. Evde bir hasır vardı. Hz. Peygamber (sav) hasırın bir tarafının hazırlanmasını emretti. O kısım süpürüldü ve üzerine su serpildi. Hz. Peygamber orada namaz kıldı. Biz de onunla birlikte namaz kıldık. [Ebû Abdullah b. Mâce 'el-Fahl kelimesinin kararmış hasır anlamına geldiğini' söylemiştir.]
Bize Ali b. Meymûn er-Rakkî, ona Osman b. Abdurrahman, ona Ali b. Urve, ona Abdülmelik, ona Atâ, ona Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle demiştir: "Kişinin misafirine kapıya kadar eşlik edip onu uğurlaması sünnettir."
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süyfân b. Uyeyne, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona da Câbir; (bir de) Süfyân Muhammed b. Münkedir’in naklettiği rivayete göre Câbir, şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) kendisi ile birlikte bulunduğum bir sırada Ensar’dan bir kadının evine girdi. Kadın Ona (sav) bir koyun kesti. Rasulullah (sav) koyun etinden yedi. Sonra [kadın] Ona (sav) bir tabak yaş hurma getirdi, Rasulullah (sav) ondan da yedi. Sonra öğle namazı için abdest alıp namazını kıldı. Ardından (tekrar o kadının yanına) gitti ve kadın (öğleden önce yenilen) o koyun etinin kalan kısmından biraz daha et getirdi. Rasulullah da (sav) ondan yedi ve abdest almadan ikindi namazını kıldı.” Bu konuda Ebu Bekir es-Sıddık, İbn Abbâs, Ebu Hüreyre, İbn Mesud, Ebu Râfi', Ümmü’l-Hakem, Amr b. Ümeyye, Ümmü Âmir, Süveyd b. Numan ve Ümmü Seleme’den de hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa (Tirmizî): Ebu Bekir’in bu konudaki hadisi, sened yönünden sahih değildir. Çünkü sadece bu hadisi Hüsâm b. Misak, İbn Sîrîn’den, o, İbn Abbas’tan, o, Ebu Bekir es-Sıddık’tan o da Rasulullah'tan (sav) rivayet etmiştir. Sahih olan rivayet, sadece İbn Abbâs’ın Hz. Peygamber’den (sav) naklettiği rivayettir. Hadis hâfızlarının rivayeti de bu şekildedir. (Bu hadis) İbn Sîrîn'nin, İbn Abbas’tan, o da Nebî (sav) vasıtası ile değişik şekillerde rivayet edilmiştir. Hadisi Atâ b. Yesâr, İkrime, Muhammed b. Amr b. Atâ, Ali b. Abdullah b. Abbâs ve daha başkaları İbn Abbâs'tan, o da Nebî'den (sav) rivayet etmişlerdir. Onlar isnatta Ebu Bekir es-Sıddık tarikiyle zikretmemişlerdir. [Ebu Bekir es-Sıddık'ın] zikredilmemesi, daha sahihtir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle dedi: "Hz. Peygamber’in (sav) ashabı, tabiûn ve onlardan sonra gelen Süfyân es-Sevrî, İbn’ül-Mübârek, Şâfiî, Ahmed [b. Hanbel] ve İshâk [b. Râhûye] gibi alimlerin uygulaması, bu doğrultudadır. Onlar ateşte pişen şeylerden dolayı abdest almak gerekmediği görüşündedirler. Bu, Rasulullah’ın (sav) iki uygulamasından sonuncusudur. Bu hadis, bir önceki 'Ateşte pişen yemekleri yemekten dolayı abdest almak gerektiği' hadisin hükmünü neshetmiş gibidir."
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Leys (T) Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona da Ebu'l-Hayr'ın rivayet ettiğine göre Ukbe b. Âmir (ra) şöyle demiştir: "Ey Allah'ın Rasulü! Sen bizi bazı topluluklara gönderiyorsun, biz de onlara misafir oluyoruz. Ama bize ikramda bulunmuyorlar. Bunun hakkında ne buyurursunuz?" diye sorduk. Rasulullah (sav), bize "Bir topluluğa misafir olduğunuzda size misafire verilmesi gereken şeyleri verirlerse bunu kabul edin. Eğer bunu yapmazlarsa onlardan kendilerine gereken misafir hakkını alın." diye cevap verdi.
Bana Yahya, ona Malik, ona Musa b. Ukbe, ona da Abdurrahman b. Zeyd el-Ensarî'nin rivayet ettiğine göre Enes b. Malik, Irak'tan dönmüştü. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b onun yanına girdiler. Enes onlara ateşte pişirilmiş yemek ikram etti. Hep birlikte yemekten yediler. Ardından Enes, kalkıp abdest aldı. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b "Ey Enes! (Ateşte pişirilmiş yemek yedikten sonra abdest almak) Iraklılar'ın bir uygulaması mıdır?" diye sordu. Bunun üzerine Enes, "Keşke abdest almasaydım." dedi. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b abdest almaksızın namazlarını kıldılar.
Bana Yahya, ona Malik, ona Musa b. Ukbe, ona da Abdurrahman b. Zeyd el-Ensârî'nin rivayet ettiğine göre Enes b. Mâlik, Irak'tan dönmüştü. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b onun yanına girdiler. Enes, onlara ateşte pişirilmiş yemek ikram etti. Hep birlikte yemekten yediler. Ardından Enes kalkıp abdest aldı. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b "Ey Enes! (Ateşte pişirilmiş yemek yedikten sonra abdest almak) Iraklılar'ın bir uygulaması mıdır?" diye sordu. Bunun üzerine Enes, "Keşke abdest almasaydım." dedi. Ebu Talha ve Übey b. Ka'b abdest almaksızın namazlarını kıldılar.
Açıklama: Mürâ b. Katari'nin cehaleti sebebiyle isnadı zayıftır.
Bana Haccâc b. Şâir ile Ahmed b. Saîd b. Sahr -Her iki ravinin lafızları birbirine yakındır- onlara Ebu Numan, ona Sâbit, -Haccâc b. Yezîd rivayetinde Ebu Zeyd el-Ahvel şeklinde yer almaktadır- ona Âsım, ona Abdullah b. el-Hâris, ona da Ebu Eyyûb'un (el-Ensarî) azatlısı Eflah, Ebu Eyyûb'un şöyle anlattığını nakletti: "Peygamber (sav) ona misafir olmuş ve Efendimiz (sav) alt kata Ebu Eyyûb da üst kata yerleşmiştir. Derken Ebu Eyyûb, bir gece "Biz, Resul-i Ekrem'in (sav) başının üzerinde yürüyoruz" demiş. Bunun üzerine [ailece] bir kenara çekilip gecelemişler. Sonra Ebu Eyyûb, (bu durumu) Peygamber'e (sav) söylemiş. Efendimiz (sav) "Alt kat daha uygun" buyurmuştur. Ebu Eyyûb, "Sen alt katta iken ben üstte oturamam” demiş. Bunun üzerine Peygamber (sav) üst kata, Ebu Eyyûb da alt kata geçmiştir. Ebu Eyyûb, Peygamber'e (sav) yemek yaparmış. Sofra (kaldırılıp geri) getirildiği vakit onun parmaklarının (yemek kabında değdiği) yeri sorar, (onun yediği yerden yemek amacıyla) parmaklarının [değdiği] yeri araştırırmış. Bir gün ona sarımsaklı bir yemek yapmış. Sofra geri getirildiği vakit Peygamber'in (sav) parmaklarının [değdiği] yerleri sormuş. Kendisine "O [sav] yemedi” denilmiş. Bu duruma şaşırmış ve hemen [Rasulullah'ın (sav) yanına çıkarak "Sarımsak haram mıdır?" diye sormuş. Peygamber (sav) "Değildir! Lâkin ben ondan hoşlanmıyorum" buyurmuştur. Ebu Eyyûb "Öyle ise senin hoşlanmadığından yahut senin kerih gördüğünden ben de hoşlanmam" demiş. Ebu Eyyûb "Peygamber'e (sav) [vahiy sebebiyle] gelinirdi [yani melek gelirdi]" demiştir.