448 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Heysem -ya da bana Muhammed, ona Osman b. Heysem-, ona İbn Cüreyc, ona İbn Şihâb, ona İsa b. Talha, ona da Abdullah b. Amr b. Âs şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) kurban bayramının birinci günü hutbe okurken, bir adam O'na doğru kalktı ve “ey Allah'ın Rasulü, ben şu ibadetin şundan sonra yapılacağını zannediyordum” dedi. Bir diğeri kalkıp “ey Allah'ın Rasulü, ben şu üç ibadeti şöyle şöyle zannediyordum” dedi. Hz. Peygamber(sav) bu sorulara "yap, bu gün bu ibadetlerin önce ya da yapılmasından dolayı bir günah yoktur" buyurdu. Abdullah der ki: Hz. Peygamber'e o gün her ne şey sorulduysa "yap, bir günahı yok" buyurdu.
Bize Musa b. İsmail, ona Vuheyb, ona İbn Tavus, ona babası (Tavus b. Keysan), ona da İbn Abbas (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir: Müşrikler hac aylarında yapılan umreyi yeryüzünde işlenebilecek günahların en çirkini olarak görürler ve Muharrem ayını Safer ayı diye değiştirerek “Develerin arkasındaki yaralar iyileşir, izler silinir, Safer ayı da çıkarsa, umre yapmak isteyen için de umre yapmak helal olur” derlerdi. Nebi (sav) ve ashabı Zilhiccenin dördüncü gecesi sabahında, hac niyetiyle ihrama girmiş olarak (Mekke’ye) geldiklerinde, kendilerine bu niyetlerini umre niyeti olarak değiştirmelerini emretti. Böyle bir iş onlara ağır geldi ve “ey Allah’ın Rasulü, hangi şartlarda girdiğimiz ihramdan çıkalım?” dediler. Peygamber (sav) "yasak olan şeylerin tamamı helal olmak üzere ihramdan çıkın" buyurdu.