459 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir ve Veki', onlara el-A'meş, ona Ebu Süfyan, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), Medine'de bir ata binmiş, at ise onu hurma ağacı kökü üzerine atmıştı. (Bundan dolayı) da ayağı çıkmıştı. Bizler ziyaret etmek için yanına gelmiştik. Kendisini Aişe'nin odasında oturur vaziyette namaz kılarken bulduk. Biz de onun arkasında saf tuttuk. Bununla alakalı bize bir şey demedi. Ardından bir kez daha ziyaret etmek için yanına geldik. (Yine) oturur vaziyette farz namazı kılıyordu. Bizler (yine) arkasında saf tuttuk da (bu defa), eliyle bize işaret etti, biz de oturduk. Namazı bitirince; "imam oturarak namaz kıldığında siz de oturarak namaz kılın. İmam ayakta namaz kıldığında siz de ayakta namaz kılın. Fârisîlerin krallarına davrandıkları gibi davranmayın," buyurdu.
Açıklama: Bildirildiğine göre hadis sahih olsa da bu rivayet, senetteki Ebu Süfyan'dan dolayı ''kavî''dir. Kendisi sadûk olup ''lâ be's bih'' bir râvidir. Senetteki diğer râviler ise sika kimselerdir (Ebu Davud, Sünen, thk. Şuayb Arnaut ve Muhammed Karabelli, Dârü'r-Risâleti'l-'Âlemiyye, I, 451, dpt. 1)
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Abdurrahman b. Ziyad b. Enam, ona Abdurrahman b. Rafi' ve Bekir b. Sevâde, onlara da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İmam namazı kılıp oturduğunda, konuşmadan önce abdest bozduğunda namazı tamam olmuştur. Aynı şekilde onun arkasında namaza duranların da (bitirdilerse) namazları tamam olmuştur."
Açıklama: 'Konuşmadan' ifadesi, selam vermeden şeklinde anlaşılmaktadır. Ancak oturma süresi teşehhüd kadar olduğunda abdesti bozulursa, namazı tamam sayılmaktadır.
Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd –lafız İbn Rafi'ye aittir-, onlara Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) benim odama girdiğinde "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, Ebu Bekir pek yufka yürekli birisidir. O Kur'an okuyacak olursa gözyaşlarını tutamaz, keşke Ebu Bekir'den başkasına emretsen” dedim. Âişe der ki: Vallahi, bu söylememin sebebi, insanların Rasulullah'ın (sav) yerine geçecek ilk kimseyi uğursuz saymalarından tedirgin oluşumdu. Âişe der ki: Ben iki ya da üç defa, ona bunu tekrar ettim, bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "insanlara namazı Ebu Bekir kıldırsın. Şüphe yok ki sizler Yusuf'un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaviye ve Veki; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere-, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca ona namaz vaktini bildirmek üzere geldim, bana "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, hiç şüphesiz Ebu Bekir çok yufka yürekli birisidir. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) sesini insanlara işittiremez. Ömer'e emretsen nasıl olur?” dedim. Allah Rasulü "Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben bu sefer, Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir yumuşak kalpli birisidir, Senin durduğun yere duracak olursa (üzüntüsünden) insanlara sesini işittiremez. (Namaz kıldırmasını) Ömer'e emretsen” demesini Hafsa'ya söyledim. Hafsa da bunları Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şüphesiz sizler Yusuf’un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e cemaate namaz kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Âişe der ki: Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Âişe der ki: Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyuyordu.
Bize Süleyman b. Harb ve Müslim b. İbrahim, -mana aynıdır- onlara Vüheyb, ona Musab b. Muhammed, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "İmam, ancak kendisine uyulsun diye tayin edilmiştir. O tekbir getirdiğinde siz de tekbir getirin. O tekbir getirmedikçe sizler tekbir getirmeyin. O rükûa gittiğinde siz de rükûa gidin. O rükûa gitmedikçe sizler rükûa gitmeyin. O semi'allâhu li-men hamide dediğinde sizler, Allahümme! Rabbenâ leke'l-hamd deyin. -(Hadisin ravilerinden) Müslim ise "ve leke'l-hamd" şeklinde rivayette bulunmuştur- O secde yaptığında siz de secde yapın. O secde yapmadıkça siz secde yapmayın. O namazı ayakta kıldığında siz de ayakta namaz kılın. O namazı oturarak kıldığında sizler de topluca oturarak namaz kılın." [Ebû Davud şöyle demiştir: "Allahümme! Rabbenâ leke'l-hamd" lafzını, bana, ashabımızdan bir kısım insanlar Süleyman'dan naklen bildirmiştir.]
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) son hastalığı iyice ağırlaştığı zaman, Bilal, namaz vaktini bildirmek için, Onun yanına geldi. Rasulullah (sav) de "Ebu Bekir'e söyleyin insanlara namazı kıldırsın" buyurdu. Ben de “ey Allah'ın Rasulü, Ebu Bekir yufka yüreklidir. Senin makamına geçtiğinde sesini cemaate duyuramaz. Ömer'e emretsen de namazı o kıldırsa” dedim. Rasulullah (sav) tekrar "Ebu Bekir'e söyleyin namazı kıldırsın" buyurdu. Bunun üzerine Hafsa'ya “bir de sen söyle dedim”, o da söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Sizler Yusuf'un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz, Ebu Bekir'e söyleyin cemaate namazı kıldırsın," buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e Hz. Peygamber'in (sav) emrini ilettiler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istedi, ancak Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in (ra) namazına uyuyordu.
Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd –lafız İbn Rafi'ye aittir-, onlara Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) benim odama girdiğinde "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, Ebu Bekir pek yufka yürekli birisidir. O Kur'an okuyacak olursa gözyaşlarını tutamaz, keşke Ebu Bekir'den başkasına emretsen” dedim. Âişe der ki: Vallahi, bu söylememin sebebi, insanların Rasulullah'ın (sav) yerine geçecek ilk kimseyi uğursuz saymalarından tedirgin oluşumdu. Âişe der ki: Ben iki ya da üç defa, ona bunu tekrar ettim, bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "insanlara namazı Ebu Bekir kıldırsın. Şüphe yok ki sizler Yusuf'un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaviye ve Veki; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere-, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca ona namaz vaktini bildirmek üzere geldim, bana "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, hiç şüphesiz Ebu Bekir çok yufka yürekli birisidir. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) sesini insanlara işittiremez. Ömer'e emretsen nasıl olur?” dedim. Allah Rasulü "Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben bu sefer, Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir yumuşak kalpli birisidir, Senin durduğun yere duracak olursa (üzüntüsünden) insanlara sesini işittiremez. (Namaz kıldırmasını) Ömer'e emretsen” demesini Hafsa'ya söyledim. Hafsa da bunları Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şüphesiz sizler Yusuf’un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e cemaate namaz kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Âişe der ki: Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Âişe der ki: Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyuyordu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Muaviye ve Veki; (T) Bize Yahya b. Yahya -lafız ona ait olmak üzere-, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe şöyle demiştir: Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca ona namaz vaktini bildirmek üzere geldim, bana "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, hiç şüphesiz Ebu Bekir çok yufka yürekli birisidir. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) sesini insanlara işittiremez. Ömer'e emretsen nasıl olur?” dedim. Allah Rasulü "Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Aişe der ki: Ben bu sefer, Hz. Peygamber'e “Ebu Bekir yumuşak kalpli birisidir, Senin durduğun yere duracak olursa (üzüntüsünden) insanlara sesini işittiremez. (Namaz kıldırmasını) Ömer'e emretsen” demesini Hafsa'ya söyledim. Hafsa da bunları Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "şüphesiz sizler Yusuf’un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz. Ebu Bekir'e söyleyin, insanlara namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ebu Bekir'e cemaate namaz kıldırmasını söylediler. Ebu Bekir namaza başlayınca Rasulullah (sav), kendisinde bir rahatlama hissedip iki adam arasında, (onlardan destek alarak) ayağa kalktı. Ayakları yerde sürünüyordu. Âişe der ki: Hz. Peygamber Mescide girince Ebu Bekir onun girişini fark edip geri çekilmek istediyse de Rasulullah (sav), ona yerinde kalmasını işaret etti ve gelip Ebu Bekir'in sol tarafına oturdu. Âişe der ki: Rasulullah (sav) oturduğu halde insanlara namaz kıldırıyor, Ebu Bekir ayakta Nebi'ye (sav) uyuyor, cemaat de Ebu Bekir'in namazına uyuyordu.