411 Kayıt Bulundu.
Bana Ahmed b. Said Ed-Dârimî, ona Habbân, ona Vüheyb, ona Musa b. Ukbe, ona da Salim, Abdullah'ın hadisinin aynısını rivayet etti. ["Evlatlıklarınızı babalarının adlarıyla çağırın. Bu Allah katında adalete daha uygun bir davranıştır" (el-Ahzâb 33/5) ayeti nazil olmadan önce, biz Zeyd b. Harise'yi, Muhammed'in (sav) oğlu Zeyd diye çağırırdık.]
Açıklama: Hadisin bütünü için bk. M006262.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, Abdullah b. Berrad el-Eş'arî ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Üsame, ona Yezid, ona Ebu Bürde, ona Ebu Musa şöyle demiştir: "Bir oğlum dünyaya geldi. Onu Hz. Peygamber'e (sav) getirdim. Oğluma İbrahim adını verdi ve bir kuru hurmayı çiğneyerek çocuğun damağını bununla ovdu."
Bize Kuteybe b. Said, ona Yakub b. Abdurrahman el-Kârî, ona Musa b. Ukbe, ona Salim b. Abdullah, babasının şöyle söylediğini nakletti: "Evlatlıklarınızı babalarının adlarıyla çağırın. Bu Allah katında adalete daha uygun bir davranıştır" (Ahzâb 33/5) ayeti nazil olmadan önce, biz Zeyd b. Harise'yi, Muhammmed'in (sav) oğlu Zeyd diye çağırıp dururduk. [Şeyh Ebu Ahmed Muhammed b. İsa, bu hadisi Ebu Abbas es-Serrac, Muhammed b. Abdullah b. Yusuf ed-Düveyrî vasıtası ile Kuteybe b. Said'den rivayet etmiştir.]
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Eyyûb, ona İbn Sîrîn, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Ebu Kasım'dan (sav) şöyle buyurdu: "Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın."
Bize Sadaka b. Fadl, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Atâ b. Ebu Meymûne, ona Ebu Râfi, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: "Zeyneb'in adı Berre idi. Bu kız kendini temize çıkarıyor/övüyor, denildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ona Zeyneb adını verdi."
Bize Musa b. İsmail, ona Ebu Avâne, ona Ebu Husayn, ona Ebu Salih, ona Ebu Hureyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın. Her kim beni rüyada görürse beni gerçekte görmüştür. Çünkü şeytan benim suretime bürünemez. Benim adıma bilerek yalan uyduran kişi cehennemdeki yerine hazırlansın."
Bize Ebu Salih Hakem b. Musa, ona Şuayb -yani İbn İshak-, ona Hişam b. Urve, ona Urve b. Zübeyrve Fatıma bt. Münzir b. Zübeyr şöyle demişlerdir: "Esma bt. Ebu Bekir, Abdullah b. Zübeyr'e hamile iken hicret etti. Kuba'ya geldiğinde Kuba'da Abdullah'ı doğurdu. Doğumdan sonra ona tahnik (yiyeceği ezip bebeğin damağına sürmek) için Rasulullah'ın (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) çocuğu ondan alarak kucağına aldı. Sonra kuru hurma getirmelerini istedi. Hz. Aişe, biz hurmayı buluncaya kadar bir müddet aradık demiştir. Rasulullah (sav) hurmayı çiğnedi. Sonra çocuğun ağzına koydu. Bebeğin midesine ilk giren şey Rasulullah'ın (sav) tükrüğü oldu. Sonra Esma, şunu anlatmıştır: Rasulullah (sav) çocuğa elini sürüp, dua etti ve ona Abdullah ismini verdi. Daha sonra yedi veya sekiz yaşında iken Rasulullah'a (sav) bey'at etmeye geldi. Bunu ondan Zübeyr talep etmişti. Rasulullah (sav) onun kendine doğru geldiğini görünce gülümsedi, çocuk da ona bey'at etti."
Bize Muhammed b. Sehl et-Temimî ve Ebu Bekir b. İshak, o ikisine İbn Ebu Meryem, ona Muhammed b. Murtarrif Ebû Ğassân, ona Ebû Hazim, Sehl b. Sa'd'ın şöyle anlattığını rivayet etti: Ebu Useyd'in oğlu Münzir doğduğu zaman Hz. Peygamber'e (sav) getirildi. Rasullullah (sav) çocuğu dizine koydu. Babası Ebu Üseyd de orada oturmakta idi. Bu sırada Hz. Peygamber (sav) önünde bulunan bir şeye daldı. Ebu Üseyd bunu görünce Rasulullah'ın (sav) dizinden çocuğun alınmasını emretti. Rasulullah (sav) (çocuğun dizinde olmadığını) fark edince "çocuk nerede" dedi. Ebu Üseyd; biz onu eve geri gönderdik ya Rasulullah diyerek cevap verdi. Rasulullah (sav); "onun ismi ne idi" diye sordu. Babası fülan dedi. Rasulullah (sav); "fakat sen ona el-Münzir ismini ver" buyurdu. Babası da o gün çocuğa el-Münzir ismini verdi.
Bize Kuteybe b. Said, ona Abdulaziz b. Ebu Hâzim, ona Ebû Hazim, Sehl b. Sa'd'ın şöyle anlattığını rivayet etti: Medine'ye Mervan ailesinden bir kişi vali tayin edildi. (Bu zat) Sehl b. Sa'd'ı çağırarak Hz. Ali'ye sövmesini emretti. Sehl bunu kabul etmedi. Bunun üzerine vali ona; mademki ona sövmeyi kabul etmiyorsun Allah Ebu Türab'a lanet etsin de dedi. Sehl (araya) şunu ekledi: Ali Ebu Türab ismini çok severdi. Bu isimle çağrıldığı zaman sevinirdi. Bu sefer vali, o zaman bize ona Ebu Türab isminin verilme hikayesini anlat dedi. Sehl şöyle dedi: Rasulullah (sav) Fatıma'nın evine geldi. Ali'yi evde göremedi. Bunun üzerine kızına; "amca oğlun nerede" diye sordu. Fatıma, aramızda bir anlaşmazlık çıktı. Bana kızdı, gitti. Yanımda kaylûle de yapmadı diyerek cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) birine (Sehl'e); "Ali nerede bak" dedi. Adam Ali'nin mescitte uyuduğunu söyledi. Rasulullah (sav) Ali'nin yanına geldi. Ali uzanmış, elbisesi (rida) bir tarafa düşmüş, vücudu toprağa bulanmış bir halde idi. Rasulullah (sav) Ali'nin üzerindeki toprağı silmeye başladı ve "kalk Ebu Turab! Kalk Ebu Turab" diye seslendi.