413 Kayıt Bulundu.
Bize Adem b. Ebu İyas, ona Şu'be, ona Humeyd et-Tavîl, Enes b. Mâlik'in şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) çarşıda iken birisi, 'Yâ Ebe’l-Kâsım!' diye seslendi. Nebi (sav) o kişiye dönüp baktı. O kişi ben şuna seslendim dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın." buyurdu.
Bize Mâlik b. İsmail, ona Züheyr, ona Humeyd, Enes'in şöyle anlattığını rivayet etti: Bir kimse Bakî (denilen yerdeki çarşıda) 'Yâ Ebe'l-Kâsım!' diye seslendi. Hz. Peygamber (sav) ona dönüp baktı. O kişi 'Ben seni kastetmedim.' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın." buyurdu.
Bize Sadaka b. Fadl, ona ibn Uyeyne, ona ibn Münkedir, ona da Câbir şöyle rivayet etti: Bizden birinin erkek çocuğu dünyaya geldi ve adını el-Kâsım koydu. Biz de sana 'Biz sana Ebü'l-Kâsım künyesini vermeyiz ve buna rıza da göstermeyiz!' dedik. O da Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "Sen oğluna Abdurrahman ismini ver!" buyurdu.
Bize Müsedded, ona Halid, ona Husayn, ona da Salim, ona da Câbir şöyle rivayet etti: Bizden bir kişinin erkek çocuğu doğdu ve adını el-Kâsım koydu. Ona, Rasulullah'a (sav) sormadan çocuğa bu künyeyi vermeyelim, dediler. Kendisine sorduklarında Hz. Peygamber (sav), "Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın." buyurdu.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Eyyûb, ona İbn Sîrîn, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Ebu Kasım'dan (sav) şöyle buyurdu: "Benim ismimi verin, künyemi kullanmayın."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Süfyan, ona İbn Menkedir, ona da Câbir şöyle rivayet etti: Bizden bir adamın erkek çocuğu dünyaya geldi. Adam ona 'el-Kasım' ismini verdi. Halk da ona 'Bizler sana Ebü'l-Kasım künyesini vermeyiz ve buna rıza da göstermeyiz' dedi. O da (bu durumu) Hz. Peygamber'e (sav) anlattı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Sen oğluna Abdurrahman ismini ver."
Bize Said b. Ebu Meryem, ona Ğassan, ona Ebu Hâzim, ona da Sehl şöyle rivayet etti: Ebu Useyd'in oğlu Münzir doğduğu zaman Hz. Peygamber'e (sav) getirildi. Rasullullah (sav) çocuğu dizine koydu. Babası Ebu Üseyd de orada oturmakta idi. Bu sırada Hz. Peygamber (sav) önünde bulunan bir şeye daldı. Ebu Üseyd bunu görünce Rasulullah'ın (sav) dizinden çocuğun alınmasını emretti. Rasulullah (sav) (çocuğun dizinde olmadığını) fark edince "Çocuk nerede?" dedi. Ebu Üseyd 'Biz onu eve geri gönderdik yâ Rasulallah!' diyerek cevap verdi. Rasulullah (sav) "Onun ismi ne idi?" diye sordu. Babası 'Fülan' dedi. Rasulullah (sav) "Fakat sen ona Münzir ismini ver!" buyurdu. Babası da o gün çocuğa Münzir ismini verdi.
Bize Sadaka b. Fadl, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Atâ b. Ebu Meymûne, ona Ebu Râfi, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: "Zeyneb'in adı Berre idi. Bu kız kendini temize çıkarıyor/övüyor, denildi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ona Zeyneb adını verdi."
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişam, ona İbn Cüreyc, ona da Abdulhamid b. Cübeyr b. Şeybe şöyle rivayet etti: Said b. Müseyyeb'in yanına oturdum. O bana şunu anlattı. Dedesi Hazn, (Bir gün) Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) ona adını sordu. O da, isminin Hazn olduğunu söyledi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Senin adın Sehl olsun." buyurdu. O da, ben, babamın bana verdiği ismi değiştiremem dedi. [Said İbnü’l-Müseyyeb, "O günden sonra ailemizde sürekli bir karamsarlık/kasavet vardı." demiştir.]
Bize Ebu Salih Hakem b. Musa, ona Şuayb -yâni İbn İshak-, ona Hişam b. Urve, ona Urve b. Zübeyr ile Fatıma bint. Münzir b. Zübeyr şöyle demişlerdir: Esma bint. Ebu Bekir, Abdullah b. Zübeyr'e hamile iken hicret etti. Kuba'ya geldiğinde Abdullah'ı orada doğurdu. Doğumdan sonra hurmayı ezip bebeğin damağına sürmesi için bebeği Rasulullah'a (sav) getirdi. "Rasulullah (sav) çocuğu ondan alarak kucağına aldı. Sonra kuru hurma getirmelerini istedi." Hz. Aişe, 'Biz hurma ararken bir müddet orada kaldık.' demiştir. Sonra "Rasulullah (sav) hurmayı çiğnedi ve onu çocuğun ağzına koydu." Bebeğin midesine ilk giren şey Rasulullah'ın (sav) tükürüğü oldu. Sonra Esma şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) çocuğu eliyle sıvazlayıp dua etti ve ona Abdullah ismini verdi." Daha sonra Abdullah yedi veya sekiz yaşında iken Rasulullah'a (sav) biat etmeye geldi. Bunu ondan babası Zübeyr talep etmişti. "Rasulullah (sav) onun kendine doğru geldiğini görünce tebessüm etti, Abdullah da ona biat etti."