Giriş

Bize Ebu Küreyb, ona Vekî, ona Fudayl b. Gazvân, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre bir misafir, Ensâr'dan bir adamın yanında geceyi geçirmişti. [Ensâr'dan o kimsenin] sadece kendisine ve çocuklarına yetecek kadar yiyeceği vardı. Karısına "Çocukları uyut, kandili söndür ve yemeği de misafirin önüne yaklaştır" demişti. Bunun üzerine "Ve onlardan bazıları zor durumda olsalar bile diğerlerini kendilerine tercih ederler" (Haşr, 59/9) ayeti nazil olmuştur. žTirmizî: Bu hadis, hasen sahihtir.


Açıklama: İlgili ayetin tam meali: Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir. (Haşr, 59/9)

    Öneri Formu
19873 T003304 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 59

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ca'fer b. Avn, ona Ebu'l-Umeys, ona Avn b. Ebu Cuhayfe, ona da babası [Ebu Cuhayfe] şöyle rivayet etmiştir "Hz. Peygamber (sav) Selmân el-Fârisî ile Ebu'd-Derdâ arasında kardeşlik akdi yapmıştı. Selmân bir gün Ebu'd-Derdâ'yı ziyarete gitti. (Ebu'd-Derdâ evde yoktu). Ümmü'd-Derdâ'yı eski bir elbise içinde perişan bir halde gördü. 'Bu halin nedir?' dedi. Ümmü’d-Derdâ 'Kardeşin Ebu’d-Derdâ’nın dünya ile alakası kalmadı' diye şikayetlendi. Bu sırada Ebu’d-Derdâ da geldi, Selmân’a yemek hazırladı ve 'Sen buyur ye, ben oruçluyum' dedi. Selmân 'Sen yemedikçe ben de yemem' dedi. Bunun üzerine Ebu’d-Derdâ da yedi. Gece olunca Ebu’d-Derdâ, ibâdete hazırlandı. Selmâ 'Uyu!' dedi. O da uyudu. Bir müddet geçtikten sonra yine kalkacak oldu. Selmân yine 'Yat uyu!' dedi. Gecenin sonuna doğru Selmân 'Şimdi kalk!' dedi. Kalkıp birlikte namaz kıldılar. Sonra Selmân ona dedi ki 'Şüphesiz ki nefsinin sende hakkı vardır. Rabbinin sende hakkı vardır, misafirinin sende hakkı vardır, ailenin de sende hakkı vardır. Her hak sahibine hakkını ver!' Sonra gelip Hz. Peygamber'e (sav) bu hadiseyi anlattılar. Hz. Peygamber (sav), "Selmân doğru söylemiş" buyurdu. Ebu İsa [Tirmizi] şöyle demiştir "Bu, sahîh bir hadistir. Ebu'l-Umeys'in adı Utbe b. Abdullah'tır. Abdurrahman b. Abdullah el-Mes'ûdî'nin kardeşidir."


    Öneri Formu
14102 T002413 Tirmizi, Zühd, 64

Bize Kuteybe, ona Leys, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona da Ebu'l-Hayr, Abdullah b. Amr'ın şöyle dediğini rivayet etti "Bir adam, Rasulullah'a (sav) hangi amellerinin daha hayırlı olduğunu sordu. Rasulullah (sav) de şöyle cevap verdi 'Yemek yedirmen ve tanıdığına tanımadığına selam vermen.'


    Öneri Formu
26568 N005003 Nesai, İman ve Şerâiuhû, 12

Bize Ebu Musa Muhammed b. el-Müsennâ, ona Muhammed b. Ca'fer, ona Şu'be, ona Yezîd b. Humeyr eş-Şâmî, ona da Abdullah b. Büsr şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), babama misafir olmuştu, Ona (sav) yemek sunduk. [Rasulullah (sav)], yemekten yedi. Sonra kuru hurma getirildi. Hurmayı yiyor ve şehadet parmağıyla orta parmağını birleştirip iki parmağıyla çekirdeğini atıyordu. Şu'be şöyle dedi: Zannediyorum ki çekirdeği iki parmağının arasına alıp atmıştır. Sonra içecek getirildi. İçecekten biraz içti, sonra kabı yanındaki kişiye verdi. Babam, Rasulullah'ın (sav) devesinin yularını tutarak "Bizim için dua ediniz" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Allahım onların rızkına bereket ver, onları bağışla ve onlara merhamet et" diye dua etti. Tirmizî şöyle demiştir: Bu, hasen-sahih bir hadistir. [Bu hadis], bu vecih [isnad] dışında Abdullah b. Büsr'den de rivayet edilmiştir.


    Öneri Formu
21267 T003576 Tirmizi, Daavât, 117

Bize Muhammed b. Rumh, ona Leys b. Sa'd, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona Ebu'l-Hayr, ona da Ukbe b. Âmir şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav) "Siz bizi bazı topluluklara gönderiyorsunuz. Onlara konuk oluyoruz ama bize ikramda bulunmuyorlar. Bu konuda ne dersiniz?" diye sorduk. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Eğer bir topluluğa konuk olur da onlar size gerektiği gibi misafirperverlik gösterir ve ikramda bulunurlarsa bunu kabul edin. Eğer bunu yapmazlarsa onların üzerindeki misafirlik hakkınızı alın."


    Öneri Formu
30583 İM003676 İbn Mâce, Edeb, 5

Bize Mahmûd b. Gaylân, ona Ebu Dâvud, ona Şu'be, ona Simâk b. Harb, ona da Câbir b. Semüre'nin ın rivayet ettiğine göre "Rasulullah (sav), [Medîne’ye hicret ettiğinde] Ebu Eyyûb'un [el-Ensârî] evine misafir olmuştu. [Rasulullah (sav)] Yemek yediği zaman artanını Ebu Eyyûb'e geri gönderirdi. Bir gün yemeği hiç yemeden Ebu Eyyûb'a geri göndermişti. Ebu Eyyûb da Hz. Peygamber'e (sav) gelip durumu öğrenmek istedi. Hz. Peygamber (sav) "O yemekte sarımsak vardı!" buyurdu. Ebu Eyyûb, "Ey Allah’ın Rasulü! Sarımsak haram mıdır?" diye sorunca "Hayır, ama [kötü] kokusu sebebiyle ondan hoşlanmıyorum" buyurdu. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, hasen-sahîhtir.


    Öneri Formu
21698 T001807 Tirmizi, Et'ime, 13

Bize Ali b. Muhammed, ona Vekî', ona Süfyân, ona Mansûr, ona Şa'bî, ona da Mikdâm Ebu Kerîme, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Misafirin (birinci) gecesinde onu ağırlamak her müslümanın üzerine düşen bir görevdir. Her kim misafir olarak bir kimsenin evinin önünde sabahlarsa, bu kimseye ikramda bulunmak ev sahibi üzerine bir borçtur. Kişi dilerse borcunu öder ve kurtulur, dilerse ödemez ve borçlu olarak kalır."


    Öneri Formu
30584 İM003677 İbn Mâce, Edeb, 5

Bize Ebu Saîd el-Eşec, ona İsmail b. İbrahim Ebu Yahya et-Teymî, ona İbrahim Ebu İshâk el-Mahzûmî, ona Saîd el-Makburî, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir: "Ben kendilerinden daha iyi bildiğim halde bana bir şeyler yedirsinler diye Hz. Peygamber'in (sav) ashabından birilerine bazı ayetler hakkında soru sorardım. Cafer b. Ebu Talib'e sorduğumda bana hemen cevap vermez, evine götürürdü. Eşine "Ey Esma! Bize yemek getir!" derdi. Eşi bize yemek verdikten sonra bana cevap verirdi. Cafer, fakirleri çok sever, onlarla birlikte oturur ve sohbet ederdi. Bu sebeple Rasulullah (sav), ona yoksulların babası adını vermişti. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis, garîbdir. Ebu İshak el-Mahzûmî, İbrahim b. Fadl el-Medenî'dir. Ehl-i hadisten bazıları, onu hafızası yönünden tenkit etmişler ve onun garîb rivayetleri olduğunu söylemişlerdir.


    Öneri Formu
23661 T003766 Tirmizi, Menâkıb, 29

Bize Mâlik, ona Saîd b. Ebu Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şüreyh el-Ka'bî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsa ya hayır söylesin yahut sussun. Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa komşusuna iyi davransın. Her kim Allah ve âhiret gününe iman ediyorsa misafirine ikram etsin. Misafir bir gün izzet ve ikramla ağırlanır. Normal bir şekilde ağırlanması ise üç gündür. Üç günden sonrası [ev sahibinden misafirine] sadakadır. Misafirin ev sahibini sıkıntıda bırakacak kadar uzun süre kalması helal olmaz."


    Öneri Formu
38619 MU001695 Muvatta, Sıfatu'n-Nebî, 10

Bize Muhammed b. el-Müsennâ, ona İbn Ebu Adî, ona Humeyd, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Ümmü Süleym benimle birlikte içinde yaş hurma bulunan bir sepeti Rasulullah'a (sav) göndermişti. Onu evinde bulamamıştım. Kendisini yemeğe davet eden bir dostunun evine gitmişti. Oraya vardığımda yemek yiyordu. Beni de yemek yemem için [sofraya] davet etti. Etli ve kabaklı tirit yapılmıştı. Baktım Rasulullah (sav), kabaktan hoşlanıyor, ben de [tiridin içindeki] kabak parçalarını toplayıp O'na (sav) yaklaştırmaya başladım. Biz yemeği bitirip doyunca Rasulullah (sav), evine döndü. [Hurma] Sepetini önüne koydum. Hz. Peygamber (sav) hurmayı yemeye ve taksim etmeye başladı ve böylece [sepetteki] hurmayı bitirdi.


    Öneri Formu
30776 İM003303 İbn Mâce, Et'ime, 26