حدثنا سعيد بن أبي مريم قال أخبرنا محمد بن جعفر قال حدثنا زيد بن أسلم عن أبيه عن عمر بن الخطاب قال : لا يكن حبك كلفا ولا بغضك تلفا فقلت كيف ذاك قال إذا أحببت كلفت كلف الصبي وإذا أبغضت أحببت لصاحبك التلف
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166591, EM001322
Hadis:
حدثنا سعيد بن أبي مريم قال أخبرنا محمد بن جعفر قال حدثنا زيد بن أسلم عن أبيه عن عمر بن الخطاب قال : لا يكن حبك كلفا ولا بغضك تلفا فقلت كيف ذاك قال إذا أحببت كلفت كلف الصبي وإذا أبغضت أحببت لصاحبك التلف
Tercemesi:
Ömer ibııi. Hattab (Aacllyal$!w anh)'dm rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«Sevgin taşkınlık derecesinde bir yük olmasın. Düşmanlığın da (yok etme derecesinde) telef olmasın. (Kavilerden Eşlem dedi kî) : Sordum. Bu nasıldır? O şöyle dedi : «Sevdiğin zaman, çocuğun düşkünlükle sevmesi gibi külfetle seversin ve düşmanlık ettiğin zaman da, arkadaşının yok olmasını istersin.»[1382]
Hz. Ömer (Radiyaliahü anh) ' Hazretlerinden rivayet edilen bu ho-berİn lâfzı, bundan öncekinden değişik1 ise de, mânâ bakımından aralarında fork yoktur. Her iki haber de, gerek dostluk kurmakta ve gerekse düşmanlık etmekte itidali tavsiye etmekte ve taşkınlıktan sakındırmaktadır. Ne çocukların bazı şeylere karşı olan aşın sevgileri gibi sevmeli, ne de bir kimsenin telef oiması derecesinde kin ve düşmanlık beslemelidir. Her ikî hal, İsİâm edeb ve ahlâkının benimsemediği ve hoş görmediği tutum ve hareketlerdir.
Bu haberi Abdürrezz-ak «Musannef» adlı eserinde, yine ravüer-den Hz. Eşlem yolu iie Ömer (Radiyallahuanh) Hazretlerinden rivayet etmektedir. Bunlardan başka bîr kaynak bu haber için bulunomamış-îır. İmam Buhârî Hazretlerinin de «El-Edebü'l-Müfred» odı altında der-lemîş olduğu Hadîs-i Şerîfier mecmuası da bu son haberler sona eriyor ve ünsanin her yaşayış anında sahip bulunduğu sevmek ve sevmemek hasletlerinde ölçüyü iaşırmamak bize tavsiye ediliyor ve İki zıd kutup arasında İslâm edeb ve ahlâkının güzelliklerini yaşamak öğretilmiş bulunuyor. Kur'-ân-ı Kerim ve Hadîs-İ Şeriflerle bütünleşen islâm dininin bu İki rüknünden 'bİrî bulunan hadîsler kısmım en sağlam ve en îlmî bîr şekilde ötmez usullere dayanarak bize miras bırakan imam Buhârî Hazretlerine her hizmetinde olduğu gibi, bu eserinden dolayı da Yüce Allah'dan bol bol rahmet diier, kusur ve hatalarımın bağışlanmasını ve ehl-i sünnet yolundan ay-rılmayarak iman selâmeti île göçmemizi yine Cenab-ı Hak'dan niyaz ederim.[1383]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1322, /987
Senetler:
()
Konular:
Arkadaş, Arkadaşlık, arkadaşlık ilişkileri
Dostluk, arkadaşlık
Sosyalleşme, temel prensipler
أخبرنا أبو عبد الله الحافظ نا أبو العباس محمد بن يعقوب نا محمد بن إسحاق نا الأسود بن عامر أنا أبو كدينة عن ليث عن مجاهد قال : كانوا يقولون لا خير لك في صحبة من لا يرى لك من الحق مثل ما ترى له
Öneri Formu
Hadis Id, No:
202103, BŞ9502
Hadis:
أخبرنا أبو عبد الله الحافظ نا أبو العباس محمد بن يعقوب نا محمد بن إسحاق نا الأسود بن عامر أنا أبو كدينة عن ليث عن مجاهد قال : كانوا يقولون لا خير لك في صحبة من لا يرى لك من الحق مثل ما ترى له
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Dostluk, arkadaşlık
KTB, DOST, DOSTLUK, ARKADAŞLIK
Sosyalleşme, temel prensipler
عبد الرزاق عن هشيم عن يعلى بن عطاء عن عبد الرحمن ابن زياد قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : من نظر إلى أخيه المسلم نظرة يخيفه بها ، أخافه الله يوم القيامة.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
78949, MA009187
Hadis:
عبد الرزاق عن هشيم عن يعلى بن عطاء عن عبد الرحمن ابن زياد قال : قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : من نظر إلى أخيه المسلم نظرة يخيفه بها ، أخافه الله يوم القيامة.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Menâsik 9187, 5/139
Senetler:
()
Konular:
Müslüman, Güleryüzlü
Sosyalleşme, temel prensipler
قال أبو عبد الله يعنى البخاري حدثنا أصحابنا عن وكيع عن سفيان عن عبد الله بن دينار عن بن عمر قال : لكن أبو حفص عمر قضى
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163299, EM000046
Hadis:
قال أبو عبد الله يعنى البخاري حدثنا أصحابنا عن وكيع عن سفيان عن عبد الله بن دينار عن بن عمر قال : لكن أبو حفص عمر قضى
Tercemesi:
(17-s) İbni Ömer'den, şöyle demiştir:
«— Fakat Ebû Hafs = Ömer, hüküm vermiştir.»[92]
Ibni Ömer, bu sözü hangi hadise üzerine söylediğine dair bir kaynak bulunamamıştır. Ancak Hazreti ö m e r 'in künyesi Ebu Hafs olduğundan, oğlu babasına bu künye ile işaret etmiş ve onu kasd etmiştir. Bu da babanın künye İle çağnlabileceğİni teyid esnektedir.[93]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 46, /93
Senetler:
0. Mevkuf (Mevkuf)
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
3. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
Konular:
Haklar, Baba hakkı
Sosyalleşme, temel prensipler
حدثنا محمد بن عبيد بن ميمون قال حدثنا مسكين بن بكير الحذاء الحراني عن جعفر بن برقان عن يزيد بن الأصم قال سمعت أبا هريرة يقول : يبصر أحدكم القذاة في عين أخيه وينسى الجذل أو الجذع في عين نفسه قال أبو عبيد الجذل الخشبة العالية الكبيرة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164862, EM000592
Hadis:
حدثنا محمد بن عبيد بن ميمون قال حدثنا مسكين بن بكير الحذاء الحراني عن جعفر بن برقان عن يزيد بن الأصم قال سمعت أبا هريرة يقول : يبصر أحدكم القذاة في عين أخيه وينسى الجذل أو الجذع في عين نفسه قال أبو عبيد الجذل الخشبة العالية الكبيرة
Tercemesi:
Yezîd İbni'l-Esam'dan rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Ebû Hüreyre'nin şöyle söylediğini işittim:
«— Sizden biriniz, kardeşinin gözündeki çöpü görür de, kendi gözündeki kirişi —veya kütüğü— unutur.»
Ebû Ubeyd demiştir ki:
— «Cezel» büyük ve yüksek ağaca denir.[1149]
Devamlı olarak nefsini murakabe etmeyen ve kontrol altında bulundurmayan kimse, karşısındaki kardeşinin kusur ve ayıplan ile meşgul olur. Böylece kendinde bulunan büyük kusurları unutur da kardeşinin önemsiz kusurları dolayısiyle ona tecavüze kadar gider ve onu incitir. Bu,şekildeki hareket de bir qzgınlık ye taşkınlık işidir, bir haksızlıktır. Böyle bir tutumdan kurtulup selâmete çıkmak iÇİn, önce vnsan kendi hareketlerini kontrol altına almalı ve nefsini düzeltmelidir. Aksi halde zulmetmiş olur.[1150]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 592, /468
Senetler:
1. Mevkuf (Mevkuf)
2. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
3. Yezid b. Esam el-Amirî (Abduamr b. Ades b. Ubade b. Bekkâ b. Âmir)
4. Ebu Abdullah Cafer b. Burkan el-Kilabî (Cafer b. Burkân)
5. Miskin b. Bükeyr el-Harrânî (Miskin b. Bükeyr)
6. Muhammed b. Ebu Abbad el-Kuraşi (Muhammed b. Ubeyd b. Meymun)
Konular:
Ahlak, güzel ahlak
Müslüman, ayıbını araştırmamak
Özür, özür dileyeni mazur görmek
Sosyalleşme, temel prensipler
Tartışma
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا أبو معاوية قال حدثنا هشام عن وهب بن كيسان قال سمعت عبد الله بن الزبير يقول على المنبر : خذ العفو وأمر بالعرف وأعرض عن الجاهلين قال والله ما أمر بها أن تؤخذ إلا من أخلاق الناس والله لآخذنها منهم ما صحبتهم
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164056, EM000244
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال حدثنا أبو معاوية قال حدثنا هشام عن وهب بن كيسان قال سمعت عبد الله بن الزبير يقول على المنبر : خذ العفو وأمر بالعرف وأعرض عن الجاهلين قال والله ما أمر بها أن تؤخذ إلا من أخلاق الناس والله لآخذنها منهم ما صحبتهم
Tercemesi:
Abdullah îbni Zübeyr (Radiyallahu anh)'den Minber üzerinde şöyle dediği işitilmiştir;
«Bağışlama yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.» (A'raf Sûresi, Âyet: 190)
Âyeti okuduktan sonra dedi ki;
«Allah'a yemin ederim! Bu âyet-i kerîme ile, insanların ahlâkından en kolayını almaktan başka bir şey ile emredilmemiştir. Allah'a yemin ederim ki, ben insanlarla arkadaşlık ettiğim müddet bunu uygulayacağım, (insanlar için günah olmıyan kolay tarafı tutacağım, onlara iyi muamele edip güçlük çıkarmıyacağım).[486]
A'raf sûresinin 199 uncu âyet-İ kerîmesinde üç hususa işaret buyurulmaktadır :
1— İnsanlara afv ile muamele etmek. Afvın lügat manâsı, bağışlamak, silmek, yok etmektir. Afv kelimesi Cenab-ı Hak'ka nispet edildiği zaman, kullarına azab etmeyişi, onların günâhlarını mahvedişi ve silmesi manâsını taşır. Ayrıca bir şeyin en iyisine, en seçkinine ve enfesine de afv denir. İnsanların afv ile muamele etmesi, hem kendilerine edilen zulmü bağışlamaları, hem de ahlâkın iyi ve kolay tarafını seçerek hemcinsleri ile geçinmeleri ve idare etmeleri demektir. İşte Cenab-ı Hak bize bunu emretmektedir.
2— İkinci husus olarak Allah Tealâ bize ma'rufu (iyilik etmeyi) emretmektedir. Allah Tealânın ve Peygamberinin emirleri gereğince hareket etmek ve bu buyrukları tavsiye edip öğretmek hep maruf olan işlerdir. Her mükellef elinden geldiği kadar öğrenip yaşamak ve başkasına da öğretip tatbikine çalışmak sorumluluğunu taşır. Bu, müminlere dü^en önemli bir vazifedir.
3— Cahillerden yüz çevirmek. Gerçeği kabul etmiyen ve söz dinlsmi-yen inatçı cahillerden hoş ve iyi bir hareketle yüz çevirmek gerekir. Çünkü cahiller sözlerini bilmezler, fesad çıkarmtya sebep olurlar ve ahengi bozarlar. Buna meydan vermemek için sabırla ve yumuşak bir huyla mücadeleyi terk etmek lâzımdır.
Abdullah ibni Zübeyr kimdir? :
Hicret yılında Medine'de doğmuştur. Künyesi Ebu Hubeyb ve E b u Bekir olup, annesi Esma, Hz. Ebu Bekir (Radiyallahu anh)\n kızıdır. Hz. Â i ş e , A b d u I I a h 'm teyzesi oluyor. Küçük yaşta Hz. Peygamber'den hadîs ezberlemiştir. A b d u II a h 'm büyük annesi S a f i y y e de Resûlüllah {Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in halasıdır. Cesur, kahraman, güzel söz söyliyen bir hatip ve iyi bir binici İdi.
Muaviye ibni Yezîd'in vefatından sonra Hİcaz, Yemen, Mısır ve Irak dokuz yıl İdaresi altında bulunmuştur. Nihayet H a c c a c 'la aralarında vuku bulan savaşta Abdullah, Mekke'de muhasara edif-di ve H a c c a c tarafından hicretin 74. yılında şehid edildi. Geceleri namazla geçirir ve gündüzleri de oruç tutardı. Allah ondan razı olsun.[487]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 244, /224
Senetler:
()
Konular:
Ahlak, birey ahlakı
Ahlak, güzel ahlak
Ahlak, toplumsal ahlak
Emr-i bi'l-maruf, Nehy-i ani'l-münker, iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak
Örf, hareket ölçüsü olarak kullanımı
Sosyalleşme, temel prensipler
Teşvik edilenler, Bağışlayıcı olmak
Teşvik edilenler, Ma'rufu emr/münkerden nehy
حدثنا أبو نعيم قال حدثني الأعمش عن أبي إسحاق عن أبي الأحوص عن عبد الله قال : إذا طلب أحدكم الحاجة فليطلبها طلبا يسيرا فانما له ما قدر له ولا يأتي أحدكم صاحبه فيمدحه فيقطع ظهره
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165058, EM000779
Hadis:
حدثنا أبو نعيم قال حدثني الأعمش عن أبي إسحاق عن أبي الأحوص عن عبد الله قال : إذا طلب أحدكم الحاجة فليطلبها طلبا يسيرا فانما له ما قدر له ولا يأتي أحدكم صاحبه فيمدحه فيقطع ظهره
Tercemesi:
Abdullah'dan rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir:
«— Sizden biriniz ihtiyaç talebinde bulunduğu zaman, onu az (ve hafif) istesin. Muhakkak ki insan» takdir edilen ona gelir. Sizden biriniz arkadaşını överek yanına varmasın; yoksa belini kırar (onu mahveder).»[279]
Bu haberde iki hususa işaret edilmektedir :
Birincisi; insan herhangi bir ihtiyacını karşılamak üzere bir arkadaşına müracaat ettiği zaman, aşın hareket etmeyerek en kısa ve kolay yoldan talepte bulunmalıdır. Böyle hareket edilince, karşı taraf hem ürkütülmez, hem de müşkül bîr duruma sokulmuş olmaz. Sebebe baş vurarak gerekli müracaat yapılır. Ondan sonra mukadder ne ise, ona kavuşulur. Fazlaya kaçmak ve İsrarla hareket etmekte hududu tecavüz yar, kardeşlik bağlarını zedelemek var, vakarı terk edip zillete düşme var.
İkincisi, insan emeline ulaşmak için, bazı menfaatler elde etmek için arkadaşını överse, inanmadığı bir işi yapmış olur ki, bu sahtekârlıktır, riyakârlıktır, iki yüzlülük ve yalancılıktır. Bunlar haram şeylerdir. Bir de ciddî olarak doğruyu ifade suretiyle bir kimse övülür ve yüzüne karşı sena edilirse, ona ihanet edilmiş olur. Adam bundan kibirlenir ve kendini büyük görmeye başlar. Kibir ise, insanları helake götüren manevî bir hastalıktır, haram olan bir iştir.»
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 779, /620
Senetler:
()
Konular:
Övgü, insanlar arasında övgü
Sosyalleşme, temel prensipler
Yardımseverlik, ihtiyaç halinde yardım istemek
وعن الحسن بن عمرو الفقيمي عن منذر الثوري عن محمد بن الحنفية قال : ليس بحكيم من لا يعاشر بالمعروف من لا يجد من معاشرته بدا حتى يجعل الله له فرجا أو مخرجا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165583, EM000889
Hadis:
وعن الحسن بن عمرو الفقيمي عن منذر الثوري عن محمد بن الحنفية قال : ليس بحكيم من لا يعاشر بالمعروف من لا يجد من معاشرته بدا حتى يجعل الله له فرجا أو مخرجا
Tercemesi:
— (207-s.) Muhammed ibni'l-Hanefiyye'den rivayet edildiğine
— (Görülecek işine) yakınlarından bir çare bulamıyan kimse, —Allah ona bir genişlik veya bir çıkış yolu yaratıncaya kadar — o işle iyi bir şekilde ünsiyet etmezse, o kimse tedbir ve akıl sahibi değildir.[501]
Dünyaya müteallik herhangi bîr iş veya ihtiyaç karşısında kalan bir insan, bu ihtiyacını kendi akraba ve elde mevcut imkânlarla başaramayacağı takdirde acele etmeyip beklemeli ve Allah'dan bir kurtuluş kapısı açılmasına kadar sabretmelidir. Böyle hareket etmeyen kimse, ince düşünceli değildir, işlerdeki hikmeti kavrayamamıştır. Burada da teennî İle hareketin hikmet olduğu belirtilmekte ve önceki hadîs-i şerîfİn mânâsına uygun düşmektedir.
(Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.).[502]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 889, /689
Senetler:
()
Konular:
Sosyalleşme, temel prensipler
حدثنا محمد قال أخبرنا عبد الله بن زيد بن أسلم عن أبيه عن جده قال قال لي عمر : إذا أرسلتك إلى رجل فلا تخبره بما أرسلتك إليه فإن الشيطان يعد له كذبة عند ذلك
Öneri Formu
Hadis Id, No:
166256, EM001156
Hadis:
حدثنا محمد قال أخبرنا عبد الله بن زيد بن أسلم عن أبيه عن جده قال قال لي عمر : إذا أرسلتك إلى رجل فلا تخبره بما أرسلتك إليه فإن الشيطان يعد له كذبة عند ذلك
Tercemesi:
— (312-s.) Eslem'den rivayet edildiğine göre, demiştir ki, Ömer (RadiyallahM anh) bana şöyle söyledi:
«Seni bir adama (iş için) gönderdiğim zaman, ne için seni kendisine gönderdiğimi (önceden) ona haber verme; çünkü Şeytan' bu takdirde ona yalan hazırlar.»[1042]
Herhangi bir İşi başarmak veya karşılamak üzere bir adam başkasına gitmek görevi ile görevlendirilirse, karşı tarafa önceden tedbir almck fırsatını bırakmamak için görevli kimse maksadını evvelden muhatabına bildir-memelİdir. Eğer vaktinden önce haberdar edHİrse, geniş zaman içinde Şeytanın dürtüklemesİ ile bazı kuruntular ve kaçamak yollar düzenlenmesine meydan bırakılmış olur ve maksat da çok kere elde edilmiş olmaz. İnsan ilk düşünüşte hile ve kaçamak dışı hareket eder. Bunun İçin meşru İşlerin askıda ve sürüncemede kalmaması önceden haber vermeyişie mümkün olur. Başarı sağlamakta kısa ve kestirme yol budur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1156, /879
Senetler:
()
Konular:
Aldatma, söz ve fiillerle yanıltmak
Şeytan, sembolizmi, bağlanması
Sosyalleşme, temel prensipler