321 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Habib el-Hârisî, Asım b. Nadr et-Teymî ve Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî, onlara Mu'temir b. Süleyman, -hadisin lafızları İbn Habib'e aittir-, ona babası (Süleyman b. Tarhân), ona Ebu Miclez, ona da Enes b. Malik şunu rivayet etti: Hz. Peygamber (sav), Zeyneb bt. Cahş ile evlendiği vakit insanları davet etti. İnsanlar yemek yediler ve ardından oturup sohbete daldılar. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kalkmak için hazırlanıyor gibi yaptı; fakat insanlar oturmaya devam ettiler. Hz. Peygamber (sav) bu durumu görünce kalktı. O kalkınca insanlardan bazıları da kalktılar. Bu arada Asım ve İbn Abdüla'la, rivayet ettikleri hadiste; üç kişi oturmaya devam etti ilavesinde bulunmuşlardır. Bilahare Hz. Peygamber (sav) eve girmek üzere geri geldi; bir de baktı ki insanlar hâlâ oturuyorlar. Daha sonra onlar da kalkıp gittiler. Hemen gelip Hz. Peygamber'e (sav) onların ayrıldıklarını haber verdim. Bunun üzerine Hz. Peygamber geri geldi ve içeri girdi. Âdetim üzere ben de girecek oldum, fakat benimle kendisi arasına perde gerdi. Böylelikle Allah (ac); "ey iman edenler! Bir yemeğe davet edilmek üzere sizlere izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Davet edildiğiniz zaman da yemeğin hazır olacağı vakti bekler tarzda öncesinden gitmeyin" ayetini "muhakkak ki bu, Allah katında büyük bir günahtır" olan kısmına kadar indirdi. (Ahzab, 33/53)
Açıklama: Konuyla ilgili ayet şu şekildedir: "Ey:"Ey iman edenler! Bir yemeğe davet edilmek üzere sizlere izin verilmedikçe Peygamber’in evlerine girmeyin. Davet edildiğiniz zaman da yemeğin hazır olacağı vakti bekler tarzda öncesinden gitmeyin. Fakat davet edildiğiniz zaman (elbette) girin. Yemeği yiyince de dağılın; konuşma arzusuyla sohbete dalmayın. Kuşkusuz böyle yapmanız Peygamber’e sıkıntı vermekte ancak o, bunun söyleme konusunda sizden utanmaktadır. Oysa Allah hakkı söylemekten çekinmez. Peygamber eşlerinden bir şey isteyeceğinizde onu perde arkasından isteyin. Bu sayede sizin gönülleriniz de onların gönülleri de daha temiz kalır. Bundan sonra ne Allah'ın Rasulünü üzmeniz ve ne de O'nun eşlerini nikahlamanız asla caiz değildir. Doğrusu bu, Allah katında büyük bir günahtır." (Ahzab, 33/53)
Bize Muhammed b. Hatim b. Meymun, ona Behz; (T) Bize Muhammed b. Râfi', ona Ebu Nadr Haşim b. Kasım, o ikisine Süleyman b. Muğîra, ona Sabit, ona da Enes b. Malik şunu rivayet etti: Zeyneb'in iddeti dolunca Rasulullah (sav), Zeyd'e; "kendisine evlenme teklifimi bildir" dedi. Bunun üzerine Zeyd hemen oradan ayrıldı ve Zeyneb'in yanına geldi. Bu esnada o, hamurunu mayalamakla meşguldü. Zeyd dedi ki: Onu görünce (Hz. Peygamber'in eşi olacağından) kalbimde yüceldi. Öyle ki Rasulullah'ın (sav) evlenme teklifinden dolayı kendisine bakamadım ve geri çekilip sırtımı döndüm. Ardından; ey Zeyneb! Rasulullah (sav) size evlenme teklif ediyor dedim. O da ben Rabbime istihâre etmedikçe herhangi bir şey yapmayacağım dedi ve ayağa kalkıp evindeki mescide geçti. Bilahare ilgili ayetler (Ahzab, 33/37-38) nazil oldu ve Rasulullah (sav) izin istemeksizin onun yanına geçti. Enes devamında şöyle dedi: Vallahi, güneş yükseldiği vakit Rasulullah'ın (sav) bizlere ekmek ve et ikram ettiği zamanki halimizi hatırlıyorum da insanlar çıkıp gitmiş, odada bazı kimseler kalmış, yemekten sonra sohbete devam ediyorlardı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) dışarı çıktı. Ben de kendisini takip ettim. Rasulullah (sav) tek tek eşlerinin odalarına uğruyor onlar da kendisine; ya Rasulallah! Yeni eşini nasıl buldun diye soruyorlardı. Bilemiyorum. Acaba ben mi Rasulullah'a (sav) insanların gittiğini haber verdim yoksa o mu bunu bana söyledi? Bunun üzerine Rasulullah (sav) dönüp odasına geçti. Âdetim üzere ben de kendisiyle birlikte odaya girecek oldum fakat benimle kendisi arasına bir perde gerdi. Ardından hicab ayetleri nazil oldu ve insanlar kendilerine yapılan nasihati kabullenip ona uygun davrandılar. İbn Râfi' rivayetine; "ey iman edenler! Bir yemeğe davet edilmek üzere sizlere izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Davet edildiğiniz zaman da yemeğin hazır olacağı vakti bekler tarzda öncesinden gitmeyin" kısmından "oysa Allah hakkı söylemekten çekinmez" olan kısmına kadarını ilave etmiştir. (Ahzab, 33/53)
Bize Kuteybe b. Said, ona Cafer b. Süleyman, ona el-Ca'd Ebu Osman, ona da Enes b. Malik şunu rivayet etti: Rasulullah (sav) evlenip gerdek gecesine girmişti. Annem Ümmü Süleym tirit yemeği hazırlayıp bir kaba koydu. Bana, Enes! Bunu Rasulullah'a (sav) götür. Kendisine bunu sana annem gönderdi, onun sana selamı var ve Ya Rasulullah (sav) bu, bizden sana gönderilen az bir yemektir söyle dedi. Ben de tirit yemeğini Rasulullah (sav) götürüp annemin sana selamı var ve Ey Allah'ın Rasulü (sav)! Bu, bizden sana gönderilen az bir yemektir dediğini söyledim. Bana; "onu indir sonra da git şunları şunları ve karşılaştığın herkesi çağır" buyurdu ve birkaç isim söyledi. Rasulullah'ın (sav) ismini belirtiği ve karşılaştığım kimseleri çağırdım. –Hadisi Enes'ten dinleyen ravi- Ebu Osman, Enes'e; kaç kişiydiniz diye sordu. O da yaklaşık üç yüz kadardı dedi. Rasulullah (sav) bana; "Enes! Çömleği getir" buyurdu. Ardından Suffe mektebi ve Rasulullah'ın (sav) evi doluncaya kadar içeri girdiler. Allah'ın Rasulü (sav); "onar kişilik halka kurulsun ve herkes önünden yesin" dedi. Enes; hepsi de yemeğini yiyip doydular dedi. Böylece herkes doyuncaya kadar bir grup çıkıp bir grup da girdi. Bundan sonra Rasulullah (sav) bana; "yemeği kaldır" buyurdu. Ben de yemeği kaldırdım ama yemeği bıraktığımda mı yoksa kaldırdığımda mı daha çoktu bilemiyorum. Davetlilerden bazıları, Rasulullah'ın (sav) evinde oturup sohbete daldılar. Rasulullah da (sav) orada oturmuş, hanımı da yüzü duvara dönük bir vaziyette bulunuyordu. Bu davranışlarıyla Allah Rasulü'ne (sav) rahatsızlık vermişlerdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) oradan çıkıp diğer hanımlarının yanına uğrayarak onlara selam verdi. Sonra tekrar evine döndü. Oradakiler Rasulullah'ın (sav) geldiğini görünce O'na (sav), rahatsızlık verdiklerini anlayıp hemen kapıya koşarak oradan ayırıldılar. Ben orada bulunuyorken Allah'ın Rasulü (sav) geldi, perdeyi salıp içeri girdi. Çok zaman geçmeden Rasulullah (sav) yanıma geldi ve şu ayet nazil olmuştu: "Ey iman edenler! Nebî'nin evlerine size yemek yemek için izin verilmeden girmeyin. Yemek vaktini de beklemeye kalkışmayın ancak davet olunduğunuzda girin. Yemek yediğinizde söze dalmak için beklemeyin hemen dağılın; zira bu davranışın Nebî'yi rahatsız etmektedir" (Ahzab, 33/53). Rasulullah (sav), insanların yanına çıkıp onlara bu ayeti okudu. [el-Ca'd, Enes b. Malik'in; insanlardan önce bu ayetleri ilk duyan benim ve Nebî'nin (sav) hanımları da örtünmüşlerdir dediğini haber vermiştir.]
Bize Amr b. Muhammed en-Nakıd, ona Yakub b. İbrahim b. Sa'd, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Salih, ona da İbn Şihab'ın rivayet ettiğine göre Enes b. Malik şöyle dedi: "İnsanlar içerisinde hicab ayetinin sebebi nüzulünü en iyi bilen kişi benim. Ubey b. Ka'b onu bana sorardı. Enes devamında şöyle dedi: Rasulullah (sav), Zeyneb bt. Cahş ile evlenip damat olarak sabahladı. Nitekim onunla Medine'de evlenmişti. Güneş yükseldikten sonra insanları yemeğe davet etti. Yemekten sonra Rasulullah (sav) oturmaya devam etti. Yemeğe gelmiş olan kişiler kalkıp gittikten sonra bazıları da onunla oturmaya devam ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) kalktı ve yürüdü. Ben de kendisiyle birlikte yürüdüm. Hz. Aişe'nin (r. anha) odasının kapısına kadar vardı. Sonra onların çıktıklarını zannetti. Geri döndü. Ben de kendisiyle birlikte geri döndüm. Bir de baktık ki onlar yerlerinde oturmaya devam ediyorlar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) ikinci kez geri döndü, ben de onunla ikinci kez geri döndüm. Nihayet Hz. Aişe'nin (r. anha) odasının kapısına varınca tekrar geri döndü ve ben de kendisiyle birlikte tekrar geri döndüm. Baktık ki kalkmışlar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) benimle kendisi arasına bir perde gerdi ve Allah, hicab ayetini (Ahzab, 33/53) nazil etti."
Bize İbn Serh, ona Süfyan; (T) Bize İbn Sabbah b. Süfyan ve İbn Abde –hadis İbn Abde'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Süfyan, ona da Ubeydullah b. Ebu Yezid b. Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etti: "(Bir ayeti kerime vardır ki); insanların çoğu (sanki) onunla emrolunmamışlar (gibi hareket ediyorlar. Bu ayet) izin ayetidir. Ben şu küçük kız çocuğuma dahi (sözü geçen ayetin emri uyarınca üç vakitte) yanıma izin alarak girmesini emrediyorum." [Ebû Davud şöyle dedi: Aynı şekilde İbn Abbas'dan izin isteme emri ile ilgili hadisi Ata da rivayet etti.]
Bize Amr en-Nakıd, ona İshak b. Süleyman er-Razi, ona Malik; (T) Bize Yunus b. Abdula'la -hadis onun lafızları ile aktarılmıştır-, ona Abdullah b. Vehb, ona Malik b. Enes, ona da İshak b. Abdullah b. Ebu Talha Enes b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etti: "Rasulullah'la (sav) birlikte yürüyordum. Üzerinde kalın kenarlı Necran kumaşından mamul bir elbise vardı. Derken bedevilerden bir adam kendisine yetişti ve sert bir şekilde cübbesinden tutup çekti. Rasulullah'ın (sav) boynunun yan tarafına baktım, sert bir şekilde çekmiş olmasından dolayı elbisesinin kenarı boynunda iz bırakmıştı. Sonra adam; ey Muhammed! Yanında bulunan Allah'ın malından bana bir şeyler verilmesi emret dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) o kişiye doğru baktı ve güldü. Sonra da ona bir şeyler verilmesini emretti."
Açıklama: Hz. Peygamber (sav) bedevinin şahsına ve malına yönelik olarak yapmış olduğu bu kaba davranışa gülerek karşılık vermiştir. Bu olay onun sabrının ve hilminin güzel örneklerindendir.
Bize Züheyr b. Harb, ona Abdussamed b. Abdulvâris, ona Hemmâm; (T) Bize Züheyr b. Harb (el-Haraşî), ona Ömer b. Yunus, ona İkrime b. Ammar; (T) Bize Seleme b. Şebib, ona Ebu Muğîra, ona Evzaî, onlara da İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, Enes b. Malik Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisi rivayet etti. Ancak İkrime b. Ammar'ın rivayet ettiği hadiste şu ziyadeler yer alır: "Sonra Rasulullah'ı (sav) kendisine doğru öyle bir çekti ki Rasulullah (sav) bedevinin göğsüne doğru döndü." [Hemmâm'ın rivayetinde şunlar yer almaktadır: Bedevî, Rasulullah'ı (sav) kendisine doğru öyle bir çekti ki kaftan yırtıldı. Hatta cübbenin kenarı, Rasulullah'ın (sav) boynunda kaldı.]
Açıklama: İlgili rivayet için bkz. M002429 numaralı hadis.
Bize Züheyr b. Harb ve Muhammed b. el-Müsenna, o ikisine Yahya el-Kattan, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Nafi', ona da İbn Ömer Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etti: "Bir kimse kardeşinin (bitmek üzere olan) satışı (bozacak şekilde) satış yapmasın, yine bir kimse kardeşinin dünürlüğü üzerine –kendisine izin vermesi müstesna- dünür göndermesin."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Ubeydullah, ona Nafi', ona da İbn Ömer şunu rivayet etti: "Bir kimse kardeşinin (bitmek üzere olan) satışı üzerine (bozacak şekilde) satış yapmasın. Kardeşinin dünürlüğü üzerine -ona izin vermesi dışında- dünür göndermesin."
Bize Ebu Kamil el-Cahderî, ona Hammad, ona Eyyüb, ona Nafi', ona da İbn Ömer şunu rivayet etti: "Bir kimse kardeşinin satışı üzerine satış yapmasın, kardeşinin dünürlüğü üzerine -ona izin vermesi dışında- dünür göndermesin."