33 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Hammad b. Zeyd; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona Ömer b. Harmele, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: Ben (teyzem) Meymune'nin evindeydim. Rasulullah (sav) Halid b. Velid ile içeri girdi. İki ince çöp üzerinde kızartılmış iki keler getirdiler. Rasulullah (sav) (tiksinerek) tükürdü. Bunun üzerine Halid b. Velid, Ey Allah'ın Rasulü! Sanırım kelerden tiksindin, dedi. "Evet" dedi. Daha sonra Rasulullah'a (sav) süt getirildi, onu içti. Akabinde, biriniz yemek yediğinde; "Allah'ım bunu, bize bereketlendir ve bunda daha iyisini yedir; süt ikram edildiğinde ise Allah'ım bunu, bize bereketlendir ve daha fazlasını ver desin. Zira sütten başka bir şey hem yemeğin hem de içeceğin yerini tutmaz," buyurdu. [Ebû Davud, bu hadisin lafzı Müsedded'e aittir, dedi.]
Açıklama: Tükürme ile kastedilen, Rasulullah (sav)'in Halid b. Velid ve Abdullah b. Abbas'ın yanında gerçek anlamda tükürmeyip keleri yemekten tiksindiğini ifade etmek için tükürmüş gibi yapmış olması muhtemeldir. İbn Raslân, Şerh Süneni Ebî Dâvud, XV, 270.
Bana (Yahya), ona Mâlik (b. Enes), ona da İshâk b. Abdullah b. Ebu Talha, Enes b. Mâlik(in şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Üvey babam) Ebu Talha: 'Rasulullah'ın (sav) sesinin zayıf çıktığını duydum. Aç olduğunu anladım. Elinde (O'na ikram edebileceğimiz) bir şey var mı?' diye (hanımı) Ümmü Süleym'e sordu. O da: 'Evet var.' karşılığını verdi ve birkaç parça arpa ekmeği çıkardı. Bir örtü alıp bir tarafıyla ekmekleri sardı, görünmeyecek şekilde elime verdi, örtünün geri kalan kısmını vücuduma sardı ve beni Rasulullah'a (sav) gönderdi. Ben ekmeği götürdüğümde Rasulullah'ı (sav) mescitte insanlarla birlikte oturuyorken buldum. Onların başlarına dikildim. Rasulullah (sav): 'Seni Ebu Talha mı gönderdi?" diye sordu. 'Evet' dedim. 'Yemek için mi?" diye tekrar sordu. 'Evet' cevabını verdim. Bunun üzerine Peygamber (sav) yanındakilere: 'Haydi kalkın gidelim!' buyurdu. Rasulullah (sav) kalkıp yola koyuldu. Ben (hızlıca) önden gittim ve Ebu Talha'nın yanına gelip ona (durumu) haber verdim. Ebu Talha: 'Ey Ümmü Süleym, Rasulullah (sav) yanında birileriyle geldi. Kendilerine verecek (yeterli) yemeğimiz de yok.' dedi. Ümmü Süleym: 'Allah ve Rasulü (her şeyi bizden) daha iyi bilir' karşılığını verdi. Ebu Talha Rasulullah'ı (sav) karşılamaya çıktı. Rasulullah'ı (sav) ve onunla birlikte gelenleri karşıladı. Allah Rasulü (sav): 'Haydı, neyin varsa getir bakalım ey Ümmü Süleym.' buyurdu. Bunun üzerine Ümmü Süleym (hemen) ekmeği getirdi. Rasulullah (sav) ekmeğin küçük parçalara bölünmesini istedi. Ümmü Süleym tulumdan yağ sıkıp (ekmeğin üzerine dökerek) ekmeğe katık yaptı. Rasulullah (sav) (ekmekle yapılan) bu yemek için Allah (cc) ne dilediyse dua etti ve: 'On kişiyi içeri alın.' buyurdu. Ebu Talha onları içeri aldı. Onlar yiyip karınlarını doyurdu ve çıktı. 'On kişiyi daha içeri alın.' buyurdu. Ebu Talha onları da içeri aldı. Bunlar da yiyip karınlarını doyurduktan sonra çıktılar. Hz. Peygamber (sav) tekrar: 'On kişiyi daha içeri alın' buyurdu. Ebu Talha bir on kişi daha içeri aldı. Bu on kişi de yiyip karınlarını doyurp çıktı. Hz. Peygamber (sav) yine: 'On kişiyi daha içeri alın' buyurdu. Böylece oraya gelenlerin hepsi (hazırlanan yemekten) yedi ve karınları doydu. (Yemeğe katılan) Topluluk, yetmiş veya seksen kişiydi."