Giriş

Bize Ebu Bekir b. Nâfi, ona Ğunder; (T) Bana Züheyr b. Harb, ona Abdurrahman b. Mehdî, o ikisine Şu'be, hadisi bu isnadla Adî'den, o Ebu Hâzim'den, o da Ebu Hureyre'den; 'Kim, geride bir mal bırakırsa o mal varislerinindir. Kim de bir yük bırakırsa, o bizim üzerimizdedir' şeklinde rivayet etmiştir. Ancak Ğunder'in hadisinde ifade 'Kim de bir yük bırakırsa, onun velisi ben olu­rum' şeklindedir.


Açıklama: İsnadın tamamı için bk. M004161.

    Öneri Formu
1097 M004162 Müslim, Feraiz, 17

Bize Muhammed b. Müsenna ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Katade, ona Nadr b. Enes, ona Beşir b. Nehîk, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Umrâ caizdir."


Açıklama: UMRA: “bağışlayanın ya da lehine bağışta bulunulan kişinin hayatta olması kaydıyla yapılan bağış” manasına gelir. Araplar, “Şu evimi ömrüm/ömrün boyunca sana verdim; evim yaşadığım/yaşadığın sürece senin olsun” gibi sözlerle veya kısaca, “Şu evimi sana umrâ kıldım” diyerek şartlı bağışta bulunurlardı. Bu tür hibede bağışlayan hibeyi kendisinin veya bağışta bulunanın hayatta bulunacağı süre ile sınırlandırmayı amaçlamakta ve mevhûb lehin ölmesi durumunda o malın kendisine veya vârislerine dönmesini istemektedir. (H. Mehmet Günay, "Rukba" DİA: Diyanet İslam Ansiklopedisi İstanbul, 2008, 35:218-219.)

    Öneri Formu
1188 M004202 Müslim, Hibe, 32

Bize Yahya b. Habib, ona Halid b. Haris, ona Said, ona da Katade bu isnadla rivayet etmiş ama rivayetinde "ehline mirsatır" yahut "ehline caizdir" ifadesini kullanmıştır.


Açıklama: Hadisin metni için M004202 numaralı hadis bakınız.

    Öneri Formu
1189 M004203 Müslim, Hibe, 32

Bize Hüseyin b. Muaz, ona Abdula'lâ, ona Muhammed b. İshak, ona Yezid b. Abdullah b. Kuseyt, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Yeni doğan bir çocuk ses verirse, (kendisi vâris olur veya kendisine) vâris kılınır."


    Öneri Formu
17742 D002920 Ebu Davud, Feraiz, 15

Bize İbrahim b. Münzir, ona Muhammed b. Füleyh, ona babası (Füleyh b. Süleyman), ona Hilal b. Ali, ona Abdurrahman b. Ebu Amra, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Hiç bir mü'min yoktur ki Dünya ve Ahirette kendisine insanlar içerisinde en yakını ben olmayayım. İsterseniz 'Peygamber, müminlere kendi canlarından daha yakındır.' [Ahzab, 33/6] ayetini okuyunuz. O halde herhangi bir mümin ölür ve geriye bir mal bırakırsa o mala, onun asabesi mirasçı olur. Kim de geriye bir borç ya da çoluk çocuk bırakırsa bana gelsin. Onun velisi benim."


    Öneri Formu
32764 B004781 Buhari, Tefsir, (Ahzab) 1

Malik der ki: Süleyman b. Yesar'dan (yukarıdakine) benzer görüş bana ulaştı. Yine Malik der ki: Vefat eden bir kimse köle azad etmeyi veya oruç tutmayı yahut sadaka vermeyi ya da deve kurban etmeyi adamış ve bu adaklarının kendisi adına mirasından yerine getirilmesini vasiyet etmiş ise önce malının üçte birinden sadaka ve deve kurbanı adağı yerine getirilir. Bu iki vasiyet -benzeri olanlar dışında- diğer vasiyetlerden önce gerçekleştirilir. Çünkü kendisine vacip olan adak vb. şeyler, vacip olmayan nafileler gibi değildir. Bu sebeple nafile olanlar, mirasın tamamından değil üçte birlik kısmından gerçekleştirilir. Eğer mirasın tamamından bu adakları yerine getirmek caiz olsaydı ölecek olan kimse, bu adaklar gibi üzerine vacip olan tüm yükümlülükleri ölüm anına kadar geciktirebilir ve miras varislerin olunca kendisi adına başka bir kimsenin yerine getirmediği bu türden yükümlülüklerin neler olduğunu belirtebilirdi. Şayet bunu yapmak ona caiz olsaydı adak vb. yükümlülüklerini geciktirebilir, ölüm anında bu yükümlülüklerin neler olduğunu belirtebilir ve bunların karşılanması için gereken miktar mirasın tamamına karşılık gelebilirdi. Halbuki onun böyle bir şeyi yapmaya hakkı yoktur.


    Öneri Formu
35555 MU000675 Muvatta, Sıyam, 16


    Öneri Formu
32232 B004241 Buhari, Megâzî, 38


    Öneri Formu
14605 B005128 Buhari, Nikah, 36


    Öneri Formu
288808 M004202-2 Müslim, Hibe, 32