Giriş

Sidretü'l-Müntehâ'nın yanında .


    Öneri Formu
58168 KK53/14 Necm, 53, 14

Melekler ve Rûh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar.


    Öneri Formu
58725 KK70/4 Meâric, 70, 4

Bize Musa, ona Cerîr, ona Ebu Recâ, ona da Semüre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Ben bu gece rüyamda iki adamın bana geldiğini ve şöyle dediklerini gördüm. O ateş yakan adam, cehennemin bekçisi olan Mâlik'tir. Ben ise Cebrâil'im. Bu da Mikâîl'dir."


    Öneri Formu
32529 B003236 Buhari, Bed'ü'l-Halk, 7

Bana Harun b. Said el-Eylî, ona Abdullah b. Vehb, ona İbn Cüreyc, ona Abdullah b. Kesîr b. Muttalib, ona Muhammed b. Kays rivayet ettiğine göre Hz. Aişe (ra) "Size Hz. Peygamber'den ve kendimden bir haber aktarayım mı?" diye sormuştu. Biz de "Elbette" dedik. (T) Bana Haccâc el-A'ver'den duyan bir kişi, -Lafız ona aittir-, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona -Kureyşli bir adam olan- Abdullah, ona Muhammed b. Kays b. Mahreme b. el-Muttalib "Size benden ve annemden bir şey rivayet edeyim mi?" demişti. Biz de onu doğuran annesini kastettiğini sandık. Şöyle dedi: Hz. Aişe (r.anha) "Size kendimden ve Hz. Peygamber'den bir haber aktarayım mı?" diye sordu. "Elbette" diye cevap verdik. Hz. Aişe (r.anha) şöyle anlattı: "Hz. Peygamber (sav) benim odamda olduğu gecelerden birinde döndü cübbesini yere koydu, ayakkabılarını çıkardı ve ayaklarının yanına koydu. Elbisesinin bir tarafını yatağın üzerine yaydı ve uzandı. Çok geçmeden benim yattığımı hissetti. Yavaşça cübbesini aldı, ayakkabısını sessizce giyindi, kapıyı açtı, dışarı çıktı ve kapıyı da sessizce örttü. Ben de elbisemi giyindim, başımı örttüm, izarımı giydim ve peşinden dışarı çıktım. Bakî mezarlığına geldi. Uzun süre ayakta durdu ve ellerini üç defa kaldırdı. Sonra geri döndü ben de geri döndüm. Hızlandı ben de hızlandım. Koşar adımlarla yürüdü ben de öyle yaptım. Daha da hızlandı ben de daha fazla hızlandım. Ondan önce eve girip yatağa girdim. Sonra o eve girdi. "Neyin var Aişe, nefes nefesesin" buyurdu. "Bir şey yok" dedim. "Ya sen bana söyle, yahut lütuf sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah bana haber verir" buyurdu. Ben "Anam babam sana feda olsun ey Allah'ın resulü dedim ve her şeyi anlattım". "Önümde gördüğüm karartı sendin demek ki" buyurdu. "Evet" dedim. "Beni itti, canım yandı ve "Allah ve resulü sana zulüm mü edecek sandın?" buyurdu. Hz. Aişe "İnsan ne saklarsa saklasın Allah onu bilir, evet öyledir" dedi. Hz. Peygamber (sav) "Beni gördüğünde Cebrail bana gelmişti. Bana seslendi.Nidasını senden gizledi. Ona icabet ettim ve bunu senden gizledim. Elbiselerini çıkarmış haldeyken senin yanına girecek değildi. Senin uyuduğunu sandım ve seni uyandırmak istemedim ve korkmandan endişelendim. Cebrail "Rabbin Bakî ehline gitmeni onlar için Allah'a istiğfar etmeni emrediyor" dedi." Hz. Aişe şöyle dedi: "Ben: Onlara ne diyeyim ey Allah'ın resulü?" diye sordum. Hz. Peygamber (sav) de "Şöyle söyle dedi: "Mümin ve müslüman olan diyarın ehline selam olsun. Allah bizden önce ve sonra gidenlere rahmet eylesin. Biz de Allah'ın izniyle size katılırız."


Açıklama: Bu olayda Allah Resûlü'nün eşine zulumden bahsetmesi, Hz. Aişe'nin yanında kaldığı bir gecede başka eşinin yanına gitmeyip adaleti gözetmesi anlamındadır. Burada ayrıca Allah'ın zülmetmeyeceğinin belirtilmesi ise hadisin devamında Resulullah'ın evden ayrılması onun emriyle olduğu içindir (Sindî, Haşiyetü Sünen Nesâî, IV, 93).

    Öneri Formu
270843 M002256-2 Müslim, Cenaiz, 103

Bize Abd b. Humeyd, ona Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Câbir b. Abdullah (r.anhüma), vahyin kesilmesinden bahsederken Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir gün yürürken gökyüzünden bir ses işittim. Başımı kaldırdım ve baktım ki, Hira'da bana gelen melek gök ile yer arasında bir kürsü üzerinde oturmuş. Bundan çok korktum ve hemen eve dönüp 'Beni örtün, beni örtün.' dedim. Onlar da [benim üzerime bir örtü] ört­tüler. Bunun üzerine Allah (cc), namazın farz kılınmasından önce, 'Ey bürünüp sarınan! Kalk da uyar. Rabbini yücelt. Elbiselerini temizle. Her türlü pisliği (ricz) terket... " (Müddessir 74/1-5) ayetlerini indirdi. " Ebu İsa [Tirmizî], "Bu, 'Hasen-sahih' bir hadistir. Bu hadisi [senette yer alan Zührî'nin dışında] Yahya b. Ebu Kesîr de Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan, o da Câbir'den rivayet etmiştir. [Künyesi ile zikredilen] Ebu Seleme'nin ismi, Abdullah'tır.


Açıklama: 'Hasen-Sahih' gibi birleşik sıhhat değerlendirmeleri Tirmizî'nin Sünen'inde çokca yer almaktadır. Ancak tam olarak hangi anlama geldiği konusunda hadis alimleri arasında ihtilafa sebep olmuştur. “Hadis iki tarikten rivayet edilmiş olup birine göre sahih, diğerine göre hasen seviyesindedir” şeklindeki açıklamanın tercih edildiği kaydedilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Mücteba Uğur, "Hasen" maddesi, DİA, İstanbul, 1997, 16/374-375.

    Öneri Formu
19933 T003325 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 74

Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Esved b. Kays, ona da Cündeb el-Becelî şöyle rivayet etmiştir: Ben, Nebi (sav) ile bir orduda beraberdim. [Hz. Peygamber'in (sav) parmağı kanadı. O da şiirsel bir formda] "Sen ancak bir parmaksın ki kanadın; Allah yolundadır bütün bu karşılaştığın" buyurdu. Cündeb el-Becelî devamla şöyle dedi: '[Bu olay üzerine] Cebrâil (as) bir süre vahiy getirmedi; müşrikler de 'Muhammed terk edildi' dediler. Bunun üzerine Allahu teâlâ, 'Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı (Duhâ, 93/3)' ayetini indirdi.' Ebu İsa [Tirmizî], "Bu, 'Hasen-sahih' bir hadistir. Bu hadisi Şu'be ve Sevrî de, Esved b. Kays'tan rivayet etmişlerdir' demiştir.


Açıklama: 'Hasen-Sahih' gibi birleşik sıhhat değerlendirmeleri Tirmizî'nin Sünen'inde çokca yer almaktadır. Ancak tam olarak hangi anlama geldiği konusunda hadis alimleri arasında ihtilafa sebep olmuştur. “Hadis iki tarikten rivayet edilmiş olup birine göre sahih, diğerine göre hasen seviyesindedir” şeklindeki açıklamanın tercih edildiği kaydedilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Mücteba Uğur, "Hasen" maddesi, DİA, İstanbul, 1997, 16/374-375.

    Öneri Formu
20014 T003345 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 93

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfyan, ona Abdurrahman b. Fülân b. Ebu Rebî'a -Ebu Davud: O, Abdurrahman b. Haris b. Ayyaş b. Ebu Rebî'a'dır-, ona Hakîm b. Hakîm, ona Nafi' b. Cübeyr b. Mut'im, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Cebrâîl aleyhisselam, bana Ka'be'de iki kere imamlık yaptı. Benimle, öğle namazını güneş batıya eğilip gölgesi ayakkabının (nal') üzerindeki kayışı kadar olduğunda; ikindi namazını, her şeyin gölgesi kendisi kadar olduğunda; akşam namazını, oruçlu iftar yaptığında; yatsı namazını, şafak kaybolduğunda; sabah namazını ise oruçluya yeme ve içmenin yasak olduğu vakitte kıldı. Ertesi gün ise, benimle, öğle namazını her şeyin gölgesi kendisi kadar olduğunda; ikindi namazını, her şeyin gölgesi iki katı kadar olduğunda; akşam namazını, oruçlu iftar yaptığında; yatsı namazını, gecenin üçte birine doğru; sabah namazını da ortalık ağarınca kıldı. Sonra bana döndü ve Ya Muhammed, bu vakit, senden önceki peygamberlerin namaz kıldığı vakittir; bu iki vakit arası namazın vaktidir, buyurdu."


    Öneri Formu
4621 D000393 Ebu Davud, Salat, 2


Açıklama: Hadis isnad bakımından zayıftır. Ayrıca metin de Buhârî ve Müslim'in Sahih'leri dahil temel kaynaklarda zikredilen vahyin nasıl başladığı anlatımına muhaliftir. Örneğin, söz konusu hadislerde Cebrail'in ilk defa geldiğinde Alak suresinin ilk beş ayetini okumasını istediği belirtilmekteyken burada ikinci karşılaşmada ayetlerin okunduğu anlatılmaktadır. Hz. Peygamber'in göğsünün yarılması hadisesi ise ilk peygamberlik geldiği esnada vuku bulmamıştır. Ayrıca bu hadisin girişinde şahısların karıştığı belirtilmelidir. Buna göre Hz. Peygamber birinin kendisine selam verdiğini işitmiş, korkuyla eve gelerek eşi Hatice validemize cinle karşılaştığından endişelendiğini söylemiş, Hz. Hatice de "Müjde olsun, selam hayırdır" diye karşılık vermiştir... (İshak b. Râhûye, Müsned, III, 970 -Şamile-)

    Öneri Formu
135620 TM001643 Tayâlisî, Müsned, II, 232


    Öneri Formu
7796 İM000064 İbn Mâce, Sunne, 9


    Öneri Formu
7460 M006315 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 100