333 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abbad, ona Hatim –b. İsmail- ona da Yakub b. Mücahid'in naklettiğine göre İbn Ebu Atik şöyle demiştir: Ben ve Kasım, Aişe'nin (r.anha) yanında bir şeyler konuştuk. Kasım (b. Muhammed b. Ebu Bekir), konuşurken çok hata yapan biriydi. Kendisi bir cariyenin (ümmüveled) oğluydu. Aişe ona; sana ne oluyor ki, şu yeğenimin konuştuğu gibi konuşmuyorsun? Ama bu konuşmanın sana nereden geldiğini anladım. Bunu annesi yetiştirdi, seni de annen yetiştirdi dedi. Bunun üzerine Kasım kızdı ve sinirlendi. Aişe'nin sofrasının getirildiğini görünce Kasım kalktı. Aişe ona; nereye? diye sorunca, namaz kılacağım diye cevap verdi. Aişe; otur! dedi. Kasım; namaz kılacağım diye karşılık verdi. Aişe; otur (oraya) vefasız! Ben Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim: "Yemek hazırken, büyük veya küçük abdeste sıkışmış iken namaz kılınmaz."
Açıklama: Hz. Âişe yeğeni Kasım'a kendisine kızdığı için değil, sofrayı bırakıp kalkması nedeniyle "vefasız" demiş, halası ve büyüğü olarak onu terbiye etmek istemiştir (bk. Kadı Iyaz, İkmâlü's-Mu'lim (Mansure, 1998), 2/495).
Bize Yahya b. Halef, ona Abdul'alâ, ona Muhammed b. İshak, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona Amr b. Süleym ez-Züraki, ona da Rasulullah'ın sahabesi Ebu Katade şöyle rivayet etmiştir: "Bizler, öğle namazı -râvi, şüpheye düşüp ya da ikindi namazı dedi- için Rasulullah'ı (sav) beklerken ve Bilal de kamet getirmişken, Rasulullah (sav), kızının kızı Ümâme bt. Ebu Âs omuzunda olduğu halde çıkageldi! Hz. Peygamber (sav), musallaya geçti, biz de arkasında saf tuttuk, (Ümâme) ise olduğu yerde (yani onun omuzunda) durmaktaydı. Nebi (sav) tekbir aldı, bizler de tekbir getirdik. Nihayet Rasulullah (sav), rükûa gitmek istediğinde, onu alıp (yere) koydu. Ardından rükûa ve secdeye vardı. Nihayet secdelerini bitirdi, ardından kıyama durdu. (Ümâme'yi tekrar) aldı ve (aynı) yere koydu. Hz. Peygamber (sav) namazını bitirene dek bunu, tüm rekatlarda yaptı."