230 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded ve İbn Ebu Halef, onlara Süfyan, ona ez-Zührî, ona el-A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Birinizin evinin duvarı üstüne, komşusu kalas koymak için izin isterse ona engel olmasın!" Bunu duyan insanlar başlarını eğdiler. O zaman Ebu Hureyre, görüyorum ki hoşunuza gitmedi! O zaman (bunun sorumluluğunu) sizin omuzlarınıza koyuyorum dedi. [Ebû Davud şöyle demiştir: Bu, İbn Ebu Halef'in hadisidir ve eksiksiz bir rivayettir.]
Açıklama: Burada komşuların birbirlerine kolaylık göstermeleri, mübalağalı bir ifade ile anlatılmaktadır.
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: Abdurrahmân b. Avf Medine'ye hicret ettiğinde Peygamber (sav) onunla Sa'd b.Rabî el-Ensârî arasında kardeşlik akdi yaptı. Sa'd, kendi ailesinin ve malının yarısını ona sundu. Abdurrahman da “Allah, ehlini ve malını sana bereket ihsan eylesin. Sen bana çarşının yolunu göster” dedi. Ardından Abdurrahman, keş ve yağ ticaretinden çok kazandı. Günler sonra Hz. Peygamber (sav) Abdurrahman'ı ziyaret ettiğinde, onun üzerinde gerdeğe girenlere mahsus kokulu, sarı boya izleri gördü. Peygamber (sav) ona "bu halin nedir ey Abdurrahman?" diye sordu. Abdurrahman “ey Allah'ın Rasulü, ben Ensâr'dan bir kadınla evlendim” dedi. Rasulullah "o kadına ne kadar mehir verdin?" buyurdu. O da “bir çekirdek ağırlığında altın” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) ona "bir koyunla da olsa düğün yemeği ver" buyurdu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Malik b. Enes, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona Aişe; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe –hadis onun lafızlarıyla aktarılmıştır-, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Hişam, ona babası (Urve'nin) rivayet ettiğine göre Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) zamanında güneş tutuldu. Rasulullah (sav) kalkıp namaza durdu. Kıyamı oldukça uzattı, sonra rükûa vardı, rükûunu da oldukça uzattı, sonra rükudan doğrulup ayakta uzun süre durdu, ama bu ilk kıyamdan kısaydı, sonra rükûa vardı. Rükûu da oldukça uzun yaptı. Ama bu rükûu ilk rükûdan biraz daha kısa idi, sonra secdeye vardı. Sonra ayağa kalktı ve uzun süre kıyamda durdu, ama bu ilk kıyamından daha kısa idi. Sonra rükûa vardı, rükûunu uzatmakla birlikte bu ilk rükûundan daha kısa idi, sonra rükûdan doğruldu, ayakta uzunca durdu, ancak bu ilk kıyamdan daha kısaydı. Sonra rükûa vardı, rükûunu da ilk rükûdan kısa olmakla birlikte uzattı. Sonra secde yaptı, sonra namazı bitirdi. Bu sırada güneş tutulması bitmişti. Namazın ardından Hz. Peygamber (sav) insanlara bir hutbe verdi. Allah'a hamd ve senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Şüphesiz Güneş ve Ay Allah’ın ayetlerindendir. İkisi de herhangi birinin ölümü ya da doğumu sebebiyle tutulmazlar. Onları (bu halde) gördüğünüz vakit tekbir getirin, Allah'a dua edin, namaz kılın, sadaka verin! Ey Muhammed ümmeti! Erkek yahut kadın kulunun zina etmesi Allah'ın ağırına gittiği kadar hiç kimseye ağır gelmez. Ey Muhammed ümmeti! Vallahi, bildiklerimi bilseydiniz, çok ağlar, pek az gülerdiniz. Şimdi söyleyin tebliğ ettim mi?" Malik'in rivayetinde de "şüphesiz Güneş ve Ay, Allah'ın ayetlerinden iki ayettir" denilmiştir.
Açıklama: Metnin takibini kolaylaştırmak için paragraflama yapmak gerekiyor bu hadiste.
Bize Ahmed b. Yunus, ona da Züheyr, Enes b Malik'in (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Abdurrahman b. Avf Medine'ye geldi. Peygamber (sav) Abdurrahman b. Avf ile Ensar'dan Sa'd b. Rabi arasında kardeşlik akdi yaptı. Sa'd zengin bir kimse olduğundan, Abdurrahman'a “malımı yan yarıya seninle bölüşeyim ve bir de seni evlendireyim” dedi. Abdurrahman da “Allah, ehlini ve malını sana mübarek eylesin. Sen bana çarşıyı göster” dedi. Akabinde çarşıya gidip bir miktar keş ve yağ kazanmış olarak döndü ve onu ev halkına getirdi. Az bir zaman yahut Allah'ın dilediği süre geçtikten sonra, Abdurrahman, üzerinde sarı koku izi olduğu halde geldi. Peygamber (sav) "Bu, hâlin nedir?" buyurdu. Abdurrahman “ey Allah'ın Rasulü, ben Ensar'dan bir kadınla evlendim” dedi. Rasulullah (sav) "ona ne kadar mehir verdin?" diye sordu. Abdurrahman “altından bir çekirdek” yahut “bir çekirdek ağırlığı altın” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Bir koyunla olsa da düğün yemeği ver" buyurdu.