426 Kayıt Bulundu.
Bize Hennad b. Serî, ona Ebu'l-Ahvas, ona Mansur, ona Rib'î, ona da Tarık b. Abdullah el-Muharibi'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kişi namaza durduğunda -ya da sizden biri namazdayken- önüne yahut sağ tarafına tükürmesin; boş ise sol tarafına veya sol ayağının altına (doğru) tükürsün. Ardından onu ayağı ile toprağın altına itelesin."
Açıklama: Hadiste zikredilen durum, zemini toprak veya kum olan mescitlerde gerçekleştirilen eğitimin bir parçası olarak görülmelidir. Zira ıslak toprakta namaz kılarken çakıl taşlarıyla yapılan iyileştirme, Hz. Peygamber'in iltifatına mazhar olmuştur. Kum üzerine tükürmek gibi, yeni mekanda alışkanlıkların tekerrürü mümkün görülürken, cami ve mescit gibi mekanların tekemmülü ile, tamamen reddedilen bir olguya dönüşmüştür. Dolayısıyla hadisleri özel şartlarda yapılan bir düzenlemenin ifadesi olarak görmek gerekmektedir.
Bize Yahya b. Habib b. Arabi, ona Halid b. Haris, ona Muhammed b. Aclan, ona İyaz b. Abdullah, ona da Ebu Said el-Hudri'nin rivayet ettiğine göre: Nebi (sav), hurma (salkımının kurumuş) dallarını sever, daima elinde onlardan bulundururdu. (Bir gün yine böyle iken) mescide girdi, mescidin kıble tarafında bir balgam gördü. Onu kazıyarak temizledi. Ardından, kızgın bir ifadeyle insanlara dönüp "sizin yüzünüze tükürülse hoşunuza gider mi? Kıbleye yöneldiğinizde rabbinize yöneliyorsunuz. Melek de sağınızdadır. Binaenaleyh ne sağınıza ne de kıble tarafına tükürün. (Ancak), solunuza ya da ayağınızın altına tükürün. Eğer illa tükürecekseniz şöyle yapın," buyurdu. [Ravi İbn Aclan, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle yapın buyurduğu kısmı (tükürmeye mecbur kalan) kişinin elbisesinin ucuna tükürüp ardından onu iki kat yapıp sarması gerektiği şeklinde açıkladı.]
Açıklama: Mescidin kirletilmesinden rahatsız olan Hz. Peygamber (sav), kıble tarafını Allah'ın yüzü olarak tanımlayıp 'sizin yüzünüze tükürülse hoşunuza gider mi?' ifadesiyle tepkisini göstermiştir. Kıblenin yön olarak Allah'ı yüzü şeklindeki temsili anlatımı, mescidin beytullah olarak görülmesiyle birlikte değerlendirmek gerekmektedir. Dolayısıyla oranın kirletilmesi ağır bir kabahat, saygısızlık ise sınırların zorlanması anlamına gelmektedir.
Bize Müsedded, ona Ebu Avane, ona Katade, ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Mescitte (yere) tükürmek bir küçük günahtır. Bu günahın kefareti ise o tükürüğü toprağa gömmektir."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Ubeydullah, ona Nâfi', ona da İbn Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre, Nebi (sav) Hayber gazvesinde şöyle buyurmuştur: "Kim şu bitkiden -yani sarımsaktan- yemiş ise sakın mescidimize yaklaşmasın!"
Bize Süleyman b. Davud, ona Hammad, ona Eyyub, ona Nâfi', ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) bir gün hutbe verirken mescidin kıble tarafında bir balgam gördü ve sinirlendi. Ardından tükürüğü kazıyarak temizledi. (Nafi' dedi ki: Zannederim (İbn Ömer) Hz. Peygamber'in (sav) safran istediğini ve onunla tükürüğü temizlediğini söyledi). Hz. Peygamber (sav) sonra şöyle buyurdu: "Namaz kılarken yüzünüzü Allah'a (cc) dönüyorsunuz, binaenaleyh o tarafa doğru tükürmeyin." [Ebu Davud dedi ki: Bu hadisi İsmail ve Abdülvaris, Eyyüb'den o da Nafi'den; Malik, Ubeydullah ve Musa b. Ukbe (yine) Nafi'den, Hammad'ın rivayet ettiği gibi rivayet ettiler. Ancak onlar rivayetlerinde safran meselesinden bahsetmediler. ] [Yine bu hadisi Ma'mer, Eyyüb'den rivayet etti ve safranı zikretti. Yahya b. Süleym, Ubeydullah'tan o ise Nâfi'den rivayet ettiği tarikte safran yerine 'halûk' adı verilen kokuyu zikretti.]
Bize Ebu Ma'mer, ona Abdülvâris, ona da Abdülaziz şöyle demitir: Bir adam Enes'e: 'Sen, Rasulullah'ın (sav) sarımsak hakkında ne söylediğini duydun mu?' diye sorunca Enes şöyle demiştir: Rasullulah (sav) şöyle buyurdu: "Kim bu bitkiden yemiş ise bize yaklaşmasın yahut bizimle birlikte namaz kılmasın."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona da Atâ'nın rivayet ettiğine göre Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Peygamber (sav) sarmısağı kast ederek: "Kim şu bitkiden yediyse mescitlerimize gelip aramıza karışmasın!" buyurdu. Ben (Atâ b. Ebu Rebah): 'Acaba bununla neyi kastetmişti?', dedim. O (Câbir): 'Kanaatimce olsa olsa çiğ sarmısağı kastetmiştir' dedi. Mahled b. Yezid'in naklettiğine göre İbn Cüreyc burada 'kanaatimce olsa olsa kötü kokusunu kastetmiştir' diye rivayet etmiştir. Ahmed b. Salih'in İbn Vehb'den yaptığı rivayette Hz. Peygamber'e (sav) (bir tencere getirildi ifadesinin yerine) bir tabak getirildi, denilmiştir. İbn Vehb: 'Yani içinde yeşillik bulunan bir tabak demek istiyor' demiştir. Leys ve Ebu Safvan ise Yunus'tan naklettikleri rivayetlerinde tencereden bahsedilen kısmı zikretmemişlerdir. Binaenaleyh bu sözler ez-Zührî'ye mi aittir yoksa hadisin parçası mıdır, bilemiyorum.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Ebu Asım, ona İbn Cüreyc, ona da Atâ'nın rivayet ettiğine göre Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Peygamber (sav) sarmısağı kast ederek: "Kim şu bitkiden yediyse mescitlerimize gelip aramıza karışmasın!" buyurdu. Ben (Atâ b. Ebu Rebah): 'Acaba bununla neyi kastetmişti?', dedim. O (Câbir): 'Kanaatimce olsa olsa çiğ sarmısağı kastetmiştir' dedi. Mahled b. Yezid'in naklettiğine göre İbn Cüreyc burada 'kanaatimce olsa olsa kötü kokusunu kastetmiştir' diye rivayet etmiştir. Ahmed b. Salih'in İbn Vehb'den yaptığı rivayette Hz. Peygamber'e (sav) (bir tencere getirildi ifadesinin yerine) bir tabak getirildi, denilmiştir. İbn Vehb: 'Yani içinde yeşillik bulunan bir tabak demek istiyor' demiştir. Leys ve Ebu Safvan ise Yunus'tan naklettikleri rivayetlerinde tencereden bahsedilen kısmı zikretmemişlerdir. Binaenaleyh bu sözler ez-Zührî'ye mi aittir yoksa hadisin parçası mıdır, bilemiyorum.
Bize Musa b. İsmail, ona Cerir -yani İbn Hâzim-, ona da Abdülmelik'in -yani Abdülmelik b. Umeyr'in- rivayet ettiğine göre Abdullah b. Ma'kil b. Mukarrin: Bir bedevi, Nebi (sav) ile namaz kıldı" deyip aynı hikâyeyi anlatmıştır. Devamında da şöyle demiştir: O (yani Nebi (sav) şöyle dedi: "Üzerine bevl ettiği toprağı alıp dışarı atın ve oraya su dökün." [Ebu Davud şöyle dedi: Bu hadis mürseldir, çünkü Ma'kil, Nebi'yi (sav) görmemiştir.]
Bize Müsedded, ona Abdülvahid b. Ziyad, ona Ebu Umeys Utbe b. Abdullah b. Âmir b. Abdullah b. Zübeyr, ona Züreyk oğullarından bir adam, ona da Ebu Katade, Nebi'den (sav) bir öncekine benzer bir hadis rivayet etti ve şunu ilave etti: "Sonra ister otursun ister çıkıp işine gücüne baksın."