305 Kayıt Bulundu.
Bize Hasan, ona İbn Lehîa, ona Ukayl b. Hâlid, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona Üsâme b. Zeyd, ona da Zeyd b. Harise'nin rivayet ettiğine göre: Hz. Peygamber (sav), vahyin indiği ilk döneminde Cebrail'in kendisine gelerek abdest almayı ve namaz öğrettiğini ifade etmiştir. Abdestten sonra da bir avuç su alıp elbisesinin avret mahallinin bulunduğu bölgesine serpti.
Açıklama: Şerhlerde verilen bilgiye göre; Hz. Peygamber'in avret bölgesine denk gelen yere biraz su serpmesi orada abdestten kalan ıslaklığın vesveseye yol açmasını engellemek içindir. (Bkz. Abdurrahman el-Bennâ es-Sâatî, Fethu'r-Rabbânî, 2. baskı, Dâru ihyâu't-Türasî'l-arabî, ts. 2,53.)
Bize Ebu Nuaym, ona Ömer b. Zer; (T) Bana Yahya b. Cafer, ona Vekî', ona Ömer b. Zer, ona babası (Zer b. Abdullah), ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Cebrail'e,: "Bizi daha fazla ziyaret edemez misin?" demişti. Bunun üzerine, 'Biz Rabbinin emri olmadıkça inmeyiz. Önümüzde ve arkamızda ne varsa O'nundur" meâlindeki âyet geldi.
Bize Heysem b. Hârice, ona Abdullah, ona Rişdîn b. Sa'd, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona da Üsame b. Zeyd şöyle rivayet etmiştir: Cebrail Hz. Peygamber'e (sav) geldiğinde, ona abdest almasını öğretti. Abdest almayı bitirince sudan bir avuç alıp elbisesinin avret mahalline denk gelen bölgesine serpti. Ravi şöyle dedi: Rasûlullah abdestten sonra (üstüne) su serperdi.
Bize Ebu Nuaym, ona Ömer b. Zer; (T) Bana Yahya b. Cafer, ona Vekî', ona Ömer b. Zer, ona babası (Zer b. Abdullah), ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) Cebrail'e,: "Bizi daha fazla ziyaret edemez misin?" demişti. Bunun üzerine, 'Biz Rabbinin emri olmadıkça inmeyiz. Önümüzde ve arkamızda ne varsa O'nundur" meâlindeki âyet geldi.
Bize Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-İsbahânî, ona Ebu’l-Abbâs Muhammed b. Ya‘kûb, ona Muhammed b. İshâk es-Sâğânî, ona Osman b. Salih, ona İbn Lehî‘a, ona Yezîd b. Habîb ve Ukayl b. Hâlid, onlara İbn Şihâb ez-Zührî, ona da Mâlik b. Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber’in (sav) cariyesi Mariye’den oğlu İbrahim doğunca Hz. Peygamber’in gönlüne şüphe düşecekti. Neyse ki Cebrail (as) geldi ve 'Selam sana ey İbrahim’in babası' dedi." [Eğer sabit ise bu hadiste cariyeden doğan çocuğun nesebinin sübutuna dair işaret vardır.]
Açıklama: Mütercim notu: Hadisin tercümesinin kontrol edilmesinde fayda mülahaza edilmektedir.
Bize Abdussamed, ona Sâbit, ona Âsım, ona Selmân, ona Şamlı bir adam, ona Cünâde, ona da Ubâde b. es-Sâmit'in şöyle anlattığını rivayet etti: "Rasulullah'ı (sav) hastayken ziyaret etmek üzere huzuruna girdim. O kadar acı çekiyordu ki şiddetini ancak Allah bilir. Akşam üzeri tekrar gittim. Bu sefer rahatlamıştı ve daha iyi görünüyordu. Kendisine 'Sabah yanınıza geldim. O kadar acı çekiyordunuz ki şiddetini ancak Allah bilir, akşam geldim iyileşmişsiniz' dedim. Rasulullah (sav) bana "Ey Ubâde! Cibrîl (as) bana beni iyileştiren bir rukye yaptı. Sana bu rukyeyi öğreteyim mi?" dedi. Ben de elbette dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Allah'ın adıyla sana sıkıntı veren her hasetçinin ve gözün kıskançlığından Allah'ın adıyla sana rukye yapıyorum. Sana şifa veren Allah'ın adıyla.' ifadelerini dile getirdi.
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.