644 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Osman b. Ömer, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hüreyre şöyle söylemiştir: Namaz için ayakta durulup saflar düzenlenmiş iken Rasulullah (sav) yanımıza çıkıp geldi. O namaz kıldıracağı yerde (mihrapta) durunca cünüp olduğunu hatırladı ve bize "Olduğunuz yerde kalın" buyurdu. Sonra (evine) döndü. Gusletti ve başından su damlayarak yanımıza tekrar çıkıp geldi. Tekbir alıp namaza başladı biz de onunla birlikte namaz kıldık. Bu rivayette Osman b. Ömer'e Abdüla'lâ, ona Ma'mer, ona ez-Zührî tarikiyle mütâbaat etti. Bu hadisi Evzâî de ez-Zührî'den rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdurrahman b. Amr arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Osman b. Ömer, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hüreyre şöyle söylemiştir: Namaz için ayakta durulup saflar düzenlenmiş iken Rasulullah (sav) yanımıza çıkıp geldi. O namaz kıldıracağı yerde (mihrapta) durunca cünüp olduğunu hatırladı ve bize "Olduğunuz yerde kalın" buyurdu. Sonra (evine) döndü. Gusletti ve başından su damlayarak yanımıza tekrar çıkıp geldi. Tekbir alıp namaza başladı biz de onunla birlikte namaz kıldık. Bu rivayette Osman b. Ömer'e Abdüla'lâ, ona Ma'mer, ona ez-Zührî tarikiyle mütâbaat etti. Bu hadisi Evzâî de ez-Zührî'den rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdula'la b. Abdula'la arasında inkita vardır.
Bize Yahya b. Eyyub, Kuteybe b. Said ve Ali b. Hucr, onlara İsmail -İbn Eyyûb (hocasıyla rivayet ilişkisini ifade etmek için) 'haddesenâ İsmail b. Ca'fer' ifadesini kullanmıştır- ona Huraka'nın azatlısı Alâ b. Abdurrahman b. Yakub, ona babası (Abdurrahman b. Yakub el-Cühenî), ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Büyük günahlar işlenmediği sürece beş vakit namaz ve diğer cumaya kadar cuma (namazı), aralarındakilere (işlenen günahlara) kefarettir.
Bize Zeyd b. Ahzem ve Abdurrahman b. Ömer, onlara Yahya b. Said, ona Ubeydullah b. Ömer, ona Nâfi‘, ona İbn Ömer, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Evlerinizi kabristana çevirmeyiniz."
Bize Muhammed b. Abdüla'la, ona Halid (b. Haris el-Huceymî), ona Şu'be, ona Süleyman (b. Mihrân el-A'meş), ona da İbrahim (en-Neha'î), Hemmam'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Cerir'i gördüm. Küçük abdestini yaptı. Ardından su istedi ve abdest aldı. (Bu esnada) Mestlerinin üzerini de mesh etti. Sonra kalkıp namaz kıldı. Yaptığı şey kendisine sorulunca: 'Hz. Peygamber'i (sav), böyle yaparken gördüm.' dedi.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Osman b. Ömer, ona Yunus, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hüreyre şöyle söylemiştir: Namaz için ayakta durulup saflar düzenlenmiş iken Rasulullah (sav) yanımıza çıkıp geldi. O namaz kıldıracağı yerde (mihrapta) durunca cünüp olduğunu hatırladı ve bize "Olduğunuz yerde kalın" buyurdu. Sonra (evine) döndü. Gusletti ve başından su damlayarak yanımıza tekrar çıkıp geldi. Tekbir alıp namaza başladı biz de onunla birlikte namaz kıldık. Bu rivayette Osman b. Ömer'e Abdüla'lâ, ona Ma'mer, ona ez-Zührî tarikiyle mütâbaat etti. Bu hadisi Evzâî de ez-Zührî'den rivayet etmiştir.
Bize İshak, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Hemmam, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden birinizin abdesti bozulduğunda, yeniden abdest almadığı sürece Allah o kimsenin namazını kabul etmez."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişâm ve Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle söylemişlerdir: Ebu Hüreyre farz namazlarda da, farz olmayan namazlarda da, Ramazanda da, Ramazan ayı dışında da namaz için kıyama durduğunda tekbir alır, sonra rükûa varınca tekbir alır, sonra (kalkınca) semiallahu li men hamideh dedikten sonra secdeye varmadan önce Rabbenâ ve leke'l hamd der, sonra secdeye vardığı vakit Allahu Ekber der, sonra secdeden başını kaldırdığında yine tekbir alır, sonra secdeye varınca yine tekbir alır, başını secdeden kaldıracağı zaman da tekbir alır, sonra iki rekatın sonundaki oturuştan ayağa kalktığı vakit yine tekbir alırdı. O namazını bitirinceye kadar her rekâtta aynısını yapardı. Sonra namazını bitirdiğinde şöyle derdi: 'Bana can veren Allah'a yemin ederim ki, sizin içinizde namazı Rasulullah'ın (sav) namazına en çok benzeyen benim. Onun namazı dünyadan ayrılıncaya kadar bu şekildeydi.'
Bana Muhammed b. Abdurrahim, ona Affan b. Müslim, ona Vüheyb, ona Yahya b. Said b. Hayyan, ona Ebu Zür‘a, ona da Ebu Hureyre’nin (r.a) rivayet ettiğine göre, bir bedevi Peygamber'e (sav) gelerek: "'Bana yerine getirmem halinde, cennete girmeme sebep olacak bir amel göster' dedi. Rasulullah (sav): "Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak üzere ibadet etmen, farz kılınmış olan namazı kılman, farz olan zekâtı eda etmen ve ramazan ayı orucunu tutmandır" buyurdu. Adam: 'Nefsim elinde olana yemin ederim ki, buna hiçbir şey katmayacağım.' Adam arkasını dönüp gidince Nebi (sav): "Cennet ehlinden birisini görmeyi arzu eden bir kimse, bu adama baksın" buyurdu."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişâm ve Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle söylemişlerdir: Ebu Hüreyre farz namazlarda da, farz olmayan namazlarda da, Ramazanda da, Ramazan ayı dışında da namaz için kıyama durduğunda tekbir alır, sonra rükûa varınca tekbir alır, sonra (kalkınca) semiallahu li men hamideh dedikten sonra secdeye varmadan önce Rabbenâ ve leke'l hamd der, sonra secdeye vardığı vakit Allahu Ekber der, sonra secdeden başını kaldırdığında yine tekbir alır, sonra secdeye varınca yine tekbir alır, başını secdeden kaldıracağı zaman da tekbir alır, sonra iki rekatın sonundaki oturuştan ayağa kalktığı vakit yine tekbir alırdı. O namazını bitirinceye kadar her rekâtta aynısını yapardı. Sonra namazını bitirdiğinde şöyle derdi: 'Bana can veren Allah'a yemin ederim ki, sizin içinizde namazı Rasulullah'ın (sav) namazına en çok benzeyen benim. Onun namazı dünyadan ayrılıncaya kadar bu şekildeydi.'