Açıklama: Rivayetin hükmen merfu olduğu bildirilmektedir (Fethü'l-bârî, Dârü'l-Marife, II, 456).
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6420, B000966
Hadis:
حَدَّثَنَا زَكَرِيَّاءُ بْنُ يَحْيَى أَبُو السُّكَيْنِ قَالَ حَدَّثَنَا الْمُحَارِبِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سُوقَةَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ قَالَ كُنْتُ مَعَ ابْنِ عُمَرَ حِينَ أَصَابَهُ سِنَانُ الرُّمْحِ فِى أَخْمَصِ قَدَمِهِ ، فَلَزِقَتْ قَدَمُهُ بِالرِّكَابِ ، فَنَزَلْتُ فَنَزَعْتُهَا وَذَلِكَ بِمِنًى ، فَبَلَغَ الْحَجَّاجَ فَجَعَلَ يَعُودُهُ فَقَالَ الْحَجَّاجُ لَوْ نَعْلَمُ مَنْ أَصَابَكَ . فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ أَنْتَ أَصَبْتَنِى . قَالَ وَكَيْفَ قَالَ حَمَلْتَ السِّلاَحَ فِى يَوْمٍ لَمْ يَكُنْ يُحْمَلُ فِيهِ ، وَأَدْخَلْتَ السِّلاَحَ الْحَرَمَ وَلَمْ يَكُنِ السِّلاَحُ يُدْخَلُ الْحَرَمَ .
Tercemesi:
Bize Ebu Sükeyn Zekeriyya b. Yahya, ona el-Muhâribî, ona Muhammed b. Süveyde, ona da Said b. Cübeyr şöyle rivayet etmiştir:
Mızrak demiri ayağının altındaki çukurdan girip de ayağı üzengiye yapıştığında İbn Ömer'in yanındaydım. Hemen deveden indim ve mızrağı ayağından çıkardım. Bu olay Minâ'da olmuştu. Haccâc'a haber ulaştı ve o, İbn Ömer'i yoklamaya geldi. Haccâc: 'Ah seni yaralayan kimdir, bir bilseydik!' dedi. İbn Ömer de: 'Beni yaralayan sensin, dedi. Haccâc: 'Bu nasıl söz?' dedi. O da: 'Silah taşınmaması gereken bir günde silah taşıttın ve Harem'e silah girmezken, sen oraya silah soktun' cevabını verdi.
Açıklama:
Rivayetin hükmen merfu olduğu bildirilmektedir (Fethü'l-bârî, Dârü'l-Marife, II, 456).
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, îdeyn 9, 1/379
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Sûka el-Ğanevi (Muhammed b. Sûka)
4. Ebu Muhammed Abdurrahman b. Muhammed el-Muharibi (Abdurrahman b. Muhammed b. Ziyad)
Konular:
Silah, Ok, Mızrak, silah vb. eşyaları dikkatli taşıma
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Zalim, Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac-ı Zalim)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
6431, B000967
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ يَعْقُوبَ قَالَ حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ سَعِيدِ بْنِ الْعَاصِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ دَخَلَ الْحَجَّاجُ عَلَى ابْنِ عُمَرَ وَأَنَا عِنْدَهُ فَقَالَ كَيْفَ هُوَ فَقَالَ صَالِحٌ . فَقَالَ مَنْ أَصَابَكَ قَالَ أَصَابَنِى مَنْ أَمَرَ بِحَمْلِ السِّلاَحِ فِى يَوْمٍ لاَ يَحِلُّ فِيهِ حَمْلُهُ ، يَعْنِى الْحَجَّاجَ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Yakub, ona İshak b. Said b. Amr b. Said b. Âs, ona da babası (Said b. Amr) şöyle demiştir:
Haccâc, İbn Ömer'i yoklamak yanına girdi, ben de onun yanındaydım. Haccâc: 'O, nasıldır?' dedi. İbn Ömer: 'İyidir' dedi. Haccâc: 'Seni kim yaraladı?' dedi. İbn Ömer de: 'beni silah taşımak helal olmayan bir günde silah taşımayı emreden kimse yaraladı' dedi. İbn Ömer bu sözüyle Haccâc'ı kastediyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, îdeyn 9, 1/379
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Said b. Amr el-Ümevi (Said b. Amr b. Said b. As b. Said)
3. İshak b. Said el-Kuraşi (İshak b. Said b. Amr b. Said b. As)
4. Ebu Yakub Ahmed b. Yakub el-Mesudi (Ahmed b. Yakub)
Konular:
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Zalim, Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac-ı Zalim)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33545, D004641
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو ظَفَرٍ عَبْدُ السَّلاَمِ حَدَّثَنَا جَعْفَرٌ عَنْ عَوْفٍ قَالَ سَمِعْتُ الْحَجَّاجَ يَخْطُبُ وَهُوَ يَقُولُ إِنَّ مَثَلَ عُثْمَانَ عِنْدَ اللَّهِ كَمَثَلِ عِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ ثُمَّ قَرَأَ هَذِهِ الآيَةَ يَقْرَؤُهَا وَيَفُسِّرُهَا "(إِذْ قَالَ اللَّهُ يَا عِيسَى إِنِّى مُتَوَفِّيكَ وَرَافِعُكَ إِلَىَّ وَمُطَهِّرُكَ مِنَ الَّذِينَ كَفَرُوا)" يُشِيرُ إِلَيْنَا بِيَدِهِ وَإِلَى أَهْلِ الشَّامِ.
Tercemesi:
Bize Ebu Zafer Abdusselam, ona Cafer, ona da Avf (b. Ebu Cemîle el-A'râbî'den rivayet edildiğine göre) demiştir ki:
Ben el-Haccac'ı gerçekten Osman'ın (b. Affan) durumu, İsa İbn Meryem'in durumu gibidir derken işittim. (Haccac bu sözü söyledikten) sonra şu: "... Ey İsa ben seni öldüreceğim, bana yükselteceğim, seni inkâr edenlerden temizleyeceğim..." ayetini okudu. Onu okuyup tefsir ederken eliyle de bize ve Şamlılara işaret ediyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 9, /1060
Senetler:
1. Ebu Muhammed Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac b. Yusuf b. Ebu Akil)
2. Ebu Sehl Avf b. Ebu Cemîle el-A'râbî (Avf b. Ebu Cemîle)
3. Ebu Süleyman Cafer b. Süleyman ed-Duba'î (Cafer b. Süleyman)
4. Abdusselam b. Mutahher el-Ezdi (Abdusselam b. Mutahher b. Hüsam b. Misak)
Konular:
Zalim, Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac-ı Zalim)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33546, D004642
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ الطَّالْقَانِىُّ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ ح
وَحَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنِ الْمُغِيرَةِ عَنِ الرَّبِيعِ بْنِ خَالِدٍ الضَّبِّىِّ قَالَ
"سَمِعْتُ الْحَجَّاجَ يَخْطُبُ فَقَالَ فِى خُطْبَتِهِ رَسُولُ أَحَدِكُمْ فِى حَاجَتِهِ أَكْرَمُ عَلَيْهِ أَمْ خَلِيفَتُهُ فِى أَهْلِهِ فَقُلْتُ فِى نَفْسِى لِلَّهِ عَلَىَّ أَلاَّ أُصَلِّىَ خَلْفَكَ صَلاَةً أَبَدًا وَإِنْ وَجَدْتُ قَوْمًا يُجَاهِدُونَكَ لأُجَاهِدَنَّكَ مَعَهُمْ."
[زَادَ إِسْحَاقُ فِى حَدِيثِهِ قَالَ فَقَاتَلَ فِى الْجَمَاجِمِ حَتَّى قُتِلَ.]
Tercemesi:
Bize İshak b. İsmail et-Talkânî, ona Cerir; (T)
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir, ona Muğira, ona da Rabi' b. Halid ed-Dabbî'den (rivayet edilmiştir); demiştir ki:
"Ben Haccac'ı bir hutbesinde birinizin, kendi ihtiyacı için görevlendirdiği elçisi mi kendisine daha iyidir, yoksa ailesi içerisinde (onların) ihtiyaçlarını karşılamak üzere görevlendirdiği halifesi mi? derken işittim. Bunun üzerine kendi kendime Allah için (bir daha) senin arkanda hiçbir zaman namaz kılmamak ve seninle savaşan bir cemaat bulursam onlarla sana karşı savaşmak üzerime borç olsun dedim."
[(Ravi) İshak (İbn İsmail) rivayetinde (bu habere şu sözleri de) ekledi: (Cerir) dedi ki: (Gerçekten er-Rabi) Cemâcim (savaşın) da şehit edilinceye kadar (Haccac'a karşı) savaştı.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 9, /1060
Senetler:
1. Ebu Muhammed Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac b. Yusuf b. Ebu Akil)
2. Ebu Hişam Muğira b. Miksem ed-Dabbî (Muğira b. Miksem)
3. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
4. İshak b. İsmail el-Yetim (İshak b. İsmail)
Konular:
Zalim, Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac-ı Zalim)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33547, D004643
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرٍ عَنْ عَاصِمٍ قَالَ
"سَمِعْتُ الْحَجَّاجَ وَهُوَ عَلَى الْمِنْبَرِ يَقُولُ اتَّقُوا اللَّهَ مَا اسْتَطَعْتُمْ لَيْسَ فِيهَا مَثْنَوِيَّةٌ وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُوا لَيْسَ فِيهَا مَثْنَوِيَّةٌ لأَمِيرِ الْمُؤْمِنِينَ عَبْدِ الْمَلِكِ وَاللَّهِ لَوْ أَمَرْتُ النَّاسَ أَنْ يَخْرُجُوا مِنْ بَابٍ مِنْ أَبْوَابِ الْمَسْجِدِ فَخَرَجُوا مِنْ بَابٍ آخَرَ لَحَلَّتْ لِى دِمَاؤُهُمْ وَأَمْوَالُهُمْ وَاللَّهِ لَوْ أَخَذْتُ رَبِيعَةَ بِمُضَرَ لَكَانَ ذَلِكَ لِى مِنَ اللَّهِ حَلاَلاً وَيَا عَذِيرِى مِنْ عَبْدِ هُذَيْلٍ يَزْعُمُ أَنَّ قِرَاءَتَهُ مِنْ عِنْدِ اللَّهِ وَاللَّهِ مَا هِىَ إِلاَّ رَجَزٌ مِنْ رَجَزِ الأَعْرَابِ مَا أَنْزَلَهَا اللَّهُ عَلَى نَبِيِّهِ عَلَيْهِ السَّلاَمُ وَعَذِيرِى مِنْ هَذِهِ الْحَمْرَاءِ يَزْعُمُ أَحَدُهُمْ أَنَّهُ يَرْمِى بِالْحَجَرِ فَيَقُولُ إِلَى أَنْ يَقَعَ الْحَجَرُ قَدْ حَدَثَ أَمْرٌ فَوَاللَّهِ لأَدَعَنَّهُمْ كَالأَمْسِ الدَّابِرِ. قَالَ فَذَكَرْتُهُ لِلأَعْمَشِ فَقَالَ أَنَا وَاللَّهِ سَمِعْتُهُ مِنْهُ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Alâ, ona Ebu Bekir, ona da Asım'dan demiştir ki:
"Ben Haccac'ı minber üzerinde (şöyle) derken işittim: Hepiniz gücünüz yettiğince Allah'tan korkunuz. Bu hususta (hiçbir kimse için) ayrıcalık (istisna) yoktur. (Hepiniz) Müslümanların başkanı (olan) Abdülmelik'i (İbn Mervan) dinleyiniz ve itaat ediniz. Bu hususta da (hiçbir kimse için) ayrıcalık yoktur. Allah'a yemin olsun ki ben, halka mescidin bir kapısından çıkmalarını emr etsem de onlar başka bir kapıdan çıksalar onların kanları ve malları bana helal olur. Vallahi ben Mudar (kabilesin)in (malları) karşılığında Rabia kabilesinin mallarını) alsam Allah'tan bu bana helal olur. Ya (şu) Hüzeyl'in kölesinden dolayı beni kim mazur görür? (Bilemiyorum). O kendi kıraatinin Allah'tan olduğunu iddia ediyor. Vallahi O'nun kıraati bedevi arapların recez kalıbından başka bir şey değildir. Allah (cc) Peygamberine (sav) bu kalıbı indirmemiştir. (Ya) şu acemlerden dolayı beni kim affeder? (Onlar, içlerinden) birinin (havaya) attığı taş düşünceye kadar (kısa bir zamanda muhakkak) bir fitne meydana gelmekte olduğunu iddia ediyorlar. Allah'a yemin olsun ki: Onları geçen gün gibi (yok olmuş bir halde) bırakacağım. (Ravi Asım sözlerine devamla şöyle) dedi: Ben bu sözü el-A'meş'e sordum da (bana) vallahi bu sözü Haccac'tan kendim de duydum cevabını verdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 9, /1060
Senetler:
1. Ebu Muhammed Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac b. Yusuf b. Ebu Akil)
2. Asım b. Ebu Necûd el-Esedî (Âsım b. Behdele)
3. Ebu Bekir b. Ayyaş el-Esedî (Ebu Bekir b. Ayyaş b. Salim)
4. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Zalim, Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac-ı Zalim)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33550, D004644
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ عَنِ الأَعْمَشِ قَالَ
"سَمِعْتُ الْحَجَّاجَ يَقُولُ عَلَى الْمِنْبَرِ هَذِهِ الْحَمْرَاءُ هَبْرٌ هَبْرٌ أَمَا وَاللَّهِ لَقَدْ قَرَعْتُ عَصًا بِعَصًا لأَذَرَنَّهُمْ كَالأَمْسِ الذَّاهِبِ يَعْنِى الْمَوَالِى."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona İbn İdris, ona da el-A'meş'ten demiştir ki:
"Ben Haccac'ı minber üzerinde şu Arapların dışındaki Müslüman halk vurulup parça parça edilmeye müstahaktırlar. Sopayı sopaya vurduğum zaman onları giden dün gibi (yok olmuş bir vaziyette) bırakacağım derken işittim (Haccac bu sözüyle) arapların dışındaki Müslüman halkı kastediyordu."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 9, /1060
Senetler:
1. Ebu Muhammed Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac b. Yusuf b. Ebu Akil)
2. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
3. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
4. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Zalim, Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac-ı Zalim)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272786, D004642-2
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ الطَّالْقَانِىُّ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ ح
وَحَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنِ الْمُغِيرَةِ عَنِ الرَّبِيعِ بْنِ خَالِدٍ الضَّبِّىِّ قَالَ
"سَمِعْتُ الْحَجَّاجَ يَخْطُبُ فَقَالَ فِى خُطْبَتِهِ رَسُولُ أَحَدِكُمْ فِى حَاجَتِهِ أَكْرَمُ عَلَيْهِ أَمْ خَلِيفَتُهُ فِى أَهْلِهِ فَقُلْتُ فِى نَفْسِى لِلَّهِ عَلَىَّ أَلاَّ أُصَلِّىَ خَلْفَكَ صَلاَةً أَبَدًا وَإِنْ وَجَدْتُ قَوْمًا يُجَاهِدُونَكَ لأُجَاهِدَنَّكَ مَعَهُمْ."
[زَادَ إِسْحَاقُ فِى حَدِيثِهِ قَالَ فَقَاتَلَ فِى الْجَمَاجِمِ حَتَّى قُتِلَ.]
Tercemesi:
Bize İshak b. İsmail et-Talkânî, ona Cerir; (T)
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerir, ona Muğira, ona da Rabi' b. Halid ed-Dabbî'den (rivayet edilmiştir); demiştir ki:
"Ben Haccac'ı bir hutbesinde birinizin, kendi ihtiyacı için görevlendirdiği elçisi mi kendisine daha iyidir, yoksa ailesi içerisinde (onların) ihtiyaçlarını karşılamak üzere görevlendirdiği halifesi mi? derken işittim. Bunun üzerine kendi kendime Allah için (bir daha) senin arkanda hiçbir zaman namaz kılmamak ve seninle savaşan bir cemaat bulursam onlarla sana karşı savaşmak üzerime borç olsun dedim."
[(Ravi) İshak (İbn İsmail) rivayetinde (bu habere şu sözleri de) ekledi: (Cerir) dedi ki: (Gerçekten er-Rabi) Cemâcim (savaşın) da şehit edilinceye kadar (Haccac'a karşı) savaştı.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 9, /1060
Senetler:
1. Ebu Muhammed Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac b. Yusuf b. Ebu Akil)
2. Ebu Hişam Muğira b. Miksem ed-Dabbî (Muğira b. Miksem)
3. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
4. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Zalim, Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac-ı Zalim)
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8064, M006496
Hadis:
حَدَّثَنَا عُقْبَةُ بْنُ مُكْرَمٍ الْعَمِّىُّ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ - يَعْنِى ابْنَ إِسْحَاقَ الْحَضْرَمِىَّ - أَخْبَرَنَا الأَسْوَدُ بْنُ شَيْبَانَ عَنْ أَبِى نَوْفَلٍ رَأَيْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ الزُّبَيْرِ عَلَى عَقَبَةِ الْمَدِينَةِ - قَالَ - فَجَعَلَتْ قُرَيْشٌ تَمُرُّ عَلَيْهِ وَالنَّاسُ حَتَّى مَرَّ عَلَيْهِ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ فَوَقَفَ عَلَيْهِ فَقَالَ السَّلاَمُ عَلَيْكَ أَبَا خُبَيْبٍ السَّلاَمُ عَلَيْكَ أَبَا خُبَيْبٍ السَّلاَمُ عَلَيْكَ أَبَا خُبَيْبٍ أَمَا وَاللَّهِ لَقَدْ كُنْتُ أَنْهَاكَ عَنْ هَذَا أَمَا وَاللَّهِ لَقَدْ كُنْتُ أَنْهَاكَ عَنْ هَذَا أَمَا وَاللَّهِ لَقَدْ كُنْتُ أَنْهَاكَ عَنْ هَذَا أَمَا وَاللَّهِ إِنْ كُنْتَ مَا عَلِمْتُ صَوَّامًا قَوَّامًا وَصُولاً لِلرَّحِمِ أَمَا وَاللَّهِ لأُمَّةٌ أَنْتَ أَشَرُّهَا لأُمَّةٌ خَيْرٌ . ثُمَّ نَفَذَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ فَبَلَغَ الْحَجَّاجَ مَوْقِفُ عَبْدِ اللَّهِ وَقَوْلُهُ فَأَرْسَلَ إِلَيْهِ فَأُنْزِلَ عَنْ جِذْعِهِ فَأُلْقِىَ فِى قُبُورِ الْيَهُودِ ثُمَّ أَرْسَلَ إِلَى أُمِّهِ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ فَأَبَتْ أَنْ تَأْتِيَهُ فَأَعَادَ عَلَيْهَا الرَّسُولَ لَتَأْتِيَنِّى أَوْ لأَبْعَثَنَّ إِلَيْكِ مِنْ يَسْحَبُكِ بِقُرُونِكِ - قَالَ - فَأَبَتْ وَقَالَتْ وَاللَّهِ لاَ آتِيكَ حَتَّى تَبْعَثَ إِلَىَّ مَنْ يَسْحَبُنِى بِقُرُونِى - قَالَ - فَقَالَ أَرُونِى سِبْتَىَّ . فَأَخَذَ نَعْلَيْهِ ثُمَّ انْطَلَقَ يَتَوَذَّفُ حَتَّى دَخَلَ عَلَيْهَا فَقَالَ كَيْفَ رَأَيْتِنِى صَنَعْتُ بِعَدُوِّ اللَّهِ قَالَتْ رَأَيْتُكَ أَفْسَدْتَ عَلَيْهِ دُنْيَاهُ وَأَفْسَدَ عَلَيْكَ آخِرَتَكَ بَلَغَنِى أَنَّكَ تَقُولُ لَهُ يَا ابْنَ ذَاتِ النِّطَاقَيْنِ أَنَا وَاللَّهِ ذَاتُ النِّطَاقَيْنِ أَمَّا أَحَدُهُمَا فَكُنْتُ أَرْفَعُ بِهِ طَعَامَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَطَعَامَ أَبِى بَكْرٍ مِنَ الدَّوَابِّ وَأَمَّا الآخَرُ فَنِطَاقُ الْمَرْأَةِ الَّتِى لاَ تَسْتَغْنِى عَنْهُ أَمَا إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَدَّثَنَا « أَنَّ فِى ثَقِيفٍ كَذَّابًا وَمُبِيرًا » . فَأَمَّا الْكَذَّابُ فَرَأَيْنَاهُ وَأَمَّا الْمُبِيرُ فَلاَ إِخَالُكَ إِلاَّ إِيَّاهُ - قَالَ - فَقَامَ عَنْهَا وَلَمْ يُرَاجِعْهَا .
Tercemesi:
Bize Ukbe b. Mükrem EI-Ammî rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Ya'kub (yâni İbni İshâk El-Hadramî) rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Esved b. Şeyban, Ebû Nevfel'den naklen haber verdi.(Demiş ki) : Abdullah b. Zübeyr'i Medine'nin dağ yolunda gördüm. Kureyş ve halk yanından geçmeye başladılar. Nihayet Abdullah b. Ömer da yanma uğradı. Ve başında durarak:
— Selâm sana Ebâ Hubeyb! Selâm sana Ebâ Hubeyb! Selâm sana Ebâ Hubeyb! Beri bak, vallahi ben seni bu işten men ediyordum! Vallahi ben seni bu işten men ediyordum! Vallahi ben seni bu işten men ediyordum! Vallahi benim bildiğime göre sen hakîkaten çok oruç tutan, çok namaz kılan, akrabaya çok yardım eden bir adamdın. Vallahi en kötüsü sen olan bir ümmet en hayırlı bir ümmetdir, dedi.
Sonra Abdullah b. Ömer oradan ayrıldı. Abdullah'ın durması ve konuşması Haccâc'ın kulağına varmış. Hemen İbni Ziibeyr'c adam gönderdi ve dalından indirilerek yalıûdîlerin kabristanına konuldu. Sonra annesi Esma binti Ebî Bekr'e haber gönderdi. Fakat o gelmekten imtina etti. Hac-câc kendisine tekrar birini göndererek : Ya gelirsin yahut seni saçlarından sürükleyecek birini mutlaka gönderirim, dedi, Esma yine imtina etti. Ve şunları söyledi:
__ Vallahi bana saçlarımla beni sürükleyecek bir kimse göndermedikçe, ben senin yanma varmam! Bunun üzerine Haccâc :
__ Bana ayakkabılarımı gösterin! dedi. Ve ayakkabılarım aldı. Sonra
koşarak yola düştü ve Esmâ'nın yanma girdi. (Ona) :
— Allah'ın düşmanına ne yaptığımı gördün mü? dedi. Esma :
— Gördüm ki, ona dünyasını berbad ettin. Ama o da sana âhiretini berbâd etti., Duydum ki ona, ey iki kuşaklının oğlu! dermişsin. Vallahi iki kuşaklı benim.Bunların biri ile hayvanların üzerinden Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Selle m) 'in yiyeceği ile Ebû Bekr'in yiyeceğini kaldırırdım. Diğeri bir kadına lâzım olan kuşaktır.Dikkat et ki, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) bize:
«Sakif kabilesinde bir yalancı ve bir can alıcı vardır.» demişti. Yalancıyı gördük. Can alıcıya gelince, bunun ancak sen olacağını zannediyorum, dedi. Bunun üzerine Haccâc onun yanından kalktı, bir daha da kendisine müracaat etmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6496, /1056
Senetler:
()
Konular:
Zalim, Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac-ı Zalim)
عبد الرزاق عن معمر عن ثابت قال : خطب الحجاج يوم الجمعة فأخر الصلاة ، فأراد إنسان أن يثب إليه ، ويحبسه الناس.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
92461, MA003793
Hadis:
عبد الرزاق عن معمر عن ثابت قال : خطب الحجاج يوم الجمعة فأخر الصلاة ، فأراد إنسان أن يثب إليه ، ويحبسه الناس.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 3793, 2/385
Senetler:
()
Konular:
Cuma namazı, zamanı
KTB, CUMA
Namaz, vaktinde eda etmek, geciktirmemek
Zalim, Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac-ı Zalim)
عبد الرزاق عن إسرائيل عن عامر بن شقيق عن شقيق قال : كان يأمرنا أن نصلي الجمعة في بيوتنا ، ثم نأتي المسجد ، وذلك أن الحجاج كان يؤخر الصلاة.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
92478, MA003799
Hadis:
عبد الرزاق عن إسرائيل عن عامر بن شقيق عن شقيق قال : كان يأمرنا أن نصلي الجمعة في بيوتنا ، ثم نأتي المسجد ، وذلك أن الحجاج كان يؤخر الصلاة.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Salât 3799, 2/386
Senetler:
()
Konular:
Namaz, vaktinde eda etmek, geciktirmemek
Zalim, Haccac b. Yusuf es-Sekafî (Haccac-ı Zalim)