84 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Avn, ona Halid el-Vasıtî, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebû Kilabe; (T) Bize Müsedded, ona Halid -yani İbn Abdullah el-Vasıtî-, ona Halid el-Hazzâ, ona Ebû Kilabe, ona Amr b. Bücdân, ona da Ebu Zer şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in yanında küçük bir miktar koyun birikti. Bana, "Ey Ebu Zer! Bunları al ve otlamaya kırsala götür" dedi. Ben de Rebeze'ye geldim. Cünüp oluyordum ve beş-altı gece yıkanmadan duruyordum. En son Hz. Peygamber'e geldim ve bana "(Şaşırarak) Ebu Zer! Sen misin?" dedi. Ben de cevap vermedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber, "Ey Ebu Zer! Annen acını görsün, annen öle" dedi. Sonra siyahi bir cariye çağırdı. Cariye içerisi suyla dolu olan bir kova ile geldi. Beni bir örtü ile gizledi ve ben de bir devenin arkasında saklanarak yıkandım. Üstümden bir dağı atmış gibi hissettim. Sonra Hz. Peygamber, "On sene de olsa temiz toprak müslümanın abdest suyu yerine geçmektedir. Ancak su bulduğunuz zaman onunla yıkanınız. Çünkü bu daha hayırlıdır," dedi. [Müsedded, zekâttan biriken sürücük demiştir.] [Ebû Davud, Amr'ın rivayeti daha tamdır, demiştir.]
Açıklama: "Annen acını görsün", "annen öle" gibi sözler beddua anlamında olmayıp muhatap ile samimiyeti ifade etmektedirler.
Bize Müsedded, ona Hammad; (T) Bize Müsedded, ona İsa b. Yunus; (T) Bize Musa b. İsmail, ona Hammad -yani İbn Seleme-, ona da Hişam bu hadisin manasıyla rivayet etti. Hammad b. Seleme, ona Hişam b. Urve'den önceki hadisi mana bakımından (aynen) rivayet etti: Rasulullah (sav): "Onu (kanı) kazı, sonra su ile ovala, sonra da yıka" buyurdu.
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona Züheyr; (T) Bize Muhammed b. Ubeyd b. Hisab el-Basrî, ona Süleym b. Ahdar, mana ve olaylar Süleym rivayetinde yer almaktadır-, onlara Amr b. Meymun b. Mihran, ona Süleyman b. Yesar, ona da Hz. Aişe şöyle demiştir: "Ben Hz. Peygamber'in elbisesinden meniyi yıkar ve sonra elbisesindeki izleri görürdüm."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İbn Ebu Arûbe, ona Katade, ona Ebu Harb b. Ebu Esved, ona babası, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Kız çocuğun idrarı iyice yıkanır, erkek çocuğunun ise yemek yemediği müddetçe idrarına su serpilir."
Bize İbn Müsenna, ona Muaz b. Hişam, ona babası, ona Katade, ona Ebu Harb b. Ebu Esved, ona babası, ona da Ali b. Ebu Talib, Hz. Peygamber şöyle buyurdu diyerek önceki hadisin manasını rivayet etmiştir. Ancak (Hişam), bu hadiste yemek yemedikçe ifadesini zikretmemiştir. [(Hişam şöyle demiştir): Katade şöyle demiştir: Bu durum yalnızca yemek yemedikleri müddetçe geçerlidir. Şayet yemek yerlerse ikisinin idrarı da yıkanır.]
Bize bu hadisi Yahya b. Fadl es-Sicistani, Hişam b. Ammar ed-Dımaşkî ve Süleyman b. Abdurrahman ed-Dımaşkî -hadis Yahya b. Fadl es-es-Sicistani'nin lafızlarıyla rivayet edilmiştir-, onlara Hatim b. İsmail, ona da Ebu Hazre Yakub b. Mücahid'in rivayet ettiğine göre Ubade b. Velid b. Ubade b. Samit şöyle demiştir: Biz Cabir b. Abdullah'ın yanına geldik, o sırada (mahallesinin) mescidindeydi. Bize şunları anlattı: Hz. Peygamber (sav) bu mescidimize geldi. O sırada elinde İbn Tâb cinsinden bir hurma salkımının kurumuş dalı vardı. Şöyle bir baktı ve mescidin kıble tarafında bir balgam gördü. Hemen oraya doğru giderek elindeki dal ile onu temizledi. Sonra bize "hanginiz, Allah'ın kendisinden yüz çevirmesinden hoşnut olur?" diye sordu. Ardından şöyle buyurdu: "Sizden biri namaza durduğunda yüzünü Allah'a dönmüş olur. Binaenaleyh kıble tarafına doğru yahut sağınıza sakın ola tükürmeyin! Sol tarafınıza, ayak altına tükürebilirsiniz. İlla tükürmeniz gerekiyorsa elbisenizi şöyle yapın!" Hz. Peygamber (sav) burada, elbisesini ağzına götürdü ve (önce tükürür gibi, sonra) tükürüğü ovalar gibi yaptı. Ardından da "Bana abîr (bir çeşit koku) getirin," buyurdu. O mahalleden olan bir genç fırlayıp evine gitti ve elinde halûk (denilen bir çeşit koku) ile geri geldi. Rasulullah (sav) onu aldı, elindeki dalın ucuna sürdü, ardından onunla tükürüğün izini temizledi. [Cabir dedi ki: İşte o günden sonra sizler, mescitlerinizde halûk bulundurur oldunuz.]