212 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona Amr b. Ebu Amr, ona da İkrime şöyle dedi: Iraklı bazı insanlar gelip Ya İbn Abbas! Cuma günü gusletmeyi vacib görür müsün? diye sordular. İbn Abbas, hayır, fakat yıkanan kişi için onda hayır ve temizlik vardır. Gusletmeyen kimseye de sorumluluk yoktur. Size (cuma günü) gusletmenin nasıl başladığını haber vereyim. İnsanlar darlık ve meşakkatte idiler. Yünden elbiseler giyer, bedenleriyle (yük taşıyarak) çalışırlardı. Mescidleri dar, tavanı basıktı. O (tavan) bir gölgelikten ibaretti. Sıcak bir günde, Rasulullah (sav) mescide geldi. Yün elbiseler içerisinde insanlar terlemiş, kendilerinden kokular yayılmıştı. Bu kokularla birbirlerine eziyet veriyorlardı. Rasulullah (sav) bu kokuyu hissedince "Ey insanlar! Bugün (cuma günü) olunca yıkanınız. Her biriniz bulabildiği koku ve yağların en güzelini sürünsün," buyurdu. Aradan zaman geçti ve Allah, (mallar, elbiseler, hizmetçilerle onlara) bolluk verdi. Müslümanlar yünden başka elbiseler giymeye başladılar. (bizzat bedenen) Çalışmaya ihtiyaçları kalmadı, mescidleri genişletildi. Böylece birbirlerine eziyet veren ter de kısmen zail oldu.
Bize Ahmed b. İbrahim, ona Abdussamed b. Abdülvâris, ona babası, ona Ümmü Hasan -yani Ebu Bekir el-Adevî'nin ninesi-, ona da Muaze şöyle demiştir: "Hz. Aişe'ye elbisesine hayız kanı bulaşan kişinin durumunu sordum. Hz. Aişe onu yıkasın. Eğer geçmezse onu Sufra (sarı) kokusu ile gidersin. Ben Hz. Peygamber'in yanında üç defa üst üste hayız olurdum da kan bulaşmayan elbisemi yıkamazdım."
Bize Müsedded, ona Yahya b. Said el-Kattan, ona Süfyan, ona Sabit el-Haddad, ona Adî b. Dinar, ona da Ümmü Kays bt. Mihsan şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e elbisede olan hayız kanının hükmünü sordum. O, onu bir çubuk ile kazı, su ve sidr ile yıka dedi."
Bize Nüfeyl, ona Süfyan, ona İbn Ebu Necîh, ona Ata, ona da Hz. Aişe şöyle demiştir: "Bizim her birimizin (Hz. Peygamber'in hanımlarının) tek bir elbisesi vardı. O elbise üzerindeyken hayız ve cünüp olurdu. Sonra onda bir kan damlası gördüğünde onu tükürüğü ile ovalayıp temizlerdi."
Bize Kuteybe b. Said, ona İbn Lehîa, ona Yezid b. Ebu Habib, ona İsa b. Talha, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Havle bt. Yesar, Hz. Peygamber'e gelip Ya Resulullah! Benim sadece bir elbisem var. Elbisem üzerimdeyken hayız oluyorum. Ne yapmam gerekir? diye sordu. Hz. Peygamber ona "Temizlendiğin zaman onu yıka ve onunla namaz kıl," dedi. Havle, kan çıkmazsa ne yapayım? dedi. Hz. Peygamber de "Kanı yıkaman yeterlidir. İzinin kalmasından dolayı herhangi bir sıkıntı yoktur," dedi.
Bize İsa b. Hammad el-Mısrî, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Süveyd b. Kays, ona da Muaviye b. Hudeyc, Muaviye b. Ebu Süfyan'dan şöyle rivayet etmiştir: "Muaviye, Hz. Peygamber'in hanımı olan kız kardeşi Ümmü Habibe'ye Rasulullah (sav) cima ederken üzerinde bulunan elbisesi ile namaz kılar mıydı? diye sordu. Ümmü Habibe, evet, O elbisede pislik görmediğinde kılardı, dedi."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şube, ona Hakem, ona İbrahim, ona da Hemmam b. Haris şöyle rivayet etti: "Hemmam, bir gün Hz. Aişe'nin yanında misafirken ihtilam olmuştu. Elbisesindeki meniyi yıkarken Hz. Aişe'nin cariyesi onu gördü ve bu durumu Hz. Aişe'ye anlattı. Hz. Aişe de şöyle dedi: Bir an kendimi sanki Hz. Peygamber'in elbisesini temizler gibi gördüm." [Ebu Davud şöyle dedi: Bu hadisi Ameş, Hakem'in rivayet ettiği gibi rivayet etmiştir.]
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad b. Seleme, ona Hammad b. Ebu Süleyman, ona İbrahim, ona Esved, ona da Hz. Aişe şöyle demiştir: "Ben Hz. Peygamber'in elbisesinden meniyi çitelerdim. Rasulullah da o elbiseyle namaz kılardı." [Ebu Davud şöyle demiştir: Hammad'a bu rivayetinde Muğira, Ebu Ma'şer ve Vasıl muvafakat ettiler.]
Bize Abdullah b. Mesleme el-Kanebî, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ümmü Kays bt. Mihsan şöyle demiştir: "Bir gün, henüz yemek yemeye başlamayan küçük oğlunu Rasulullah'a getirdim. Hz. Peygamber, çocuğu kucağına oturttu. Çocuk Rasulullah'ın elbisesine işedi. Hz. Peygamber su isteyerek idrarın üzerine serpti, onu iyice yıkamadı."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İbn Ebu Arûbe, ona Katade, ona Ebu Harb b. Ebu Esved, ona babası, ona da Hz. Ali şöyle demiştir: "Kız çocuğun idrarı iyice yıkanır, erkek çocuğunun ise yemek yemediği müddetçe idrarına su serpilir."