56 Kayıt Bulundu.
Bize Affân, ona Ebu Avâne, ona Süleyman el-A'meş, ona Mücahid, ona da İbn Ömer'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a (c.c) sığınana kucak açın. Sizden bir şey isteyene verin. Davet edene icabet edin. Size iyilikle gelene aynıyla karşılığını verin. Ona karşılığında verecek bir şey bulamazsanız, karşılık olacağına kanaat getirinceye kadar onun için dua edin."
Açıklama: 5365. hadiste sened ve metin olarak mükerrerdir.
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit, ona da Enes'in rivayet ettiğine göre Muhacirler Hz. Peygamber'e (sav): 'Ey Allah'ın Rasulü! Ensar, sevabın hepsini aldı' diyerek dertlendiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Hayır, Onların size yaptıkları iyilikleri dikkate alarak, onlar hakkında Allah'a dua ettiğiniz ve sizlere yaptıkları hayırlardan dolayı kendilerini övdüğünüz sürece, onların yaptıklarına siz de ortak olursunuz."
Bize Hafs b. Ömer en-Nemirî ve Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik et-Tayâlisî -bu isnadın metni manen rivayetle aktarıldı-, onlara Şube (b. Haccâc), ona da Amr b. Mürre, Semüra b. Cündüb (ra), Abdullah b. Ebu Evfâ’nın (ra) şöyle dediğini rivayet etti: "Babam (Rıdvan) ağacı altında (bey'atta) bulunanlardandı. Bir topluluk zekatını Rasulullah'a (sav) getirdiklerinde 'Allah'ım! Falan aileye rahmet ve mağfiret et' diye dua ederdi. Babam da O'na zekâtını getirdi, Rasulullah (sav) da 'Allah'ım Ebu Evfâ ailesine rahmet ve mağfiret eyle' buyurdu." [Develerin Yaşına Göre Adlarının Beyan Babı: Ebu Davud der ki: Bu açıklamayı Riyâşî, Ebu Hatim ve başkalarından işittim, ayrıca Nadr b. Şumeyl'in ve Ebu Ubeyd'in mektubunda okudum. Her biri bir detayı aktardı. ortak olarak şöyle dediler: (Deveye doğumundan sütten kesilene kadar) huvâr adı verilir. Sonra (anasından) ayrıldığında fasîl adım alır. (Dişisine) bir yaşından iki yaşının tamamına kadar bint-i mahâd; üç yaşına girdiğinde bint-i lebûn, üç yaşını tamamladığında dört yaşının tamamına kadar (erkeği) hıkk, (dişisi) hıkka adını alır. Çünkü o binilmeye ve erkek deve tarafından döllenmeye elverişli bir duruma gelmiş, gebe kalacak bir yaşa girmiştir. Ama erkeği ön dişlerini atıp altı yaşına varmadıkça dişi deveyi gebe bırakamaz. Hıkka'ya dört yaşını tamamlayana kadar tarûkatu'l-fahl denilir. Çünkü erkek deve onu döller. Beş yaşına bastığından beş yaşını tamamlayana kadar ceza'dır. Altı yaşına basıp ön dişlerini attığından altısını tamamlayana kadar seniydir. Yedi yaşına bastığında yedi yaşını tamamlayana kadar erkeğine rabâî, dişisine rabâiyye adı verilir. Sekiz yaşına basıp sivri dişlerinin arkasındaki öğütücü dişlerini attığında sekiz yaşını tamamlayana kadar sedîs veya sedis'tir. Dokuz yaşına basıp köpek dişi çıktığında on yaşına girene kadar "Bâzil'dir. On yaşına girdiğinde ise muhlif'tir. Bundan sonra adı yoktur. Fakat şöyle denilir: Bir senelik Bâzil, iki senelik bâzil, bir senelik muhlif iki senelik muhlif, üç senelik Muhlif diye beş seneye kadar öyle gider. Halife (deve), gebe (olan deve)dir.] [Ebu Hatim der ki: Cezûa bir zaman dilimidir. Diş (yaş) değildir. Deve yaşlarının (başlangıç ve bitim) zamanı, Süheyl yıldızının doğuş zamanıdır.] [Ebu Davud der ki: Riyâşî bize (şöyle) bir şiir söyledi: Süheyl yıldızı gecenin başlangıcında doğduğu zaman İbn-i lebûn, Hıkk, Hıkk da Ceza' olur. Deve yaşlarından (değişmeyen) yalnız Hube kalır. Hube, (Süheyl yıldızının doğuş) vaktinin dışında doğan deve yavrusudur.]
Bize Hafs b. Ömer en-Nemirî ve Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik et-Tayâlisî -bu isnadın metni manen rivayetle aktarıldı-, onlara Şube (b. Haccâc), ona da Amr b. Mürre, Semüra b. Cündüb (ra), Abdullah b. Ebu Evfâ’nın (ra) şöyle dediğini rivayet etti: "Babam (Rıdvan) ağacı altında (bey'atta) bulunanlardandı. Bir topluluk zekatını Rasulullah'a (sav) getirdiklerinde 'Allah'ım! Falan aileye rahmet ve mağfiret et' diye dua ederdi. Babam da O'na zekâtını getirdi, Rasulullah (sav) da 'Allah'ım Ebu Evfâ ailesine rahmet ve mağfiret eyle' buyurdu." [Develerin Yaşına Göre Adlarının Beyan Babı: Ebu Davud der ki: Bu açıklamayı Riyâşî, Ebu Hatim ve başkalarından işittim, ayrıca Nadr b. Şumeyl'in ve Ebu Ubeyd'in mektubunda okudum. Her biri bir detayı aktardı. ortak olarak şöyle dediler: (Deveye doğumundan sütten kesilene kadar) huvâr adı verilir. Sonra (anasından) ayrıldığında fasîl adım alır. (Dişisine) bir yaşından iki yaşının tamamına kadar bint-i mahâd; üç yaşına girdiğinde bint-i lebûn, üç yaşını tamamladığında dört yaşının tamamına kadar (erkeği) hıkk, (dişisi) hıkka adını alır. Çünkü o binilmeye ve erkek deve tarafından döllenmeye elverişli bir duruma gelmiş, gebe kalacak bir yaşa girmiştir. Ama erkeği ön dişlerini atıp altı yaşına varmadıkça dişi deveyi gebe bırakamaz. Hıkka'ya dört yaşını tamamlayana kadar tarûkatu'l-fahl denilir. Çünkü erkek deve onu döller. Beş yaşına bastığından beş yaşını tamamlayana kadar ceza'dır. Altı yaşına basıp ön dişlerini attığından altısını tamamlayana kadar seniydir. Yedi yaşına bastığında yedi yaşını tamamlayana kadar erkeğine rabâî, dişisine rabâiyye adı verilir. Sekiz yaşına basıp sivri dişlerinin arkasındaki öğütücü dişlerini attığında sekiz yaşını tamamlayana kadar sedîs veya sedis'tir. Dokuz yaşına basıp köpek dişi çıktığında on yaşına girene kadar "Bâzil'dir. On yaşına girdiğinde ise muhlif'tir. Bundan sonra adı yoktur. Fakat şöyle denilir: Bir senelik Bâzil, iki senelik bâzil, bir senelik muhlif iki senelik muhlif, üç senelik Muhlif diye beş seneye kadar öyle gider. Halife (deve), gebe (olan deve)dir.] [Ebu Hatim der ki: Cezûa bir zaman dilimidir. Diş (yaş) değildir. Deve yaşlarının (başlangıç ve bitim) zamanı, Süheyl yıldızının doğuş zamanıdır.] [Ebu Davud der ki: Riyâşî bize (şöyle) bir şiir söyledi: Süheyl yıldızı gecenin başlangıcında doğduğu zaman İbn-i lebûn, Hıkk, Hıkk da Ceza' olur. Deve yaşlarından (değişmeyen) yalnız Hube kalır. Hube, (Süheyl yıldızının doğuş) vaktinin dışında doğan deve yavrusudur.]