135 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdülmelik b. Amr, ona Ömer b. Ebu Zâide, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn şöyle demiştir: "Kim günde on defa (Kelime-i tevhidi) söylerse İsmailoğullarından bir köleyi azat etmiş gibi sevap kazanır." Ömer b. Zâide bu hadisi ona Abdullah b. Ebu Sefer, ona Şa'bî, ona Rebi' b. Huseym'in naklettiğini söylemiştir. Ben (Şa'bî), Rebi'e bu hadisi kimden işittiğini sordum. O Amr b. Meymûn'dan işittiğini söylemiştir. Amr b. Meymun'a gittim ve kimden işittiğini sordum. O İbn Ebu Leyla'dan işittiğini söyledi. Daha sonra İbn Ebu Leyla'ya gittim ve kimden işittiğini sordum. O da Ebu Eyyub el-Ensârî'den işittiğini onun da Hz. Peygamber'den (sav) işittiğini söyledi. İbrahim b. Yusuf, babasından, o Ebu İshak'tan, o Amr b. Meymun'dan, o Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan o da Ebu Eyyüb el-Ensârî'den Hz. Peygamber'in (sav) sözünü nakletmiştir. Bize Musa, ona Vüheyb, ona Davud, ona Âmir, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona Ebu Eyyüb el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (yukarıda zikredilen hadisi) nakletmiştir. İsmail Şa'bî'den, o da Rebi'den bu sözü nakletmiştir. Bize Adem, ona Şu'be, ona Abdülmelik b. Meysere, ona Hilal b. Yesaf, ona Rebi' b. Huseym ve Amr b. Meymun, o ikisine İbn Mesud, Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. A'meş ve Husayn, onlara Hilal, ona Rebi, ona Abdullah Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. Ebu Muhammed el-Hadramî, ona da Ebu Eyyub el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhar ile Ebu Muhammed el-Hadramî arasında inkıta vardır.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys (T) Bize Muhammed b. Rumh, -Hadisin metni ona aittir.- ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Haris b. Yakub, ona Yakub b. Abdullah, ona Büsr b. Said, ona Sa'd b. Ebu Vakkas, ona da Havle bt. Hakîm es-Sülemiyye, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Biriniz bir konaklama yerine gelir ve 'Eûzü bi-kelimâti'llahi't-tâmmâti min şerri mâ halak' (Yarattıklarının şerrinden Allah'ın tam ve eksiksiz olan kelimelerine sığınırım) derse, o konakladığı yerden ayrılıncaya kadar hiçbir şey ona zarar veremez."
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Ebu Musa el-Eş'arî (ra) şöyle rivayet etmiştir: Biz Resulullah'la (sav) beraber (seferde) bulunduk. Bizler bir vadinin üzerine çıktığımızda tehlîl [Lâ ilahe illâllâh] ve tekbir [Allâhu Ekber] getirirdik de seslerimiz yükselirdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav)şöyle buyurdu: "Ey insanlar! Kendinize acıyın; siz sağır olan ve burada bulunmayan birisine seslenmiyorsunuz! Muhakkak sizinle beraber olan; sizi işiten size çok yakın, ismi ve zatı çok mübarek, celâl ve azameti çok yüce olan Allah’a dua ediyorsunuz."
Bize Ebu Ma'mer, ona Abdülvâris, ona Hüseyin, ona Abdullah b. Büreyde, ona Büşeyr b. Ka'b, ona Şeddad b. Evs (ra), ona da Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Seyyidü'l-istiğfar (Duaların en faziletlisi) şöyle dua etmendir" "Allahümme ente rabbî, lâ ilâhe illâ ente, halaktenî ve ene abdüke, ve ene alâ ahdike ve va'dike me'steta'tü, eûzü bike min şerri mâ sana'tü, ebûü leke bi-ni'metike, ve ebûü bi-zenbî, i'firlî, fe-innehû la ya'firu'z-zünûbe illâ ente" "Allah’ım! Rabbimsin Sensin. Senden başka hiçbir ilah yoktur. Beni Sen yarattın ve ben Senin kulunum. Gücüm yettiğince Sana verdiğim söz ve vaad üzerinde kalacağım. İşlediğim amellerin şerrinden Sana sığınırım. Bana verdiğin nimetleri gönülden kabul ve itiraf ediyorum. Günahımı da mahcubiyetle itiraf kabul ediyorum. Beni bağışla. Zaten günahları Senden başka hiç kimse bağışlayacak kimse de yok." "Kim de inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse o da cennet ehlindendir."
Bize Müsedded, ona Yezid b. Zurey, ona Hüseyin, ona Abdullah b. Büreyde, ona Büşeyr b. Ka'b, ona Şeddad b. Evs, ona da Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Seyyidü'l-istiğfar duası şudur: Allahümme ente rabbî, lâ ilâhe illâ ente, halaktenî ve ene abdüke, ve ene alâ ahdike ve va'dike me'steta'tü, ebûü leke bi-ni'metike, ve ebûü leke bi-zenbî, fa'firlî, fe-innehû la ya'firu'z-zünûbe illâ ente, eûzü bike min şerri mâ sana'tü. (Allahım! Rabbim sensin, senden başka ilah da yoktur. Beni sen yarattın ben de senin kulunum. Ben gücüm yettiğince sana verdiğim ahdim ve va'dim üzereyim. Senin nimetlerini ve günahlarımı sana itiraf ediyorum. Beni bağışla, senden başka günahları bağışlayacak yoktur. Yapıp ettiklerimin şerrinden sana sığınırım.) Kim bu duayı akşam okur veya sabah okur da o gün ölürse cennete girer ya da cennet ehlinden olur."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Yezid (b. Ebu Habib), ona Ebu Hayr, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir: Hz. Ebu Bekir Sıddık (ra) Hz. Peygamber'e (sav) “Bana namazda okuyabileceğim bir dua öğretebilir misiniz?” dedi. Rasulullah (sav) "Şöyle dua et" buyurdu: "Allahümme innî zalemtü nefsî zülmen kesîra, Ve la yağfiru'z-zünûbe illâ ente, fa'ğfirlî mağfiraten min indike, verhamnî, inneke ente'l-ğafûru'r-rahîm. (Allahım! ben nefsime çok zülmettim. Günahları senden başka affedecek kimse yok. Beni senin katından bir bağışlamayla bağışla. Bana merhamet et. Sen bağışlayıcı ve merhamet edicisin.)" [Amr der ki: (Bana) Yezid, ona Ebu Hayr, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Hz. Ebu Bekir (ra), Hz. Peygamber'e (sav) ... demiştir] Hz. Ebu Bekir Sıddık (ra) Hz. Peygamber'e (sav) “Bana namazda okuyabileceğim bir dua öğretebilir misiniz?” dedi. Rasulullah (sav) "Şöyle dua et" buyurdu: "Allah'ım! Kendime pek çok zulmettim, Senden başka günahları kimse affedemez. O yüzden lütfunla benim günahlarımı affet, bana acı çünkü Sen çok affedici ve merhamet edensin."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdülmelik b. Amr, ona Ömer b. Ebu Zâide, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn şöyle demiştir: "Kim günde on defa (Kelime-i tevhidi) söylerse İsmailoğullarından bir köleyi azat etmiş gibi sevap kazanır." Ömer b. Zâide bu hadisin benzerini ona Abdullah b. Ebu Sefer, ona Şa'bî, ona Rebi' b. Huseym'in naklettiğini söylemiştir. Ben (Şa'bî), Rebi'e bu hadisi kimden işittiğini sordum. O Amr b. Meymûn'dan işittiğini söyledi. Amr b. Meymun'a gittim ve kimden işittiğini sordum. O İbn Ebu Leyla'dan işittiğini söyledi. Daha sonra İbn Ebu Leyla'ya gittim ve kimden işittiğini sordum. O da Ebu Eyyub el-Ensârî'den işittiğini onun da Hz. Peygamber'den (sav) işittiğini söyledi. İbrahim b. Yusuf, babasından, o Ebu İshak'tan, o Amr b. Meymun'dan, o Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan o da Ebu Eyyüb el-Ensârî'den Hz. Peygamber'in (sav) sözünü nakletmiştir. Bize Musa, ona Vüheyb, ona Davud, ona Âmir, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona Ebu Eyyüb el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (yukarıda zikredilen hadisi) nakletmiştir. İsmail Şa'bî'den, o da Rebi'den bu sözü nakletmiştir. Bize Adem, ona Şu'be, ona Abdülmelik b. Meysere, ona Hilal b. Yesaf, ona Rebi' b. Huseym ve Amr b. Meymun, o ikisine İbn Mesud, Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. A'meş ve Husayn, onlara Hilal, ona Rebi', ona Abdullah Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. Ebu Muhammed el-Hadramî, ona da Ebu Eyyub el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona da Ebu Osman, Ebu Musa el-Eş'arî'nin şöyle dediğini nakletmiştir: "Bir yolculuk esnasında Hz. Peygamber (sav) ile beraberdik. Her bir tepeye çıktığımızda (yüksek sesle) tekbir getiriyorduk. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kendinize acıyın! Siz sağır olan ve burada bulunmayan birisine seslenmiyorsunuz. (Bilakis) Her şeyi işiten, gören ve size çok yakın olan Allah'a dua ediyorsunuz." Ebu Musa dedi ki: Sonra Hz. Peygamber (sav), bana doğru geldi. O sırada ben içimden "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh (Her türlü güç ve kuvvet sadece Allah'ın elindedir) Peygamber (sav)bana: — "Ey Abdullah b. Kays! Lâ havle velâ kuvvete illâ billah sözünü söyle, çünkü o, cennet hazinelerinden bir hazinedir" buyurdu. Yahut: — "Ben sana cennet hazinesini göstereyim mi?" buyurdu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Leys (T) Bize Muhammed b. Rumh, -Hadisin metni ona aittir.- ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Haris b. Yakub, ona Yakub b. Abdullah, ona Büsr b. Said, ona Sa'd b. Ebu Vakkas, ona da Havle bt. Hakîm es-Sülemiyye, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Biriniz bir konaklama yerine gelir ve 'Eûzü bi-kelimâti'llahi't-tâmmâti min şerri mâ halak' (Yarattıklarının şerrinden Allah'ın tam ve eksiksiz olan kelimelerine sığınırım) derse, o konakladığı yerden ayrılıncaya kadar hiçbir şey ona zarar veremez."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Abdülmelik b. Amr, ona Ömer b. Ebu Zâide, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn şöyle demiştir: "Kim günde on defa (Kelime-i tevhidi) söylerse İsmailoğullarından bir köleyi azat etmiş gibi sevap kazanır." Ömer b. Zâide bu hadisin benzerini ona Abdullah b. Ebu Sefer, ona Şa'bî, ona Rebi' b. Huseym'in naklettiğini söylemiştir. Ben (Şa'bî), Rebi'e bu hadisi kimden işittiğini sordum. O Amr b. Meymûn'dan işittiğini söyledi. Amr b. Meymun'a gittim ve kimden işittiğini sordum. O İbn Ebu Leyla'dan işittiğini söyledi. Daha sonra İbn Ebu Leyla'ya gittim ve kimden işittiğini sordum. O da Ebu Eyyub el-Ensârî'den işittiğini onun da Hz. Peygamber'den (sav) işittiğini söyledi. İbrahim b. Yusuf, babasından, o Ebu İshak'tan, o Amr b. Meymun'dan, o Abdurrahman b. Ebu Leyla'dan o da Ebu Eyyüb el-Ensârî'den Hz. Peygamber'in (sav) sözünü nakletmiştir. Bize Musa, ona Vüheyb, ona Davud, ona Âmir, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona Ebu Eyyüb el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (yukarıda zikredilen hadisi) nakletmiştir. İsmail Şa'bî'den, o da Rebi'den bu sözü nakletmiştir. Bize Adem, ona Şu'be, ona Abdülmelik b. Meysere, ona Hilal b. Yesaf, ona Rebi' b. Huseym ve Amr b. Meymun, o ikisine İbn Mesud, Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. A'meş ve Husayn, onlara Hilal, ona Rebi', ona Abdullah Hz. Peygamber'in (sav) zikredilen sözünü nakletmiştir. Ebu Muhammed el-Hadramî, ona da Ebu Eyyub el-Ensârî, Hz. Peygamber'den (sav) nakletmiştir.