397 Kayıt Bulundu.
Bize Mahmud, ona Ebu Üsame, ona Hişam b. Urve, ona Fatıma bt. Münzir, ona da Esma bt. Ebu Bekir şöyle demiştir: Ben Aişe'nin yanına girdim. İnsanlar namaz kılıyordu. Ben, insanların bu hali nedir dedim. Aişe başı ile gökyüzüne doğru işaret etti. Ben, bu bir ayet (alamet) mi diye sordum. Aişe yine başıyla evet dedi. Esma şöyle devam etti: (Bunun üzerine ben de namaza durdum.) Rasulullah (sav) namazı çok uzattı. Artık bana bir baygınlık hali geldi. Yanımda su dolu bir kırba vardı. Onun ağzını açtım ve ondan başıma su dökmeye başladım. Nihayet Rasulullah (sav) namazı bitirdi, güneş de açılmıştı. Rasulullah (sav) namazdan sonra insanlara hitap etmeye başladı; Allah'a layık olduğu sıfatlarla hamd ettikten sonra "amma ba'du" dedi. Tam bu sırada Ensar'dan bir grup kadın konuşup gürültü etmeye başladı. Ben de onları susturayım diye yöneldim. (Bundan dolayı hutbeyi duyamadım.) Aişe'ye; Rasulullah (sav) ne dedi diye sordum. Aişe şöyle dedi: Rasulullah şöyle buyurdu: "Şu makamımda cennet ve cehennem dahil bana her şey gösterildi. Ve şu da bana vahyolundu ki, sizler kabirlerinizde Mesîh Deccâl (yüzünden çekilecek) imtihanlara benzer veya ona yakın bir imtihan geçireceksiniz. Kabirde tek tek hepinize gelinecek ve bu adam hakkındaki ilmin nedir denilecek. Mümin veya imanından şüphe duymayan. Bu ihtimalli ifadeyi Hişam söyledi- kimse ise O, Allah'ın Rasulü Muhammed'dir. Bize deliller ve hidayet getirdi. Biz de O'na iman ettik, davetine icabet ettik, izine uyduk ve O'nu tamamen tasdik ettik diyecek. Bunun üzerine o kimseye rahat uyu. Biz senin O zata inandığını kesin bir şekilde bilmekteyiz denilecek. Amma münafık veya şüpheci olana gelince -bu ihtimalli ifade Hişam' aittir- ona da senin bu adam hakkındaki bilgin nedir denilecek. O da ben bilmiyorum, insanların bir şey söylediklerini işittim, ben de söyledim diyecektir." [Hişam der ki: Munzir bt. Fâtıma bunları bana söyledi, ben de aynen ezberledim. Şu kadar ki, Fatıma münafıklara ağır gelecek şeyler de söyledi.]
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mahmud b. Gaylan arasında inkita vardır.
Bize Musa b. İsmail, ona Vüheyb, ona Hişâm, ona Fâtıma, ona da Esmâ şöyle rivayet etmiştir: Namaz kılarken Aişe'nin yanına gelip insanların durumunu sordum. O, gökyüzünü işaret etti. İnsanlar da namaz kılıyorlardı. Aişe, “Subhanallah” dedi. Ben “bu bir ayet (alamet mi?” dedim, başıyla işaret ederek “evet” dedi. Ben de baygınlık hali gelene kadar namaz kıldım. (Öyle ki), başıma su dökmeye başladım. Nebî (sav), Allah'a hamd edip onu övdü, ardından şöyle buyurdu: "Cennet ve cehennem dahil şu makamımda bana gösterilmeyen hiçbir şey kalmadı. Bana, kabirlerinizde, Mesih Deccal fitnesine benzer ya da yakın" -Ravi der ki: Esmâ, hangi ifadeyi kullandı bilemiyorum.- "fitnelere maruz kalacağınız da vahyolundu. Kişiye “bu adam (Muhammed) hakkında ne biliyorsun” diye sorulur. Mümin ya da kesin inançlı" -Ravi der ki: Esmâ, hangi ifadeyi kullandı bilemiyorum- "kimse üç defa “O, Allah'ın Rasulü Muhammed'dir. Bize apaçık belgeler ve hidayet getirdi, biz de ona uyup tabi olduk. O, Muhammed'dir” der. Ona “rahatça uyu, senin kesin inançlı biri olduğunu bildik” denir. Münafığa ya da imanından şüphe eden" -Ravi der ki: Esmâ, hangi ifadeyi kullandı bilemiyorum- "gelince “bilemiyorum, insanların bir şey dediğini duydum, ben de onu söyledim” der."
Bana Muhammed, ona Abdüla'lâ, ona Yunus, ona Hasan, ona da Ebu Bekre (ra) şöyle demiştir: Biz Peygamber'in (sav) yanında bulunurken güneş tutuldu. Bunun üzerine Peygamber (sav) kalkıp acele ile elbisesinin eteklerini sürüye sürüye yürüyüp mescide geldi, insanlar da hemen mescide geri döndüler. Peygamber (sav) iki rekat namaz kıldırdı. Güneş de açıldı. Sonra Peygamber bize yöneldi ve "Güneş ve Ay, Allah'ın ayetlerinden iki ayettir. Siz onlardan bir şey gördüğünüz zaman, hemen namaz kılın ve açılıncaya kadar Allah'a dua edin" buyurdu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Hişam b. Urve, ona eşi Fatıma bt. Münzir, ona da Esma bt. Ebu Bekir (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Güneş tutulduğunda ben, Peygamber'in eşi Aişe'nin yanına geldim. İnsanlar namaza durmuştu. Aişe de namaza durmuştu. “İnsanlara ne oluyor?” dedim. Aişe, eliyle gökyüzüne doğru işaret etti ve “Subhanallah” dedi. Ben “bu bir ayet (alamet) mi?” diye sordum. Aişe de başıyla “evet” diye işaret etti. Esma şöyle devam etti: Bunun üzerine ben de namaza durdum. Namazın uzamasından dolayı başıma bir baygınlık hali geldi. Ben de başımın üstüne su döktüm. Peygamber (sav) namazı bitirince Allah'a hamd ve sena ettikten sonra, şöyle buyurdu: "Bu makamımda cennet ve cehennem dahil bana gösterilmeyen bir şey kalmadı. Bana vahyolundu ki sizler kabirlerde Mesih Deccâl fitnesine benzer veya ona yakın bir imtihana tabi tutulacaksınız" Ravi der ki: Esma bu ifadelerin hangisini söyledi, bilmiyorum. "Sonra her birinize gelinecek ve “bu kişi hakkındaki bilgin nedir?” diye sorulacak. Mümin veya imanından şüphe duymayan yakîn inanç sahibi" Ravi der ki: Esma'nın hangi sözü söylediğini bilmiyorum. " bu soruya “O, Muhammed'dir. O, Allah'ın Rasulü'dür. Bize deliller ve hidayet getirdi. Biz de onun davetine icabet edip ona iman ettik ve ona tabi olduk” diyecek. Bu cevap üzerine o şahsa “rahat uyu, biz senin kesin olarak inandığını bildik” denilecek. Kabirdeki kimse münafık veya kalbinde şüphe olan biri ise" Ravi der ki: Esma'nın bu sözlerden hangisini söylediğini bilmiyorum. "o soruya karşılık “ben bilmiyorum. İşittim. İnsanlar bir şeyler söylüyorlardı, ben de öyle söyledim” diye cevap verecektir."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona ona Malik, ona Hişâm b. Urve, ona Fatıma bt. Münzir, ona da Esma bt. Ebu Bekir (r.anhuma) şöyle demiştir: Ben güneş tutulması sırasında Âişe'nin yanına geldim. İnsanlar hep namaza durmuşlar ve Âişe de ayakta durmuş, namaz kılıyordu. Ben “insanlara ne oluyor ki (neden korkuyorlar)?” dedim. Âişe gökyüzüne doğru eli ile işaret etti “Subhânallâh” dedi. Ben “Bu bir ayet (işaret mi)?” diye sordum. Âişe başı ile “evet” diye işaret etti. Rasulullah (sav) namazı bitirince, Allah'a hamd ve sena eyledi. Sonra şöyle buyurdu: "Ben bugün bu makamımda her şeyi gördüm, görmediğim bir şey kalmadı. Hatta cennet ve cehennemi dahi gördüm. Sizlerin, kabrinizde, Mesih Deccâl'in fitnesine yakın bir fitneyle imtihan edileceğiniz bana bildirildi. Mümin yahut Müslim -râvî der ki: Esmâ'nın bu iki lâfızdan hangisini söylediğini bilmiyorum- kimseye, Muhammed hakkında sorulduğunda “Muhammed bize deliller getirdi, biz de O'nun davetine icabet edip iman ettik” diyecek. Ona “Sen rahat bir şekilde yat uyu. Biz senin mümin olduğunu bildik” denilir. Münafık yahut kalbinde şüphesi olan kimseye gelince -Ravi der ki: Ben Esmâ'nın bu iki ifadeden hangisini söylediğini bilmiyorum- o kimse de “ben O'nun kim olduğunu bilmiyorum. Ben insanlardan işittim. O'nun hakkında bir şeyler söylüyorlardı, ben de onu söyledim” diyecektir"