Bize Affân, ona büdelâdan sayılan Ebu Halef Musa b. Halef, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona da dedesi Memtûr, ona da Harîs el-Eş'arî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Aziz ve Celil Allah, Yahya b. Zekeriya'ya (as) beş kelimeyi (emri) uygulamasını ve İsrail oğullarına da bunları uygulamalarını emretmesini vahyetti. Ancak Yahya bunu iletmekte ağır kaldı. Bunun üzerine İsa (as) ona 'sana beş kelimeyi uygulaman ve İsrail oğullarına da uygulamalarını emretmen vahyedildi. Ya sen bu emri iletirsin ya da ben iletirim' dedi. Yahya da ona 'Ey kardeşim! Eğer bu konuda benim önüme geçersen, ben ya azaba uğrarım ya da yerin dibine geçirilirim' dedi. Sonra Yahya, Beytülmakdis'te İsrail oğullarını topladı. Mescid insanlarla dolup taştı. Yahya yüksek bir yere oturdu, Allah'a hamd etti ve şöyle dedi:"
"Şüphesiz Aziz ve Celil Allah bana beş kelimeyi uygulamamı ve size de uygulamanızı emretti: (1) Allah, kendisine kulluk etmenizi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanızı emretti. Bunun misali şöyledir: Bir adam kendi malıyla bir köle satın alıp ona çalışmasını söyler, fakat köle başkasına çalışır. Hanginiz böyle bir köleden memnun olur? Şüphesiz Allah sizi yarattı ve rızıklandırdı. O halde O'na ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. (2) Allah size namazı emretti. Şüphesiz kul namazda olduğu sürece, Allah, yüzünü ona çevirir. Öyleyse namaz kılarken yüzünüzü O’ndan çevirmeyin. (3) Allah size orucu emretti. Bunun misali, bir grup insan içinde misk dolu bir torba taşıyan adam gibidir. Herkes miskin kokusunu alır. Allah katında, oruçlunun ağız kokusu misk kokusundan daha güzeldir. (4) Allah size sadaka vermeyi emretti. Bunun misali, düşmanları tarafından esir alınıp elleri boynuna bağlanan bir adam gibidir. Onu öldürmek isterler. Adam onlara fidye vererek kendini kurtarır. Sadaka da böyledir, insanı azaptan kurtarır. (5) Allah size, kendisini çokça zikretmeyi emretti. Bunun misali, düşmanlarından kaçan ve sağlam bir kaleye sığınan bir adam gibidir. Şüphesiz kul, Allah’ı zikrettiğinde şeytandan korunmuş olur."
"Sonra Rasulullah (sav) 'ben de size beş şeyi emrediyorum: Cemaatten ayrılmayın, itaat edin, hicret edin, Allah yolunda cihad edin. Kim cemaatten bir karış ayrılırsa, İslam bağını boynundan çıkarıp atmış olur. Kim cahiliye davasıyla çağrıda bulunursa, cehennemin ortasında yerini almış olur' buyurdu. Sahabeler 'Ey Allah’ın Rasulü! Oruç tutsa, namaz kılsa ve kendini Müslüman saysa bile mi?' diye sordular. Rasulullah (sav) 'evet, oruç tutsa da, namaz kılsa da ve kendini Müslüman saysa da (eğer cahiliye davasıyla çağırırsa, yine de cehennemdedir). O hâlde Müslümanları, Müslümanlar, müminler ve Allah’ın kulları gibi Allah’ın onlara verdiği isimle çağırın' buyurdu."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
66635, HM017953
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا أَبُو خَلَفٍ مُوسَى بْنُ خَلَفٍ كَانَ يُعَدُّ مِنْ الْبُدَلَاءِ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَبِي كَثِيرٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ سَلَّامٍ عَنْ جَدِّهِ مَمْطُورٍ عَنِ الْحَارِثِ الْأَشْعَرِيِّ
أَنَّ نَبِيَّ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ أَمَرَ يَحْيَى بْنَ زَكَرِيَّا بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ أَنْ يَعْمَلَ بِهِنَّ وَأَنْ يَأْمُرَ بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنْ يَعْمَلُوا بِهِنَّ فَكَادَ أَنْ يُبْطِئَ فَقَالَ لَهُ عِيسَى إِنَّكَ قَدْ أُمِرْتَ بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ أَنْ تَعْمَلَ بِهِنَّ وَأَنْ تَأْمُرَ بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنْ يَعْمَلُوا بِهِنَّ فَإِمَّا أَنْ تُبَلِّغَهُنَّ وَإِمَّا أُبَلِّغَهُنَّ فَقَالَ لَهُ يَا أَخِي إِنِّي أَخْشَى إِنْ سَبَقْتَنِي أَنْ أُعَذَّبَ أَوْ يُخْسَفَ بِي قَالَ فَجَمَعَ يَحْيَى بَنِي إِسْرَائِيلَ فِي بَيْتِ الْمَقْدِسِ حَتَّى امْتَلَأَ الْمَسْجِدُ وَقُعِدَ عَلَى الشُّرَفِ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ أَمَرَنِي بِخَمْسِ كَلِمَاتٍ أَنْ أَعْمَلَ بِهِنَّ وَآمُرَكُمْ أَنْ تَعْمَلُوا بِهِنَّ أَوَّلُهُنَّ أَنْ تَعْبُدُوا اللَّهَ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ مَثَلُ رَجُلٍ اشْتَرَى عَبْدًا مِنْ خَالِصِ مَالِهِ بِوَرِقٍ أَوْ ذَهَبٍ فَجَعَلَ يَعْمَلُ وَيُؤَدِّي عَمَلَهُ إِلَى غَيْرِ سَيِّدِهِ فَأَيُّكُمْ يَسُرُّهُ أَنْ يَكُونَ عَبْدُهُ كَذَلِكَ وَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ خَلَقَكُمْ وَرَزَقَكُمْ فَاعْبُدُوهُ وَلَا تُشْرِكُوا بِهِ شَيْئًا وَأَمَرَكُمْ بِالصَّلَاةِ فَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يَنْصِبُ وَجْهَهُ لِوَجْهِ عَبْدِهِ مَا لَمْ يَلْتَفِتْ فَإِذَا صَلَّيْتُمْ فَلَا تَلْتَفِتُوا وَأَمَرَكُمْ بِالصِّيَامِ فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ مَعَهُ صُرَّةٌ مِنْ مِسْكٍ فِي عِصَابَةٍ كُلُّهُمْ يَجِدُ رِيحَ الْمِسْكِ وَإِنَّ خُلُوفَ فَمِ الصَّائِمِ أَطْيَبُ عِنْدَ اللَّهِ مِنْ رِيحِ الْمِسْكِ وَأَمَرَكُمْ بِالصَّدَقَةِ فَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ أَسَرَهُ الْعَدُوُّ فَشَدُّوا يَدَيْهِ إِلَى عُنُقِهِ وَقَرَّبُوهُ لِيَضْرِبُوا عُنُقَهُ فَقَالَ هَلْ لَكُمْ أَنْ أَفْتَدِيَ نَفْسِي مِنْكُمْ فَجَعَلَ يَفْتَدِي نَفْسَهُ مِنْهُمْ بِالْقَلِيلِ وَالْكَثِيرِ حَتَّى فَكَّ نَفْسَهُ وَأَمَرَكُمْ بِذِكْرِ اللَّهِ كَثِيرًا وَإِنَّ مَثَلَ ذَلِكَ كَمَثَلِ رَجُلٍ طَلَبَهُ الْعَدُوُّ سِرَاعًا فِي أَثَرِهِ فَأَتَى حِصْنًا حَصِينًا فَتَحَصَّنَ فِيهِ وَإِنَّ الْعَبْدَ أَحْصَنَ مَا يَكُونُ مِنْ الشَّيْطَانِ إِذَا كَانَ فِي ذِكْرِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ قَالَ وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَا آمُرُكُمْ بِخَمْسٍ اللَّهُ أَمَرَنِي بِهِنَّ بِالْجَمَاعَةِ وَبِالسَّمْعِ وَالطَّاعَةِ وَالْهِجْرَةِ وَالْجِهَادِ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَإِنَّهُ مَنْ خَرَجَ مِنْ الْجَمَاعَةِ قِيدَ شِبْرٍ فَقَدْ خَلَعَ رِبْقَةَ الْإِسْلَامِ مِنْ عُنُقِهِ إِلَى أَنْ يَرْجِعَ وَمَنْ دَعَا بِدَعْوَى الْجَاهِلِيَّةِ فَهُوَ مِنْ جُثَا جَهَنَّمَ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنْ صَامَ وَصَلَّى قَالَ وَإِنْ صَامَ وَصَلَّى وَزَعَمَ أَنَّهُ مُسْلِمٌ فَادْعُوا الْمُسْلِمِينَ بِمَا سَمَّاهُمْ [الله] الْمُسْلِمِينَ الْمُؤْمِنِينَ عِبَادَ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ
Tercemesi:
Bize Affân, ona büdelâdan sayılan Ebu Halef Musa b. Halef, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona da dedesi Memtûr, ona da Harîs el-Eş'arî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Aziz ve Celil Allah, Yahya b. Zekeriya'ya (as) beş kelimeyi (emri) uygulamasını ve İsrail oğullarına da bunları uygulamalarını emretmesini vahyetti. Ancak Yahya bunu iletmekte ağır kaldı. Bunun üzerine İsa (as) ona 'sana beş kelimeyi uygulaman ve İsrail oğullarına da uygulamalarını emretmen vahyedildi. Ya sen bu emri iletirsin ya da ben iletirim' dedi. Yahya da ona 'Ey kardeşim! Eğer bu konuda benim önüme geçersen, ben ya azaba uğrarım ya da yerin dibine geçirilirim' dedi. Sonra Yahya, Beytülmakdis'te İsrail oğullarını topladı. Mescid insanlarla dolup taştı. Yahya yüksek bir yere oturdu, Allah'a hamd etti ve şöyle dedi:"
"Şüphesiz Aziz ve Celil Allah bana beş kelimeyi uygulamamı ve size de uygulamanızı emretti: (1) Allah, kendisine kulluk etmenizi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanızı emretti. Bunun misali şöyledir: Bir adam kendi malıyla bir köle satın alıp ona çalışmasını söyler, fakat köle başkasına çalışır. Hanginiz böyle bir köleden memnun olur? Şüphesiz Allah sizi yarattı ve rızıklandırdı. O halde O'na ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. (2) Allah size namazı emretti. Şüphesiz kul namazda olduğu sürece, Allah, yüzünü ona çevirir. Öyleyse namaz kılarken yüzünüzü O’ndan çevirmeyin. (3) Allah size orucu emretti. Bunun misali, bir grup insan içinde misk dolu bir torba taşıyan adam gibidir. Herkes miskin kokusunu alır. Allah katında, oruçlunun ağız kokusu misk kokusundan daha güzeldir. (4) Allah size sadaka vermeyi emretti. Bunun misali, düşmanları tarafından esir alınıp elleri boynuna bağlanan bir adam gibidir. Onu öldürmek isterler. Adam onlara fidye vererek kendini kurtarır. Sadaka da böyledir, insanı azaptan kurtarır. (5) Allah size, kendisini çokça zikretmeyi emretti. Bunun misali, düşmanlarından kaçan ve sağlam bir kaleye sığınan bir adam gibidir. Şüphesiz kul, Allah’ı zikrettiğinde şeytandan korunmuş olur."
"Sonra Rasulullah (sav) 'ben de size beş şeyi emrediyorum: Cemaatten ayrılmayın, itaat edin, hicret edin, Allah yolunda cihad edin. Kim cemaatten bir karış ayrılırsa, İslam bağını boynundan çıkarıp atmış olur. Kim cahiliye davasıyla çağrıda bulunursa, cehennemin ortasında yerini almış olur' buyurdu. Sahabeler 'Ey Allah’ın Rasulü! Oruç tutsa, namaz kılsa ve kendini Müslüman saysa bile mi?' diye sordular. Rasulullah (sav) 'evet, oruç tutsa da, namaz kılsa da ve kendini Müslüman saysa da (eğer cahiliye davasıyla çağırırsa, yine de cehennemdedir). O hâlde Müslümanları, Müslümanlar, müminler ve Allah’ın kulları gibi Allah’ın onlara verdiği isimle çağırın' buyurdu."
Açıklama:
mütabileriyle sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Haris el-Eşari 17953, 6/108
Senetler:
()
Konular:
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Cemaat, birlik olma
Cihad, cihada teşvik
Hitabet, sembolik anlatım
Önceki ümmetler, İsrailoğullarının İtaatsizlikleri
Oruç, fazileti ve eda keyfiyeti
Peygamberler, Hz. İsa
Peygamberler, Hz. Yahya
Şeytan, sembolizmi, bağlanması
Şirk, şirk koşmak
Siyer, Hicret
Toplumsal Düzen, Cemaatten ayrılmak
Yönetim, İtaat, emir sahiplerine
Zikir, mahlukatın Allah'ı zikretmesi
Zikir, zamanı
Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
55350, KK19/11
Hadis:
فَخَرَجَ عَلَى قَوْمِهِ مِنَ الْمِحْرَابِ فَأَوْحَى إِلَيْهِمْ أَن سَبِّحُوا بُكْرَةً وَعَشِيًّا
Tercemesi:
Bunun üzerine Zekeriyya, mâbetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Meryem 19/11, /
Senetler:
()
Konular:
Peygamberler, Hz. Zekeriyya
Zikir, zamanı
Bize Hasan, ona İbn Lehîa, ona Zebbân, ona Sehl b. Muaz, ona da babası Rasulullah'tan şöyle nakletti:
Bir adam Hz. Peygamber'e (sav), 'Hangi cihad (eden mücahid) sevap açısından daha büyüktür?', diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Onların (mücahidlerin) içerisinde Allah Tebareke ve Teala'yı en çok zikredenler" buyurdu. Sonra adam 'Oruç tutanların hangisi sevap açısından daha büyüktür?' dedi. Peygamber (sav) "Onların (oruçluların) içerisinde Allah Tebareke ve Teala'yı en çok zikredenler" dedi. Sonra bize namazı, zekatı, haccı ve sadakayı zikretti ve her birinde "Onların içerisinde Allah Tebareke ve Teala'yı en çok zikredenler" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir (ra), Ömer'e (ra) 'Ey Ebu Hafs! Öyleyse zikredenler bütün hayrı götürdüler' dedi. Rasulullah (sav) da "evet, öyle", buyurdu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
63864, HM015699
Hadis:
حَدَّثَنَا حَسَنٌ حَدَّثَنَا ابْنُ لَهِيعَةَ حَدَّثَنَا زَبَّانُ عَنْ سَهْلِ بْنِ مُعَاذٍ عَنْ أَبِيهِ
عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّ رَجُلًا سَأَلَهُ فَقَالَ أَيُّ الْجِهَادِ أَعْظَمُ أَجْرًا قَالَ أَكْثَرُهُمْ لِلَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى ذِكْرًا قَالَ فَأَيُّ الصَّائِمِينَ أَعْظَمُ أَجْرًا قَالَ أَكْثَرُهُمْ لِلَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى ذِكْرًا ثُمَّ ذَكَرَ لَنَا الصَّلَاةَ وَالزَّكَاةَ وَالْحَجَّ وَالصَّدَقَةَ كُلُّ ذَلِكَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ أَكْثَرُهُمْ لِلَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى ذِكْرًا فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ رَضِيَ اللَّهُ تَعَالَى عَنْهُ لِعُمَرَ رَضِيَ اللَّهُ تَعَالَى عَنْهُ يَا أَبَا حَفْصٍ ذَهَبَ الذَّاكِرُونَ بِكُلِّ خَيْرٍ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَجَلْ
Tercemesi:
Bize Hasan, ona İbn Lehîa, ona Zebbân, ona Sehl b. Muaz, ona da babası Rasulullah'tan şöyle nakletti:
Bir adam Hz. Peygamber'e (sav), 'Hangi cihad (eden mücahid) sevap açısından daha büyüktür?', diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Onların (mücahidlerin) içerisinde Allah Tebareke ve Teala'yı en çok zikredenler" buyurdu. Sonra adam 'Oruç tutanların hangisi sevap açısından daha büyüktür?' dedi. Peygamber (sav) "Onların (oruçluların) içerisinde Allah Tebareke ve Teala'yı en çok zikredenler" dedi. Sonra bize namazı, zekatı, haccı ve sadakayı zikretti ve her birinde "Onların içerisinde Allah Tebareke ve Teala'yı en çok zikredenler" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Bekir (ra), Ömer'e (ra) 'Ey Ebu Hafs! Öyleyse zikredenler bütün hayrı götürdüler' dedi. Rasulullah (sav) da "evet, öyle", buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Muaz b. Enes el-Cühenî 15699, 5/372
Senetler:
1. Muaz b. Enes el-Ensârî (Ebu Sehl b. Muaz)
2. Sehl b. Muaz el-Cühenî (Sehl b. Muaz b. Enes)
3. Ebu Cüveyn Zebbân b. Fâid el-Hamrâvî (Zebbân b. Fâid)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Lehîa el-Hadramî (Abdullah b. Lehîa b. Ukbe)
5. Ebu Ali Hasan b. Musa el-Eşyeb (Hasan b. Musa)
Konular:
Cihad, en faziletlisi
Oruç Olgusu
Zikir, mahlukatın Allah'ı zikretmesi
Zikir, zamanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5079, M001318
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَكْرٍ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ ح
قَالَ وَحَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ - وَاللَّفْظُ لَهُ - قَالَ أَخْبَرَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ دِينَارٍ أَنَّ أَبَا مَعْبَدٍ مَوْلَى ابْنِ عَبَّاسٍ أَخْبَرَهُ أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ أَخْبَرَهُ أَنَّ رَفْعَ الصَّوْتِ بِالذِّكْرِ حِينَ يَنْصَرِفُ النَّاسُ مِنَ الْمَكْتُوبَةِ كَانَ عَلَى عَهْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. "
[وَأَنَّهُ قَالَ قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ كُنْتُ أَعْلَمُ إِذَا انْصَرَفُوا بِذَلِكَ إِذَا سَمِعْتُهُ.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hatim, ona Muhammed b. Bekir, ona İbn Cüreyc; (T)
Bize İshak b. Mansur –lafız ona ait olmak üzere-, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Amr b. Dinar, ona İbn Abbas'ın azadlısı Ebu Mabed, ona da İbn Abbas'ın kendisine haber verdiğine göre; "insanların farz namazı bitirdiklerinde yüksek sesle zikir etmeleri Nebi'nin (sav) zamanında olan bir şeydi."
[Ayrıca o (Ebu Mabed) dedi ki: İbn Abbas dedi ki: Ben onların namazı bitirdiklerini bu sözü söylediklerini işitince anlardım.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1318, /232
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Mabed Nafiz Mevla ibn Abbas (Nafiz)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
4. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. İshak b. Mansur el-Kevsec (İshak b. Mansur b. Behram)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Zikir, zamanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5116, M001348
Hadis:
وَحَدَّثَنِى أُمَيَّةُ بْنُ بِسْطَامَ الْعَيْشِىُّ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ زُرَيْعٍ حَدَّثَنَا رَوْحٌ عَنْ سُهَيْلٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُمْ قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ ذَهَبَ أَهْلُ الدُّثُورِ بِالدَّرَجَاتِ الْعُلَى وَالنَّعِيمِ الْمُقِيمِ. بِمِثْلِ حَدِيثِ قُتَيْبَةَ عَنِ اللَّيْثِ إِلاَّ أَنَّهُ أَدْرَجَ فِى حَدِيثِ أَبِى هُرَيْرَةَ قَوْلَ أَبِى صَالِحٍ ثُمَّ رَجَعَ فُقَرَاءُ الْمُهَاجِرِينَ. إِلَى آخِرِ الْحَدِيثِ وَزَادَ فِى الْحَدِيثِ يَقُولُ سُهَيْلٌ إِحْدَى عَشْرَةَ إِحْدَى عَشْرَةَ فَجَمِيعُ ذَلِكَ كُلِّهُ ثَلاَثَةٌ وَثَلاَثُونَ.
Tercemesi:
Bize Ümeyye b. Bistam el-Ayşî, ona Yezid b. Zürey', ona Ravh, ona Süheyl, ona babası, ona da Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre, Ashab-ı Kiram'ın bir kısmı: Ey Allah’ın Rasulü, varlıklı kimseler yüksek dereceleri ve kalıcı nimetleri alıp gittiler, dediler ve hadisi Kuteybe'ye Leys'in rivayet ettiği gibi rivayet etti. Ancak o, Ebu Hureyre'nin hadisi arasına Ebû Salih'in; sonra fakir muhacirler dönerek… sözünden hadisin sonuna kadar olan ifadeleri katmıştır. Ayrıca hadise şu ilaveyi de eklemiştir: Süheyl dedi ki: On birer on birer böylece bunların hepsi otuz üç eder.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1348, /237
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
4. Ravh b. Kasım et-Temîmî (Ravh b. Kasım)
5. Ebu Muaviye Yezid b. Zürey' el-Ayşî (Yezid b. Zürey' b. Yezid)
6. Ebu Bekir Ümeyye b. Bistam el-Ayşî (Ümeyye b. Bistam b. Münteşir)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Zikir, zamanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5117, M001349
Hadis:
وَحَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عِيسَى أَخْبَرَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ أَخْبَرَنَا مَالِكُ بْنُ مِغْوَلٍ قَالَ سَمِعْتُ الْحَكَمَ بْنَ عُتَيْبَةَ يُحَدِّثُ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مُعَقِّبَاتٌ لاَ يَخِيبُ قَائِلُهُنَّ - أَوْ فَاعِلُهُنَّ - دُبُرَ كُلِّ صَلاَةٍ مَكْتُوبَةٍ ثَلاَثٌ وَثَلاَثُونَ تَسْبِيحَةً وَثَلاَثٌ وَثَلاَثُونَ تَحْمِيدَةً وَأَرْبَعٌ وَثَلاَثُونَ تَكْبِيرَةً."
Tercemesi:
Bize Hasan b. İsa, ona İbnü'l-Mübarek, ona Malik b. Miğvel, ona Hakem b. Uteybe, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona Ka'b b. Ucre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ettiğini dinledim:
"Muakkibat denilen, farz her bir namazın sonrasında yapılan öyle şeyler vardır ki bunları söyleyen –yahut yapan- asla hüsrana uğramaz. Bunlar otuz üç defa Subhanallah, otuz üç defa Elhamdülillah ve otuz dört defa Allahu Ekber demektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1349, /237
Senetler:
1. Ka'b b. Ucre el-Ensarî (Ka'b b. Ucre)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
4. Malik b. Miğvel el-Becelî (Malik b. Miğvel b. Asım Malik)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu Ali Hasan b. İsa el-Mâsercisî (Hasan b. İsa b. Mâsercis)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Zikir, zamanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5119, M001350
Hadis:
حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِىٍّ الْجَهْضَمِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو أَحْمَدَ حَدَّثَنَا حَمْزَةُ الزَّيَّاتُ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"مُعَقِّبَاتٌ لاَ يَخِيبُ قَائِلُهُنَّ - أَوْ فَاعِلُهُنَّ - ثَلاَثٌ وَثَلاَثُونَ تَسْبِيحَةً وَثَلاَثٌ وَثَلاَثُونَ تَحْمِيدَةً وَأَرْبَعٌ وَثَلاَثُونَ تَكْبِيرَةً فِى دُبُرِ كُلِّ صَلاَةٍ."
Tercemesi:
Bize Nasr b. Ali el-Cahdamî, ona Ebu Ahmed, ona Hamza ez-Zeyyât, ona Hakem, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona Ka'b b. Ucre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Öyle muakkibat (namazın sonunda yapılan işler) vardır ki, onları söyleyen –yahut onları yapan- asla hüsrana uğramaz. (Bunlar) her bir namazın akabinde otuz üç defa: Subhanallah, otuz üç defa Elhamdülillah ve otuz dört defa Allahu Ekber demektir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1350, /237
Senetler:
1. Ka'b b. Ucre el-Ensarî (Ka'b b. Ucre)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
4. Ebu Umare Hamza b. Habib ez-Zeyyât (Hamza b. Habib b. Umare)
5. Ebu Ahmed Muhammed b. Abdullah ez-Zübeyrî (Muhammed b. Abdullah b. Zübeyr b. Ömer b. Dirhem)
6. Sağîr Ebu Amr Nasr b. Ali el-Ezdî (Nasr b. Ali b. Nasr b. Ali b. Sahban b. Übey)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Zikir, zamanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5120, M001351
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا أَسْبَاطُ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا عَمْرُو بْنُ قَيْسٍ الْمُلاَئِىُّ عَنِ الْحَكَمِ بِهَذَا الإِسْنَادِ مِثْلَهُ.
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Hatim, ona Esbat b. Muhammed, ona Amr b. Kays el-Mülâi, ona el-Hakem bu isnâd ile aynısını rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1351, /237
Senetler:
1. Ka'b b. Ucre el-Ensarî (Ka'b b. Ucre)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
4. Amr b. Kays el-Mülâi (Amr b. Kays)
5. Ebu Muhammed Esbat b. Muhammed el-Kuraşî (Esbat b. Muhammed b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Hatim es-Semîn (Muhammed b. Hatim b. Meymun)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Zikir, zamanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
213482, İHS000821
Hadis:
821 - أَخْبَرَنَا أَبُو يَعْلَى، قَالَ: حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ، قَالَ: حَدَّثَنَا الْمُقْرِئُ، قَالَ: حَدَّثَنَا حَيْوَةُ بْنُ شُرَيْحٍ، قَالَ: أَخْبَرَنِي أَبُو صَخْرٍ، أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ أَخْبَرَهُ، عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ، قَالَ: حَدَّثَنِي أَبُو أَيُّوبَ صَاحِبُ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَيْلَةَ أُسْرِيَ بِهِ مَرَّ عَلَى إِبْرَاهِيمَ خَلِيلِ الرَّحْمَنِ، فَقَالَ إِبْرَاهِيمُ لِجِبْرِيلَ: مَنْ مَعَكَ يَا جِبْرِيلُ؟، قَالَ جِبْرِيلُ: هَذَا مُحَمَّدٌ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، فَقَالَ إِبْرَاهِيمُ: يَا مُحَمَّدُ مُرْ أُمَّتَكَ أَنْ يُكْثِرُوا غِرَاسَ الْجَنَّةِ، فَإِنَّ تُرْبَتَهَا طَيِّبَةٌ، وَأَرْضُهَا وَاسِعَةٌ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِإِبْرَاهِيمَ: «وَمَا غِرَاسُ الْجَنَّةِ؟ »، قَالَ: لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ.
Tercemesi:
Bize Ebû Ya'lâ haber verdi: Bize Muhammed İbn Abdullâh İbn Numeyr anlattı: Bize el-Mukri' anlattı: Bize Hayve İbn Şureyh anlattı: Bana Ebû Sahr haber verdi, kendisine de Abdullâh İbn Abdurrahmân İbn Abdullâh İbn Ömer İbnu'l-Hattâb haber vermiş, o da Sâlim İbn Abdullâh İbn Ömer'den haber vermiş: Bana Allâh'ın Elçisi (s.a.v.)'in arkadaşı Ebû Eyyûb anlattı:
Allâh'ın Elçisi (s.a.v.) İsrâ gecesi Halîlu'r-Rahmân İbrâhîm'e uğradığında, İbrâhîm Cibrîl'e şöyle sordu: Yanındaki kim ey Cibrîl? Cibrîl dedi ki: Bu, Muhammed (s.a.v.)'dir. Bunun üzerine İbrâhîm şöyle dedi: Ey Muhammed, ümmetine Cennet'e fidan dikmeyi çoğaltmalarını emret; çünkü onun toprağı temiz ve arazisi geniştir. Bunun üzerine Allâh'ın Elçisi (s.a.v.) İbrâhîm'e: Cennet'e nasıl fidan dikilir? diye sordu. Dedi ki: Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh (: Allah'tan başka hiç kimsede ne kuvvet vardır ne de bir hareket).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Rekaik 821, 3/103
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Abdullah b. Abdurrahman el-Adevi (Abdullah b. Abdurrahman b. Abdullah b. Ömer)
4. Ebu Sahr Humeyd b. Ebu Muharik el-Medenî (Humeyd b. Ziyad)
5. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
7. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
8. Ebu Ya'lâ el-Mevsılî (Ahmed b. Ali b. Müsenna b. Yahya b. İsa)
Konular:
Cennet, cennetteki ağaçlar
Tevhid, İslam inancı
Zikir, zamanı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
75011, HM023948
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو عَبْدِ الرَّحْمَنِ حَدَّثَنَا حَيْوَةُ أَخْبَرَنِي أَبُو صَخْرٍ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ أَخْبَرَهُ عَنْ سَالِمِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ أَخْبَرَنِي أَبُو أَيُّوبَ الْأَنْصَارِيُّ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَيْلَةَ أُسْرِيَ بِهِ مَرَّ عَلَى إِبْرَاهِيمَ فَقَالَ مَنْ مَعَكَ يَا جِبْرِيلُ قَالَ هَذَا مُحَمَّدٌ فَقَالَ لَهُ إِبْرَاهِيمُ مُرْ أُمَّتَكَ فَلْيُكْثِرُوا مِنْ غِرَاسِ الْجَنَّةِ فَإِنَّ تُرْبَتَهَا طَيِّبَةٌ وَأَرْضَهَا وَاسِعَةٌ قَالَ وَمَا غِرَاسُ الْجَنَّةِ قَالَ لَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللَّهِ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Eyyub el-Ensarî 23948, 7/777
Senetler:
1. Ebu Eyyüb el-Ensari (Halid b. Zeyd b. Küleyb b. Salabe b. Abd)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Abdullah el-Adevi (Abdullah b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
4. Ebu Sahr Humeyd b. Ebu Muharik el-Medenî (Humeyd b. Ziyad)
5. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
Konular:
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Mirac, İsra
Peygamberler, Hz. İbrahim ve ailesi
Zikir, lafızları, şekli
Zikir, zamanı