655 Kayıt Bulundu.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvahid, ona Salih b. Salih, ona eş-Şa'bî, ona Ebu Bürde, ona da babasının (Ebu Musa el-Eş'arî) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Herhangi bir kişinin bir cariyesi olur da o cariyenin öğretimini en güzel şekilde yaparsa; onu en güzel şekilde terbiye eder eğitirse daha sonra da onu azat edip kendisiyle evlenirse o kişiye iki mükafat vardır. Ehl-i kitaptan herhangi bir kişi, kendi peygamberine iman eder ve bana da iman ederse o kişiye iki mükafat vardır. Herhangi bir köle, efendilerinin hakkını ve Rabbinin hakkını yerine getirirse o köleye de iki mükafat vardır. Şa'bî muhatabına (Salih b. Salih'e) şöyle dedi: Bu rivayeti karşılıksız alabilirsin. Halbuki insanlar vaktiyle bundan daha kısa bir rivayet, daha az önemde bir mesele için Medine'ye kadar yolculuk yaparlardı. Bu hadisle ilgili olarak Ebu Bekir, ona Ebu Husayn, ona Ebu Bürde, ona da babası (Ebu Musa el-Eş'arî) Hz. Peygamber'den (sav) şu ilaveyle hadisi rivayet etmiştir: "Onu azat eder, sonra da mehrini verirse."
Açıklama: Rivayet muallaktır. Buhari ile Ebu Bekir b. Ayyaş arasında inkıta vardır.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvahid, ona Salih b. Salih, ona eş-Şa'bî, ona Ebu Bürde, ona da babasının (Ebu Musa el-Eş'arî) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Herhangi bir kişinin bir cariyesi olur da o cariyenin öğretimini en güzel şekilde yaparsa; onu en güzel şekilde terbiye eder eğitirse daha sonra da onu azat edip kendisiyle evlenirse o kişiye iki mükafat vardır. Ehl-i kitaptan herhangi bir kişi, kendi peygamberine iman eder ve bana da iman ederse o kişiye iki mükafat vardır. Herhangi bir köle, efendilerinin hakkını ve Rabbinin hakkını yerine getirirse o köleye de iki mükafat vardır. Şa'bî muhatabına (Salih b. Salih'e) şöyle dedi: Bu rivayeti karşılıksız alabilirsin. Halbuki insanlar vaktiyle bundan daha kısa bir rivayet, daha az önemde bir mesele için Medine'ye kadar yolculuk yaparlardı. Bu hadisle ilgili olarak Ebu Bekir, ona Ebu Husayn, ona Ebu Bürde, ona da babası (Ebu Musa el-Eş'arî) Hz. Peygamber'den (sav) şu ilaveyle hadisi rivayet etmiştir: "Onu azat eder, sonra da mehrini verirse."
Bize Ebu Velîd, ona Şu'be ve Hemmâm, onlara Katâde, ona İkrime, ona da İbn Abbâs, Berîre'nin kocasını (Mugîs'i) kast ederek “ben onu bir köle olarak gördüm” demiştir.
Bize Züheyr b. Harb, ona İsmail b. Uleyye, ona Abdülaziz, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Hayber'e gazaya çıktı ve Hayber yakınlarında karanlık vakitte sabah namazını kıldık. Hz. Peygamber (sav) bir bineğe bindi, Ebu Talha da bindi, ben de Ebu Talha'nın terkisinde idim. Hz. Peygamber (sav) Hayber sokaklarında dolaştı. Dizlerim Hz. Peygamber'in (sav) baldırına değince elbisesi, baldırından açılıverdi, baldırının beyazlığını görüverdim. Hz. Peygamber (sav) şehre girdiğinde 'Allahu ekber! Hayber düştü! Biz düşman toprağına vardığımızda uyarılanların sabahı ne kötüdür' buyurdu. Onu üç kere söyledi. Hayberliler işlerine güçlerine çıkmışlardı, (tam o sırada Hz. Peygamber'i görünce) 'Vallahi! Muhammed!' dediler. -Abdülaziz ve ashabımızdan biri, 'Muhammed ve beş bölükten oluşan ordusu!' ifadesini zikretmiştir- Hayber'i kılıç zoru ile fethettik ve esirler toplandı. Dihye el-Kelbî gelip 'Yâ Rasulullah! Bana esirlerden bir cariye ver!' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Gidip bir cariye alıver' buyurdu. O da Safiye bt. Huyey'i aldı. Biri, Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Ey Allah'ın Rasulü, Dihye'ye Kureyza ve Nadîr'in efendisinin kızı Safiye'yi verdin. Halbuki o sadece sana uygun düşer' dedi. Hz. Peygamber (sav), 'Onu, Safiye ile birlikte çağırın' buyurdu. Dihye, Safiye'yi getirdi. Rasulullah (sav) Safiye'yi görünce Dihye'ye, 'Esirlerden onun dışında birini alıver' buyurdu. Rasulullah (sav) onu azat edip kendisi ile evlendi. Sabit, Enes'e 'Ey Ebu Hamza! Onun mehri ne idi?' dedi. Enes de 'Kendisi idi. Hz. Peygamber (sav) onu azat etti ve evlendi' dedi. Hatta yolda iken Ümmü Süleym, onu Hz. Peygamber (sav) için hazırlayıp Hz. Peygamber'e (sav) geceleyin sundu. Rasulullah (sav) da damat olarak sabaha kavuştu. Sonra, 'Yanında yiyecek bir şey olan onu getirsin' buyurdu. Hz. Peygamber (sav) bir örtü serdi. Biri kuru hurma, diğeri yaş hurma, beriki de yağ getirdi de hepsini karıştırıp yemek yapıverdiler. İşte bu, Hz. Peygamber'in (sav) düğün yemeği oldu."
Bize Ziyâd b. Eyyûb, ona İsmail b. Uleyye, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Hayber'e gazaya çıktı ve Hayber yakınlarında karanlık vakitte sabah namazını kıldık. Hz. Peygamber (sav) bir bineğe bindi, Ebu Talha da bindi, ben de Ebu Talha'nın terkisinde idim. Hz. Peygamber (sav) Hayber sokaklarında dolaştı. Dizlerim Hz. Peygamber'in (sav) baldırına değince elbisesi, baldırından açılıverdi, baldırının beyazlığını görüverdim. Hz. Peygamber (sav) şehre girdiğinde 'Allahu ekber! Hayber düştü! Biz düşman toprağına vardığımızda uyarılanların sabahı ne kötüdür' buyurdu. Onu üç kere söyledi. Hayberliler işlerine güçlerine çıkmışlardı, (tam o sırada Hz. Peygamber'i görünce) 'Vallahi! Muhammed!' dediler. [-Abdülaziz ve ashabımızdan biri, 'Muhammed ve beş bölükten oluşan ordusu' ifadesini zikretmiştir-] Hayber'i kılıç zoru ile fethettik ve esirler toplandı. Dihye el-Kelbî gelip 'Yâ Rasulullah! Bana esirlerden bir cariye ver' dedi. Hz. Peygamber (sav) de 'Gidip bir cariye alıver' buyurdu. O da Safiye bt. Huyey'i aldı. Biri, Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Ey Allah'ın Rasulü, Dihye'ye Kureyza ve Nadîr'in efendisinin kızı Safiye'yi verdin. Halbuki o sadece sana uygun düşer' dedi. Hz. Peygamber (sav), 'Onu, Safiye ile birlikte çağırın' buyurdu. Dihye, Safiye'yi getirdi. Rasulullah (sav) Safiye'yi görünce Dihye'ye, 'Esirlerden onun dışında birini alıver' buyurdu. Rasulullah (sav) onu azat edip kendisi ile evlendi. Sabit, Enes'e 'Ey Ebu Hamza! Onun mehri ne idi?' dedi. Enes de 'Kendisi idi. Hz. Peygamber (sav) onu azat etti ve evlendi' dedi. Hatta yolda iken Ümmü Süleym, onu Hz. Peygamber (sav) için hazırlayıp Hz. Peygamber'e (sav) geceleyin sundu. Rasulullah (sav) da damat olarak sabaha kavuştu. Sonra, 'Yanında yiyecek bir şey olan onu getirsin' buyurdu. Hz. Peygamber (sav) bir örtü serdi. Biri kuru hurma, diğeri yaş hurma, beriki de yağ getirdi de hepsini karıştırıp yemek yapıverdiler. İşte bu, Hz. Peygamber'in (sav) düğün yemeği oldu."
Bize Davud b. Muaz, ona Abdulvâris; (T) Bize Yakub b. İbrahim, -mana olarak-, ona İbn Uleyye, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes şöyle demiştir: "Hayber'de esirler toplanınca Dıhye gelip 'Ey Allah'ın Rasulü! Bana esirlerden bir cariye ver' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'gidip bir cariye al' buyurdu. Bunun üzerine Dıhye esirler arasından Safiyye bt. Huyey'i aldı. Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) gelip 'Ey Allah’ın Resulü! Dıhye'ye Kureyza ve Nadîr kabilelerinin eşrafından olan [-Bu ifade Yakuba ait-] Safiyye bt. Huyey'i mi verdin? O ancak sana yaraşır' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'onu, o cariye ile birlikte çağırın' buyurdu, Safiye'yi görünce Dihye'ye 'sen esirlerden kendine başka bir cariye al' dedi ve Safiye'yi azat edip onunla evlendi."