82 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys b. Said el-Makburî, ona Şerîk b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona Enes b. Mâlik şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte mescitte oturuyorduk. Devenin üzerinde bir adam geldi ve devesini çökertti ve bağladı. Sonra 'Hanginiz Muhammed?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) sahabileri arasında dayanmış duruyordu. 'İşte arkasına yaslanan beyaz zattır' dedik. Adam ona 'Ey Abdülmuttalib oğlu!' diye hitap etti. Hz. Peygamber (sav) "Buyur diyerek cevap verdi." Bunun üzerine adam 'Sana bazı sorular soracağım. Bu sorular çok ağırdır. Bana incinme' dedi. Hz. Peygamber (sav) "İstediğini sorabilirsin" buyurdu. 'Senin ve senden öncekilerin rabbinin hatırına söyle! Allah seni bütün insanlara mı gönderdi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana gündüz ve gece beş vakit namaz kılmayı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana yılın bu ayında oruç tutmayı emretti mi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle Allah sana zenginlerimizden zekat alıp fakirlerimize dağıtmamızı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber "Elbette öyledir" diye cevap verdi. Adam 'Senin getirdiklerine iman ettim. Ben arkamda bıraktığım kavmimin elçisiyim. Adım Dımam b. Sa'lebe'dir. Sa'd b. Bekir oğullarının kardeşiyim' dedi. Bu hadisi ayrıca Musa ve Ali b. Abdülhamid, Süleyman'dan, o Sabit'ten, o Enes b. Mâlik'ten o da Hz. Peygamber'den (sav) bu şekilde rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Musa b. İsmail arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys b. Said el-Makburî, ona Şerîk b. Abdullah b. Ebu Nemir, ona Enes b. Mâlik şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) ile birlikte mescitte oturuyorduk. Devenin üzerinde bir adam geldi ve devesini çökertti ve bağladı. Sonra 'Hanginiz Muhammed?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) sahabileri arasında dayanmış duruyordu. 'İşte arkasına yaslanan beyaz zattır' dedik. Adam ona 'Ey Abdülmuttalib oğlu!' diye hitap etti. Hz. Peygamber (sav) "Buyur diyerek cevap verdi." Bunun üzerine adam 'Sana bazı sorular soracağım. Bu sorular çok ağırdır. Bana incinme' dedi. Hz. Peygamber (sav) "İstediğini sorabilirsin" buyurdu. 'Senin ve senden öncekilerin rabbinin hatırına söyle! Allah seni bütün insanlara mı gönderdi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana gündüz ve gece beş vakit namaz kılmayı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle! Allah sana yılın bu ayında oruç tutmayı emretti mi?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "Elbette öyledir" buyurdu. Adam 'Allah aşkına söyle Allah sana zenginlerimizden zekat alıp fakirlerimize dağıtmamızı mı emretti?' diye sordu. Hz. Peygamber "Elbette öyledir" diye cevap verdi. Adam 'Senin getirdiklerine iman ettim. Ben arkamda bıraktığım kavmimin elçisiyim. Adım Dımam b. Sa'lebe'dir. Sa'd b. Bekir oğullarının kardeşiyim' dedi. Bu hadisi ayrıca Musa ve Ali b. Abdülhamid, Süleyman'dan, o Sabit'ten, o Enes b. Mâlik'ten o da Hz. Peygamber'den (sav) bu şekilde rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ali b. Abdülhamid arasında inkita vardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Hişâm, ona babası, ona da Abdullah b. Zem'a şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir kimseye vücudundan çıkan herhangi bir şeyden (gaz kaçırmak) dolayı gülünmesini yasakladı ve şöyle buyurdu: "Biriniz karısını erkek deveyi döver gibi dövdükten sonra ona nasıl sarılabilir?" Sevrî, Vüheyb ve Ebu Muaviye'nin Hişâm'dan nakillerinde "Köle döver gibi" ifadesi geçmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süfyan es-Sevrî arasında inkıta vardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Hişâm, ona babası, ona da Abdullah b. Zem'a şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir kimseye vücudundan çıkan herhangi bir şeyden (gaz kaçırmak) dolayı gülünmesini yasakladı ve şöyle buyurdu: "Biriniz karısını erkek deveyi döver gibi dövdükten sonra ona nasıl sarılabilir?" Sevrî, Vüheyb ve Ebu Muaviye'nin Hişâm'dan nakillerinde "Köle döver gibi" ifadesi geçmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Vüheyb b. Halid arasında inkıta vardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Hişâm, ona babası, ona da Abdullah b. Zem'a şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) bir kimseye vücudundan çıkan herhangi bir şeyden (gaz kaçırmak) dolayı gülünmesini yasakladı ve şöyle buyurdu: "Biriniz karısını erkek deveyi döver gibi dövdükten sonra ona nasıl sarılabilir?" Sevrî, Vüheyb ve Ebu Muaviye'nin Hişâm'dan nakillerinde "Köle döver gibi" ifadesi geçmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Hâzim arasında inkıta vardır.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: Bedevinin biri mescitte ayağa kalkıp küçük abdestini bozdu. İnsanlar hemen (üzerine yürüyüp) adamı tuttular. Nebi (sav): "Onu bırakın ve idrarının üzerine bir kova yahut büyükçe bir kova dolusu su dökün. Sizler ancak kolaylaştırıcı olarak gönderildiniz, işleri zorlaştırmak için gönderilmediniz" buyurdu.
Bize Amr en-Nakıd, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Süfyan, ona Amr b. Yahya, ona babası (Yahya b. Umâra), ona da Ebu Said el-Hudrî; bir Yahudi yüzüne tokat vurulmuş olarak Peygamber'e (sav) geldi dedi ve hadisi Zührî'nin hadisi ile aynı manada rivayet etmiştir. Ancak ravi farklı olarak; "bilemiyorum artık, acaba Musa benden önce mi ayıldı, yoksa Tûr'daki ilk bayılması ile mi yetinildi" ifadesini kullanmıştır.
Bize Ebu Velid, ona Şu'be, ona Seleme b. Küheyl ona da Ebu Seleme evimizde Ebu Hüreyre’den (ra) şöyle rivayet etti: Bir adam Hz. Peygamber'den (sav) alacağını ödemesini istedi ve isteme esnasında (Hz. Peygamber'e) kaba ve sert davrandı. (Bu hareketinden dolayı) Hz. Peygamber'in ashâbı da ona tepki gösterdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Bırakın onu! Hak sahibinin söz söyleme hakkı vardır. Bu kişi için bir deve satın alın da ona verin!" buyurdu. Sahâbe, "Biz (onun devesi ile aynı yaşta bir deve değil de) onun devesinden daha değerlisini bulabiliyoruz." dediler. Hz. Peygamber (sav) "O (daha kıymetli olan) deveyi satın alın da, bu kişiye verin. Çünkü sizin hayırlınız, borcunu en güzel şekilde ödeyeninizdir." buyurdu.
Bize Züheyr b. Harb, ona Ömer b. Yunus el-Hanefî, ona İkrime b. Ammâr, ona İshak b. Ebu Talha, ona da İshak'ın amcası olan Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Bir defasında mescitte Rasulullah'la (sav) birlikte iken, birden bir bedevi geldi ve mescidin içine bevletmeye başladı. Rasulullah'ın (sav) ashâbı '(Dur! Ne yapıyorsun anlamında) Hey, heey!' diye seslendiler. Rasulullah (sav) 'Adamı rahatsız etmeyin, bırakın' buyurdular. Ashâb da işini bitirinceye kadar ona dokunmadılar. Sonra Rasulullah (sav) adamı çağırarak 'Şüphesiz bu mescitlerde ne küçük ne de büyük abdest bozmak uygun değildir. Buralar Allah'ı (ac) anmak, namaz kılmak ve Kur'ân okumak içindir' veya buna yakın ifadelerle onu uyardı. Müteakiben Hz. Peygamber (sav) cemaatten birinden bir kova su getirmesini istedi ve suyu o bevlin üzerine serpti."
O (Yahya), bana, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd’in şöyle dediğini rivayet etti: Saîd b. el-Müseyyeb’i şöyle derken dinledim: Ben sizlere çok namazdan ve sadakadan da daha hayırlı (üstün) bir şeyi haber vermeyeyim mi? Onlar: Tabi haber ver! dediler. O, "Arası bozuk olan kimselerin arasını düzeltmektir. Bir de buğz etmekten alabildiğine sakının, çünkü buğz (iyi huyları ya da hasenâtı) tıraş edenin (silip süpürenin) ta kendisidir." dedi.