Öneri Formu
Hadis Id, No:
15410, M007267
Hadis:
وَحَدَّثَنِى يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدَّوْرَقِىُّ وَحَجَّاجُ بْنُ الشَّاعِرِ جَمِيعًا عَنْ أَبِى عَاصِمٍ - قَالَ حَجَّاجٌ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ - أَخْبَرَنَا عَزْرَةُ بْنُ ثَابِتٍ أَخْبَرَنَا عِلْبَاءُ بْنُ أَحْمَرَ حَدَّثَنِى أَبُو زَيْدٍ - يَعْنِى عَمْرَو بْنَ أَخْطَبَ - قَالَ صَلَّى بِنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْفَجْرَ وَصَعِدَ الْمِنْبَرَ فَخَطَبَنَا حَتَّى حَضَرَتِ الظُّهْرُ فَنَزَلَ فَصَلَّى ثُمَّ صَعِدَ الْمِنْبَرَ فَخَطَبَنَا حَتَّى حَضَرَتِ الْعَصْرُ ثُمَّ نَزَلَ فَصَلَّى ثُمَّ صَعِدَ الْمِنْبَرَ فَخَطَبَنَا حَتَّى غَرَبَتِ الشَّمْسُ فَأَخْبَرَنَا بِمَا كَانَ وَبِمَا هُوَ كَائِنٌ فَأَعْلَمُنَا أَحْفَظُنَا .
Tercemesi:
Bana Yakub b. İbrahim ed-Devrakî ve Haccac b. eş-Şâir, onlara Ebu Âsım rivayet etti. Haccac dedi ki: Bize Âsım, ona Azra b. Sâbit, ona İlbâ b. Ahmer, ona Ebu Zeyd’in –yani Amr b. Ahtab’ın- şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) bize sabah namazını kıldırdıktan sonra minbere çıktı. Bize öğle vakti girinceye kadar hutbe verdi. Sonra inip (öğleyi) kıldı. Sonra yine minbere çıktı, bize ikindi vakti girinceye kadar hutbe verdi, sonra indi ve (ikindi) namazı(nı) kıl(dır)dı. Sonra bir daha minbere çıktı ve güneş batıncaya kadar bize hutbe verdi. Bizlere olan şeyleri de, olacak şeyleri de haber verdi. Bu sebeple bizim en iyi bilenimiz (bunları) en iyi bellemiş olanlarımızdır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7267, /1184
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16133, M007303
Hadis:
وَحَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ الْمَكِّىُّ حَدَّثَنَا مَرْوَانُ عَنْ يَزِيدَ - وَهُوَ ابْنُ كَيْسَانَ - عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَيَأْتِيَنَّ عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ لاَ يَدْرِى الْقَاتِلُ فِى أَىِّ شَىْءٍ قَتَلَ وَلاَ يَدْرِى الْمَقْتُولُ عَلَى أَىِّ شَىْءٍ قُتِلَ » .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer el-Mekkî, ona Mervan, ona Yezid –ki o İbn Keysan’dır-, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (sav) şöyle buyurdu: “Nefsim elinde olana yemin ederim ki, insanlara öyle bir zaman gelecek ki katil ne için öldürdüğünü bilemeyecek, öldürülen kişi de ne uğrunda öldürüldüğünü bilemeyecektir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7303, /1190
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16145, M007304
Hadis:
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ بْنِ أَبَانَ وَوَاصِلُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُضَيْلٍ عَنْ أَبِى إِسْمَاعِيلَ الأَسْلَمِىِّ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لاَ تَذْهَبُ الدُّنْيَا حَتَّى يَأْتِىَ عَلَى النَّاسِ يَوْمٌ لاَ يَدْرِى الْقَاتِلُ فِيمَ قَتَلَ وَلاَ الْمَقْتُولُ فِيمَ قُتِلَ » . فَقِيلَ كَيْفَ يَكُونُ ذَلِكَ قَالَ « الْهَرْجُ . الْقَاتِلُ وَالْمَقْتُولُ فِى النَّارِ » . وَفِى رِوَايَةِ ابْنِ أَبَانَ قَالَ هُوَ يَزِيدُ بْنُ كَيْسَانَ عَنْ أَبِى إِسْمَاعِيلَ . لَمْ يَذْكُرِ الأَسْلَمِىَّ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Ömer b. Ebân ve Vâsıl b. Abdüla’lâ, onlara Muhammed b. Fudayl, ona Ebu İsmail el-Eslemî, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Nefsim elinde olana yemin ederim ki, insanlar üzerine katilin ne için öldürdüğünü bilemediği, maktulün de neden öldürüldüğünü bilemediği bir zaman gelmeden dünyanın sonu gelmeyecektir.” Bu nasıl olacak, diye sorulunca, O: “el-Herc (sebebiyle oacaktır), bu durumda katil de maktul de cehennemdedir” buyurdu. İbn Eban’ın rivayetinde (ravi) dedi ki: O Yezid b. Keysan olup, ona Ebu İsmail rivayet etmiştir, deyip “el-Eslemî” nisbetini zikretmemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7304, /1191
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Savaş, Kital, iki müslüman grup savaşırsa, ölen de öldüren de cehennemdedir
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ - وَاللَّفْظُ لِعُثْمَانَ - قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ عُثْمَانُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَرَرْنَا بِصِبْيَانٍ فِيهِمُ ابْنُ صَيَّادٍ فَفَرَّ الصِّبْيَانُ وَجَلَسَ ابْنُ صَيَّادٍ فَكَأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَرِهَ ذَلِكَ فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « تَرِبَتْ يَدَاكَ أَتَشْهَدُ أَنِّى رَسُولُ اللَّهِ » . فَقَالَ لاَ . بَلْ تَشْهَدُ أَنِّى رَسُولُ اللَّهِ . فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ ذَرْنِى يَا رَسُولَ اللَّهِ حَتَّى أَقْتُلَهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنْ يَكُنِ الَّذِى تَرَى فَلَنْ تَسْتَطِيعَ قَتْلَهُ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16929, M007344
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ - وَاللَّفْظُ لِعُثْمَانَ - قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ عُثْمَانُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَرَرْنَا بِصِبْيَانٍ فِيهِمُ ابْنُ صَيَّادٍ فَفَرَّ الصِّبْيَانُ وَجَلَسَ ابْنُ صَيَّادٍ فَكَأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَرِهَ ذَلِكَ فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « تَرِبَتْ يَدَاكَ أَتَشْهَدُ أَنِّى رَسُولُ اللَّهِ » . فَقَالَ لاَ . بَلْ تَشْهَدُ أَنِّى رَسُولُ اللَّهِ . فَقَالَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ ذَرْنِى يَا رَسُولَ اللَّهِ حَتَّى أَقْتُلَهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنْ يَكُنِ الَّذِى تَرَى فَلَنْ تَسْتَطِيعَ قَتْلَهُ » .
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe ve İshak b. İbrahim –lafız Osman’a ait olmak üzere- rivayet etti, İshak: Ahberenâ: Bize haber verdi dedi, Osman dedi ki: Bize Cerir, ona el-A’meş, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) ile birlikte idik. Aralarında İbn Sayyâd’ın da bulunduğu birkaç çocuğun yanından geçtik. Çocuklar kaçtı, İbn Sayyâd ise (olduğu yerde) oturdu. Sanki Rasulullah (sav) bundan hoşlanmadı. Bundan ötürü Nebi (sav) ona: “Allah hayrını versin, benim gerçekten Allah’ın Rasulü olduğuma şahitlik eder misin?” buyurdu. O: Hayır, aksine, sen benim Allah’ın Rasulü olduğuma şahitlik eder (mi)sin, dedi. Bunun üzerine Ömer b. el-Hattab: Ey Allah’ın Rasulü, beni bırak da bunu öldüreyim, dedi. Rasulullah (sav): “Eğer bu senin sandığın kişi (Deccâl) ise senin onu öldürmeye gücün yetmez” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7344, /1195
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17445, M007359
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ حَدَّثَنَا رَوْحُ بْنُ عُبَادَةَ حَدَّثَنَا هِشَامٌ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ نَافِعٍ قَالَ لَقِىَ ابْنُ عُمَرَ ابْنَ صَائِدٍ فِى بَعْضِ طُرُقِ الْمَدِينَةِ فَقَالَ لَهُ قَوْلاً أَغْضَبَهُ فَانْتَفَخَ حَتَّى مَلأَ السِّكَّةَ فَدَخَلَ ابْنُ عُمَرَ عَلَى حَفْصَةَ وَقَدْ بَلَغَهَا فَقَالَتْ لَهُ رَحِمَكَ اللَّهُ مَا أَرَدْتَ مِنِ ابْنِ صَائِدٍ أَمَا عَلِمْتَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِنَّمَا يَخْرُجُ مِنْ غَضْبَةٍ يَغْضَبُهَا » .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Ravh b. Ubâde, ona Hişam, ona Eyyub, ona Nâfi’in şöyle dediğini rivayet etti: İbn Ömer Medine yollarının birisinde İbn Sâid ile karşılaştı. Ona onu kızdıracak bir şeyler söyleyince, yolu dolduracak kadar şişti. Bunun üzerine İbn Ömer, Hafsa’nın yanına girdi. Haberi ona da ulaşmıştı. Hafsa ona: Allah’ın rahmeti sana olsun, sen İbn Sâid’den ne istedin? Rasulullah’ın (sav): “O ancak kızacağı bir öfke sebebiyle çıkacaktır” buyurduğunu bilmez misin, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7359, /1198
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17448, M007360
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا حُسَيْنٌ - يَعْنِى ابْنَ حَسَنِ بْنِ يَسَارٍ - حَدَّثَنَا ابْنُ عَوْنٍ عَنْ نَافِعٍ قَالَ كَانَ نَافِعٌ يَقُولُ ابْنُ صَيَّادٍ . قَالَ قَالَ ابْنُ عُمَرَ لَقِيتُهُ مَرَّتَيْنِ - قَالَ - فَلَقِيتُهُ فَقُلْتُ لِبَعْضِهِمْ هَلْ تَحَدَّثُونَ أَنَّهُ هُوَ قَالَ لاَ وَاللَّهِ - قَالَ - قُلْتُ كَذَبْتَنِى وَاللَّهِ لَقَدْ أَخْبَرَنِى بَعْضُكُمْ أَنَّهُ لَنْ يَمُوتَ حَتَّى يَكُونَ أَكْثَرَكُمْ مَالاً وَوَلَدًا فَكَذَلِكَ هُوَ زَعَمُوا الْيَوْمَ - قَالَ - فَتَحَدَّثْنَا ثُمَّ فَارَقْتُهُ - قَالَ - فَلَقِيتُهُ لَقْيَةً أُخْرَى وَقَدْ نَفَرَتْ عَيْنُهُ - قَالَ - فَقُلْتُ مَتَى فَعَلَتْ عَيْنُكَ مَا أَرَى قَالَ لاَ أَدْرِى - قَالَ - قُلْتُ لاَ تَدْرِى وَهِىَ فِى رَأْسِكَ قَالَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ خَلَقَهَا فِى عَصَاكَ هَذِهِ . قَالَ فَنَخَرَ كَأَشَدِّ نَخِيرِ حِمَارٍ سَمِعْتُ - قَالَ - فَزَعَمَ بَعْضُ أَصْحَابِى أَنِّى ضَرَبْتُهُ بِعَصًا كَانَتْ مَعِىَ حَتَّى تَكَسَّرَتْ وَأَمَّا أَنَا فَوَاللَّهِ مَا شَعَرْتُ - قَالَ - وَجَاءَ حَتَّى دَخَلَ عَلَى أُمِّ الْمُؤْمِنِينَ فَحَدَّثَهَا فَقَالَتْ مَا تُرِيدُ إِلَيْهِ أَلَمْ تَعْلَمْ أَنَّهُ قَدْ قَالَ « إِنَّ أَوَّلَ مَا يَبْعَثُهُ عَلَى النَّاسِ غَضَبٌ يَغْضَبُهُ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. el-Müsennâ, ona Husayn –yani İbn Hasan b. Yesâr-, ona İbn Avn, ona Nâfî’in şöyle dediğini rivayet etti: Nâfî, İbn (Sâid değil de) Sayyâd derdi, dedi ki: İbn Ömer ben onunla iki defa karşılaştım, dedi. Onunla karşılaştığımda onlardan birisine: Sizler onun o (Deccâl) olduğunu mu konuşuyorsunuz, dedim. O: Allah’a yemin olsun ki hayır dedi. Ben: Allah’a yemin ederim ki bana yalan söyledin, dedim. Çünkü birinizin bana haber verdiğine göre, o aranızda malı ve evladı hepinizden daha çok oluncaya kadar ölmeyecekmiş. İşte bugün onun böyle olduğu söylenmektedir. Sonra aramızda biraz konuştuk ve arkasından ben ondan ayrıldım. (İbn Ömer) devamla dedi ki: Onunla ikinci bir defa daha karşılaştım, bu sefer gözü şişmişti. Ben: Senin gözün, gördüğüm bu hale ne zaman geldi, dedim. O: Bilemiyorum dedi. Ben: O gözün başında olduğu halde mi bilmiyorsun? dedim. O: Eğer Allah dilerse onu senin bu asanda yaratır, dedi. (İbn Ömer) dedi ki: Bir eşeğin işittiğim en şiddetli anırması gibi anırdı. Arkadaşlarımdan bazıları benim ona beraberimdeki bir asa ile kırılıncaya kadar dövdüğümü iddia ediyorsa da vallahi ben bunun farkında değilim. (Ravi) dedi ki: İbn Ömer gelerek müminlerin annesinin yanına girdi ve ona (olanları) anlattı. Müminlerin annesi: Sen ondan ne istiyorsun? Rasulullah’ın (sav): “Hiç şüphe yok ki onun insanlar üzerine gitmesinin başlangıcı, öfkelendiği bir şeye kızgınlığı olacaktır” buyurduğunu bilmiyor musun, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fiten ve Eşratu's-sâat 7360, /1198
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18961, T003117
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَخْبَرَنَا أَبُو نُعَيْمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْوَلِيدِ وَكَانَ يَكُونُ فِى بَنِى عِجْلٍ عَنْ بُكَيْرِ بْنِ شِهَابٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ أَقْبَلَتْ يَهُودُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا: يَا أَبَا الْقَاسِمِ أَخْبِرْنَا عَنِ الرَّعْدِ مَا هُوَ ؟ قَالَ « مَلَكٌ مِنَ الْمَلاَئِكَةِ مُوَكَّلٌ بِالسَّحَابِ مَعَهُ مَخَارِيقُ مِنْ نَارٍ يَسُوقُ بِهَا السَّحَابَ حَيْثُ شَاءَ اللَّهُ » . فَقَالُوا فَمَا هَذَا الصَّوْتُ الَّذِى نَسْمَعُ ؟ قَالَ « زَجْرُهُ بِالسَّحَابِ إِذَا زَجَرَهُ حَتَّى يَنْتَهِىَ إِلَى حَيْثُ أُمِرَ » . قَالُوا صَدَقْتَ. فَأَخْبِرْنَا عَمَّا حَرَّمَ إِسْرَائِيلُ عَلَى نَفْسِهِ ؟ قَالَ « اشْتَكَى عِرْقَ النَّسَا فَلَمْ يَجِدْ شَيْئًا يُلاَئِمُهُ إِلاَّ لُحُومَ الإِبِلِ وَأَلْبَانَهَا فَلِذَلِكَ حَرَّمَهَا » . قَالُوا صَدَقْتَ . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Ebu Nuaym, ona Abdullah b. el-Velid –ki o İcloğulları arasında yaşıyordu-, ona Bukeyr b. Şihâb, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas’ın şöyle dediğini rivayet etti: Yahudiler Nebi’ye (sav) gelerek: Ey Ebu’l-Kasım, bize gök gürültüsünün ne olduğunu haber ver, dediler. O: “Bulutlarla görevli meleklerden bir melek olup beraberinde ateşten kamçılar bulunur, bunlarla da bulutları Allah’ın dilediği yere sürer” buyurdu. Onlar: Peki, bizim bu işittiğimiz ses nedir, dediler. O: “Bulutların, emrettiği yere varması için bulutları sürmesidir” buyurdu. Doğru söyledin, dediler, şimdi de bize İsrail’in kendisine neleri haram ettiğini haber ver, dediler. O da şöyle buyurdu: “İsrail, siyatikten rahatsızlanmış idi. Deve etleri ve sütleri dışında ona iyi gelecek başka bir şey bulamamıştı. Bundan dolayı onları haram etmişti” buyurdu. Onlar da doğru söyledin, dediler.
(Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen garip bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 13, 5/294
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Yahudilik, yahudi kültürü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23842, T003800
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو مُصْعَبٍ الْمَدَنِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ مُحَمَّدٍ عَنِ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رضى الله عنه قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَبْشِرْ عَمَّارُ تَقْتُلُكَ الْفِئَةُ الْبَاغِيَةُ » . قَالَ أَبُو عِيسَى: وَفِى الْبَابِ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ وَعَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو وَأَبِى الْيَسَرِ وَحُذَيْفَةَ . قَالَ وَهَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ غَرِيبٌ مِنْ حَدِيثِ الْعَلاَءِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Mus’ab el-Medenî, ona Abdülaziz b. Muhammed, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası, ona da Ebu Hureyre’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): “Müjde sana ey Ammâr, seni azgın bir grup öldürecektir” buyurdu.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hususta Ümm Seleme, Abdullah b. Avn, Ebu’l-Yeser ve Huzeyfe’den de gelmiş rivayetlerde vardır.
(Tirmizi) dedi ki: Bu el-Alâ b. Abdurrahman tarafından rivayet edilen bir hadis olarak hasen sahih garip bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Menâkıb 34, 5/669
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24253, T003944
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى عَنْ شَرِيكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَاصْمٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم: « فِى ثَقِيفٍ كَذَّابٌ وَمُبِيرٌ » . حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ وَاقِدٍ أَبُو مُسْلِمٍ حَدَّثَنَا شَرِيكٌ بِهَذَا الإِسْنَادِ نَحْوَهُ . وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَاصْمٍ يُكْنَى أَبَا عُلْوَانَ وَهُوَ كُوفِىٌّ . قَالَ: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ شَرِيكٍ . وَشَرِيكٌ يَقُولُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَاصْمٍ وَإِسْرَائِيلُ يَرْوِى عَنْ هَذَا الشَّيْخِ وَيَقُولُ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُصْمَةَ . وَفِى الْبَابِ عَنْ أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona el-Fadl b. Musa, ona Şerik, ona Abdullah b. Âsım, ona da İbn Ömer’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav): “Sakif kabilesi arasında bir yalancı ve bir de zalim kişi vardır” buyurdu.
Bize Abdurrahman b. Vâkıd Ebu Müslim, ona Şerik bu isnad ile bu hadise yakın olarak rivayet etti.
Abdullah b. Âsım Kufeli olup, Ebu Ulvân künyelidir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen garip bir hadistir. Biz bu hadisi ancak Şerik’in rivayet ettiği bir hadis olarak biliyoruz. Şerik, (adının) Abdullah b. Âsım olduğunu söylerken, İsrail de bu şeyhten (hadis ravisinden) rivayet etmekte ve adını “Abdullah b. Usme” diye telaffuz etmektedir.
Bu hususta Ebu Bekir’in kızı Esma’dan da rivayet nakledilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Menâkıb 73, 5/729
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24338, B006604
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ مَسْعُودٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ حُذَيْفَةَ - رضى الله عنه - قَالَ لَقَدْ خَطَبَنَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم خُطْبَةً ، مَا تَرَكَ فِيهَا شَيْئًا إِلَى قِيَامِ السَّاعَةِ إِلاَّ ذَكَرَهُ ، عَلِمَهُ مَنْ عَلِمَهُ ، وَجَهِلَهُ مَنْ جَهِلَهُ ، إِنْ كُنْتُ لأَرَى الشَّىْءَ قَدْ نَسِيتُ ، فَأَعْرِفُ مَا يَعْرِفُ الرَّجُلُ إِذَا غَابَ عَنْهُ فَرَآهُ فَعَرَفَهُ .
Tercemesi:
Bize Musa b. Mesud, ona Süfyan, ona el-A’meş, ona Ebu Vâil, ona da Huzeyfe’nin (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Nebi (sav) bize öyle bir hutbe verdi ki kıyametin kopacağı vakte kadar sözünü etmedik hiçbir şey bırakmadı. Onu bilen bildi, bilmeyen bilmedi. Şüphesiz ben unutmuş iken bir şeyi görür ve böylelikle bir kimsenin bir süreden beri görmediği bir adamı görünce tanıması gibi tanıyıverirdim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kader 4, 2/595
Senetler:
1. Ebu Abdullah Huzeyfe b. Yeman el-Absî (Huzeyfe b. Huseyl b. Cabir)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Huzeyfe Musa b. Mesud en-Nehdi (Musa b. Mesud)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
KTB, KADER