Giriş

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Sufyân, ona Sa'd, ona Ab­dullah b. Ka'b, ona da babası (Ka'b b. Malik)'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin, rüzgârın bir aşağı bir yukarı sallar durduğu taze ekin dalı gibidir. Münafık ise kökünden bir defada sökülene ya da kırılana kadar dimdik durmaya devam eden sert ardıç ağacı gibidir. Aynı hadisi bize Zekeriyâ b. Ebu Zaide, ona Sa'd b. İbrahim, ona İbn Kâb, ona da babası (Ka'b b. Malik) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.


Açıklama: Benzetmede şu ortak yön dikkat çekmektedir. Mümin Allah'tan gelen musibete, rüzgarın taze dalı eğdiği boyun büküp sabreder, nimete de rüzgarın dalı yukarı kaldırdığı gibi sevinip şükreder. Münafık ise hep aynı halde durup ne şükreder ne de sabreder. sonun yıkılıp helak olup gider.

    Öneri Formu
17570 B005643 Buhari, Merdâ, 1

Bize Müsedded, ona Yahya, ona Sufyân, ona Sa'd, ona Ab­dullah b. Ka'b, ona da babası (Ka'b b. Malik)'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin, rüzgârın bir aşağı bir yukarı sallar durduğu taze ekin dalı gibidir. Münafık ise kökünden bir defada sökülene ya da kırılana kadar dimdik durmaya devam eden sert ardıç ağacı gibidir. Aynı hadisi bize Zekeriyâ b. Ebu Zaide, ona Sa'd b. İbrahim, ona İbn Kâb, ona da babası (Ka'b b. Malik) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Zekeriya b. Ebu Zâide arasında inkıta vardır. Benzetmede şu ortak yön dikkat çekmektedir. Mümin Allah'tan gelen musibete, rüzgarın taze dalı eğdiği boyun büküp sabreder, nimete de rüzgarın dalı yukarı kaldırdığı gibi sevinip şükreder. Münafık ise hep aynı halde durup ne şükreder ne de sabreder. sonun yıkılıp helak olup gider.

    Öneri Formu
281338 B005643-2 Buhari, Merdâ, 1

Bize Abdullah b. Ebu'l-Esved, ona Mu'temir, ona Babası (Süleyman b. Tarhân), ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) geçmiş milletler ya da sizden öncekiler içinde bir adamdan bahsetti ve şöyle buyurdu: "Allah o adama mal ve evlâd verdi. Nihayet ona vefat zamanı yaklaştığında, oğullarına 'ben size nasıl babalık yaptım?' diye sordu. Oğulları 'Sen bize hayırlı bir baba oldun' dediler. Adam 'Gerçek olan şu ki babanızın Allah yanına gönderdiği ya da onun katında biriktirdiği bir hayrı yoktur. Bu yüzden Allah kudret pençesini geçirip onu yakalarsa azab edecektir. Bakın şimdi, ben öldüğüm zaman sizler beni kömür oluncaya ka­dar yakın, sonra ezip öğütün -ya da toz haline getirin. Sonra şiddetli rüzgar estiği bir gün küllerimi savurun' dedi." Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "O adam, 'Rabbime ant ol­sun' diyerek oğullarından böyle yapacaklarına dair söz aldı. Onlar da (babaları öldükten sonra onun vasiyet ettiği şekilde) yaptılar ve küllerini rüzgarlı bir günde savurdular. Azız ve Celîl olan Allah o küllere 'ol' dedi, tozlar derhal ayakta dikilen bir adam oluverdi. Allah: 'Ey kulum! Bu işleri yapmana seni sevk eden nedir?' diye sordu. O kişi 'Sen'in korkundan', ya da 'Sen'den korkmaktan dolayı' dedi. Bunun üzerine Allah 'Allah'ın merhameti o kusuru telafi eder, -Ravi bir defasında da- 'onu Allah kor­kusundan başkası telâfi edemez' buyurdu". Râvî (Süleyman b. Tarhân) der ki: Ben bu hadisi Ebu Osman'a sordum, o da "ben bu hadisi veya benzerini Selmân'dan işittim. Ancak 'benim (küllerimi) denize savurun' eklemesini yaptı" dedi. Râvi Musa der ki: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteir" ifadesiyle rivayet etti. Râvî Halîfe de şöyle dedi: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteiz" ifadesiyle aktardı, Katâde de bunu "biriktirmedi" manasında tefsir etti.


    Öneri Formu
30508 B007508 Buhari, Tevhid, 35

Bize Abdullah b. Ebu'l-Esved, ona Mu'temir, ona Babası (Süleyman b. Tarhân), ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) geçmiş milletler ya da sizden öncekiler içinde bir adamdan bahsetti ve şöyle buyurdu: "Allah o adama mal ve evlâd verdi. Nihayet ona vefat zamanı yaklaştığında, oğullarına 'ben size nasıl babalık yaptım?' diye sordu. Oğulları 'Sen bize hayırlı bir baba oldun' dediler. Adam 'Gerçek olan şu ki babanızın Allah yanına gönderdiği ya da onun katında biriktirdiği bir hayrı yoktur. Bu yüzden Allah kudret pençesini geçirip onu yakalarsa azab edecektir. Bakın şimdi, ben öldüğüm zaman sizler beni kömür oluncaya ka­dar yakın, sonra ezip öğütün -ya da toz haline getirin. Sonra şiddetli rüzgar estiği bir gün küllerimi savurun' dedi." Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "O adam, 'Rabbime ant ol­sun' diyerek oğullarından böyle yapacaklarına dair söz aldı. Onlar da (babaları öldükten sonra onun vasiyet ettiği şekilde) yaptılar ve küllerini rüzgarlı bir günde savurdular. Azız ve Celîl olan Allah o küllere 'ol' dedi, tozlar derhal ayakta dikilen bir adam oluverdi. Allah: 'Ey kulum! Bu işleri yapmana seni sevk eden nedir?' diye sordu. O kişi 'Sen'in korkundan', ya da 'Sen'den korkmaktan dolayı' dedi. Bunun üzerine Allah 'Allah'ın merhameti o kusuru telafi eder, -Ravi bir defasında da- 'onu Allah kor­kusundan başkası telâfi edemez' buyurdu". Râvî (Süleyman b. Tarhân) der ki: Ben bu hadisi Ebu Osman'a sordum, o da "ben bu hadisi veya benzerini Selmân'dan işittim. Ancak 'benim (küllerimi) denize savurun' eklemesini yaptı" dedi. Râvi Musa der ki: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteir" ifadesiyle rivayet etti. Râvî Halîfe de şöyle dedi: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteiz" ifadesiyle aktardı, Katâde de bunu "biriktirmedi" manasında tefsir etti.


    Öneri Formu
282825 B007508-2 Buhari, Tevhid, 35

Bize Abdullah b. Ebu'l-Esved, ona Mu'temir, ona Babası (Süleyman b. Tarhân), ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) geçmiş milletler ya da sizden öncekiler içinde bir adamdan bahsetti ve şöyle buyurdu: "Allah o adama mal ve evlâd verdi. Nihayet ona vefat zamanı yaklaştığında, oğullarına 'ben size nasıl babalık yaptım?' diye sordu. Oğulları 'Sen bize hayırlı bir baba oldun' dediler. Adam 'Gerçek olan şu ki babanızın Allah yanına gönderdiği ya da onun katında biriktirdiği bir hayrı yoktur. Bu yüzden Allah kudret pençesini geçirip onu yakalarsa azab edecektir. Bakın şimdi, ben öldüğüm zaman sizler beni kömür oluncaya ka­dar yakın, sonra ezip öğütün -ya da toz haline getirin. Sonra şiddetli rüzgar estiği bir gün küllerimi savurun' dedi." Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "O adam, 'Rabbime ant ol­sun' diyerek oğullarından böyle yapacaklarına dair söz aldı. Onlar da (babaları öldükten sonra onun vasiyet ettiği şekilde) yaptılar ve küllerini rüzgarlı bir günde savurdular. Azız ve Celîl olan Allah o küllere 'ol' dedi, tozlar derhal ayakta dikilen bir adam oluverdi. Allah: 'Ey kulum! Bu işleri yapmana seni sevk eden nedir?' diye sordu. O kişi 'Sen'in korkundan', ya da 'Sen'den korkmaktan dolayı' dedi. Bunun üzerine Allah 'Allah'ın merhameti o kusuru telafi eder, -Ravi bir defasında da- 'onu Allah kor­kusundan başkası telâfi edemez' buyurdu". Râvî (Süleyman b. Tarhân) der ki: Ben bu hadisi Ebu Osman'a sordum, o da "ben bu hadisi veya benzerini Selmân'dan işittim. Ancak 'benim (küllerimi) denize savurun' eklemesini yaptı" dedi. Râvi Musa der ki: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteir" ifadesiyle rivayet etti. Râvî Halîfe de şöyle dedi: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteiz" ifadesiyle aktardı, Katâde de bunu "biriktirmedi" manasında tefsir etti.


    Öneri Formu
282826 B007508-3 Buhari, Tevhid, 35

Bize Abdullah b. Ebu'l-Esved, ona Mu'temir, ona Babası (Süleyman b. Tarhân), ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) geçmiş milletler ya da sizden öncekiler içinde bir adamdan bahsetti ve şöyle buyurdu: "Allah o adama mal ve evlâd verdi. Nihayet ona vefat zamanı yaklaştığında, oğullarına 'ben size nasıl babalık yaptım?' diye sordu. Oğulları 'Sen bize hayırlı bir baba oldun' dediler. Adam 'Gerçek olan şu ki babanızın Allah yanına gönderdiği ya da onun katında biriktirdiği bir hayrı yoktur. Bu yüzden Allah kudret pençesini geçirip onu yakalarsa azab edecektir. Bakın şimdi, ben öldüğüm zaman sizler beni kömür oluncaya ka­dar yakın, sonra ezip öğütün -ya da toz haline getirin. Sonra şiddetli rüzgar estiği bir gün küllerimi savurun' dedi." Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "O adam, 'Rabbime ant ol­sun' diyerek oğullarından böyle yapacaklarına dair söz aldı. Onlar da (babaları öldükten sonra onun vasiyet ettiği şekilde) yaptılar ve küllerini rüzgarlı bir günde savurdular. Azız ve Celîl olan Allah o küllere 'ol' dedi, tozlar derhal ayakta dikilen bir adam oluverdi. Allah: 'Ey kulum! Bu işleri yapmana seni sevk eden nedir?' diye sordu. O kişi 'Sen'in korkundan', ya da 'Sen'den korkmaktan dolayı' dedi. Bunun üzerine Allah 'Allah'ın merhameti o kusuru telafi eder, -Ravi bir defasında da- 'onu Allah kor­kusundan başkası telâfi edemez' buyurdu". Râvî (Süleyman b. Tarhân) der ki: Ben bu hadisi Ebu Osman'a sordum, o da "ben bu hadisi veya benzerini Selmân'dan işittim. Ancak 'benim (küllerimi) denize savurun' eklemesini yaptı" dedi. Râvi Musa der ki: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteir" ifadesiyle rivayet etti. Râvî Halîfe de şöyle dedi: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteiz" ifadesiyle aktardı, Katâde de bunu "biriktirmedi" manasında tefsir etti.


    Öneri Formu
282827 B007508-4 Buhari, Tevhid, 35

Bize Abdullah b. Ebu'l-Esved, ona Mu'temir, ona Babası (Süleyman b. Tarhân), ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) geçmiş milletler ya da sizden öncekiler içinde bir adamdan bahsetti ve şöyle buyurdu: "Allah o adama mal ve evlâd verdi. Nihayet ona vefat zamanı yaklaştığında, oğullarına 'ben size nasıl babalık yaptım?' diye sordu. Oğulları 'Sen bize hayırlı bir baba oldun' dediler. Adam 'Gerçek olan şu ki babanızın Allah yanına gönderdiği ya da onun katında biriktirdiği bir hayrı yoktur. Bu yüzden Allah kudret pençesini geçirip onu yakalarsa azab edecektir. Bakın şimdi, ben öldüğüm zaman sizler beni kömür oluncaya ka­dar yakın, sonra ezip öğütün -ya da toz haline getirin. Sonra şiddetli rüzgar estiği bir gün küllerimi savurun' dedi." Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "O adam, 'Rabbime ant ol­sun' diyerek oğullarından böyle yapacaklarına dair söz aldı. Onlar da (babaları öldükten sonra onun vasiyet ettiği şekilde) yaptılar ve küllerini rüzgarlı bir günde savurdular. Azız ve Celîl olan Allah o küllere 'ol' dedi, tozlar derhal ayakta dikilen bir adam oluverdi. Allah: 'Ey kulum! Bu işleri yapmana seni sevk eden nedir?' diye sordu. O kişi 'Sen'in korkundan', ya da 'Sen'den korkmaktan dolayı' dedi. Bunun üzerine Allah 'Allah'ın merhameti o kusuru telafi eder, -Ravi bir defasında da- 'onu Allah kor­kusundan başkası telâfi edemez' buyurdu". Râvî (Süleyman b. Tarhân) der ki: Ben bu hadisi Ebu Osman'a sordum, o da "ben bu hadisi veya benzerini Selmân'dan işittim. Ancak 'benim (küllerimi) denize savurun' eklemesini yaptı" dedi. Râvi Musa der ki: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteir" ifadesiyle rivayet etti. Râvî Halîfe de şöyle dedi: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteiz" ifadesiyle aktardı, Katâde de bunu "biriktirmedi" manasında tefsir etti.


    Öneri Formu
282828 B007508-5 Buhari, Tevhid, 35

Bize Abdullah b. Ebu'l-Esved, ona Mu'temir, ona Babası (Süleyman b. Tarhân), ona Katâde, ona Ukbe b. Abdulgâfir, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber (sav) geçmiş milletler ya da sizden öncekiler içinde bir adamdan bahsetti ve şöyle buyurdu: "Allah o adama mal ve evlâd verdi. Nihayet ona vefat zamanı yaklaştığında, oğullarına 'ben size nasıl babalık yaptım?' diye sordu. Oğulları 'Sen bize hayırlı bir baba oldun' dediler. Adam 'Gerçek olan şu ki babanızın Allah yanına gönderdiği ya da onun katında biriktirdiği bir hayrı yoktur. Bu yüzden Allah kudret pençesini geçirip onu yakalarsa azab edecektir. Bakın şimdi, ben öldüğüm zaman sizler beni kömür oluncaya ka­dar yakın, sonra ezip öğütün -ya da toz haline getirin. Sonra şiddetli rüzgar estiği bir gün küllerimi savurun' dedi." Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "O adam, 'Rabbime ant ol­sun' diyerek oğullarından böyle yapacaklarına dair söz aldı. Onlar da (babaları öldükten sonra onun vasiyet ettiği şekilde) yaptılar ve küllerini rüzgarlı bir günde savurdular. Azız ve Celîl olan Allah o küllere 'ol' dedi, tozlar derhal ayakta dikilen bir adam oluverdi. Allah: 'Ey kulum! Bu işleri yapmana seni sevk eden nedir?' diye sordu. O kişi 'Sen'in korkundan', ya da 'Sen'den korkmaktan dolayı' dedi. Bunun üzerine Allah 'Allah'ın merhameti o kusuru telafi eder, -Ravi bir defasında da- 'onu Allah kor­kusundan başkası telâfi edemez' buyurdu". Râvî (Süleyman b. Tarhân) der ki: Ben bu hadisi Ebu Osman'a sordum, o da "ben bu hadisi veya benzerini Selmân'dan işittim. Ancak 'benim (küllerimi) denize savurun' eklemesini yaptı" dedi. Râvi Musa der ki: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteir" ifadesiyle rivayet etti. Râvî Halîfe de şöyle dedi: Mu'temir bu hadisi bize "lem yebteiz" ifadesiyle aktardı, Katâde de bunu "biriktirmedi" manasında tefsir etti.


    Öneri Formu
282829 B007508-6 Buhari, Tevhid, 35


    Öneri Formu
30789 İM003990 İbn Mâce, Fiten, 16


    Öneri Formu
30685 B007533 Buhari, Tevhid, 47