584 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Saîd, ona Mis'ar, ona Amr b. Murra, ona bir adam, ona Nâfi b. Cübeyr b. Mut‘im, ona da babasından (Cübeyr b. Mut‘im) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ı (sav) nafile namaz kıldığında 'Allâhu ekberu kebîrā, el-ḥamdu lillâhi kesîrâ, Subḥānallâhi bükraten ve asîlâ (Allah en büyüktür, hem de çok büyük, Hamd Allah’a mahsustur, hem de bolca! Sabah akşam Allah’ı tesbih ederim!' şöyle dua eder ve bunların her birini üç defa tekrar eder sonra da 'Allāhumme innī eʿūzu bike mine’ş-şeyṭāni min hemzihî ve neftihî ve nefhih. (Allah'ım kovulmuş şeytan çarpmasından, üflemesinden ve üfürmesinden Sana sığınırım' derdi. Ravi (sahabi) der ki: Ben 'ey Allah'ın Rasulü, şeytanın çarpması (هَمْزِ) ne demektir?' diye sordum, 'sara nöbeti, ruhsal sıkıntı' cevabını verdi. 'Üfürmesi (نَفْخِ) nedir?' dedim, 'kibir' dedi. Peki 'üflemesi (نَفْثِ) ne demektir?' dedim, 'şiir (batıl söz)' dedi."
Açıklama: Hasen li ğayrihi'dir. Bu isnad Nafi' b. Cubeyr'den nakleden ravinin za'fından dolayı zayıftır. İsmi konusunda ihtilaf edilmiştir. Müphemdir.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona Ebu Üsame, ona Habib b. eş-Şehid, ona Ata, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Namaz ancak kıraat ile (tamam) olur." [Ebu Hureyre şöyle demiştir: 'Rasulullah'ın (sav) açıktan okuduğunu biz de size açıktan okuduk. Gizli okuduğunu da gizli okuduk.']
Bize Amr Nakıd ve Züheyr b. Harb -hadis Amr'ın lafızlarıyla nakledilmiştir-, onlara İsmail b. İbrahim, ona İbn Cüreyc, ona da Ata, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "(Namaz kılan) Bütün namazlarda Kur'an okur. Rasulullah'ın (sav) (sesli okuyarak) bize duyurduklarını biz de size duyuruyoruz. Gizli okuduklarını da gizli okuyoruz. Bir adam ona: 'Ümmü'l Kur'an'a (Fatiha'ya) bir şey ilave etmesem (ne olur)? diye sordu. Ebu Hureyre de ' Eğer ona ilavede bulunursan (zammı sure okursan) bu daha hayırlıdır. Ama okumayı (Fatihayla) bitirirsen bu da sana yeter.' cevabını verdi.
Bize Yahya b. Yahya, ona Yezid –İbn Zürey'- ona Habib el-Muallim, ona da Ata, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Her namazda kıraat vardır. Rasulullah'ın (sav) bize (sesli okuyarak) işittirdiklerini biz de sizlere işittiriyoruz. Gizli okuduklarını da gizli okuyoruz. Kim, Ümmü'l-Kitâb'ı (Fatiha'yı) okursa bu onun için yeterli olur. Kim de daha fazlasını okursa bu, daha faziletlidir."
Bize Said b. Mansur, Kuteybe b. Said, Ebu Kamil el-Cahderî ve Muhammed b. Abdülmelik el-Emevî, (hadisin lafızları Ebu Kamil el-Cahderî'ye aittir), onlara Ebu Avâne, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona da Hıttân b. Abdullah er-Rakkâşî şöyle nakletmiştir: Ebu Musa el-Eş'arî ile namaz kıldım. Namazdaki oturuşta, cemaatten bir adam 'Namaz, sadaka ve zekatla birlikte sabit olmuştur' dedi. Ebu Musa namazı bitirince, selam verip namazdan çıktı ve 'Az önceki sözleri söyleyen hanginizdi?' dedi. Cemaat susup cevap vermedi. Sonra Ebu Musa 'Az önceki sözleri söyleyen hanginizdi?' diye tekrarladı. Cemaat yine susunca, 'Ey Hıttân! Muhtemelen sen söyledin' dedi. Hıttân 'Ben söylemedim' dedi. Çünkü beni azarlamasından korktum. Bu sırada cemaatten bir adam kalkıp 'O kelimeleri ben söyledim, fakat bununla hayırdan başka bir şey de kastetmedim' dedi. Bunun üzerine Ebu Musa 'Namazlarınızda neler söylemeniz gerektiğini bilmiyor musunuz? Hz. Peygamber (sav) bize bir hutbe verdi ve bize takip etmemiz gereken yolu açıklayıp namazımızı nasıl kılacağımızı da şu sözlerle öğretti' dedi: "Namaz kılacağınız zaman, saflarınızı düzeltin, sonra içinizden biriniz imam olsun. İmam tekbir aldığından siz de tekbir alın. İmam (Ğayri'l-mağdûbi aleyhim ve-le'd-dâllîn) (Gazaba uğrayanların ve sapıtanların yoluna) değil) dediğinde, âmin deyin ki Allah (cc) size icabet etsin. İmam tekbir alıp rükûa gittiğinde, siz de tekbir alıp rükûa gidin. Zira İmam sizden önce rükûa gider, sizden önce rükudan doğrulur. Hz. Peygamber (sav) 'Bu anlattıklarım aynen böyledir' buyurdu ve şunları ilave etti: İmam (Semiallahu limen hamideh) (Allah hamdeden kulunu işitti) dediği zaman, siz de (Allahümme rabbenâ leke'l-hamd) (Ey Allah'ım, Rabbimiz! Hamd senin içindir) deyin ki Allah sizi işitsin. Zira Allah Tebâreke ve Teâlâ Peygamber'inin dilinden 'Allah, hamdeden kulunu işitmiştir' buyurmuştur. İmam tekbir alıp secde ettiğinde siz de tekbir alıp secde edin. Zira imam sizden önce secde eder ve secdeden doğrulur. Hz. Peygamber (sav) 'Bu da böyledir' buyurdu ve şöyle devam etti: Namazdaki oturuşa gelince, ilk söyleyeceğiniz şu sözler olsun (et-Tahiyyâtü et-tayyibâtü es-salavâtü li'llâhi es-selâmü aleyke eyyühe'n-nebiyyü ve rahmetullahi ve berakâtühü es-selâmü aleyna ve alâ ibâdillâhi's-sâlihîn. Eşhedü en-lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasuluh) (Selam, iyilikler ve övgüler Allah'a mahsustur. Sana selam olsun, Allah'ın rahmeti ve bereketleri senin üzerine olsun Ey Nebî! Bize ve Allah'ın sâlih kullarına da selam olsun. Şehadet ederim ki, Allah'tan başka hiçbir ilâh yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Rasulü'dür.)"
Bize Yahya b. Yahya, ona Yahya b. Zekeriya, ona Hişam, ona Urve, ona da babasının rivayetine göre, Âişe Allah'ın (cc) (Namazında sesini ne yükselt ne de kıs) (İsra 17/110) buyruğu hakkında, 'Bu ayet dua hakkında indirilmiştir' demiştir."
Bize Müsedded, ona İsmail b. İbrahim, ona İbn Cüreyc, ona da Atâ, Ebu Hureyre'nin (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Her namazda Kur'ân okunur. Rasulullah'ın (sav) bize (sesli okuyarak) duyurduklarını biz de sizlere duyuruyoruz. Gizli okuduklarını da gizli okuyoruz. Ümmü'l-Kur'ân'dan (Fatiha'dan) başka bir şey okumazsan bu sana yeter. Fazla okursan daha hayırlıdır."
Bize Abbad b. Musa, ona İsmail b. Cafer, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona da Alkame ve el-Esved'in haber verdiğine göre; "İbn Mesud'a bir adam geldi ve ben mufassal sureleri bir rekâtta okurum dedi. Bunun üzerine Îbn Mesud şunları söyledi: Şiir geveler gibi, tohum saçar gibi mi okuyorsun? Hz. Peygamber bir rekâtta birbirine benzeyen iki sure okurdu: Rahman ve Necm surelerini bir rekâtta; İkterabet (Kamer) ve Hakka'yı bir rekâtta; Tûr ve Zâriyât'ı bir rekâtta, Vâkıa ve Nûn'u bir rekâtta; Seele Sâilun (Meâric) ve Nâziât'ı bir rekâtta; Mutaffifîn ve Abese’yi bir rekâtta, Müddessir ve Müzzemmil’i bir rekâtta; Hel etâ (İnsan) ve Kıyâmet'i bir rekâtta; Amme ve Mürselât’ı bir rekâtta, Duhân ve Küvviret’i bir rekâtta okurdu." [Ebû Davud; Bu, İbn Mesud'un telifidir, dedi.]
Bize Abbad b. Musa, ona İsmail b. Cafer, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona da Alkame ve el-Esved'in haber verdiğine göre; "İbn Mesud'a bir adam geldi ve ben mufassal sureleri bir rekâtta okurum dedi. Bunun üzerine Îbn Mesud şunları söyledi: Şiir geveler gibi, tohum saçar gibi mi okuyorsun? Hz. Peygamber bir rekâtta birbirine benzeyen iki sure okurdu: Rahman ve Necm surelerini bir rekâtta; İkterabet (Kamer) ve Hakka'yı bir rekâtta; Tûr ve Zâriyât'ı bir rekâtta, Vâkıa ve Nûn'u bir rekâtta; Seele Sâilun (Meâric) ve Nâziât'ı bir rekâtta; Mutaffifîn ve Abese’yi bir rekâtta, Müddessir ve Müzzemmil’i bir rekâtta; Hel etâ (İnsan) ve Kıyâmet'i bir rekâtta; Amme ve Mürselât’ı bir rekâtta, Duhân ve Küvviret’i bir rekâtta okurdu." [Ebû Davud; Bu, İbn Mesud'un telifidir, dedi.]