37 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Abdullah, ona Ebu Âmir, ona Muhammed b. Hilal ona da babasının (Hilal b. Ebu Hilal) rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Meclislerde Hz. Peygamber (sav) bizimle oturur ve sohbet ederdi. O kalktığında biz de kalkardık; hatta bazı eşlerinin odasına girdiğini görürdük. Bir gün sohbet ettik, kalktığında biz de kalktık. O esnada bir bedevînin (arkasından) O'na yaklaştığını ve ridasını çektiğini gördük. (Öyle ki) elbise Hz. Peygamber'in (sav) boğazını kızarttı. Ebu Hureyre şöyle devam etti: Ridası sert bir kumaştandı. Hz. Peygamber (geriye) döndüğünde bedevî şu iki deveme (mal) yükle! Bunlar ne senin ne de babanın malı dedi. Hz. Peygamber de (sav) ona "hayır! Estağfurullah, hayır! Estağfurullah, hayır! Estağfurullah" dedi. Sonra, "benim boğazımı çektiğin şekilde, senin boğazını çekmeme izin vermediğin sürece yüklemem." dedi. O'nun bu sözlerine karşılık bedevî hayır, bunu sana yaptırmam dedi. (Ebu Hureyre) rivayeti sonuna kadar aktardı. Sonra Hz. Peygamber yanına bir adamı çağırdı ve "bunları onun develerine yükle; birisine arpa, diğerine de hurma (yükle)" dedi. Hz. Peygamber (sav) sonra bize döndü ve "Allah'ın bereketiyle haydi gidiniz" buyurdu.
Açıklama: Hadisin ilk üç ravisi kendi tabakalarında ferddir (garip). Muaviye'den hadisin lafzi kısmına benzer rivayetler aktarılmış olsa da bunlar ikincil kaynaklarda yer almaktadır. Hadisin farklı rivayetleri arasında şöyle bir ihtilaf bulunmaktadır: Süfyan es-Sevri'den gelen rivayette Muaviye'nin gelişiyle ayağa kalkanlardan biri de Abdullah b. Zübeyr olarak gösterilmektedir (Tirmizi, Sünen, V, 90). Halbuki diğer bütün rivayetlerde Abdullah b. Zübeyr'in ayağa kalkmadığı yer almakta ve hatta bazen özellikle vurgulanmaktadır (İbn Ebi Şeybe, Musannef, V, 234; Ebu Davud, Sünen, VII, 516). Bu durumu İbn Hacer el-Askalani şöyle yorumlamıştır: "Her ne kadar Süfyan, hadis ezberi bakımından bir dağ olsa da bir kişinin rivayetine göre naklettikleri haber mahfuz sayılmaya daha layık içlerinde Şube gibi alimlerin de olduğu pek çok kimse Abdullah b. Zübeyr'in ayağa kalkmadığı konusunda ittifak halindedir" (İbn Hacer, Fethu'l-Bari, XI, 50). Ebu Süleyman el-Hattabi bu hadisi şöyle yorumlamıştır: "Muğire'nin Hz. Peygamber'in yanında ayakta durması, idarecilerin korku ve saldırı ihtimali bulunduğu takdirde yanlarında ayakta adam bekletmelerinin caiz olduğunun delilidir. "İnsanların kendisi için ayağa kalkmasından hoşlanan kimse cehennemdeki yerine hazırlansın" sözüyle yasakladığı ve tehdit ettiği şey, bunu kibirle yaptıranlar ve bu hususta mütekebbirlerin ve despotların yolunu takip edenlerdir" (Hattabi, Mealimü's-sünen, II, 329). Bir başka yorum da şöyledir: "Burada birisinin bir başkasının yanı başında ya da önünde hizmet için ayakta beklemesi kastedilmektedir. Yani kim kendisini yüceltmek adına yanı başında ya da önünde ayakta birilerinin beklemesinden hoşlanırsa cehennemdeki yerine hazırlansın demektir. Bu başkasının yanı başında ya da önünde beklemesini isteyen kimseyle ilgilidir. Ama böyle bir talep ve beklenti olmaz ve kişi kendiliğinden sevap umarak ayakta beklerse onun için bir sorumluluk olmaz. Çünkü Muğire b. Şube Hudeybiye günü Resulullah'ın yanı başında elinde kılıç ayakta beklemiştir" (Muzhiri, el-Mefatih fi şerhi'l-Mesabih, V, 139).
Bize Hasan b. Ali ve İbn Beşşar, o ikisine Osman b. Ömer, ona İsrail, ona Meysere b. Habib, ona Minhal b. Amr, ona Aişe bt. Talha, ona Ümmü'l-Mü'minin (Mü'minlerin annesi) Aişe (r.anha) şöyle demiştir: "Rasulullah'a (sav) tavır, hal ve davranış bakımından -burada Hasan b. Ali benzeme yönüne ilişkin söz ve konuşmayı söylemiş tavır, davranış ve hal durumlarını söylememiştir- Fatıma'dan (Allah onun yüzünü ağartsın) daha fazla benzeyen birini görmedim. Fatıma onun huzuruna girdiği zaman Rasulullah ayağa kalkar, onun elini tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu. Rasulullah Fatıma'nın yanına girdiği zaman da o (benzer şekilde) hemen ayağa kalkar, babasının elinden tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu."
Açıklama: Hz. Aişe'den Hz. Peygamber'in vefat etmeden evvelki hastalığı sırasında ya da hanımlarıyla birlikteyken Hz. Fatıma'yı çağırması ve onunla konuşması hakkında farklı isnadlarla rivayetler gelmiştir. Ancak bu rivayetlerin içeriği ile buradaki hadisin içeriği aynı değildir. Bu bakımdan buradaki hadisin isnadı ferddir (garip). Hadisin ilk dört ravisi (Hz. Aişe, Aişe bnt. Talha, Minhal b. Amr, Meysere b. Habib ve İsrail) kendi tabakalarında ferddir. Hadisin ravilerinden İsrail b. Yunus es-Sebii hakkında genellikle tadil az da olsa cerh ifadeleri vardır. İbn Sa'd güvenilir bir ravi olduğunu ve alimlerin ondan çok hadis naklettiklerini belirttikten sonra "Bazı kimseler onu zayıf sayardı" ifadesini kullanmıştır (İbn Sa'd, et-Tabakatü'l-kübra, VI, 352).
Bize Süleyman b. Harb, ona Şube, ona Sa'd b. ibrahim, ona da Ebu Ümâme b. Sehl b. Huneyf, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: "Kurayza ahalisi, Sa'd b. Muâz'ın hükmüne razı olarak teslim oldular. Bunun üzerine Allah Rasulü (sav), Sa’d’a (gelmesi için) haber gönderdi. O da bir merkep üzerinde (mescide doğru) geldi. Mescide yaklaştığında, Rasulullah (sav) Ensâr’a 'Efendiniz için kalkınız (onu karşılayınız)' buyurdu. Sonra Sa’d gelip Hz. Peygamber'in (sav) yanına oturdu. Hz. Peygamber (sav) ona 'Şunlar senin hükmüne teslim oldular' dedi. Sa’d 'Savaşan erkeklerin öldürülmesi, çocuk ve kadınların esir edilmesi hükmünü veriyorum' dedi. Bunun üzerine Nebî (sav) 'Melik (olan Allah’ın) hükmüyle hükmettin' buyurdu."
Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu‘be, ona Sa‘d, ona Ebu Ümâme, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: "Kurayza ahalisi, Sa’d b. Muâz'ın hükmüne razı olarak teslim oldular. Bunun üzerine Allah Rasulü (sav), Sa’d’a (gelmesi için) haber gönderdi. O da bir merkep üzerinde (mescide doğru) geldi. Mescide yaklaştığında, Rasulullah (sav) Ensâr’a 'Efendiniz —veya en hayırlınız— için kalkınız (onu karşılayınız)' buyurdu. Sonra (Sa’d gelince, ona ) 'Şunlar senin hükmüne teslim oldular' dedi. Sa’d 'Savaşan erkekleri öldürüp, çocukları ve kadınları esir ediniz' diye hükmetti. Bunun üzerine Nebî (sav) 'Allah’ın hükmüyle [Bazı rivayetlerde] Melikin hükmüyle hükmettin' buyurdu."
Açıklama: Hz. Aişe'den Hz. Peygamber'in vefat etmeden evvelki hastalığı sırasında ya da hanımlarıyla birlikteyken Hz. Fatıma'yı çağırması ve onunla konuşması hakkında farklı isnadlarla rivayetler gelmiştir. Ancak bu rivayetlerin içeriği ile buradaki hadisin içeriği aynı değildir. Bu bakımdan buradaki hadisin isnadı ferddir (garip). Hadisin ilk dört ravisi (Hz. Aişe, Aişe bnt. Talha, Minhal b. Amr, Meysere b. Habib ve İsrail) kendi tabakalarında ferddir. Hadisin ravilerinden İsrail b. Yunus es-Sebii hakkında genellikle tadil az da olsa cerh ifadeleri vardır. İbn Sa'd güvenilir bir ravi olduğunu ve alimlerin ondan çok hadis naklettiklerini belirttikten sonra "Bazı kimseler onu zayıf sayardı" ifadesini kullanmıştır (İbn Sa'd, et-Tabakatü'l-kübra, VI, 352).