248 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Amr, ona Said b. Cübeyr dedi ki: Ben İbn Ömer'i şöyle derken işittim: Rasulullah (sav) liân yapan eşlere, "sizin hesabınız Allah'a kalmıştır. Şüphesiz ikinizden biri yalan söylemektedir" buyurdu. Sonra da erkeğe hitaben, "artık koca olarak senin bu kadın üzerinde hiçbir hakkın kalmamıştır" dedi. Bunun üzerine Adam, "Ey Allah'ın Rasulü, ona verdiğim malım ne olacak? deyince, Hz. Peygamber, "artık senin malın yok. Eğer sen karına yaptığın ithamında doğru söylüyorsan, verdiğin mal, şimdiye kadar onun namusunu helal edindiğinin karşılığı olur. Yok eğer yalan söylüyorsan, o mal senden daha da uzaktır," buyurdu.
Açıklama: Burada sözü edilen mal, evlilik akdi sırasında erkeğin karısına vermiş olduğu mehirdir. Mülâane yoluyla meydana gelen ayrılıkta artık erkeğin mal talebi geçerli değildir.
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona el-Esved b. Süfyan'ın âzâdlısı Abdullah b. Yezid, ona Ebû Seleme b. Abdurrahman, ona da Fatıma bt. Kays rivayet etmiştir: Ebu Amr b. Hafs , kendisini (Fatıma bt. Kays'ı) gıyabında bain talakla boşamıştı. Vekili ile ona nafaka olarak bir miktar arpa göndermiş, Fatıma da bundan öfkelenmişti. Kocasının vekili, Fatıma'ya; Vallahi senin bizde bir hakkın yoktur demiş. Bunun üzerine Fatıma, Rasulullah'a (sav) gidip durumu anlatmış, Hz. Peygamber de cevaben; "senin onda nafaka hakkın yok" demiş ve iddet günlerini Ümmü Şerîk'in evinde geçirmesini emretmiş. Ama sonra; "Ümmü Şerîk, ashabımın devamlı ziyaretine gittikleri bir kadındır; bundan dolayı sen iddetini İbn Ümmi Mektûm'un yanında geçir! Çünkü o, âmâ bir adamdır, dolayısıyla onun yanında elbiseni de çıkarabilirsin. İddetin sona erince de bana haber ver!" demiş. Sonra Fatıma şöyle anlatır: İddetim sona erip evlenmem helâl hâle gelince, Hz. Peygamber'e gidip Muaviye b. Ebu Süfyan ile Ebu Cehm'in bana talip olduklarını söyledim. Allah'ın Rasulü; "Ebu Cehm, sopasını omzundan indirmeyen bir adamdır. Muaviye ise yoksuldur, varlığı yoktur. Sen, Üsâme b. Zeyd ile evlen!" buyurdu. Ama ben bu evliliği istemedim. Sonra tekrar; "Üsâme ile evlen!" diye ısrar etti. Bunun üzerine onunla evlendim. Yüce Allah da onda hayır lütfetti ve ben de gıpta ettim.
Açıklama: Bu hadis muhtelif kaynaklarda değişik tariklerle rivayet edilmiştir; ama bütün bu rivayetler arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır. Bu hadisin muhtelif rivayetleri arasında neredeyse birbirinin aynı olan iki rivayet bile yoktur. Bu rivayet, boşanan kadının mesken ve nafaka hakkı olmadığını söyleyenlerin delilidir. Hanefîler dışında kalan üç mezhep fukahası genelde bu görüşü benimser. Sahabeler arasında bu görüşü benimseyenler de vardır.
Bize Mahled b. Halid, ona Abdurrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona da Ubeydullah rivayet etmiştir: Mervan, Fatıma'ya haber göndererek vaktiyle kocasıyla arasında geçen hadiseyi sormuş. Fatıma olayı şöyle anlatmış: Kendisi Ebu Hafs’ın karısı iken Rasulullah (sav) Hz. Ali’yi Yemen’in bir bölgesine görevli olarak göndermişti. Kocası da onunla Yemen’e gitmişti. Oradan kendisine üzerinde kalan üçüncü talağı da vererek kendisini boşadığı haberini gönderdi. Ayyaş b. Ebu Rabi'â ile el-Haris b. Hişam'a da nafakamı vermelerini emretti. Ama onlar, eğer Fatıma hâmile değilse vallahi onun nafaka almaya hakkı yoktur, dediler. Fâtıma hemen Hz. Peygamber'e (sav) gitti ve o da "hamile değilsen, nafaka almaya hakkın yoktur" buyurdu. Bunun üzerine Fâtıma o evden taşınmak için izin istedi, Hz. Peygamber de izin verdi. Bu sefer Fatıma, nereye gideyim ey Allah'ın Rasulü? diye sordu. "İbn Ümmi Mektûm'un yanına git" buyurdu. İbn Ümmi Mektûm âmâ idi, dolayısıyla yanında elbisesini çıkarabilirdi, çünkü kendisini göremezdi. İddeti bitene kadar Fatıma orada kaldı. Sonra Rasulullah (sav) onu Üsame ile evlendirdi. Bunları dinleyen Kabîsa, gidip Mervan'a anlatmış, Mervan da biz bu hadisi sadece bir kadından işittik. Dolayısıyla biz yine de insanların yapageldiklerini gördüğümüz doğru olan hükümle amel edeceğiz demiş. Mervan'ın bu sözleri kendisine ulaşınca Fatıma şöyle demiş: Sizinle benim aramda (hakem olarak) Allah'ın kitabı vardır. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: "Kadınları boşadığınız zaman iddetlerini gözeterek boşayın... Bilemezsin ki, belki Allah bundan sonra yeni bir durum ortaya çıkarır." (Talak, 1). "Sonra da üç talâktan sonra ne gibi bir iş olabilir?" demiş. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi aynı şekilde Yunus da ez-Zuhrî'den rivayet etti. Zübeydî ise, Mamer hadisi ile aynı manada olan Ubeydullah hadisini ve Ukayl hadisi ile aynı manada olan Ebû Seleme hadisini rivayet etti. Muhammed b. İshâk da bu hadisi Ubeydullah b. Abdullah'ın verdiği habere uygun manada olacak şekilde, Kabîsa, Mervan'ın yanına döndüğünde bunu kendisine haber verdiğini ez-Zührî'den rivayet etti.]
Bize Mahmud b. Halid, ona Ebu Amr, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Fatıma bt. Kays'ın haber verdiğine göre; Ebû Amr b. Hafs el-Mahzûmî kendisini üç talakla boşamıştı... Sonra önceki hadisi ve Halid b. el-Velid'in haberini rivayet etti. Bu rivayete göre Hz. Peygamber (sav), "ona nafaka da yoktur, mesken de yoktur" buyurdu. Bu rivayette şu cümle de vardır: Rasulullah (sav) Fatıma'ya, kendi geleceğin hakkında bana sormadan bir karar verme diye haber gönderdi.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyan, ona Seleme b. Küheyl, ona da eş-Şa'bî'nin Fatıma bt. Kays'tan rivayet ettiğine göre, "kocası onu üç talakla boşamış ve Hz. Peygamber kendisine nafaka ve mesken hakkı tanımamıştı."
Bize Süleyman b. Davud, ona İbn Vehb, ona Abdurrahman b. Ebu'z-Zinâd, ona Hişam b. Urve, ona da babası şöyle demiştir: "Hz. Aişe, Fatıma bt. Kays'ın o sözünü şiddetle reddetti ve Fatıma ıssız bir yerde idi, çevresinden korkuluyordu. Bu yüzden Rasulullah (sav) onun İbn Ümmi Mektûm'un evine taşınmasına izin verdi dedi."
Bize Yezid b. Halid er-Remlî, ona el-Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihab, ona da Ebu Seleme'nin Fatıma bt. Kays'tan rivayet ettiğine göre; "kendisi Ebu Hafs b. el-Muğîre ile evli idi ve kocası Ebu Hafs b. el-Muğîre onu üç talakın sonuncusu ile boşadı... Sonra Fatıma, Resulullah'a (sav) gidip evinden dışarı çıkması için fetva istediğini, Hz. Peygamber'in de ona, âmâ olan İbn Ümm-i Mektûm'un evine taşınmasını emrettiğini söyledi. Fakat Mervân b. el-Hakem üç talâkla boşanmış bir kadının evinden çıkması hakkındaki Fatıma'nın bu sözünü kabul etmekten çekinmiştir. Urve dedi ki: Hz. Âişe, Fâtıma bt. Kays'ın bu sözünü reddetmiştir. [Ebû Davud dedi ki; bu hadisi aynı şekilde Salih b. Keysân ile İbn Cüreyc ve Şuayb b. Ebu Hamza da ez-Zührî'den rivayet etmişlerdir.] [Yine Ebû Davud dedi ki: Şuayb b. Ebu Hamza'nın babası Ebû Hamza'nın adı Dinar'dır ve Ziyâd'ın azadlı kölesidir.]
Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus, ona Züheyr, ona Cafer b. Burkan, ona da Meymun b. Mihran dedi ki: "Medine'ye gelmiştim. Said b. el-Müseyyeb'in yanına götürüldüm, ona Fatıma bt. Kays boşanmış ve evinden taşınmıştı dedim. Saîd şöyle cevap verdi: O, halkı fitneye düşüren bir kadındı. Kendisi diliyle etrafındakileri inciten biriydi, bu yüzden âmâ olan İbn Ümmi Mektûm'un yanına yerleştirildi."
Bize el-Ka'neb, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona el-Kasım b. Muhammed ile Süleyman b. Yesar'ın rivayet ettiklerine göre; "Yahya b. Said b. el-Âs, Abdurrahmân b. el-Hakem'in kızını üç talakla boşamış, Abdurrahman da kızını alıp kendi evine götürmüştü. Bunun üzerine Hz. Aişe, o sırada Medine Valisi bulunan Mervan b. el-Hakem'e, Allah'tan kork ve kadını evine geri gönder diye haber gönderdi. Süleyman'ın rivayetine göre- Mervan, Abdurrahman bana galip geldi diye cevap vermiş. el-Kâsım'ın rivayetinde ise, Mervan Hz. Aişe'ye, sana Fatıma bt. Kays'ın durumu ulaşmadı mı? demiş. Hz. Aişe de Fatıma hadisini hiç hatırlamaman sana zarar vermez diye cevap vermiş. Mervan da Fatıma'nın (evinden çıkmasına sebep olan) kendisiyle kocasının akrabaları arasında meydana gelen kötülüğü bilseydin, bu sana yeterdi diye karşılık vermiş."
Bize Musa b. İsmail, ona Ebân b. Yezîd el-Attâr, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebû Seleme b. Abdurrahman, ona da Fatıma bt. Kays, Ebu Hafs b. el-Muğîre'nin, kendisini üç talakla boşadığını söyledi diyerek önceki hadisin aynısını rivayet etmiştir. Bu rivayette şu cümle de vardır: Halid b. Velid'le Benû Mahzûm kabilesinden bir kişi, Hz. Peygamber'a (sav) geldiler ve Ey Allah'ın Peygamberi, Ebu Hafs b. el-Muğîre karısını üç talakla boşadı ve ona az bir nafaka bıraktı dediler. Hz. Peygamber de "ona nafaka yoktur" buyurdu. [Daha sonra Yahya b. Ebu Kesir hadisin kalan kısmını sonuna kadar nakletti. Bir önceki Malik hadisi bu hadisten daha tamdır.]