507 Kayıt Bulundu.
Bize Nasr b. Ali, ona Ebu Ali el-Hanefî, ona Hemmam, ona İbn Cüreyc, ona Zühri, ona da Enes şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) helaya gireceği vakit yüzüğünü çıkarırdı." [Ebu Davud şöyle dedi: "Bu hadis münkerdir. Maruf olan, İbn Cureyc - Ziyâd b. Sa'd - Zuhri tariki ile Enes'den rivayet olunan 'Resulullah (sav) gümüşten bir yüzük takardı. Sonra onu attı.' hadisidir. Bu rivayetteki vehim Hemmâm'dan kaynaklanmaktadır. (Bu hadisi Enes'den bu lafızla) Hemmam'dan başkası rivayet etmemiştir."]
Açıklama: Hz. Peygamber'in sürekli olarak yüzük takmadığı bilgisiyle değerlendirilen rivayet, zayıf olarak görülmektedir. Ancak temizlik açısından uygulamada belirleyici olmuştur.
Bize Züheyr b. Harb ve Hennâd b. Seriy, onlara Vekî, ona A'meş, ona Mücâhid, ona Tâvus, ona da İbn Abbas şöyle demiştir: Rasulullah (sav) iki mezarın yanından geçerken şöyle buyurdu: "Bu ikisi azap görüyorlar. Azap görmelerinin sebebi de büyük bir günah değildir. Şu kişi hacet giderirken idrarından sakınmazdı. Şu ise insanlar arasında laf taşırdı." Sonra yaş bir hurma dalı istedi ve onu iki parçaya ayırdı. İki parçayı ayrı ayrı mezarlara dikip şöyle buyurdu: "Bunlar kurumadığı sürece umarım ki onların azabı hafifler." [Hennâd rivayetteki 'yestenzihü/sakınmazdı' ifadesi yerine, aynı anlama gelen 'yestetirü' kelimesini kullanmıştır.]
Açıklama: İnsanlar arasında laf taşımanın çirkinliği ve idrar serpintisinden korunmanın gerekliliği konusunda hassasiyet oluşturmak isteyen Hz. Peygamber, kabirdekilerden birinin koğuculuk, diğerinin ise idrar serpintisine dikkat etmemesi nedeniyle azaba uğratıldıklarına işaret etmektedir. Diktiği yaş dalın ise kabirdekiler için azabın hafifletilmesine neden olacağı vurgusuyla, kabristanlıkların ağaçlandırılmasının önemine dikkat çekmiştir.
Bize Hafs b. Ömer ve Müslim b. İbrahim, onlara Şube (T) Bize Müsedded, ona Ebu Avane -hadisin lafzı Hafs'a aittir- Şu'be ve Ebu Avane'ye Süleyman, ona Ebu Vâil, ona da Huzeyfe şöyle demiştir: "Hz. Peygamber bir kavmin çöplüğüne geldi, ayakta küçük abdest bozdu ve su istedi. Bu suyla mestlerinin üzerine sildi." [Ebu Davud, Müsedded'den Huzeyfe'nin şöyle dediğini nakletmiştir: 'Hz. Peygamberin abdest bozarken yalnız kalmak isteyeceğini düşünerek oradan uzaklaşmak istedim. Rasulullah beni çağırdı. Ben de hemen arkasında durdum.']
Açıklama: Ayaktaki meshin üstünün meshedilmesi, abdest söz konusu olmadığı için, muhtemel idrar serpintisinin giderilmesine yönelik olmalıdır.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Ata b. Ebu Meymune, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) tuvalete girerdi de ben bir çocukla beraber bir su kabı ve bir âsâ taşırdım. Rasulullah (sav) su ile istincâ edip temizlenirdi." Bu hadisi Şube'den rivayet etmekte Muhammed b. Cafer'e Nadr ile Şâzân mutâbaat etmişlerdir. 'el-Anaze' aşağı tarafında demir bulunan değnektir.
Açıklama: Nadr ve Şâzân'ın bu hadisi Şu'be'den rivayette mütâbaat etmesi, rivâyetlerin birbirini desteklemesidir. Hadis ıstılahı olarak mütâbaât; bir hadisin lafız veya manasını destekleyen başka bir hadisin farklı bir ravi tarafından tamamen veya kısmen benzer bir senedle rivayet edilmesidir. (Bk. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, s. 228, İstanbul, 2011)
Bize Muhammed b. Yahya b. Faris, ona Safvan b. İsa, ona Hasan b. Zekvan, ona da Mervân el-Asfar şöyle demiştir: "İbn Ömer'i, hayvanını kıbleye doğru çöktürmüş bir halde gördüm. Sonra da kıbleye doğru küçük abdest bozmaya başladı. 'Ya Ebu Abdurrahman! bu (kıbleye karşı abdest bozmak) yasaklanmadı mı?' dedim. İbn Ömer, Evet, yasaklandı; ancak yasak, boş alanlarla ilgilidir. Kıbleyle aranda bir engel bulunuyorsa sakınca yoktur, cevabını verdi."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Vehb b. Cerir, ona babam (Cerir b. Hazım), ona Muhammed b. İshak, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) küçük abdest bozarken kıbleye yönelmeyi yasaklamıştı. Ancak ben vefatından bir yıl kadar önce küçük abdest bozarken Onun kıbleye yöneldiğini gördüm."
Bize Ebu Şeybe'nin iki oğlu Osman ve Ebu Bekir, onlara Ömer b. Sa'd, ona Süfyan, ona Dahhâk b. Osman, ona da Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) küçük abdest bozarken bir adam çıkageldi ve O'na selam verdi. O da selamını almadı." [Ebû Davud şöyle demiştir: İbn Ömer ve başkalarından rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) teyemmüm etmiş sonra o adamın selamını almıştır.]
Bize Muhammed b. el-Müsennâ, ona Abdüla'lâ, ona Said, ona Katâde, ona Hasan, ona Hudayn b. el-Münzir Ebu Sâsân, ona da Muhacir b. Kunfuz'un rivayet ettiğine göre o, Peygamber (sav)'e küçük abdest bozarken gelmiş ve selam vermişti. O da selamını almamıştı. Daha sonra (Hz. Peygamber) abdest alıp özür beyan ederek şöyle buyurdu: "Ben Allah Teâlâ'nın ismini abdestsiz iken anmayı uygun görmedim."
Bize Ebu Amr Muhammed b. Ar'ara, ona Şu'be b. Haccâc , ona da Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etti: Rasulullah (sav), tuvalete gireceğinde: “Allahüme eûzü bike mine'l-hubusi ve'l-habâisi (Allah'ım pis olan şeylerden ve kötülüklerden Sana sığınırım)" derdi.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Ata b. Ebu Meymune, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) tuvalete girerdi de ben bir çocukla beraber bir su kabı ve bir âsâ taşırdım. Rasulullah (sav) su ile istincâ edip temizlenirdi." Bu hadisi Şube'den rivayet etmekte Muhammed b. Cafer'e Nadr ile Şâzân mutâbaat etmişlerdir. 'el-Anaze' aşağı tarafında demir bulunan değnektir.