489 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Ğaylân, ona Rişdîn, ona Amr b. Hâris, ona Ebu Semh, ona Ebu Heysem, ona da Ebu Said el-Hudrî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Müminler dünyada; Allah'a ve Rasulü'üne iman edip, sonra hiçbir şüpheye düşmeyip, malları ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenler; İnsanların malları ve canları konusunda kendisine güven duyduğu kişiler; Herhangi bir konuda eline fırsat geçip de Allah (ac) için ondan geri duranlar olmak üzere üç kısımdırlar."
Açıklama: Rişdîn'in za'fından dolayı bu isnad zayıftır.
Bize Zekeriya b. Adî, ona Ubeydullah b. Amr er-Rakkî, ona Zeyd b. Ebu Üneyse, ona Cebele b. Sühaym, ona Ebu Müsennâ el-Abdî, ona da İbnü'l-Hasâsıyye es-Sedûsî şöyle rivayet etmiştir: "Biat etmek üzere Rasulullah'ın (sav) yanına geldiğimde bana (biat için) şunları şart koştu: Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de O'nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmemi, namaz kılmamı, zekat vermemi, İslam'ın farz kıldığı haccı eda etmemi, ramazan ayında oruç tutmamı ve Allah yolunda cihad etmemi. Ben de 'Ey Allah'ın Rasulü! Bunlardan ikisi var ki vallahi benim onlara gücüm yetmez; onlar da cihad ve sadakadır. Çünkü insanlar, savaştan kaçana Allah'ın gazap ettiğini söylüyorlar. Savaşa katılacak olsam, belki de nefsimi korku kaplar ve ölmeyi arzu etmez. Sadakaya gelince, benim malım küçük bir koyun sürüsü ve on deveden ibarettir. Bunlar da ailemin geçim kaynağı ve bineğidir' dedim. Rasulullah (sav) elimi tuttu, sonra salladı, sonra da şöyle buyurdu: 'Sadaka olmadan, cihad olmadan cennete nasıl gireceksin?' Bunun üzerine 'Ey Allah'ın Rasulü! Sana biat ediyorum' dedim ve koştuğu şartların hepsi için biat ettim."
Bize Muhanımed b. Müsennâ ve Muhammed b. Beşsâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Ebu İshak, Berâ'nın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "(Müminlerden evlerinde oturanlarla Allah yolunda cihad edenler bir değildir) ayeti (indiğinde), Rasulullah (sav), Zeyd'in çağrılmasını istedi. Zeyd ayeti yazmak için bir kürek kemiği getirdiğinde, İbn Ümmü Mektûm Rasulullah'a (sav) körlüğünden şikayet etti. Bunun üzerine ayet (Müminlerden özür sahibi olmaksızın cihattan geri kalıp evlerinde oturanlarla...) şeklinde indi." [Şu'be, Sa'd b. İbrahim'den, o bir adamdan o da Zeyd b. Sâbit'ten (Müminlerden özür sahibi olmaksızın cihattan geri kalıp oturanlarla...) ayeti konusunda Berâ hadisinin benzerini rivayet etmiştir. İbn Beşşâr kendi rivayetinde hadisi; Sa'd b. İbrahim, babasından, o bir zattan, o da Zeyd b. Sabit'ten şeklinde nakletmiştir.]
Bize Ebu Küreyb, ona İbn Bişr, ona Mis'ar, ona Ebu İshak, ona da Berâ şöyle rivayet etmiştir: "(Müminlerden savaşa katılmayıp geride kalanlar, katılan mücahidlerle bir değildir) ayeti inince, İbn Ümmü Mektûm Hz. Peygamber'e gelip durumunu arz etti. Bunun üzerine ayet (...özür sahibi olanların dışında olup geride kalanlar...) şeklinde indi."
Bize Said b. Amr el-Eş'asî ve Süveyd b. Said, onlara Süfyan, ona da Amr, Câbir'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Ben öldürülürsem nereye giderim?' diye sorduğunda, Hz. Peygamber (sav) 'Cennete' buyurdu. Bunun üzerine adam elindeki hurmaları kenara atıp öldürülünceye kadar çarpıştı." [Süveyd'in hadisinde ifade 'Bir adam Peygamber'e (sav) Uhud harbi günü gelip...' şeklinde geçmektedir.]
Bize Halef b. Hişam, ona Hammâd b. Zeyd, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona da Enes b. Mâlik, teyzesi olan Ümmü Haram'ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) bir gün bize gelerek öğle uykusuna (kaylûle) yattı. Bir süre sonra gülerek uyandı. Ben 'Anam babam sana feda olsun. Seni güldüren nedir ya Rasulullah?' dediğimde, 'Rüyamda bana, denizde tahtlarına kurulmuş krallar gibi yolculuk yapan bir topluluk gösterildi' dedi. 'Ya Rasullulah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' diye talep ettiğimde, 'Sen onlardansın' buyurdu. Hz. Peygamber (sav) sonra tekrar uykuya daldı ve yine gülerek uyandı. Ona neden güldüğünü sorduğumda, önceki söylediğinin aynısını söyledi. 'Ya Rasulullah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' dediğimde, 'Sen birinci topluluktansın' buyurdu. Enes b. Malik, şunu da eklemiştir: Ubade b. Samit, daha sonra Ümmü Haram ile evlendi. Bir süre sonra deniz savaşına katılıp beraberinde hanımını da götürdü. Deniz savaşından geldiklerinde, Ümmü Haram'a binmesi için bir katır getirildi. Katır, Ümmü Haram'ı üzerinden attı ve bu sebeple boynu kırılarak vefat etti."
Bize Abdullah b. Abdurrahman b. Behrâm ed-Dârimî, ona Ebu Velid et-Tayâlisî, ona Leys b. Sa'd, ona Eyyûb b. Musa, ona Mekhûl, ona Şurahbîl b. Simt, ona da Selman, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Bir gün ve bir gece sınırda düşmana karşı bekçilik yapmak, bir ay (nafile) oruç tutmaktan ve namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Kişi ölecek olursa, dünyada iken yaptığı ameli devam ediyormuş gibi sevap alır, rızkı tastamam kendisine verilir. Ayrıca en büyük fitneden de güvende olur."
Bize Amr b. Asım, ona Hammâd b. Seleme, ona Asım, ona da Ebu Salih, Ebu Hureyre'nin şöyle aktardığını rivayet etmiştir: “Nebi (sav) 'Falanca kişi nerede?' diye sorduğunda, orada bulunanlardan biri 'O, şöyle şöyle bir kimsedir' diyerek onun aleyhinde bir şeyler söylemeye kalktı. Bunun üzerine Nebi (sav) 'O, Bedir’e katılmamış mıydı?' diye sordu. Oradakiler 'Evet, katılmıştı' deyince, Allah Rasulü (sav) 'Belki de Allah, Bedir’e katılanlara bakarak 'Dilediğinizi yapın, ben sizi bağışladım' demiş olabilir (diyerek öyle söyleyen kimseyi uyardı).”
Bize Ahmed b. Amr b. Serh ile Hâris b. Miskîn, o ikisine İbn Vehb, ona Mâlik ve Yunus, onlara İbn Şihâb, ona Humeyd b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim Allah (ac) yolunda ikişer ikişer (çokça) infak ederse, cennette ona 'Ey Allah’ın kulu! İşte bu gerçek bir hayırdır' diye nida edilir. Namaz ehlinden/namaza özenle devam edenler, cennete namaz kapısından; cihadı çokça yapanlar, cihad kapısından; sadakayı bol bol verenler, sadaka kapısından; oruca devam edenler de Reyyân kapısından çağırılacaklardır. Ebu Bekr es-Sıddîk 'Ey Allah’ın Rasulü! Bir kişinin illa da bu kapılardan birinden çağrılması zorunlu mudur? Peki bütün bu kapıların hepsinden çağırılacak bir kimse var mıdır?' diye sorduğunda, Rasulullah (sav) 'Evet vardır. Ben senin de o kimselerden olacağını umuyorum' buyurdu."
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Yahya b. Said, ona Muhammed b. Yahya b. Habbân, ona da Enes b. Mâlik, Ümmü Harâm bt. Milhân'dan naklen şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) evimde bir gün öğle uykusuna yatmıştı. Bir süre sonra gülerek uyandı. 'Ya Rasulullah! Neden gülüyorsun?' dediğimde, 'Rüyamda, denizde tahtlarına kurulmuş krallar gibi yolculuk yapan bir topluluk gördüm' dedi. Ümmü Haram 'Ya Rasullulah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' diye talep etti. Hz. Peygamber de (sav) 'Sen onlardansın' buyurdu. Hz. Peygamber (sav) sonra tekrar uykuya daldı ve yine gülerek uyandı. Ümmü Haram 'Ya Rasulullah! Neden gülüyorsun?' diye sorduğunda, Rasulullah (sav) 'Rüyamda, denizde tahtlarına kurulmuş krallar gibi yolculuk yapan (başka) bir topluluk gördüm' dedi. Ümmü Haram 'Ya Rasulullah! Allah'a dua edin de beni onlardan kılsın' dediğinde, 'Sen birinci topluluktansın' buyurdu. Enes b. Malik şunu da eklemiştir: Ubade b. Samit, Ümmü Haram ile evlendi. Bir süre sonra deniz savaşına katılıp beraberinde hanımını da götürdü. Deniz savaşından dönünce, Ümmü Haram'a binmesi için bir katır getirildi. Katır, Ümmü Haram'ı üzerinden attı ve bu sebeple boynu kırılarak vefat etti."