48 Kayıt Bulundu.
Bize Muaz b. Fadale, ona Hişâm, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) yatsı namazının son rekatında başını rükûdan kaldırıp "Semiallâhu limen hamideh/Allah kendisine hamd eden kimsenin hamdini işitti" dedikten sonra, kunut okudu ve kunutta şöyle dedi: "Allah'ım, Velid b. Velid'i kurtar, Allah'ım, Seleme b. Hişam'ı kurtar, Allah'ım, Ayyaş b. Ebu Rabia'yı kurtar, Allah'ım, zayıf ve güçsüz müminleri kurtar, Allah'ım, Mudar üzerindeki baskını daha da artır. Allah'ım, onlar üzerine bu yılları Yusuf'un (kavminin yaşamış olduğu kıtlık) yılları gibi yap."
Bize Hafs b. Ömer el-Havzî, ona Hemmam, ona da İshak, Enes'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Nebî (sav), içlerinde Süleym oğullarından bazı kişilerin bulunduğu yetmiş kişilik bir grubu Âmir oğullarına gönderdi. Oraya yaklaştıklarında dayım, 'Ben önden gideyim. Eğer bana emân (güvence) verirlerse (dokunmazlarsa), Rasulullah'ın (sav) mesajını onlara tebliğ ederim. Aksi hâlde siz hemen yakınlarda olursunuz.' dedi ve oraya doğru gitti. Onlar da (dayıma) emân (güvence) verdiler. Dayım onlara Hz. Peygamber'in (sav) mesajını anlatırken, aralarından birine göz işareti yaptılar. O kişi gelip dayıma mızrağını sapladı ve onu yaraladı. Dayım, 'Allahu ekber (Allah en büyüktür), Kâbe'nin Rabbbine yemin ederim ki, ben kazandım.' dedi. Sonra hemen saldırıya geçtiler ve geri kalan tüm arkadaşlarını öldürdüler. Yalnızca topal bir adam vardı; dağa doğru tırmanarak kaçıp kurtuldu. -Hadisin râvisi Hemmâm, 'Zannedersem onunla birlikte başka bir kişi daha kurtulmuştu.' dedi.- (Sonra) Cebrâîl (as), Nebi'ye (sav) gelip onların Rablerine kavuştuğunu, Allah'ın onlardan, onların da Allah'tan razı olduklarını haber verdi. Bizler, 'Kabilemize haber verin; biz Rabbimize kavuştuk. O bizden razı oldu; biz de ondan razı olduk' ayetini okurduk. Sonra bu ayet neshedildi. Rasulullah (sav), kırk sabah (boyunca) onlara; Ri'l'e, Zekvân'a, Lihyân oğullarına ve Allahâ ve rasulüne isyan eden Usayye oğullarına beddua etti."
Bize Ebu Numan (Muhammed b. Fadl), ona da Sabit b. Yezid, Asım'ın (el-Ahvel) şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Enes b. Malik'e kunut hakkında soru sordum. '(Kunut) Rukûdan öncedir.' cevabını verdi. 'Falan kimse senin (kunutun) rukûdan sonra yapıldığını söylediğini iddia ediyor (buna ne dersin?) deyince, Enes: "O hata ediyor.' dedi ve Hz. Nebi'den (sav) şu hadisi nakletti: "Rasulullah (sav) bir ay boyunca rukûdan sonra kunut yaptı; Süleymoğullarına bağlı bazı kabilelere beddua etti. Hz. Peygamber (sav) kurra olan kırk yahut yetmiş kişiyi -Ravi rakamda şüphe etmiştir- müşriklerden bir topluluğa göndermişti. O kabileler gönderilen kimselere pusu kurdular ve onları öldürdüler. Halbuki o müşriklerle Rasulullah (sav) arasında bir anlaşma vardı. Hz. Peygamber'in onlara üzüldüğü kadar hiçbir kimseye böyle üzüldüğünü görmedim."
Bize Müsedded, ona da Abdülvahid, Asım'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Enes b. Malik'e kunut hakkında soru sordum. 'Kunut vardır.' cevabını verdi. 'Kunut, rukûdan önce mi yoksa sonra mı yapılır?' diye tekrar sordum. Enes: 'Rukûdan önce.' karşılığını verdi. Asım (sormaya) devam ederek: 'Falan kimse senin (kunutun) rukûdan sonra yapıldığını söylediğini haber verdi (buna ne dersin?) deyince, Enes şöyle dedi: "O hata ediyor. Rasulullah (sav) bir ay boyunca rukûdan sonra kunut yaptı. (Rasulullah'ın (sav) kunut yapmasının sebebi) -zannederim- şuydu: Hz. Peygamber (sav) kendilerine Kurrâ adı verilen takriben yetmiş kişiyi müşriklerden bir topluluğa göndermişti. Sayıları müşriklerden azdı. O müşriklerle Rasulullah arasında bir anlaşma vardı. Rasulullah (sav) bir ay boyunca kunut yaptı ve o müşriklere beddua etti."
Bize Amr b. Ali, ona Muhammed b. Fudayl, ona da Asım el-Ahvel, Enes'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), (Maûne kuyusunda) yetmiş kadar kurrâ şehit edildi zaman bir ay boyunca kunut yaptı (katil müşriklere beddua etti). Ben Peygamber'in (sav) başka hiçbir şeye bu olaya üzüldüğü kadar üzüldüğünü görmedim."
Bize İsmail b. Abdullah, ona Malik, ona da İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, Enes b. Mâlik'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav)30 sabah boyunca, Bi'r-i Maûne'deki insanları (kurraları) öldürenlere; Ri'l, Zekvân ve Allah'a ile Rasülüne isyan eden Usayye kabilelerine, beddua etti. Enes şöyle demiştir: "Bi'r-i Maûne'de öldürülenler hakkında Kur'an (ayeti) indirildi. Biz, onu daha sonra nesh edilinceye kadar okurduk. Ayet şöyleydi: 'Kabilemize haber verin; biz Rabbimize kavuştuk. O bizden razı oldu; biz de ondan razı olduk'."
Bize Ebu Nuaym, ona Şeybân, ona Yahya, ona da Ebu Seleme'nin rivayet ettiğine göre, Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Nebi (sav) (bir gün) yatsı namazını kıldırırken, 'semiallahu limen hamideh (Allah, kendisine hamd edenleri işitir)' dedi ve peşinden secdeye gitmeden önce şöyle dua etti: "Allah'ım, Ayyaş b. Ebu Rabî'a'yı kurtar! Allah'ım, Seleme b. Hişam'ı kurtar! Allah'ım, Velid b. Velid'i kurtar! Allah'ım, mustaz'af (ezilen, hor görülen) müminleri kurtar. Allah'ım, Mudar kabilesi üzerindeki baskını şiddetlendir. Allah'ım, onların (bu) yıllarını Yusuf’un (as) yılları gibi (kıtlık) gibi yap."
Bize Musa b. İsmail, ona da Abdülvahid, Asım el-Ahvel'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Enes b. Malik'e kunut hakkında soru sordum. 'Evet (Kunut vardır).' cevabını verdi. 'Kunut, rukûdan önce mi yoksa sonra mı yapılır?' diye tekrar sordum. Enes: 'Rukûdan önce.' karşılığını verdi. 'Falan kimse senin (kunutun) rukûdan sonra yapıldığını söylediğini haber verdi (buna ne dersin?)' deyince, Enes şöyle dedi: "O hata ediyor. Rasulullah (sav) bir ay boyunca rukûdan sonra kunut yaptı. Rasulullah (sav) Kurrâ adı verilen yetmiş kişiyi müşrik olan insanlara göndermişti. Onlarla Rasulullah arasında önceden yapılmış bir anlaşma vardı. Fakat Peygamberle (sav) anlaşması olan bu kişiler (anlaşmaya ihanet edip gönderilen kurralara) saldırdılar. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bir ay boyunca rukûdan sonra kunut yaparak o müşriklere beddua etti."