Giriş

Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Ebu Âmir el-Akadî, ona İbrahim Tahmân, ona Ebu Cemre ed-Dubaî'nin rivayet ettiğine göre İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) mescidinde kılınan cuma namazından sonra (Medine dışında) kılınan ilk cuma namazı, Bahreyn'deki Cüvâsâ yerleşim yerinde bulunan Abdülkays Mescidi'ndeki namazdır."


    Öneri Formu
5706 B000892 Buhari, Cuma, 11

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona Ebû Muâviye, ona el-A’meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Kim abdestini güzelce alır, sonra cuma namazına gelip imama yakın durur ve susup (hutbeyi) dinlerse, o Cuma ile diğer Cuma arasındaki hataları üç gün ziyadesiyle birlikte bağışlanır. O sırada yerdeki çakılları düzeltmekle meşgul olan da faydasız boş bir iş yapmış olur."


    Öneri Formu
12073 İM001090 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 81

Bize Hişam b. Ammar ve Sehl b. Ebu Sehl, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cuma günü caminin bütün kapılarında melekler hazır bulunur. Bunlar (camiye gelen) insanları, ilk gelen kişiyi birinci diye, ilk geliş sırasına göre kayıt altına alırlar. İmam (minbere) çıkınca defterlerini toplarlar ve hutbeyi dinlemeye başlarlar. Namaza erken gelen kişi deve kurban etmiş gibi, ondan sonra gelen ise bir inek kurban etmiş gibi, ondan sonra gelen ise koyun kurban etmiş gibidir." Hz. Peygamber tavuk ve yumurtayı sayana kadar (sevapları) sıraladı. Sehl rivayetinde şunu ekledi: Ondan sonra gelen ise sadece namaz için gelmiştir ve sadece namazın sevabını alır.


    Öneri Formu
12075 İM001092 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 82

Bize Ebû Muaviye, ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebû Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Her kim güzelce abdest alır sonra da Cuma namazına gider, (ön tarafa) yaklaşır, susar ve (hutbeyi) dinlerse, o günle gelecek cuma arasında ve bu (bir haftaya) üç gün daha ilave edilerek işlediği (küçük) günahları bağışlanır. Camide çakıl taşlarını elleyen de lağiv (gereksiz şeylerle uğraşmış) yapmış olur."


    Öneri Formu
104508 MŞ005065 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Salavat, 324

Bize Hişam b. Ammar ve Sehl b. Ebu Sehl, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Cuma günü caminin bütün kapılarında melekler hazır bulunur. Bunlar (camiye gelen) insanları, ilk gelen kişiyi birinci diye, ilk geliş sırasına göre kayıt altına alırlar. İmam (minbere) çıkınca defterlerini toplarlar ve hutbeyi dinlemeye başlarlar. Namaza erken gelen kişi deve kurban etmiş gibi, ondan sonra gelen ise bir inek kurban etmiş gibi, ondan sonra gelen ise koyun kurban etmiş gibidir." Hz. Peygamber tavuk ve yumurtayı sayana kadar (sevapları) sıraladı. Sehl rivayetinde şunu ekledi: Ondan sonra gelen ise sadece namaz için gelmiştir ve sadece namazın sevabını alır.


    Öneri Formu
270642 İM001092-2 İbn Mâce, İkâmetu's-Salavât, 82

Bize Osman b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Abdullah b. Muharrmî -lafız, Muhammed'e aittir- onlara Veki, ona İbrahim b. Tahman, ona Ebu Cemre, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Medine'de Rasulullah'ın (sav) mescidinde kılınan Cuma namazından sonra İslam'da kılınan ilk Cuma namazı, Bayreyn şehirlerinden biri (olan) Cüvâsâ'da kılınan Cuma namazıdır. (Hocam) Osman, Abdülkays oğullarının şehirlerinden biri demiştir."


    Öneri Formu
270643 D001068-2 Ebu Davud, Salat, 209, 210

Bize Osman b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Abdullah b. Muharrmî -lafız, Muhammed'e aittir- onlara Veki, ona İbrahim b. Tahman, ona Ebu Cemre, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir: "Medine'de Rasulullah'ın (sav) mescidinde kılınan Cuma namazından sonra İslam'da kılınan ilk Cuma namazı, Bayreyn şehirlerinden biri (olan) Cüvâsâ'da kılınan Cuma namazıdır. (Hocam) Osman, Abdülkays oğullarının şehirlerinden biri demiştir."


    Öneri Formu
8160 D001068 Ebu Davud, Salat, 209, 210


    Öneri Formu
270534 D000343-8 Ebu Davud, Taharet, 127


    Öneri Formu
270536 D000343-6 Ebu Davud, Taharet, 127