363 Kayıt Bulundu.
Bize Ya‘kūb, ona babası, ona İbn İshâk, ona Yezîd b. Ebu Habib, ona Mersed b. Abdullah el-Yazenî, ona Ebu Abdullah Abdurrahman b. Usayle Sunâbihî, ona da Ubâde b. Sâmit şöyle demiştir: "Ben, ilk Akabe biatinde hazır bulunanlardan biriydim. Biz on iki kişiydik. Rasulullah' (sav), kadınlarla yapılan biat şartları üzerine biat ettik. Bu, savaşın (cihadın) farz kılınmasından önceydi. Hz. Peygamber'e; (sav) Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, Hırsızlık yapmamak, Zina etmemek, Çocuklarımızı öldürmemek, Ellerimizle ve ayaklarımızla (yani davranışlarımızla) uydurup iftira etmek, Ve ma‘rûf olan işlerde Rasulullah’a (sav) isyan etmemek üzere biat ettik. Rasulullah (sav) şöyle 'Eğer bunlara bağlı kalırsanız cennet sizindir. Ama bunlardan herhangi birini yaparsanız, işiniz Allah’a kalmıştır. Dilerse sizi azap eder, dilerse bağışlar' buyurdu."
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Bize Muhammed b. Hatim, ona Behz, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmişti: "Hz. Muhammed'in (sav) ashabı Hendek günü 'biz ki sağ kaldığımız müddetçe İslam üzerine Muhammed'e biat edenleriz' diyorlardı. [-Sabit: 'cihat üzerine' dedi. Hammad (bu hususta) tam emin olamadı-] Hz. Peygamber de (sav) 'Allah'ım! Gerçek hayır, ahiret hayrıdır. O halde sen Ensar ve Muhacir'e mağfiret eyle' buyurdu."
Bize Muhammed b. Müsenna el-Anezî, Ebu Ma'n er-Rekâşî ve İshak b. Mansur, hepsine Ebu Âsım, -lafız İbnü Müsenna'ya aittir-, ona Dahhak Ebu Âsım, ona Hayve b. Şurayh, ona Yezid b. Ebu Habib, ona da İbn Şemâse el-Mehrî şöyle rivayet etmiştir: "Ölüm döşeğinde olan Amr b. Âs'ın yanına geldik. Uzun uzun ağladı ve yüzünü duvara döndü. Oğlu ona 'Babacığım! Rasulullah seni şununla müjdelemedi mi? Rasulullah seni bununla müjdelemedi mi?' demeye başladı. Bunun üzerine yüzünü bize döndü ve şunları söyledi: Elbette ki (ahiret için) hazırladığımız en iyi şey Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Rasulü olduğuna şehadet etmektir. Ben üç halde bulundum. Rasulullah'a (sav) benden daha fazla kin duyan kişi yoktu. Bir yolunu bulup onu öldürmeyi o kadar istiyordum ki. Eğer bu hal üzere ölseydim cehennemliklerden olurdum. Allah kalbimi İslam'a açıp (dinine girmeyi) bana nasip edince Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip sağ elini uzat da sana biat edeyim dedim. Sağ elini açtı. Ben hemen elimi çektim. Hz. Peygamber (sav) 'ne oldu sana Ey Amr?' diye sordu. Ben de 'Sana bir şart koşmak istiyorum' dedim. Hz. Peygamber (sav) 'Ne şartı koşacaksın bakalım' diye sorunca 'Beni affet' dedim. Bunun üzerine 'Ey Amr! Bilmez misin, nasıl hicret ve hac kendilerinden önce işlenen kötülükleri siliyorsa, Müslüman olmak da kendisinden önce yapılan (hataları) siler' buyurdu. Artık benim için Rasulullah'tan (sav) daha sevimli, gözümde ondan daha değerli kimse yoktu. Ona beslediğim saygı ve hürmet sebebiyle kendisine doya doya bakamazdım. Benden onu anlatmamı isteseler bunu yapamazdım. Çünkü onu doya doya seyredemezdim. Eğer bu hal üzere ölseydim cennete girenlerden olmayı ümit ederdim. Ne var ki bundan sonra üzerimize bazı işler aldık. Bunlar karşısında halim nice olur bilmiyorum. Öldüğüm zaman cenazemde yas eden kadınlar veya ateş olmasın. Beni gömerken üzerime toprağı iyice yayın. Sonra kabrimin etrafında bir deve kesilip dağıtılıncaya geçen süre kadar bekleyin de sizin refakatinizle teselli bulayım ve Rabbimin elçilerini nasıl karşılayacağıma bakayım."
Bize Hâşim, ona Leys, ona Yezîd b. Ebu Habîb, ona Ebu Hayr, ona Sunâbihî, ona da Ubâde b. Sâmit şöyle demiştir: "Ben, Rasulullah'a (sav) biat eden nakiplerden (Akabe’de on iki temsilciden) biriydim. Biz Hz. Peygamber'e (sav) 'Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak, zina etmemek, hırsızlık yapmamak, Allah’ın haram kıldığı bir canı öldürmemek, yağmacılık yapmamak yapmamak üzere biat ettik. Eğer bu sayılanlardan herhangi birini işlersek, onun hükmü Allah Teâlâ’ya kalmıştır (dilerse bağışlar, dilerse azap eder)."
Açıklama: Hadis kavî isnad ise hasendir. Muhammed b. İshâk her ne kadar müdellis olsa da burada açıkça işitmiş olduğunu ortaya koymuştur. Bu durum da burada müdellislik şüphesini kaldırmıştır.
Bize Amr b. Ali, ona Halid b. Hâris, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: "Peygamber (sav) (Hendek Savaşı'nda) soğuk bir günün sabahında Hendek kazılan yere çıkıp geldi, Muhacirler ve Ensâr hendek kazıyorlardı. Peygamber (sav) 'Allah'ım! Hayır ancak ahiret hayrıdır. Sen Ensâr'ı ve Muhacirleri bağışla)' beytini söyledi. Oradaki sahâbe de 'bizler yaşadıkça daima cihâd etmek üzere Muhammed'e biat edip söz vermiş kişileriz' diye cevap verdiler."
Bize Ebu Salih Hakem b. Musa, ona Şuayb -yani İbn İshak-, ona Hişam b. Urve, ona Urve b. Zübeyrve Fatıma bt. Münzir b. Zübeyr şöyle demişlerdir: "Esma bt. Ebu Bekir, Abdullah b. Zübeyr'e hamile iken hicret etti. Kuba'ya geldiğinde Kuba'da Abdullah'ı doğurdu. Doğumdan sonra ona tahnik (yiyeceği ezip bebeğin damağına sürmek) için Rasulullah'ın (sav) yanına geldi. Rasulullah (sav) çocuğu ondan alarak kucağına aldı. Sonra kuru hurma getirmelerini istedi. Hz. Aişe, biz hurmayı buluncaya kadar bir müddet aradık demiştir. Rasulullah (sav) hurmayı çiğnedi. Sonra çocuğun ağzına koydu. Bebeğin midesine ilk giren şey Rasulullah'ın (sav) tükrüğü oldu. Sonra Esma, şunu anlatmıştır: Rasulullah (sav) çocuğa elini sürüp, dua etti ve ona Abdullah ismini verdi. Daha sonra yedi veya sekiz yaşında iken Rasulullah'a (sav) bey'at etmeye geldi. Bunu ondan Zübeyr talep etmişti. Rasulullah (sav) onun kendine doğru geldiğini görünce gülümsedi, çocuk da ona bey'at etti."
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Humeyd, ona da Enes b. Malik şöyle demiştir: "Ensar 'biz ki sağ kaldığımız müddetçe İslam üzerine Muhammed'e biat edenleriz' diye şiir söyledi, Hz. Peygamber de (sav) onlara 'Allah'ım! Gerçek hayır, ahiret hayrıdır. O halde sen Ensar ve Muhacir'e mağfiret eyle' diye cevap verdi."
Bize Affân, ona Hammad, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmişti: "Hz. Muhammed'in (sav) ashabı Hendek günü, bir yandan hendek kazıyor bir yandan da 'biz ki sağ kaldığımız müddetçe İslam üzerine Muhammed'e biat edenleriz' diye şiir söylüyorlardı. Hz. Peygamber de (sav) 'Allah'ım! Gerçek hayır, ahiret hayrıdır. O halde sen Ensar ve Muhacir'e mağfiret eyle' buyurdu. Hz. Peygamber'e (sav) üzerine, bozulmaya yüz tutmuş, bayat yağ sürülmüş arpa ekmeği getirildi, ondan yediler. Hz. Peygamber (sav) 'hayır ancak ahiret hayrıdır' buyurdu."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hişâm b. Ammâr arasında inkıta vardır.