55 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona da İbn Şihab şöyle demiştir: "Zina etmiş bir kadından doğmuş dahi olsa, ölen her bir çocuğun namazı kılınır. Çünkü o İslam fıtratı üzerine doğmuştur. Anne ve babası, ya da özellikle babası Müslüman olduğunu iddia ederse, annesi Müslüman olmasa dahi eğer çocuk doğum esnasında ağlayarak doğmuşsa namazı kılınır. Fakat doğum esnasında ağlamayan çocuk düşük olacağından ötürü namazı kılınmaz. Çünkü Ebu Hureyre (ra) Nebi'nin (sav) 'Her doğan, muhakkak fıtrat üzere doğar. Sonra onun anne babası, onu Yahudi, Hıristiyan yahut Mecusi yapar. Nitekim her bir hayvanın doğurduğu yavru kusursuz ve tam olarak dünyaya gelir. Siz, onun (doğuştan) kulak veya burnu kesik (yani eksik) olarak doğduğunu hiç gördünüz mü?' buyurduğunu rivayet eder, sonra da 'Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtratına (yüzünü) dosdoğru çevir' [Rum 30/30] ayetini okurdu."
Açıklama: Muhammed b. Şihab ez-Zührî ile Ebu Hureyre arasında inkita vardır.
Bize Adem, İbn Ebu Zi'b, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her çocuk (İslam) fıtrat(ı) üzere doğar. Sonra anne ve babası onu Yahudileştirir ve (ya) Hıristiyanlaştırır. Tıpkı devenin, bütün organları tam bir yavru dünyaya getirdiği gibi (devenin dünyaya getirdiği bu yavrunun) vücudunda kesik bir organ görebiliyor musunuz?"
Bize Abdan, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Her doğan çocuk, fıtrat (İslam yaratılışı) üzere doğar. Sonra anne-babası onu Yahudileştirir, Hristiyanlaştırır. Tıpkı, sağlıklı (eksiksiz) bir deve doğuran hayvan gibi. Hiç burnu kesik (kusurlu) doğmuş bir deve yavrusu gördün mü?" Sonra Ebu Hureyre (ra) "O halde Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa ona yönel! Allah’ın yaratmasında değişme olmaz..." [Rum, 30/30] ayetini okudu.
Bize Ka'neb, ona Malik, ona Ebu Zinad, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) 'Her doğan çocuk, fıtrat (İslam yaratılışı) üzere doğar. Sonra anne-babası onu Yahudileştirir, Hristiyanlaştırır. Tıpkı, sağlıklı (eksiksiz) bir deve doğuran hayvan gibi. Hiç burnu kesik (kusurlu) doğmuş bir deve yavrusu gördün mü?' buyurdu. Ashab 'Ey Allah’ın Rasûlü, ya küçük yaşta ölen çocuklar?' diye sordu. Rasulullah (sav) 'Allah, onların ne yaptıklarını en iyi bilendir' buyurdu."
Bize Abdan, ona Abdullah, ona Yunus,ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre (ra), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Her doğan çocuk fıtrat üzere doğar. Sonra anne babası onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar. Tıpkı hayvanın, bütün organları tam bir yavru dünyaya getirdiği gibi (hayvanın dünyaya getirdiği bu yavrunun) vücudunda kesik bir organ görebiliyor musunuz?" Bundan sonra Ebu Hureyre (ra) şu âyeti okurdu: "O hâlde Allah insanları hangi fıtrat üzere yaratmışsa ona yönel! Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. İşte dosdoğru din budur." (Rum, 30/30)
Bize Hasan b. Ali, ona Haccac b. Minhâl, ona Hammad b. Seleme "Her çocuk fıtrat üzere doğar" hadisini açıklarken şöyle demiştir: Bize göre bu (fıtrat) Allah'ın "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sormuştu. Onlar da: 'Evet, şâhitlik ederiz ki sen bizim Rabbimizsin' demişlerdi." [Araf, 7/172] ayetinde ifade ettiği üzere, onlardan daha babalarının bellerinde iken aldığı sözdür.
Bize Ebu Hasîn Abdullah b. Ahmed b. Yunus el-Kûfî, ona Abser b. Kasım, ona Husayn b. Abdurrahman, ona da Said b. Cübeyr, Abdullah b. Abbas’ın (r.anhüma) şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) İsra gecesi, bazı peygamberlere uğradı, onların yanında büyük bir topluluk vardı. Yine bazı peygamberlere uğradı, onların yanında bir grup vardı. Bazı peygamberlere uğradı ki onların yanında hiç kimse yoktu. Sonunda çok büyük bir kalabalığa uğradı. (Hz. Peygamber (sav) der ki:) Ben “bunlar kimlerdir?” diye sordum, “Musa ve ümmeti, ancak başını kaldır ve bak” dediler. Bir da baktım ki şu yandan ve bu yandan tamamen ufku kaplamış bir kalabalık gözüme ilişti. Bana “işte bunlar senin ümmetindir. Bunlardan başka yetmiş bin kişi hesapsız bir şekilde cennete girecektir” denildi. Bu sözleri söyleyince Rasulullah (sav) içeriye geçti, ama bunların kimler olduğunu hiç kimse sormadı ve kendisi de bir açıklamada bulunmadı. Sonra Ashab kendi aralarında “onlar biziz” dediler. Bir kısmı da “onlar; fıtrat üzerine doğan ve Müslüman olarak ölenlerdir” dediler. Bu arada Rasulullah (sav) çıktı ve “Onlar şifanın dağlamadan dolayı olduğuna inanmayan, büyü yaptırmayan, uğursuzluğa inanmayan ve Rablerine güvenenlerdir” buyurdu. Ukkaşe b. Mihsan ayağa kalktı ve “Ey Allah’ın Rasulü! Ben onlardan mıyım?” dedi. Rasulullah (sav) “evet” buyurdu. Sonra bir başkası kalktı ve “ben de onlardan mıyım?” deyince Rasulullah (sav) “Ukkaşe seni geçti” buyurdu." [Ebu İsa (Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda İbn Mesud ve Ebu Hüreyre’den de hadis rivâyet edilmiştir.]