83 Kayıt Bulundu.
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamberine inanın ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nûr lütfetsin; sizi bağışlasın. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvahid, ona Salih b. Salih, ona eş-Şa'bî, ona Ebu Bürde, ona da babasının (Ebu Musa el-Eş'arî) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Herhangi bir kişinin bir cariyesi olur da o cariyenin öğretimini en güzel şekilde yaparsa; onu en güzel şekilde terbiye eder eğitirse daha sonra da onu azat edip kendisiyle evlenirse o kişiye iki mükafat vardır. Ehl-i kitaptan herhangi bir kişi, kendi peygamberine iman eder ve bana da iman ederse o kişiye iki mükafat vardır. Herhangi bir köle, efendilerinin hakkını ve Rabbinin hakkını yerine getirirse o köleye de iki mükafat vardır. Şa'bî muhatabına (Salih b. Salih'e) şöyle dedi: Bu rivayeti karşılıksız alabilirsin. Halbuki insanlar vaktiyle bundan daha kısa bir rivayet, daha az önemde bir mesele için Medine'ye kadar yolculuk yaparlardı. Bu hadisle ilgili olarak Ebu Bekir, ona Ebu Husayn, ona Ebu Bürde, ona da babası (Ebu Musa el-Eş'arî) Hz. Peygamber'den (sav) şu ilaveyle hadisi rivayet etmiştir: "Onu azat eder, sonra da mehrini verirse."
Açıklama: Rivayet muallaktır. Buhari ile Ebu Bekir b. Ayyaş arasında inkıta vardır.
Bize Şeyban b Ferruh, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit el-Bünânî, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) küçüklüğünde çocuklarla oynarken Cebrail (as) gelip onu tutup yatırmış ve kalbini yarıp oradan kan pıhtısı çıkarmış ve “işte şeytanın senden nasibi budur” demiştir. Ardından altından bir tasa koyup kalbi zemzem suyu ile yıkamış ve onu kapatarak yerine koymuştu. Çocuklar koşarak annelerine yani peygamberimizin süt annesine gitmişler ve Muhammed öldürüldü demişlerdi. Sonra onu rengi atmış bir halde karşılamışlardı. Enes “ben bu iğnenin kesitini Hz. Peygamber'in göğsünde görürdüm” demiştir."
(İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir.
Bize Muhammed b. Selâm, ona el-Muhâribî, ona Sâlih b. Hayyân, ona Âmir eş-Şa'bî, ona Ebu Bürde, ona da babası'nın (Ebu Musa el-Eş'arî) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Üç kişiye iki ecir vardır. Ehl-i Kitâb'dan olan bir adam ki hem kendi peygamberine hem de Muhammed'e (sav) iman eder. Köle bir adam ki, hem Allah'ın hakkını hem de efendisinin hakkını eda eder. Bir adam ki, -birlikte olabileceği- bir cariyeye sahiptir. Onu güzel bir şekilde edeplendirip (dinini) öğretir, ardından onu azat edip onunla evlenir. Onun için iki ecir vardır." [Ardından râvi Âmir, 'bu hadisi sana karşılıksız olarak verdik. Bundan daha azı için Medine'ye yol çıkılıyordu' dedi.]
İnsanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, şu Peygamber (Muhammed) ve (ona) iman edenlerdir. Allah müminlerin dostudur
Hem bilin ki, içinizde Allah'ın elçisi vardır. Şayet o, birçok işlerde size uysaydı, sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirmiş ve onu gönüllerinize sindirmiştir. Küfrü, fıskı ve isyanı da size çirkin göstermiştir. İşte doğru yolda olanlar bunlardır.
Bize Musa b. İsmail, ona Abdülvahid, ona Salih b. Salih, ona eş-Şa'bî, ona Ebu Bürde, ona da babasının (Ebu Musa el-Eş'arî) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Herhangi bir kişinin bir cariyesi olur da o cariyenin öğretimini en güzel şekilde yaparsa; onu en güzel şekilde terbiye eder eğitirse daha sonra da onu azat edip kendisiyle evlenirse o kişiye iki mükafat vardır. Ehl-i kitaptan herhangi bir kişi, kendi peygamberine iman eder ve bana da iman ederse o kişiye iki mükafat vardır. Herhangi bir köle, efendilerinin hakkını ve Rabbinin hakkını yerine getirirse o köleye de iki mükafat vardır. Şa'bî muhatabına (Salih b. Salih'e) şöyle dedi: Bu rivayeti karşılıksız alabilirsin. Halbuki insanlar vaktiyle bundan daha kısa bir rivayet, daha az önemde bir mesele için Medine'ye kadar yolculuk yaparlardı. Bu hadisle ilgili olarak Ebu Bekir, ona Ebu Husayn, ona Ebu Bürde, ona da babası (Ebu Musa el-Eş'arî) Hz. Peygamber'den (sav) şu ilaveyle hadisi rivayet etmiştir: "Onu azat eder, sonra da mehrini verirse."
Nasıl Firavun'a bir elçi göndermiş idiysek doğrusu size de, hakkınızda şahitlik edecek bir peygamber gönderdik.