561 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Nâfi, ona Abdullah b. Ömer'in (r.anhuma) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Ben bu gece rüyamda kendimi Kâbe'nin yanında gördüm. Orada esmer bir adama denk geldim ki bu adam, esmer erkekler içinde bir gözün görebileceği en yakışıklı kişiydi. Onun kulak memelerini geçmiş uzun, güzelce taranmış ve sanki su damlıyor gibi gözüken bir saçı vardı ki, o da bir gözün görebileceği en güzel saçtı. Bu zât iki adama -yahut iki adamın omuzlarına- dayanarak Kâbe'yi tavaf ediyordu. “Bu kimdir?” diye sordum. “Meryem oğlu Mesih” denildi. Bu sırada, son derece kıvırcık saçlı, sağ gözü, sanki salkımdaki benzerlerinden dışarıya fırlamış iri bir üzüm tanesi gibi, şaşı olan bir adamla karşılaştım, “bu kimdir?” diye sordum. Bana “Deccal Mesih” denildi."
Bize Musa b. İsmail, ona Selam b. Ebu Mutî, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da teyzesinin (Hz. Aişe) söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle istiaze (dua) ederdi: "Allah'ım! Cehennem fitnesinden ve cehennem azabından, kabir fitnesinden ve kabir azabından, zenginliğin fitnesinden, fakirliğin fitnesinden ve Mesih Deccal'in fitnesinden sana sığınırım."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir gün bizlere Deccâl'den uzunca bahsetti ve konuşmasında şunları da söyledi: "Deccâl gelecek, ama Medine kapılarından içeriye girmesi ona yasaktır. Sadece Medine etrafındaki çorak ve çakıllı bir arazide konaklayacak. O gün Medine halkının en hayırlısı, yahut insanların hayırlılarından birisi, Deccâl'a karşı çıkar ve “ben şehadet ederim ki, muhakkak sen, Rasulullah'ın bize haber verdiği Deccâl'sın” der. Bunun üzerine Deccâl, etrafındakilere “şimdi ben bu adamı öldürür, sonra diriltirsem, benim tanrılığımdan hala şüphe duyar mısın?” diye sorar. Onlar da “hayır şüphe etmeyiz” derler. Deccâl hemen o adamı öldürür, sonra da diriltir. Diriltir diriltmez o adam “vallahi, senin Deccâl olduğuna dair kanaatim, öncekinden daha fazla kuvvetlidir” der. Bu defa Deccâl bu adamı tekrar öldürmek ister, fakat bir daha ona musallat olamaz (onu öldürmeye gücü yetmez.)"
Bize Hammâd b. Humeyd, ona Abdullah b. Muâz, ona babası (Muâz b. Muâz), ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona da Muhammed b. Munkedir şöyle demiştir: Ben Cabir b. Abdullah'ı İbnu Sayyâd'ın Deccâl olduğuna, Allah adına yemin ederken gördüm. Ona “sen bu konuda Allah adına nasıl yemin edersin?” dedim. O da “onun deccâl olduğuna dair, Ömer'i, Peygamber'in (sav) huzurunda yemin ederken duydum. Hz. Peygamber (sav), de Ömer'in bu yeminini reddetmedi” dedi
Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye, ona Nâfi, ona da Abdullah şöyle demiştir: Hz. Peygamber'in (sav) yanında Deccâl'den bahsedildi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Şüphesiz Allah sizden gizlemez, bilin ki Allah şaşı gözlü değildir" buyurdu ve eliyle kendi gözüne işaret etti. "Mesih Deccâl ise, sağ gözü şaşıdır. Onun gözü, sanki salkımda ayırt edilen iri bir üzüm tanesi gibidir" buyurdu.
Bize Musa b. İsmail, ona Harun b. Musa, ona Abdullah el-A'ver, ona Şuayb, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle dua ederdi: "Cimrilikten, tembellikten, aşırı ihtiyarlıktan, kabir azabından, deccalın fitnesinden, hayat ve ölüm fitnelerinden sana sığınırım (Allah'ım)."
Bize Ebu Nuaym, ona Şeybân, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (S) şöyle buyurmuştur: "Dikkat buyurun! Size, Deccâl'a dair, hiç bir peygamberin kendi ümmetine söylemediği, bir haber vereceğim. Onun bir gözü kördür. Yanında cennetin ve cehennemin yalancı temsilini gezdirecektir. Fakat onun cennet dediği cehennem, cehennem dediği de cennettir. Ben de sizi, tıpkı Nuh'un kavmini uyardığı gibi, Deccâl tehlikesine karşı uyarıyorum."
Bize Beyân b. Amr, ona Nadr, ona İbn Avn, ona da Mucâhid şöyle rivayet etmiştir: İbn Abbâs'a (r.anhuma) Deccal'dan bahsedip “onun iki gözünün arasında "Kâfir" yahut "KFR" yazılmıştır” dediler. İbn Abbâs der ki: Ben bunu Rasulullah'tan (sav) işitmedim. Ama Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "İbrahim'e gelince, (onu görmek istiyorsanız, -Rasulullah kendisini kast ederek-) arkadaşınıza bakınız. Mûsâ ise buğday renkli, etli ve toplu gövdelidir. Onun lifle yular vurulmuş kızıl bir deve üzerinde vadide akıp gidişi hala gözlerimin önünde."
Bize İbrahim b. Münzir, ona Ebu Damra, ona Mûsâ, ona da Nâfi şöyle demiştir: Abdullah b. Ömer der ki: Peygamber (sav) bir gün insanların arasında iken Deccâl Mesih'ten bahsetti ve şöyle buyurdu: "Şüphesiz Allah şaşı değildir. Ama bilin ki, Deccâl Mesih'in sağ gözü şaşıdır. Onun gözü, sanki salkımda ayırt edilen iri bir üzüm tanesi gibidir."
Bize Yahya b. Süleyman, ona İbn Vehb, ona Ömer b. Muhammed, ona babası (Muhammed b. Zeyd), ona da (Abdullah) b. Ömer (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) aramızdayken Veda Haccı hakkında konuşurduk, fakat Veda Haccı'nın ne olduğunu bilmezdik. Sonra Peygamber (sav) Allah'a hamd ve sena etti. Ardından Mesîh Deccâl'den haber verdi ve onun durumunu uzun uzun anlattı. Ve bu konuşmasında şunları da söyledi: "Allah'ın göndermiş olduğu her Peygamber, muhakkak ümmetini Deccâl hakkında uyarmıştır. Deccâl hakkında Nuh da, ondan sonra gelen bütün peygamberler de (ümmetlerini) uyarmışlardır. Deccâl muhakkak sizin içinizde (bu ümmet döneminde) çıkacaktır. Onun özelliklerinden bazısı sizce bilinmese de, Onun üç özelliği Rabbiniz tarafından size açıkça gösterilecektir. Bilin ki Rabbiniz şaşı değildir, Deccâl'ın ise sağ gözü şaşıdır. Onun gözü, sanki salkımda ayırt edilen iri bir üzüm tane gibidir."