Giriş

Bize Ebu Tahir, ona Abdul­lah b. Vehb, ona Cerîr b. Hâzim, ona Eyyûb, ona Nafi, ona da Abdullah b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Ömer b. Hattâb, Rasulullah'a (sav) Taif'ten döndükten sonra Ci'râne mevkiinde iken şöyle bir soru sordu: 'Yâ Rasulallah! Cahiliye dönemindeyken Mescid-i Haram'da bir gün itikâfa girmeyi adamıştım. Bu konuda ne dersin?' Rasulullah (sav) da 'Git ve bir gün itikâfa gir" buyurdu. İbn Ömer'in ifade ettiğine göre, Rasulullah (sav), Ömer b. Hattab'a ganimetlerin devlet bütçesine ayrılan beşte bir kısmından bir cariye vermişti. Daha sonra Rasulullah (sav) insanların kölelerini azad edince, Ömer b. Hattâb, kölelerin 'Rasulullah (sav) bizi azad etti' diyen seslerini duydu ve 'Ne oluyor?' diye sordu. Yanındakiler 'Rasulullah (sav), insanların kölelerini azad etti' dediler. Bunun üzerine Ömer, oğlu Abdullah'a 'Bana ganimetten verilen cariyeye git ve onu azad et' dedi."


    Öneri Formu
1488 M004294 Müslim, Eyman, 28

Bize Muhammed b. Yahya, ona İbn Ebu Meryem, ona Leys, ona Amir b. Yahya, ona Ebu Abdurrahman el-Hubulî, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayetine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet günü bütün yaratılmışların huzurunda ümmetimden bir adam çağırılır ve ona (günahlarının yazılı olduğu) doksan dokuz sicil (yâni büyük defter açılıp) yayılır. Her defter, gözün görebildiği saha kadar uzundur. Sonra Allah (cc) (o kula) 'Bu sicillerde yazılı (günahlardan) bir şey inkâr eder misin?' diye sorar. Kul 'Hayır, ya Rabbi' der. Sonra Allah 'yazıcı melekler sana haksızlık etmişler mi?' buyurur. Sonra Allah '(günahlarına karşılık) bir mazeretin, (kefaret olacak) bir iyiliğin var mı?' diye sorar. Bunun üzerine adam büyük bir korkuyla 'Hayır' der. Sonra Allah (cc) 'Bilâkis (vardır). Şüphesiz katımızda senin bir takım iyi amellerin bulunur ve şüphesiz bu gün sana hiç bir zulüm yoktur' buyurur. Sonra o adam için üzerinde 'Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlühu' bulunan bir yaprak kâğıt çıkarılır. Adam 'Yâ Rabbi! Şu büyük defterler yanında bu kağıdın ne hükmü olabilir ki?' der. Allah 'Şüphesiz, sana zulüm edilmeyecek' buyurur. Sonra siciller (günahlarının yazılı olduğu büyük defterler) terazinin bir kefesine konulur. Şehâdet kelimesinin yazılı olduğu kâğıt da terazinin diğer kefesine konulur (ve tartılır). Büyük defterler hafif gelir ve o kağıt parçası ağır gelir." [Ravilerden Muhammed bin Yahya der ki: Bıtâka, kâğıt parçasıdır. Mısır halkı kâğıda bıtâka der.]


    Öneri Formu
32404 İM004300 İbn Mâce, Zühd, 35


    Öneri Formu
48020 HM005679 İbn Hanbel, II, 93

Bize Kuteybe b. Said, ona Süfyân, ona Amr, ona Ebu Abbas, ona da Abdullah b. Amr şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) Taif gazvesinde iken (muhasara uzayınca) "İnşallah yarın dönüyoruz" diye (orduya) bildirdi. Bunun üzerine sahabilerden bazıları (savaşı bırakıp dönmek ağır geldiği için) 'Biz buradan Taif'i fethedinceye kadar ayrılmayız!' dediler. Rasulullah da (sav) "Öyleyse yarın sabah savaş için hazır olun" diye emretti. Ravi dedi ki: Ertesi sabah çok çetin bir savaş oldu ve çok sayıda Müslüman yaralandı. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "İnşallah yarın döneceğiz" buyurdu. Bu defa sahabiler bu karara sevinip sessiz kaldılar (itiraz etmediler). Rasulullah da (sav) onların bu haline gülümsedi. Humeydî dedi ki: Bize Süfyân (b. Uyeyne) bu hadisin tamamını ihbar lafzıyla rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile el-Humeydî arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
279605 B006086-2 Buhari, Edeb, 68

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Huseyin b. Ali, ona Zâide, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Ebu Bürde, ona da Ebu Musa şöyle demiştir: Rasulullah (sav) hastalandı ve hastalığığı ağırlaştı. Bunun üzerine "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe “Ey Allah'ın Rasulü, şüphesiz Ebu Bekir yufka yürekli bir adamdır. Senin makamında durduğunda (üzüntüden) insanlara namaz kıldıramaz” dedi. Allah Rasulü (sav) "Ebu Bekir'e söyle, insanlara namaz kıldırsın. Şüphesiz siz Yusuf'un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu.


    Öneri Formu
3492 M000948 Müslim, Salât, 101

Bize Kuteybe b. Said, ona Süfyân, ona Amr, ona Ebu Abbas, ona da Abdullah b. Amr şöyle söylemiştir: Rasulullah (sav) Taif gazvesinde iken (muhasara uzayınca) "İnşallah yarın dönüyoruz" diye (orduya) bildirdi. Bunun üzerine sahabilerden bazıları (savaşı bırakıp dönmek ağır geldiği için) 'Biz buradan Taif'i fethedinceye kadar ayrılmayız!' dediler. Rasulullah da (sav) "Öyleyse yarın sabah savaş için hazır olun" diye emretti. Ravi dedi ki: Ertesi sabah çok çetin bir savaş oldu ve çok sayıda Müslüman yaralandı. Bunun üzerine Rasulullah (sav): "İnşallah yarın döneceğiz" buyurdu. Bu defa sahabiler bu karara sevinip sessiz kaldılar (itiraz etmediler). Rasulullah da (sav) onların bu haline gülümsedi. Humeydî dedi ki: Bize Süfyân (b. Uyeyne) bu hadisin tamamını ihbar lafzıyla rivayet etmiştir.


    Öneri Formu
20601 B006086 Buhari, Edeb, 68

Bize Muhammed b. Rafi ve Abd b. Humeyd –lafız İbn Rafi'ye aittir-, onlara Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Hamza b. Abdullah b. Ömer, ona da Aişe şöyle demiştir: Rasulullah (sav) benim odama girdiğinde "Ebu Bekir'e söyleyin, cemaate namaz kıldırsın" buyurdu. Âişe der ki: Ben “ey Allah'ın Rasulü, Ebu Bekir pek yufka yürekli birisidir. O Kur'an okuyacak olursa gözyaşlarını tutamaz, keşke Ebu Bekir'den başkasına emretsen” dedim. Âişe der ki: Vallahi, bu söylememin sebebi, insanların Rasulullah'ın (sav) yerine geçecek ilk kimseyi uğursuz saymalarından tedirgin oluşumdu. Âişe der ki: Ben iki ya da üç defa, ona bunu tekrar ettim, bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "insanlara namazı Ebu Bekir kıldırsın. Şüphe yok ki sizler Yusuf'un (as) etrafındaki kadınlar gibisiniz" buyurdu.


    Öneri Formu
281496 M000940-2 Müslim, Salât, 94