302 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. İsa, ona Hüşeym, ona Husayn, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Abbas, ona babası, ona da dedesi şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) yanında bir gece geçirdim. Uykudan uyanınca önce abdest suyunun yanına geldi, sonra misvağını aldı ve dişlerini misvakladı. Sonra şu ayet-i kerimeleri okumaya başladı: "Gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde akıl sahipleri için ibret verici deliller vardır." (Al-i İmran, 2/190). Sureyi sonuna yaklaşıncaya kadar veya sonuna kadar okumaya devam etti. Abdest alarak, namaz kılacağı yere gelip iki rekât namaz kıldı. Nihayet yatağına dönüp Allah'ın dilediği kadar uyudu. Sonra tekrar uyandı ve önceki yaptıklarını aynen yaptı. Dişlerini misvakladı ve iki rekât namaz kıldı, sonra da vitri kıldı. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi İbn Fudayl, Husayn'dan rivayet etti ve şöyle dedi: Rasulullah ağzını misvakladı şu ayetleri okuyarak abdest aldı. "Gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında..." (Al-i İmran, 2/190) Ayetlerinden itibaren sureyi sonuna kadar okudu.]
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Muhammed b. Fudayl ile Ebu Davud arasında inkıta' vardır.
Bize Müsedded, ona Karrân b. Tammâm; (T) Bize Abdullah b. Said, ona Ebu Halid -bu metnin lafızları ona aittir-, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ya'lâ, ona Osman b. Abdullah b. Evs, ona da dedesi, -Abdullah b. Said rivayetinde, ona da Evs b. Huzeyfe rivayet etmiştir: Sakîf Heyeti içinde Rasulullah'ın (sav) huzuruna geldik. Ahlâf sülalesi Muğîra b. Şube'ye misafir oldu. Beni Malikileri de Hz. Peygamber kendisine ait bir çadıra aldı. Müsedded; Evs, Sakîf'ten Rasulullah'a gelen bir heyetin içinde idi dedi. Efendimiz her gece yatsıdan sonra bize gelir ve -Ebu Said'in dediğine göre- ayak üstü durarak anlatırdı. Hatta uzun süre ayakta kalmaktan dolayı biraz bir ayağı üzerine biraz da diğeri üzerine yaslanırdı. Hz. Peygamber'in en çok anlattığı şey, kavmi olan Kureyş'ten gördüğü ezâ ve cefâ idi. Rasulullah şöyle derdi: "Onlarla biz eşit değildik. Biz zayıf ve zelil idik (onlarsa kuvvetli idiler)" -Müsedded Mekke'de der- Medine'ye gelince harp nöbetleri onlarla bizim aramızda devam etti. "Kâh biz onlara galip geliyoruz kâh onlar bize." Bir gece Resul-i Ekrem her zamanki geldiği vakitten geç geldi. Biz, bu gece geç kaldın? dedik. "Kur'an'dan (okuduğum) cüzüm aklıma geliverdi. Onu tamamlamadan gelmeyi istemedim," buyurdu. Rasulullah'ın (sav) ashabına; Kur'an'ı nasıl hizblere ayırıyorsunuz? diye sordum: Üç, beş, yedi, dokuz, on bir, on üç, mufassalları tek hizb (olarak) cevabını verdiler. [Ebû Davud dedi ki: Ebû Said'in rivayeti (Müsedded'inkinden) daha tamdır.]
Açıklama: Sakîf, Tâif'te oturan bir kabiledir. Ahlâf ve Mâlik oğulları diye iki kola ayrılır. Heyet, Rasulullah'a (sav.) Tebük dönüşü hicrî 9. yıl Ramazan ayında geldi. Heyette ikisi Ahlâf'tan, üçü Malik'ten olmak üzere beş kişi vardı. Müslüman olmak için geldiklerini söylemişler, ancak namaz, zekât ve cihaddan muaf tutulmaları, putlarının yıkılmaması, fâiz, içki ve zinanın kendilerine serbest bırakılmalarını istiyorlardı. Uzun müzakerelerden sonra Hz. Peygamber, bu şartlardan hiçbirini kabul etmedi, onlar da mecburen Hz. Peygamber’in öngördüğü şartlarla anlaşma yapmaya rıza gösterdiler. Hz. Peygamber onlara, en gençleri olan Osman b. Ebî’l-Âs'ı Emir tayin etti. Ebû Süfyan ve Muğîre’yi de kabilenin putu Lât’ı yıkmakla görevlendirdi. Bu rivayette muayyen zamanlarda bir miktar Kur'an okumayı alışkanlık hâline getirmekten söz edilmektedir. Ancak bu muayyen zamanları, senenin muayyen zamanları diye uzun bir zaman aralığı olarak değil, her günün muayyen vakitleri diye anlamak gerekir.
Bize Muhammed b. İsa, ona Hüşeym, ona Husayn, ona Habib b. Ebu Sabit, ona Muhammed b. Ali b. Abdullah b. Abbas, ona babası, ona da dedesi şöyle rivayet etmiştir: Hz. Peygamber'in (sav) yanında bir gece geçirdim. Uykudan uyanınca önce abdest suyunun yanına geldi, sonra misvağını aldı ve dişlerini misvakladı. Sonra şu ayet-i kerimeleri okumaya başladı: "Gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde akıl sahipleri için ibret verici deliller vardır." (Al-i İmran, 2/190). Sureyi sonuna yaklaşıncaya kadar veya sonuna kadar okumaya devam etti. Abdest alarak, namaz kılacağı yere gelip iki rekât namaz kıldı. Nihayet yatağına dönüp Allah'ın dilediği kadar uyudu. Sonra tekrar uyandı ve önceki yaptıklarını aynen yaptı. Dişlerini misvakladı ve iki rekât namaz kıldı, sonra da vitri kıldı. [Ebû Davud dedi ki: Bu hadisi İbn Fudayl, Husayn'dan rivayet etti ve şöyle dedi: Rasulullah ağzını misvakladı şu ayetleri okuyarak abdest aldı. "Gerçekten göklerin ve yerin yaratılışında..." (Al-i İmran, 2/190) Ayetlerinden itibaren sureyi sonuna kadar okudu.]