Öneri Formu
Hadis Id, No:
61647, HM006792
Hadis:
حَدَّثَنَا وَكِيعٌ قَالَ حَدَّثَنَا الْمَسْعُودِيُّ (وَيَزِيدُ قَالَ أَخْبَرَنَا الْمَسْعُودِيُّ) عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ الْمُكْتِبِ عَنْ أَبِي كَثِيرٍ الزُّبَيْدِيِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِيَّاكُمْ وَالشُّحَّ فَإِنَّهُ أَهْلَكَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ أَمَرَهُمْ بِالظُّلْمِ فَظَلَمُوا وَأَمَرَهُمْ بِالْقَطِيعَةِ فَقَطَعُوا وَأَمَرَهُمْ بِالْفُجُورِ فَفَجَرُوا وَإِيَّاكُمْ وَالظُّلْمَ فَإِنَّ الظُّلْمَ ظُلُمَاتٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَإِيَّاكُمْ وَالْفُحْشَ فَإِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ الْفُحْشَ وَلَا التَّفَحُّشَ قَالَ فَقَامَ إِلَيْهِ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُّ الْمُسْلِمِينَ أَفْضَلُ قَالَ مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ قَالَ فَقَامَ هُوَ أَوْ آخَرُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُّ الْجِهَادِ أَفْضَلُ قَالَ مَنْ عَقَرَ جَوَادَهُ وَأُهْرِيقَ دَمُهُ
قَالَ أَبِي و قَالَ يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ فِي حَدِيثِهِ ثُمَّ نَادَاهُ هَذَا أَوْ غَيْرُهُ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُّ الْهِجْرَةِ أَفْضَلُ قَالَ أَنْ تَهْجُرَ مَا كَرِهَ رَبُّكَ وَهُمَا هِجْرَتَانِ هِجْرَةٌ لِلْبَادِي وَهِجْرَةٌ لِلْحَاضِرِ فَأَمَّا هِجْرَةُ الْبَادِي فَيُطِيعُ إِذَا أُمِرَ وَيُجِيبُ إِذَا دُعِيَ وَأَمَّا هِجْرَةُ الْحَاضِرِ فَهِيَ أَشَدُّهُمَا بَلِيَّةً وَأَعْظَمُهُمَا أَجْرًا
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Amr b. el-As 6792, 2/656
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Abdullah b. Malik ez-Zübeydî (Züheyr b. el-Akmer)
4. Amr b. Mürre el-Muradî (Amr b. Mürre b. Abdullah b. Tarık)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Abdurrahman b. Abdullah el-Mesudi (Abdurrahman b. Abdullah b. Utbe b. Abdullah b. Mesud)
6. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, sevdiği ve sevmediği davranışlar
Cihad, en faziletlisi
Cimrilik, zemmedilişi
Konuşma, konuşma adabı
Kötülük
KTB, ADAB
Müslüman, vasıfları
Savaş, Savaşa hazır olmak, at vs. ile
Şehir, şehir veya köy hayatı
Siyer, Hicret
Zulüm / Zalim, zulmetmek
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ عَنْ أَبِى التَّيَّاحِ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ:
قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَدِينَةَ فَنَزَلَ فِى عُلْوِ الْمَدِينَةِ فِى حَىٍّ يُقَالُ لَهُمْ بَنُو عَمْرِو بْنِ عَوْفٍ فَأَقَامَ فِيهِمْ أَرْبَعَ عَشَرَةَ لَيْلَةً ثُمَّ أَرْسَلَ إِلَى بَنِى النَّجَّارِ فَجَاءُوا مُتَقَلِّدِينَ سُيُوفَهُمْ - فَقَالَ أَنَسٌ: - فَكَأَنِّى أَنْظُرُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى رَاحِلَتِهِ وَأَبُو بَكْرٍ رِدْفَهُ وَمَلأُ بَنِى النَّجَّارِ حَوْلَهُ حَتَّى أَلْقَى بِفِنَاءِ أَبِى أَيُّوبَ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى حَيْثُ أَدْرَكَتْهُ الصَّلاَةُ وَيُصَلِّى فِى مَرَابِضِ الْغَنَمِ وَإِنَّهُ أَمَرَ بِبِنَاءِ الْمَسْجِدِ فَأَرْسَلَ إِلَى بَنِى النَّجَّارِ فَقَالَ:
"يَا بَنِى النَّجَّارِ ثَامِنُونِى بِحَائِطِكُمْ هَذَا." فَقَالُوا: وَاللَّهِ لاَ نَطْلُبُ ثَمَنَهُ إِلاَّ إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ. قَالَ أَنَسٌ: وَكَانَ فِيهِ مَا أَقُولُ لَكُمْ كَانَتْ فِيهِ قُبُورُ الْمُشْرِكِينَ وَكَانَتْ فِيهِ خِرَبٌ وَكَانَ فِيهِ نَخْلٌ فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِقُبُورِ الْمُشْرِكِينَ فَنُبِشَتْ وَبِالْخِرَبِ فَسُوِّيَتْ وَبِالنَّخْلِ فَقُطِعَ فَصَفُّوا النَّخْلَ قِبْلَةَ الْمَسْجِدِ وَجَعَلُوا عِضَادَتَيْهِ حِجَارَةً وَجَعَلُوا يَنْقُلُونَ الصَّخْرَ وَهُمْ يَرْتَجِزُونَ وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مَعَهُمْ وَهُوَ يَقُولُ:
"اللَّهُمَّ لاَ خَيْرَ إِلاَّ خَيْرُ الآخِرَهْ فَانْصُرِ الأَنْصَارَ وَالْمُهَاجِرَهْ."
Bize Müsedded, ona Abdulvâris, ona Ebu Teyyah, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti:
Rasulullah (sav), Medine'ye geldiğinde Medine'nin üst tarafında, Amr b. Avfoğulları'nın mahallesinde konakladı. Orada 14 gün kaldı. Ardından Neccâr oğullarına (haber) gönderdi. Onlar da silahlarını kuşanmış vaziyette Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldiler. Enes, şu an sanki, bineği üzerinde Rasulullah'ı (sav), terkisinde Ebu Bekir'i, etrafında da Neccâr oğullarının ileri gelenlerini görür gibiyim, dedi. Hz. Peygamber (sav) nihayet Ebu Eyyüb'ün bahçesine gelip konakladı. Hz. Pegamber (sav), (adeti üzere) vaktin girdiği yerde hatta koyun ağıllarında (dahi) namaz kılardı. (Sonra) Hz. Pegamber (sav), mescid inşa edilmesini emretti. Neccâr oğullarına haber yollayıp "Ey Neccâr oğulları, şu bahçenizi bize satın," buyurdu. Onlar da vallahi bizler, bunun ücretini ancak Allah'tan bekliyoruz, dediler. Enes, sizlere o bahçede, müşriklerin kabirleri, ev harabeleri ve hurma ağaçları vardı diyebilirim, dedi. Rasulullah (sav), müşriklerin kabirlerinin, ev harabelerinin ve hurma dallarının icabına bakılmasını emretti; kabirlerdeki kalıntılar başka bir yere nakledildi, enkaz temizlendi, hurma ağaçları da kesildi. Hurma ağaçları mescidin kıble tarafına dizildi. Kapısının kenarlarını da taşla inşa ettiler. Şiirler söyleyerek taş taşıdılar; Hz. Peygamber (sav) de onlarla beraberdi ve şöyle diyordu:
"Allah'ım, ahiret hayrından başka hayır yoktur; Ensar ile muhacire yardım et!"
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4681, D000453
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ عَنْ أَبِى التَّيَّاحِ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ:
قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَدِينَةَ فَنَزَلَ فِى عُلْوِ الْمَدِينَةِ فِى حَىٍّ يُقَالُ لَهُمْ بَنُو عَمْرِو بْنِ عَوْفٍ فَأَقَامَ فِيهِمْ أَرْبَعَ عَشَرَةَ لَيْلَةً ثُمَّ أَرْسَلَ إِلَى بَنِى النَّجَّارِ فَجَاءُوا مُتَقَلِّدِينَ سُيُوفَهُمْ - فَقَالَ أَنَسٌ: - فَكَأَنِّى أَنْظُرُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى رَاحِلَتِهِ وَأَبُو بَكْرٍ رِدْفَهُ وَمَلأُ بَنِى النَّجَّارِ حَوْلَهُ حَتَّى أَلْقَى بِفِنَاءِ أَبِى أَيُّوبَ وَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى حَيْثُ أَدْرَكَتْهُ الصَّلاَةُ وَيُصَلِّى فِى مَرَابِضِ الْغَنَمِ وَإِنَّهُ أَمَرَ بِبِنَاءِ الْمَسْجِدِ فَأَرْسَلَ إِلَى بَنِى النَّجَّارِ فَقَالَ:
"يَا بَنِى النَّجَّارِ ثَامِنُونِى بِحَائِطِكُمْ هَذَا." فَقَالُوا: وَاللَّهِ لاَ نَطْلُبُ ثَمَنَهُ إِلاَّ إِلَى اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ. قَالَ أَنَسٌ: وَكَانَ فِيهِ مَا أَقُولُ لَكُمْ كَانَتْ فِيهِ قُبُورُ الْمُشْرِكِينَ وَكَانَتْ فِيهِ خِرَبٌ وَكَانَ فِيهِ نَخْلٌ فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِقُبُورِ الْمُشْرِكِينَ فَنُبِشَتْ وَبِالْخِرَبِ فَسُوِّيَتْ وَبِالنَّخْلِ فَقُطِعَ فَصَفُّوا النَّخْلَ قِبْلَةَ الْمَسْجِدِ وَجَعَلُوا عِضَادَتَيْهِ حِجَارَةً وَجَعَلُوا يَنْقُلُونَ الصَّخْرَ وَهُمْ يَرْتَجِزُونَ وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مَعَهُمْ وَهُوَ يَقُولُ:
"اللَّهُمَّ لاَ خَيْرَ إِلاَّ خَيْرُ الآخِرَهْ فَانْصُرِ الأَنْصَارَ وَالْمُهَاجِرَهْ."
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Abdulvâris, ona Ebu Teyyah, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti:
Rasulullah (sav), Medine'ye geldiğinde Medine'nin üst tarafında, Amr b. Avfoğulları'nın mahallesinde konakladı. Orada 14 gün kaldı. Ardından Neccâr oğullarına (haber) gönderdi. Onlar da silahlarını kuşanmış vaziyette Hz. Peygamber'in (sav) yanına geldiler. Enes, şu an sanki, bineği üzerinde Rasulullah'ı (sav), terkisinde Ebu Bekir'i, etrafında da Neccâr oğullarının ileri gelenlerini görür gibiyim, dedi. Hz. Peygamber (sav) nihayet Ebu Eyyüb'ün bahçesine gelip konakladı. Hz. Pegamber (sav), (adeti üzere) vaktin girdiği yerde hatta koyun ağıllarında (dahi) namaz kılardı. (Sonra) Hz. Pegamber (sav), mescid inşa edilmesini emretti. Neccâr oğullarına haber yollayıp "Ey Neccâr oğulları, şu bahçenizi bize satın," buyurdu. Onlar da vallahi bizler, bunun ücretini ancak Allah'tan bekliyoruz, dediler. Enes, sizlere o bahçede, müşriklerin kabirleri, ev harabeleri ve hurma ağaçları vardı diyebilirim, dedi. Rasulullah (sav), müşriklerin kabirlerinin, ev harabelerinin ve hurma dallarının icabına bakılmasını emretti; kabirlerdeki kalıntılar başka bir yere nakledildi, enkaz temizlendi, hurma ağaçları da kesildi. Hurma ağaçları mescidin kıble tarafına dizildi. Kapısının kenarlarını da taşla inşa ettiler. Şiirler söyleyerek taş taşıdılar; Hz. Peygamber (sav) de onlarla beraberdi ve şöyle diyordu:
"Allah'ım, ahiret hayrından başka hayır yoktur; Ensar ile muhacire yardım et!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 12, /113
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Teyyah Yezid b. Humeyd ed-Dubaî (Yezid b. Humeyd ed-Dube'î)
3. Ebu Ubeyde Abdulvâris b. Saîd el-Anberî (Abdulvâris b. Saîd b. Zekvân)
4. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Cenaze, kabrinden çıkarmak
Kabir, başka bir yere nakli
KTB, CENAZE, CENAİZ
KTB, NAMAZ,
Mekan ve Eşya Tasavvuru
Mescid-i Nebî, Peygamber ve halifeler dönemindeki yapısal durumu
Siyer, Hicret
Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd b. Seleme, ona Ebu Teyyah, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti:
Mescid-i Nebevî'nin yeri, Neccâr oğullarına ait bir bahçede idi. Bahçede ekin, hurma ağaçları ve müşriklerin kabirleri vardı. Rasulullah (sav), (Neccâr oğullarına), "Bahçeyi bize satın," buyurdu. Onlar ise bahçenin ücretini istemiyoruz dediler. (Sonra), hurma ağaçları söküldü, ekinler düzleştirildi ve müşriklerin kabirleri başka bir yere nakledildi.
Ravi, önceki hadisi nakledip "Ensar ve Muhacire yardım et" yerine, "Ensar ve Muhaciri bağışla" şeklinde rivayet etti.
[(Ebu Davud'un hocası) Musa dedi ki: Abdulvâris bize, bu hadisi rivayet edip (ekin yerine) 'harabeler' kelimesini kullandı. (Ayrıca) Abdulvâris, bu hadisi, Hammad'a rivayet ettiğini iddia etmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4682, D000454
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِى التَّيَّاحِ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ: كَانَ مَوْضِعُ الْمَسْجِدِ حَائِطًا لِبَنِى النَّجَّارِ فِيهِ حَرْثٌ وَنَخْلٌ وَقُبُورُ الْمُشْرِكِينَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم:
"ثَامِنُونِى بِهِ." فَقَالُوا: لاَ نَبْغِى بِهِ ثَمَنًا . فَقُطِعَ النَّخْلُ وَسُوِّىَ الْحَرْثُ وَنُبِشَ قُبُورُ الْمُشْرِكِينَ وَسَاقَ الْحَدِيثَ وَقَالَ:
"فَاغْفِرْ." مَكَانَ "فَانْصُرْ."
[قَالَ مُوسَى: وَحَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَارِثِ بِنَحْوِهِ وَكَانَ عَبْدُ الْوَارِثِ يَقُولُ خِرَبٌ وَزَعَمَ عَبْدُ الْوَارِثِ أَنَّهُ أَفَادَ حَمَّادًا هَذَا الْحَدِيثَ.]
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammâd b. Seleme, ona Ebu Teyyah, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etti:
Mescid-i Nebevî'nin yeri, Neccâr oğullarına ait bir bahçede idi. Bahçede ekin, hurma ağaçları ve müşriklerin kabirleri vardı. Rasulullah (sav), (Neccâr oğullarına), "Bahçeyi bize satın," buyurdu. Onlar ise bahçenin ücretini istemiyoruz dediler. (Sonra), hurma ağaçları söküldü, ekinler düzleştirildi ve müşriklerin kabirleri başka bir yere nakledildi.
Ravi, önceki hadisi nakledip "Ensar ve Muhacire yardım et" yerine, "Ensar ve Muhaciri bağışla" şeklinde rivayet etti.
[(Ebu Davud'un hocası) Musa dedi ki: Abdulvâris bize, bu hadisi rivayet edip (ekin yerine) 'harabeler' kelimesini kullandı. (Ayrıca) Abdulvâris, bu hadisi, Hammad'a rivayet ettiğini iddia etmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 12, /114
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Teyyah Yezid b. Humeyd ed-Dubaî (Yezid b. Humeyd ed-Dube'î)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Cenaze, kabrinden çıkarmak
Kabir, başka bir yere nakli
KTB, CENAZE, CENAİZ
KTB, NAMAZ,
Mescid-i Nebî, Peygamber ve halifeler dönemindeki yapısal durumu
Siyer, Hicret
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ طَاوُسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الْفَتْحِ فَتْحِ مَكَّةَ "لاَ هِجْرَةَ وَلَكِنْ جِهَادٌ وَنِيَّةٌ وَإِذَا اسْتُنْفِرْتُمْ فَانْفِرُوا."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Mücâhid, ona Tâvus, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) Mekke'nin fethi gününde şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Bundan sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Cihada çağrıldığınız zaman hemen katılın."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15479, D002480
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ طَاوُسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الْفَتْحِ فَتْحِ مَكَّةَ "لاَ هِجْرَةَ وَلَكِنْ جِهَادٌ وَنِيَّةٌ وَإِذَا اسْتُنْفِرْتُمْ فَانْفِرُوا."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Mücâhid, ona Tâvus, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) Mekke'nin fethi gününde şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Bundan sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Cihada çağrıldığınız zaman hemen katılın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 2, /575
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
3. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Siyer, Hicret
Bize İshak b. Mansur, ona Yahya b. Saîd, ona Süfyan, ona Mansur, ona Mücâhid, ona Tâvus, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) Mekke'nin fethi gününde şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Bundan sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Cihada çağrıldığınız zaman hemen katılın."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28200, N004175
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنْ سُفْيَانَ قَالَ حَدَّثَنِى مَنْصُورٌ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ طَاوُسٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ الْفَتْحِ « لاَ هِجْرَةَ وَلَكِنْ جِهَادٌ وَنِيَّةٌ فَإِذَا اسْتُنْفِرْتُمْ فَانْفِرُوا » .
Tercemesi:
Bize İshak b. Mansur, ona Yahya b. Saîd, ona Süfyan, ona Mansur, ona Mücâhid, ona Tâvus, ona da İbn Abbas, Hz. Peygamber'in (sav) Mekke'nin fethi gününde şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Bundan sonra hicret yoktur. Ancak cihad ve niyet vardır. Cihada çağrıldığınız zaman hemen katılın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Bey'at 15, /2361
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
3. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
7. İshak b. Mansur el-Kevsec (İshak b. Mansur b. Behram)
Konular:
KTB, CİHAD
Niyet, Zihin inşası
Siyer, Hicret
Siyer, Mekke'nin fethi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15478, D002479
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسَى الرَّازِىُّ أَخْبَرَنَا عِيسَى عَنْ حَرِيزِ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى عَوْفٍ عَنْ أَبِى هِنْدٍ عَنْ مُعَاوِيَةَ قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"لاَ تَنْقَطِعُ الْهِجْرَةُ حَتَّى تَنْقَطِعَ التَّوْبَةُ وَلاَ تَنْقَطِعُ التَّوْبَةُ حَتَّى تَطْلُعَ الشَّمْسُ مِنْ مَغْرِبِهَا."
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Musa er-Râzî, ona İsa b. Harîz b. Osman, ona Abdurrahman b. Ebu Avf, ona Ebu Hind, ona da Muaviye, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Tövbe kapısı kapanana kadar hicret kapısı, güneş batıdan doğana kadar da tövbe kapısı kapanmaz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 2, /575
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaviye b. Ebu Süfyan el-Ümevi (Muaviye b. Sahr b. Harb b. Ümeyye b. Abdü Şems)
2. Ebu Hind el-Becelî (Ebu Hind)
3. Abdurrahman b. Ebu Avf el-Kadı (Abdurrahman b. Ebu Avf)
4. Harîz b. Osman er-Rahabi (Harîz b. Osman b. Cebr b. Ahmed b. Es'ad)
5. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
6. İbrahim b. Musa et-Temîmî (İbrahim b. Musa b. Yezid b. Zâzân)
Konular:
HİCRET OLGUSU
KTB, TEVBE, İSTİĞFAR
Siyer, Hicret
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13073, B002138
Hadis:
حَدَّثَنَا فَرْوَةُ بْنُ أَبِى الْمَغْرَاءِ أَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ لَقَلَّ يَوْمٌ كَانَ يَأْتِى عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِلاَّ يَأْتِى فِيهِ بَيْتَ أَبِى بَكْرٍ أَحَدَ طَرَفَىِ النَّهَارِ ، فَلَمَّا أُذِنَ لَهُ فِى الْخُرُوجِ إِلَى الْمَدِينَةِ لَمْ يَرُعْنَا إِلاَّ وَقَدْ أَتَانَا ظُهْرًا ، فَخُبِّرَ بِهِ أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ مَا جَاءَنَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى هَذِهِ السَّاعَةِ ، إِلاَّ لأَمْرٍ حَدَثَ ، فَلَمَّا دَخَلَ عَلَيْهِ قَالَ لأَبِى بَكْرٍ « أَخْرِجْ مَنْ عِنْدَكَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّمَا هُمَا ابْنَتَاىَ . يَعْنِى عَائِشَةَ وَأَسْمَاءَ . قَالَ « أَشَعَرْتَ أَنَّهُ قَدْ أُذِنَ لِى فِى الْخُرُوجِ » . قَالَ الصُّحْبَةَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . قَالَ « الصُّحْبَةَ » . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ عِنْدِى نَاقَتَيْنِ أَعْدَدْتُهُمَا لِلْخُرُوجِ ، فَخُذْ إِحْدَاهُمَا . قَالَ « قَدْ أَخَذْتُهَا بِالثَّمَنِ » .
Tercemesi:
Bize Ferve b. Ebu el-Meğrâ, ona Ali b. Müshir, ona Hişam, ona babası ona da Âişe (ra) rivayet ederek şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) çoğu gün sabah veya akşam vakitlerinin birinde mutlaka Ebubekir'in evine uğrardı. Medineye hicret etmesi için Hz. Peygamber'e izin verilince, her zamankinden farklı olarak bize öğle vaktinde uğradı. Bu durum Ebubekir'e haber verilince Ebubekir, Hz. Peygamber (sav) bu saatte bize uğramazdı demek ki önemli bir şey oldu, dedi. Ebubekir, Hz. Peygamber'in yanına gelince ona "Etrafında kim varsa dışarı çıkart" buyurdu. Ebubekir, ya Resulallah sadece iki kızım yani Âişe ve Esmâ var, dedi. Hz. Peygamber "Biliyor musun! Bana (Mekke'den) çıkış için izin verildi." Ebubekir, ya Resulallah sana yoldaş olmak isterim, dedi. Hz. peygamber "Yoldaş olabilirsin" buyurdu. Bunun üzerine Ebubekir, ya Resulallah benim iki tane devem var, onları yola çıkmak için hazırladım, onlardan birini al, dedi. Hz. Peygamber de "Ücreti mukabilinde aldım" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Buyû' 57, 1/612
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Hasan Ali b. Müshir el-Kuraşî (Ali b. Müshir b. Ali b. Umeyr)
5. Ferve b. Ebu Meğrâ el-Kindi (Ferve b. Ma'di Kerib)
Konular:
Siyer, Hicret
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15481, D002482
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ قَتَادَةَ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"سَتَكُونُ هِجْرَةٌ بَعْدَ هِجْرَةٍ فَخِيَارُ أَهْلِ الأَرْضِ أَلْزَمُهُمْ مُهَاجَرَ إِبْرَاهِيمَ وَيَبْقَى فِى الأَرْضِ شِرَارُ أَهْلِهَا تَلْفِظُهُمْ أَرَضُوهُمْ تَقْذَرُهُمْ نَفْسُ اللَّهِ وَتَحْشُرُهُمُ النَّارُ مَعَ الْقِرَدَةِ وَالْخَنَازِيرِ."
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer, ona Muaz b. Hişam, ona Ebu Katade, ona Şehr b. Havşeb, ona da Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Hicretten sonra bir hicret daha olacaktır. Yeryüzünün en hayırlılarını İbrahim'in hicret yeri (Şâm) kendisine çekecek ve dünyanın diğer taraflarında en şerliler kalacaktır. Memleketleri onları barındırmayacak, Allah da onlardan hoşnut olmayacaktır. (Fitne) Ateşi, onları maymunlar ve domuzlarla birlikte kovalayıp duracaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 3, /576
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şehr b. Havşeb el-Eşarî (Şehr b. Havşeb)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
5. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
6. Ebu Said Ubeydullah b. Ömer el-Cüşemî (Ubeydullah b. Ömer b. Meysera)
Konular:
Siyer, Hicret
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32198, B004230
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ الْعَلاَءِ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ حَدَّثَنَا بُرَيْدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ أَبِى بُرْدَةَ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - قَالَ بَلَغَنَا مَخْرَجُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَنَحْنُ بِالْيَمَنِ ، فَخَرَجْنَا مُهَاجِرِينَ إِلَيْهِ أَنَا ، وَأَخَوَانِ لِى أَنَا أَصْغَرُهُمْ ، أَحَدُهُمَا أَبُو بُرْدَةَ ، وَالآخَرُ أَبُو رُهْمٍ - إِمَّا قَالَ بِضْعٌ وَإِمَّا قَالَ - فِى ثَلاَثَةٍ وَخَمْسِينَ أَوِ اثْنَيْنِ وَخَمْسِينَ رَجُلاً مِنْ قَوْمِى ، فَرَكِبْنَا سَفِينَةً ، فَأَلْقَتْنَا سَفِينَتُنَا إِلَى النَّجَاشِىِّ بِالْحَبَشَةِ ، فَوَافَقْنَا جَعْفَرَ بْنَ أَبِى طَالِبٍ فَأَقَمْنَا مَعَهُ حَتَّى قَدِمْنَا جَمِيعًا ، فَوَافَقْنَا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم حِينَ افْتَتَحَ خَيْبَرَ ، وَكَانَ أُنَاسٌ مِنَ النَّاسِ يَقُولُونَ لَنَا - يَعْنِى لأَهْلِ السَّفِينَةِ - سَبَقْنَاكُمْ بِالْهِجْرَةِ
Tercemesi:
-....... Bize Bureyd ibnu Abdillah, Ebû Burde'den tahdîs etti ki, Ebû Mûsâ (R) şöyle demiştir: Biz (Eş'arîler) Yemen'de iken Peygamber'in meydana çıkışı (yâhud hicrete çıkışı) haberi bize erişti. Biz de, ben ve iki kardeşim -ki biri Ebû Burde, öbürü Ebû Ruhm'-dür; ben kardeşlerimin en küçükleri idim- kavmimiz Eş'arîler'den -Ebû Mûsâ yâ elli küsur demiş, yâhud da şöyle söylemiştir:- elliüç yâhud elliiki kişi içinde Peygamber'in yanına doğru muhacirler olarak Ye-men'den çıktık. Biz bir gemiye bindik. (Havanın muhalefetiyle) gemimiz bizi Habeşe Hükümdarı en-Necâşî'nin memleketi sahiline attı. Orada Ca'fer ibn Ebî Tâlib'e kavuştuk. Bir müddet onunla beraber Habeşistan'da kaldık. Nihayet hepimiz topluca yola çıkıp Medîne'ye geldik. Ve Peygamber'e Hayber'i fethettiği sırada kavuştuk [283]. Ordudaki mücâhidlerden bâzı insanlar bize, yânî gemi ile gelenlere:
— Hicret şerefini kazanmakta biz sizi geçtik! diyorlardı.
Bir kerre de Esma bintu Umeys -ki bizimle Habeşistan'dan gelenlerden idi- Peygamber'in kadını Hafsa'yi -ki o da vaktiyle bir muhacir kaafilesi için Habeşistan'a hicret etmişti- ziyaret etti. Esma, Hafsa'nın yanında iken Umer de kızı Hafsa'nın odasına girdi. Umer, Esmâ'yı görünce Hafsa'ya:
— Bu kadın kimdir? diye sordu. Hafsa:
— Umeys kızı Esmâ'dır, dedi. Umer:
— Bu kadın Habeşli Esma mıdır? Bu kadın deniz yolcusu Esma mıdır? dedi (ve böyle tekrar tekrar latife etti).
Esma da:
— Evet, diye tasdik etti. Umer, Esmâ'ya:
— Medine'ye hicret faziletinde biz sizi geçtik! Biz Rasûlullah'a sizden daha lâyık, daha yakın bulunuyoruz, dedi.
Esma bu sözlerden öfkelenerek şöyle müdâfaada bulundu:
— Hayır, siz hiç öyle değilsiniz. Vallahi Rasûlullah ile hicret eden sizlerin Rasûlullah açlarını doyurdu, câhillerini va'z edip okuttu. Biz ise Habeşistan'da müslümânlara uzakların ve öfkelilerin yurdunda yâhud toprağında bulunuyorduk (yânî müslümânlara kînle, düşmanlıkla dolu bir yurtta, bir toprakta bulunuyorduk). Bütün bu sıkıntıları biz, Allah'ın ve Rasûlü'nün rızâsı uğrunda yüklendik. Ey Umer! Allah adına yemîn olsun ki, bütün bu dediklerini gidip Rasûlullah'a söyleyinceye kadar ne bir lokma yemek yiyeceğim, ne de bir yudum su içeceğim. Ey Umer! Biz uzak illerde eziyet olunuyorduk ve korku içinde yaşıyorduk. Bu hakikatleri şimdi gidip Peygamber'e zikredeceğim ve O'na soracağım. Ey Umer, Peygamber'e bunları söylerken yemîn olsun ben ne yalan söylerim, ne de haktan meylederim. Bu konuşmamızı bir kelime bile artırmam.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/97
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Ebu Bürde Yezid b. Abdullah el-Eşari (Yezid b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Habeşistan, habeşlilerle ilişkiler,
MEMLEKET SEVGİSİ
NECAŞİ VE HABEŞİSTANA HİCRET
Övünmek, hicrette öncelikle övünmek
Siyer, Habeşistan'dan Medine'ye Hicret
Siyer, Hayber günü
Siyer, Hicret
ودخلت أسماءُ بنت عُميس وهي ممن قَدِمَ معنا على حفصةَ زوج النبيّ صلى الله عليه و سلم زائرة و قد كانت هاجرت الى النَّجاشي فيمن هاجر، فدخل عمرعلى حفصة و أسماء عندها، فقال عمر حين رأى أسماء: من هذه؟ قالت أسماءُ: نعم، قال سبقناكم بالهجرة، فنحن أحقُّ برسول الله صلى الله عليه و سلم منكم. فغَضِبَتْ و قالت: كلّا الله، كنتم مع رسول الله صلى الله عليه و سلم يطعم جائعَكم و يعظُجاهلكم، و كنا في دار أو:في أرضِ البعداء البُغَضاءِ.بالحبشة، و ذلك في الله و في رسول الله صلى الله عليه و سلم و ايم الله لا أطْعَمُ طعاما و لا أشرب شراباً حتي أذكرَ ما قلتٌ لرسوا الله صلى الله عليه و سلم، كنا نؤذى و نخاف و سأذكر ذلك للنبي صلى الله عليه و سلم وأسأله والله لا أكذب ولا أزيغُ و لا أزيد عليه. فَلَمَّا جَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ يَا نَبِىَّ اللَّهِ إِنَّ عُمَرَ قَالَ كَذَا وَكَذَا . قَالَ « فَمَا قُلْتِ لَهُ » . قَالَتْ قُلْتُ لَهُ كَذَا وَكَذَا . قَالَ « لَيْسَ بِأَحَقَّ بِى مِنْكُمْ ، وَلَهُ وَلأَصْحَابِهِ هِجْرَةٌ وَاحِدَةٌ ، وَلَكُمْ أَنْتُمْ أَهْلَ السَّفِينَةِ هِجْرَتَانِ » . قَالَتْ فَلَقَدْ رَأَيْتُ أَبَا مُوسَى وَأَصْحَابَ السَّفِينَةِ يَأْتُونِى أَرْسَالاً ، يَسْأَلُونِى عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ ، مَا مِنَ الدُّنْيَا شَىْءٌ هُمْ بِهِ أَفْرَحُ وَلاَ أَعْظَمُ فِى أَنْفُسِهِمْ مِمَّا قَالَ لَهُمُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ أَبُو بُرْدَةَ قَالَتْ أَسْمَاءُ فَلَقَدْ رَأَيْتُ أَبَا مُوسَى وَإِنَّهُ لَيَسْتَعِيدُ هَذَا الْحَدِيثَ مِنِّى .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32199, B004231
Hadis:
ودخلت أسماءُ بنت عُميس وهي ممن قَدِمَ معنا على حفصةَ زوج النبيّ صلى الله عليه و سلم زائرة و قد كانت هاجرت الى النَّجاشي فيمن هاجر، فدخل عمرعلى حفصة و أسماء عندها، فقال عمر حين رأى أسماء: من هذه؟ قالت أسماءُ: نعم، قال سبقناكم بالهجرة، فنحن أحقُّ برسول الله صلى الله عليه و سلم منكم. فغَضِبَتْ و قالت: كلّا الله، كنتم مع رسول الله صلى الله عليه و سلم يطعم جائعَكم و يعظُجاهلكم، و كنا في دار أو:في أرضِ البعداء البُغَضاءِ.بالحبشة، و ذلك في الله و في رسول الله صلى الله عليه و سلم و ايم الله لا أطْعَمُ طعاما و لا أشرب شراباً حتي أذكرَ ما قلتٌ لرسوا الله صلى الله عليه و سلم، كنا نؤذى و نخاف و سأذكر ذلك للنبي صلى الله عليه و سلم وأسأله والله لا أكذب ولا أزيغُ و لا أزيد عليه. فَلَمَّا جَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ يَا نَبِىَّ اللَّهِ إِنَّ عُمَرَ قَالَ كَذَا وَكَذَا . قَالَ « فَمَا قُلْتِ لَهُ » . قَالَتْ قُلْتُ لَهُ كَذَا وَكَذَا . قَالَ « لَيْسَ بِأَحَقَّ بِى مِنْكُمْ ، وَلَهُ وَلأَصْحَابِهِ هِجْرَةٌ وَاحِدَةٌ ، وَلَكُمْ أَنْتُمْ أَهْلَ السَّفِينَةِ هِجْرَتَانِ » . قَالَتْ فَلَقَدْ رَأَيْتُ أَبَا مُوسَى وَأَصْحَابَ السَّفِينَةِ يَأْتُونِى أَرْسَالاً ، يَسْأَلُونِى عَنْ هَذَا الْحَدِيثِ ، مَا مِنَ الدُّنْيَا شَىْءٌ هُمْ بِهِ أَفْرَحُ وَلاَ أَعْظَمُ فِى أَنْفُسِهِمْ مِمَّا قَالَ لَهُمُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ أَبُو بُرْدَةَ قَالَتْ أَسْمَاءُ فَلَقَدْ رَأَيْتُ أَبَا مُوسَى وَإِنَّهُ لَيَسْتَعِيدُ هَذَا الْحَدِيثَ مِنِّى .
Tercemesi:
Bu sırada Hafsa'nın odasına Peygamber geldi. Esma:
— Ey Allah'ın Peygamberi, Umer şöyle şöyle söyledi, diye nakletti.
Peygamber de:
— "Sen ona ne cevâb verdin?" diye sordu. Esma
— Ben de şöyle şöyle cevâb verdim, diye müdâfaasını da anlattı [284]. Bunun üzerine Peygamber:
— "Bu hususta Umer bana sizden daha lâyık ve yakın değildir. Umer ve Umer'le (Medîne'ye) hicret eden arkadaşları için bir hicret sevabı vardır. Ey gemi yoldaşları, sizin için ise iki hicret sevabı vardır (Birisi Necâşî'ye hicret, öbürüsü Medîne'ye, Peygamber'in yanına hicret)".
. Esma şöyle demiştir: Bu hâdise ve Peygamber'in gemi halkı hal-kındaki bu yüksek şehâdeti üzerine bir de gördüm ki, bunu işiten Ebû Mûsâ el-Eş'arî ve bütün yoldaşlarımız, birbiri ardınca takım takım ziyaretime geliyorlar ve bu hadîsi sevinçle benden soruyorlardı. Bir derecede ki, dünyâ malından arzu edilen hiçbirşey, Peygamber'in Habeşe Muhacirleri hakkındaki bu yüksek şehâdeti derecesinde onların gönüllerinde çok ferahh ve yüksek te'sîrli olamazdı.
Ebû Burde dedi ki: Esma şöyle demiştir:
— Yemîn ederim, ben Ebû Musa'yı gördüm ki, o, bu hadîsi benden tekrar tekrar nakletmemi istiyordu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 38, 2/97
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Büreyd b. Abdullah el-Eşari (Büreyd b. Abdullah b. Ebu Bürde)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Habeşistan, habeşlilerle ilişkiler,
Övünmek, hicrette öncelikle övünmek
Siyer, Habeşistan'dan Medine'ye Hicret
Siyer, Hicret
Siyer, Hicret Medine'ye
Siyer, Hicret, Habeşistan'a hicret