80 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Abdülvehhâb b. Abdülmecid, ona Cafer b. Muhammed, ona babası (Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib), ona da Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) hutbe irat ettiği vakit, (bazen) gözleri kıpkırmızı olur, sesi yükselir ve öfkesi artardı. Öyle ki 'Düşman, sabah ya da akşam basın yapacak!' diyerek orduya uyarıda bulunan biri gibi olurdu. Şehadet parmağı ile orta parmağını yan yana getirerek 'Ben, kıyamet vakti şu ikisi gibi birbirine yakın bir zamanda gönderildim' buyurur, sonra da şöyle derdi: Şüphesiz sözlerin en hayırlısı, Allah'ın kitabı; yolların en hayırlısı, Muhammed'in (sav) yoludur. Dinde işlerin en kötüsü de sonradan ortaya atılmış olanlardır (bidatler). Her bidat de dalalettir (sapkınlıktır). Ben, her bir mümine kendi canından daha yakınımdır. Her kim geriye bir mal bırakırsa, o mal ailesinindir. Her kim de bir borç ya da bir yük bırakırsa, onların sorumluluğu bana aittir."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: شَرُّ الأُمُورِ مُحْدَثَاتُهَا
Bize Ahmed b. Şebîb b. Said, ona babası (Şebîb b. Said), ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Benim Uhud kadar altınım olsa, bir borç ödemek üzere hazırda tuttuğum hariç, o altından bir şeyler yanımda iken, (onu infak etmeden) üzerinden üç gün geçmiş olması beni huzursuz eder." [Bu hadisi Salih ve Ukayl, Zührî'den rivayet etmiştir.]
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Salih b. Keysân arasında inkıta vardır.
Bize Ahmed b. Şebîb b. Said, ona babası (Şebîb b. Said), ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Benim Uhud kadar altınım olsa, bir borç ödemek üzere hazırda tuttuğum hariç, o altından bir şeyler yanımda iken, (onu infak etmeden) üzerinden üç gün geçmiş olması beni huzursuz eder." Bu hadisi Salih ve Ukayl, Zührî'den rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ukayl b. Halid arasında inkıta vardır.
Bize Ahmed b. Şebîb (b. Said), ona babası (Şebîb b. Said), ona Yunus (b. Yezid el-Eylî) (T) Bize Leys (b. Sa'd el-Fehmî), ona Yunus (b. Yezid el-Eylî), ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Benim Uhud kadar altınım olsaydı, bir borç ödemek üzere hazırda tuttuğum bir miktar hariç olmak üzere, yanımda o altından bir miktar varken üzerimden üç gece [bile] geçmemiş olması, [onu ihtiyaç sahiplerine dağıtmak] beni mutlu ederdi."
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta' vardır.
Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Cafer (es-Sâdık), ona babası (Muhammed el-Bâkır), ona da Câbir b. Abdullah, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ben, müminlere kendi canlarından daha yakınımdır. Binaenaleyh, kim geriye bir mal bırakırsa o mal, onun ailesine aittir. Kim de geriye bir borç ya da çoluk çocuk bırakırsa, o bana aittir ve sorumluluğu benim üzerimdedir."
Bize Ahmed b. Şebîb, ona babası (Şebîb b. Said), ona Yunus; (T) Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Benim Uhud kadar altınım olsa, bir borç karşılığında hazırda tuttuğum bir miktar haricinde, yanımda o altından bir miktar varken üzerimden üç gece geçmemesi beni mutlu eder."
Bize Abdân (Abdullah b. Osman), ona Abdullah (b. Mübarek), ona Yunus (b. Yezid), ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme (b. Abdurrahman), ona da Ebu Hureyre (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ben, müminlere kendi canlarından daha yakınımdır. Binaenaleyh kim borçlu olarak vefat eder ve borcunu karşılayacak bir şey bırakmazsa, o borcun ödenmesi bize aittir. Kim de bir mal bırakırsa o mal, mirasçılarına aittir."
Bize İshak b. Nasr, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Hemmam, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Uhud kadar altınım olsaydı, bu altından yanımda bir dinar varken üç gün geçmesini istemem. Bir borca karşılığı olmak üzere yanımda tutacağım miktar haricinde kalan kısmı kabul edecek birini bulurum."
Bize İbrahim b. Münzir, ona Muhammed b. Füleyh, ona babası (Füleyh b. Süleyman), ona Hilal b. Ali, ona Abdurrahman b. Ebu Amra, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Hiç bir mü'min yoktur ki Dünya ve Ahirette kendisine insanlar içerisinde en yakını ben olmayayım. İsterseniz 'Peygamber, müminlere kendi canlarından daha yakındır.' [Ahzab, 33/6] ayetini okuyunuz. O halde herhangi bir mümin ölür ve geriye bir mal bırakırsa o mala, onun asabesi mirasçı olur. Kim de geriye bir borç ya da çoluk çocuk bırakırsa bana gelsin. Onun velisi benim."
Bize Ubeydullah b. Musa, ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ebu Zinâd (Abdullah b. Zekvan), ona A'rec (Abdurrahman b. Hürmüz), ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Canım kudret elinde olan Allah'a (cc) yemin ederim ki, şu yeryüzündeki her bir mümine insanların en yakını benimdir. Bu sebeple kim geride bir borç ya da bir yük bırakırsa, beni haberdar edin. Zira onun velisi benimdir. Kim de bir mal bırakırsa, kim olduğuna bakılmaksızın malı asabesine aittir." [Abdullah (Dârimî) şöyle demiştir: Hadiste geçen 'yük' ile kast edilen, çoluk çocuktur. 'Haberdar edileyim' ifadesi ise 'Beni çağırın, onun adına ben ödeyeceğim' demektir.]