308 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Abde, ona Hammâd b. Zeyd, ona Ebu Cehdam Musa b. Salim, ona da Abdullah b. Ubeydullah b. Abbas, İbn Abbas'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bizlere abdesti (özen göstererek) layıkıyla almayı emretti."
Bize Muhammed b. Yahya, ona Haccac, ona Hemmam, ona İshak b. Abdullah b. Ebu Talha, ona Ali b. Yahya b. Hallâd, ona babası (Yahya b. Hallâd), ona da amcası Rifâ'a b. Râfi', Nebi'nin (sav) yanında oturduğu esnada O'nun (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Gerçek şu ki, sizden birinin namazı, abdestini Allah'ın (cc) kendisine emrettiği gibi, yüzünü ve kollarını dirsekleriyle beraber yıkayıp, başını mesh edip ve ayaklarını da topuklarla beraber yıkamak suretiyle (şartlarına ve adaplarına uyarak) tastamam bir şekilde alıncaya kadar, tamam olmuş olmaz."
Bize Yahya b. Muhammed b. Tahlâ, ona Osman b. Abdurrahmanşöyle rivayet etmiştir: Babası (Abdurrahman b. Osman), Ömer b. Hattâb'ın izârı (alt elbise) altından su ile taharetlendiğini işitmiştir. Yahya der ki: Mâlik'e, abdest alıp mazmaza yapmadan (ağzına su vermeden) önce unutarak yüzünü yıkayan ya da yüzünü yıkamadan önce (unutarak) kollarını yıkayan kişi hakkında soruldu. Mâlik “mazmaza yapmadan önce yüzünü yıkayan, mazmaza yapsın ama tekrar yüzünü yıkamasın. Yüzünü yıkamadan önce kollarını yıkayan kimse ise yüzünü yıkayıp kollarını yeniden yıkasın. Böylece kollarını yıkaması yüzden sonra olmuş olur. Ancak bu (durum), abdest aldığı mekanda ya da çok vakit geçmeden geçerlidir” dedi. Yahya der ki: Mâlik'e, mazmaza ve istinşak yapmayı unutup namaz kılan kimsenin durumu soruldu, “namazını iade etmesi gerekmez. Ancak (tekrar aynı abdest ile) namaz kılmak isterse ağzına ve burnuna su verir” dedi.
Bize Müsedded, ona Hammâd b. Zeyd, ona Ebu Cehdam, ona (Abdullah b.) Ubeydullah, ona da İbn Abbâs Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Biz Abdesti tam almakla emrolunduk."
Bize Ebu Âsım, ona İbn Cureyc, ona İsmail b. Kesîr, ona Asım b. Lakît b. Sabra, ona da Muntefik oğullarının elçisi olan babası (Lakît b. Amir b. Sabra) rivayet ettiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Abdest aldığın zaman, abdestini tam al ve parmaklarının arasını hilalle."
Bize Yezîd b. Hârûn, ona Cafer, ona Mansur b. Mu'temir, ona b. Hilâl b. Yisâf, ona Ebu Yahya, ona da Abdullah b. Amr'ın rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "(Yıkanmadığı için) ateşin dokunacağı topukların vay haline. Abdesti tam alınız."
Bize Hâşim b. Kâsım, ona Şu'be, ona da Muhammed b. Ziyâd, şöyle rivayet etmiştir: "İnsanlar bir su kabından abdest alırken Ebu Hureyre yanlarından geçer ve şöyle derdi: Abdesti düzgün alın, Ebu Kasım (sav) '(Abdest alırken iyi yıkanmadığı için) ateş değecek topukların vay haline' buyurmuştur." [Ebu Muhammed (ed-Dârimi) der ki: Bu (rivayeti) Abdullah b. Amr'ın rivayetinden daha çok beğenirim.]
Bize imlâ yoluyla Ebû Muhammed b. Sâid, ona Ebû Ferve Yezîd b. Muhammed b. Yezîd b. Sinan, ona el-Muğîre b. Saklâb, ona el-Vâzi’ b. Nâfi’ rivayet etti. Yine bize el-Hüseyin b. İsmail, ona Abdülkerîm b. el-Heysem, onaMus’ab b. Saîd, ona el-Muğîre b. Saklâb el-Harrânî, ona ona el-Vâzi’ b. Nâfi’ el-Ukaylî, ona Salim, ona İbn Ömer (ra), ona Hz. Ömer (ra), ona da Hz. Ebû Bekir (ra), “Ben Rasûlullah’ın (sav) yanında oturuyordum, bir adam geldi…” diyerek aynı hadisi rivayet etmiştir
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu’be, ona Cami’ b. Şeddâd Ebu Sahra, ona Humrân, ona Ebu Bürde mescitte, ona da Osman b. Affan, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim Allah’ın kendisine emrettiği gibi abdestini (şartlarına ve adaplarına özen göstererek) tam alırsa, (bu abdestle kıldığı )farz namazlar, aralarında işlediği günahlara kefaret olur."
Bize Malik, ona el-Alâ b. Abdurrahman, ona babası, ona da ilk ravi Ebu Hüreyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Size Allah'ın (cc) kendileri sayesinde günahları bağışladığı ve dereceleri yükselttiği şeyleri bildireyim mi? Mescitlere gitmek üzere atılan adımlar, meşakkat sırasında bile uzuvlarını iyice yıkayarak abdest almak, bir namazın ardından diğer namazı beklemek. İşte bu asıl ribattır (düşmana karşı sınır boylarında nöbet tutmak), işte bu asıl ribattır."