65 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Abdullah ve Haccâc b. eş-Şâir, o ikisine Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyr'in rivayet ettiğine göre o, Cabir b. Abdullah'ı Rasulullah'tan (sav) şu hadisi naklederken dinlemiştir: "(Rasulullah'tan (sav)) Bir gün bir hutbe verdi ve ashabından bir adamın vefat ettiğinden, pek yeterli gelmeyen bir kefen ile kefenlenip, geceleyin gömüldüğünden söz edildi. Nebi (sav) de bir kimsenin -buna insanın mecbur kalması hali müstesna- namazı kılınmadıkça geceleyin kabre konulmamasını ve defnedilmemesini emretti. Ayrıca Nebi (sav): "Sizden biriniz kardeşini kefenlediği zaman onu güzel bir şekilde kefenlesin/kefenini güzel tutsun" buyurdu.
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası, ona Seyf, ona Mücahid, ona da Abdurrahman b. Ebu Leyla şöyle demiştir: Huzeyfe su istedi, bir Mecusi de ona gümüş kapta su verdi. Bunun üzerine Huzeyfe ona şöyle dedi: Ben Rasulullah'ı (sav); "saf ipek ve atlas ipeği giymeyin, altın ve gümüş kaplardan içmeyin, tabaklarda da yemeyin! Çünkü bunlar dünyada onlarındır" derken işittim.
Bize Muhammed b. Sabbâh, ona Cerîr, ona Mansûr, ona Ebu Vâil, ona da kendi kavminden Semüre b. Sehm şöyle rivayet etmiştir: "Vebâya yakalandığı esnada Ebu Hâşim b. Utbe'nin yanına kendisini ziyaret etmek için geldim. Bu esnada Ebu Hâşim ağlayıverdi de Muâviye 'Ey dayı! Seni ağlatan da nedir? Sana acı veren ağrı mı yoksa güzelliği gidecek olan dünya mı?' dedi. Ebu Hâşim 'Hiçbiri değil. Rasulullah (sav) bana bir söz söylemişti, ben ona uymuş olmayı isterdim. Hz. Peygamber (sav) 'sanıyorum, sen topluluklar arasında mal dağıtıldığı zamana yetişirsin. Bu (mallardan) sana bir hizmetçi ve Allah yolunda bir binek yeter' buyurdu. Ben bu zamana yetiştim ve (çok fazla mal) topladım' dedi."
Bize Ebu Tahir ve Harmele b. Yahya -Lafız Harmele’nindir- o ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Salim b. Abdullah, Abdullah b. Ömer'in şöyle anlattığını rivayet etti: Ömer b. el- Hattab pazarda satılan kalın ipek kumaştan (istebrak) yapılmış bir elbise buldu. Ve onu alarak Hz. Peygamber'e getirdi: Ya Rasulullah! Bunu satın al. Bayram ve heyetler için onunla süslenirsin dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "bu ancak ve ancak nasibi olmayanların giysisidir" dedi. Aradan Allah'ın dilediği kadar bir süre geçti. Sonra Rasulullah (sav) ona atlastan yapılmış bir cübbe gönderdi. Ardından Ömer, cübbe ile yola çıktı ve onu Hz. peygamber'e (sav) getirerek yaa Rasulullah! "Bu ancak ve ancak nasibi olmayanların giysisidir" veya "bunu ancak ve ancak nasibi olmayanlar giyer" dedin. Sonra da onu bana gönderdin dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav); "onu satarsın ve bir ihtiyacını görürsün" cevabını verdi.
Bana Ebü't-Tâhir ile Harmele b. Yahya -Lafız Harmele’ye aittir-; bu ikisine İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah, Abdullah b. Ömer’in (ra) şöyle anlattığını rivayet etti: 'Ömer b. el-Hattâb (ra) pazarda satılan kalın ipek kumaştan (istebrak) yapılmış bir elbise buldu. Ve onu alarak Rasûlullah’a getirdi: 'Ya Rasulallah! Bunu satın al. Bayram ve heyetler için onunla süslenirsin' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Bu ancak nasibi olmayanların giysisidir." buyurdu. Aradan Allah’ın (cc) dilediği kadar bir süre geçti. Sonra Rasûlullah (sav) ona ibrişim adı da verilen ince ipekten (dîbâc) yapılmış bir cübbe gönderdi. Ardından Ömer, cübbe ile yola çıktı ve onu Rasûlullah’a getirerek 'Ya Rasûlallah! "Bu ancak nasibi olmayanların giysisidir." veya "Bunu ancak nasibi olmayanlar giyer." dedin. Sonra da onu bana gönderdin?' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Onu satarsın ve bir ihtiyacını görürsün!" cevabını verdi.